Süre                : 1 Saat 58 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Şubat 1991 Perşembe, Yapım Yılı : 1991
Türü                : Cinayet,Drama,Heyecanlı
Taglar             : Seri katil,bad guy wins,Psikopat gerilim,psikopat
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Strong Heart/Demme Production , Orion Pictures
Yönetmen       : Jonathan Demme (IMDB)
Senarist          : Thomas Harris (IMDB)(ekşi),Ted Tally (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jodie Foster (IMDB), Kasi Lemmons (IMDB)(ekşi), Scott Glenn (IMDB)(ekşi), Anthony Heald (IMDB), Frankie Faison (IMDB), Anthony Hopkins (IMDB)(ekşi), Brooke Smith (IMDB)(ekşi), Ted Levine (IMDB)(ekşi), Tracey Walter (IMDB), Dan Butler (IMDB), Obba Babatundé (IMDB), Diane Baker (IMDB), Roger Corman (IMDB), Charles Napier (IMDB), Cynthia Ettinger (IMDB), Andre B. Blake (IMDB), Chris Isaak (IMDB), Daniel von Bargen (IMDB), Harry Northup (IMDB), John W. Iwanonkiw (IMDB), Ted Monte (IMDB), George A. Romero (IMDB)

The Silence of the Lambs (~ Kuzularin Sessizligi) ' Filminin Konusu :
class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Akademiyi başarıyla bitirmiş olan Clarice Starling artık genç bir FBI ajanıdır.Clarice, sapık bir katilin peşindedir.Katilin elinde bulunan bir kadını kurtarmaya çalışmaktadır.Bu katil, kurbanlarının derilerini yüzebilecek kadar psikopat bir sapıktır.Clarice, bu sapığa ulaşma amacıyla, bir başka psikopat olan ünlü Doktor Hannibal Lecter ile yakınlaşmak gerektiği yönünde bir plan yapar.Fakat, Clarice’in Lecter’dan alacağı bilgiler güvenini kazanmasına bağlıdır. Film, 1992 yılında 7 dalda Oscar’a aday oldu ve en iyi film ve en iyi senaryo uyarlaması dalında ödüle layık görüldü.Bu başarılı yapım, Hannibal Lecter serisinin 1.filmidir ve seride dört film daha yer almaktadır.Serinin diğer filmleri; The Silence of The Lambs(1991), Hannibal(2001), Red Dragon(2002), Hannibal Rising(2007) şeklinde sıralanmaktadır.

Ödüller      :

Academy Awards - Oscar:En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Özgün Senaryo, En İyi Yönetmen, En İyi Film
BAFTA:BAFTA Film Award-Best Actress, BAFTA Film Award-Best Actor
Academy of Science Fiction, Fantasy & Horror Films:Saturn Award-Best Actor, Saturn Award-Best Writing


  • "evveliyatı için (bkz: manhunter)sonrası için (bkz: hannibal), (bkz: red dragon)yönetmeni için (bkz: jonathan demme)bir de üstüme iyilik sağlık (bkz: clarice starling)"
  • "lecter'ın o biraz şehvet, biraz küçümseme karışımı "klerisss" deyişi, filmden birkaç gün sonra bile etkisini devam ettirir!"
  • "doktor lecter ın piskopatlığını vurgulamaya binaen, anthony hopkins hiçbir sahnede göz kırpmamıştır.belkide bu taşları delen azmi sayesinde de oscar heykelciği kendine göz kırpmıştır."
  • "hopkins bu filmdeki yirmi dakikadan az bir performansıyla oskar almıştır. adam öyle bir "sir" işte."
  • "ilk defa goruyorum bir filmin isminin, filme bu kadar yakistiginiii.."
  • "film gosterime girdigi sirada anthony hopkins ile beraber olan martha stewart "o kadar gercekti ki onu evime davet etmekten korkmaya baslamistim" deyip hopkins ten ayrilmistir"




Facebook Yorumları
  • comment image

    lecter'ın o biraz şehvet, biraz küçümseme karışımı "klerisss" deyişi, filmden birkaç gün sonra bile etkisini devam ettirir!


    (endless bliss - 8 Ağustos 2008 21:21)

  • comment image

    anthony hopkins'in cümle aleme oyunculuk dersi verdiği, tüm filmde toplam 16 dakika civarında görünmesine rağmen filmin tamamına hükmeden dehşetengiz bir performansla en iyi oyuncu tanımını yeniden yazdığı muhteşem filmdir.

    hopkins'in başarılı oyunculuğunun en büyük sonucu, sanırım onun göründüğü ve ağzını açtığı her sahnede izleyicilerin gerim gerim gerilmesidir herhalde.

    --- spoiler ---

    clarice starling'i sonuca götüren, hannibal lecter'ın clarice'in ruhsal haritasını çıkarmasına yardım eden anlaşma için:
    (bkz: quid pro quo)

    ---
    spoiler ---


    (tamburello - 7 Eylül 2008 11:45)

  • comment image

    küçükken anne ve babanın korkarsın diye izletmediği ama büyüyünce merakla ve beğenerek izlenilen 1991 yapımı çok güzel bir gerilim filmi.
    dr. hannibal lecter'ın (anthony hopkins) karakterine, zekayla harmanlanmış alaycılığına ve karizmasına hayran olmamak elde değil. öte yandan geçmişteki kabuslarından kurtulmak için bugünün kabusunun karşısına dikilen, takdir edilecek bir cesaretle meydan okuyan clarice starling'in (balık suratlı jodie foster) karanlık odada katille baş başa kaldığı sahnede dişlerimi sıkmaktan çenemin birkaç saat ağrıması filmin germe konusundaki başarısını gözler önüne seriyor.

    --- spoiler ---
    lecter'ın gözleri dolmadan önce clarice ile aralarında geçen konuşmanın en akılda kalan kısmı şöyle;
    (...)
    l: peki kuzuna ne oldu clarice?
    c: onu öldürdüm.
    l: hala geceleri bazen uyanıyorsun değil mi? karanlıkta uyanıp kuzuların çığlıklarını duyuyorsun.
    c: evet
    l: ve zavallı catherine'i kurtarırsan kuzuları susturabileceğini düşünüyorsun öyle değil mi? catherine kurtulursa geceleri bir daha uyanmayacağını ve kuzuların korkunç çığlıklarını duymayacağını sanıyorsun.
    (...)
    ---
    spoiler ---


    (mademoiselle jeilempti - 28 Ocak 2009 13:18)

  • comment image

    doktor lecter ın piskopatlığını vurgulamaya binaen, anthony hopkins hiçbir sahnede göz kırpmamıştır.

    belkide bu taşları delen azmi sayesinde de oscar heykelciği kendine göz kırpmıştır.


    (ray kinsella - 24 Mayıs 2011 14:25)

  • comment image

    oyuncuların neredeyse hepsinin gözleri mavi bu filmde. filmin genelinde de mavi tonlar hakim zaten. böyle masmavi bir film. anthony hopkins'in bu filmde ne bok yediğini zaten herkes biliyor. keza jodie foster'ın da. benim baştan övmeme gerek yok. ama müziği harika bunu söylemem lazım. hem kasvetli hem hüzünlü hem de korkutucu. filmle çok uyumlu. oscar'a aday olmadığını görünce şaşırdım, gözümden bir damla yaş süzüldü. bir de bu film dublajlı olarak da seyredilebilir bence. çünkü rahmetli mümtaz sevinç öyle bir seslendirme yapmış ki hannibal lecter'ın karizması tavana vuruyor. evde kendim taklit etmeye çalışıyorum ama olmuyor. benden bir bok olmaz zaten.


    (bir tane daha yiyeyim sonra birakicam - 16 Aralık 2011 00:23)

  • comment image

    kabaca, clarice’in bir seri katili (buffalo bill) yakalamak için tutuklu olan başka bir seri katilden (hannibal lecter) aldığı yardımları konu alan filmdir.

    --- spoiler ---
    aranılan katil yakalanır (öldürülür), tutuklu olan ise kaçmayı başarmıştır. aranılan seri katilimiz buffalo bill’in bir davası vardır. bu özgürlüktür. bu davasını diğer insanlardan farklı kılan şey ise özgürlüğe ulaşmaya çalıştığı yoldur: öldürmekten geçer. bill, aynı bedenlerden öldürdüğü kadınların derilerini yüzerek kendisine kıyafetler yapar. böylece kadın olmaya bir adım daha yaklaşır. öldürdüğü kadınların ağızlarına güve koyması bu yüzdendir. lecter’ın dediği gibi güvenin önemi değişimdir. kozaların tırtıl haline gelip form değiştirmesi ile kendi erkek kimliğinden nefret edip form değiştirmek istemesi arasında bağlantı kurar. çevresindeki kadınlara birer nesne gibi bakması bill’in vahşiliğini anlatır.

    ---
    spoiler ---

    psikolojik gerilimin en güzel örneklerindendir aynı zamanda. her izleyişte farklı tatlar aldırtır.


    (mmart - 14 Haziran 2012 01:49)

  • comment image

    --- spoiler ---

    hannibal lecter*, ruh emici* gibi bir karaktermiş. resmen karşısına çıkan her karakterin manevi yarasından besleniyor. jodie foster'ın küçüklüğünde yaşadığı acı olaylara duyduğu merak, filme adını vermiş zaten.

    en son buffalo bill'in evine baskın yapılırken; jodie foster'ın doğru eve gitmesi ile polislerin yanlış evi basması arasında yaratılan senkron, filmin gerilim özelliğini kat be kat artırmış.

    ---
    spoiler ---


    (utkin graznikov - 26 Temmuz 2012 00:13)

  • comment image

    hopkins bu filmdeki yirmi dakikadan az bir performansıyla oskar almıştır. adam öyle bir "sir" işte.


    (e a p - 23 Eylül 2012 16:32)

  • comment image

    serinin diğer filmlerini de izledikten sonra izlemek isteyenler için filmlerin çıkış tarihleri ve konunun gidişatına göre iki izleme sırası sunacağım filmdir.

    çıkış tarihine göre 1.the silence of the lambs (1991)
    2.hannibal (2001)
    3. red dragon (2002)
    4.hannibal rising(2007)

    konunun gidişatına göre 1.hannibal rising
    2.red dragaon
    3.the silence of the lambs
    4.hannibal

    edit:imla


    (metamfetamin dex - 29 Aralık 2012 16:40)

  • comment image

    çocukken izlemiştim bu filmi. aklımda o pis böcek hariç hiçbir şey kalmamıştı. dün bir daha izledim ki vay anam vay ne filmmiş bu ya öyle.

    filmin teolojik okuması mümkün, mümkün olmaktan öte zaruridir kanımca (bi de psikiyatriye hakim olsaydım afedersiniz öttürüyordum şu an şu başlığı).

    --- spoiler ---

    clarice'i meryem yerine koyunuz, hannibal'ı tanrı. hannibal her kokuyu alır, hiçbir şeyi unutmaz, her şeyi zırt diye anlar. hadi hepsi neyse, gözünü bile kırpmaz lan. tanrı işte adam. clarice-meryem'e geleceğim.

    clarice ile modernite tarafından insanlıkla teması kesilmiş ve canavar imajı verilmiş tanrının yolu, yine tanrının yolladığı bir bir gazap (filmdeki katil) vasıtasıyla kesişir. insanlık bu beladan kurtulmak için tanrıyı yeniden hatırlamak zorunda kalmıştır çünkü. clarice tanrı'yla tanışır, onu bir otorite olarak kabul eder, olaylar gelişir ama yeterli değildir. taa ki meşhuur sahneye kadar: http://www.youtube.com/watch?v=fd7e1fxyium

    "it was… screaming. some kind of screaming, like a child’s voice."

    kuzu çığlığı bir çocuğun çığlığını andırıyor he mi? hatırlatmama gerek var mı bilmem, isa'nın lakaplarından biri de "tanrı'nın kuzusu"dur, çünkü isa kendini insanlık için kurban etmiştir: http://en.wikipedia.org/wiki/lamb_of_god meryem'in hayatına işte bu olay yön vermiştir: kuzusunun ölümüne şahit olmak.

    meryem ve isa ilişkisini kurmamızı sağlayan tek şey bu değil bu sahnede. dr lecter ve clarice arasındaki tüm film boyunca gerçekleşen tek temasa yine bu sahnededir: http://s9.postimage.org/rbt54wi8v/hannibal.png

    gözümüze sokarcasına gösterilen bu sahne bilmiyorum bir şeyleri hatırlattı mı: http://chippit.tripod.com/images/hands.jpg

    tam da bu tanrı-meryem teması sahnesinin akabinde film boyunca merakla beklediğimiz olay gerçekleşir: tanrı (hannibal) dünyaya geri döner. ama kendi suretinde değil, "insan" suretinde.

    filmin sonundaysa tanrının verdiği son direktifle ("we covet what we see everyday") insanlık bu beladan kurtulur. tanrı'yı ise en son kendisini yıllarca hapiste tutan "bilim"den intikamını almadan önce, keyifli bir halde görürüz.

    dikkat ediniz, clarice'e film boyunca asılan asılanadır ama asla bekaretini kaybetmez. bi gaflette bulunup kendisine amlı mamlı laflar eden tek kişiyi (hapisteki diğer mahkum) ise hannibal kendi dilini yedirerek bir güzel cezalandırır.

    ---
    spoiler ---

    en bombasını sona sakladım: filmde pek çok kişinin gözünden kaçan detay katili ssg'nin oynamasıdır: http://storiesbehindthescreen.files.wordpress.com/…


    (sakarkral - 9 Ocak 2013 11:14)

  • comment image

    --- spoiler ---

    kanımca filmin en güzel sahnelerinden biri dr.hannibal lecter'ı gördüğümüz ilk andır. clarice, ağır adımlarla hannibal'ın hücresine doğru ilerlerken sağda soldaki diğer mahkumların ani psikopat hareketleriyle karşılaşırız ve düşünürüz ki bunlar böyleyse kimbilir hannibal nasıldır diye. ama iki adım sonra hannibal, olağanca soğukkanlılığı ve dik duruşuyla karşımıza çıkar. ne kadar sakin ve bir o kadar da korkutucu değil mi?

    edit: bu da bahsettiğim sahneye ilişkin link: http://imagesci.com/…-lambs-15842-hd-wallpapers.jpg

    ---
    spoiler ---


    (grace margaret mulligan - 14 Eylül 2013 02:55)

  • comment image

    çaylak ajan clarice starling'in katille karşılaştığı ve onu evin bodrumunda kovaladığı sahne için izlenilmesi gereken film. çaylak ajan clarice'in nefes alıp verişlerinin hızlandığı, titreyen eline ve vücuduna hakim olmaya çalıştığı sahneler o kadar gerçekçi ki jodie foster oynamamış birebir yaşamış. 2. oscarını da bileğinin hakkıyla almış. bir kez daha hayran oldum kendisine.

    oyunculuk okullarında bu sahnenin defalarca izletilmesi gerek.


    (forever cranberries - 16 Eylül 2013 16:32)

  • comment image

    jodie foster ve özellikle anthony hopkins'in akılalmaz oyunculuğuyla defalarca kere izlememe rağmen hala ilk günkü heyecanla kendini izleten film. hopkins sadece 16 dakika göründüğü bir filmde oyunculuğun kitabını yazıp dünyanın ödülünü kazanmıştır. üstelik bunu kariyerinin düşüşe geçtiği bir dönemde başarmıştır. özellikle clarice-lecter sahneleri o kadar üst düzeydedir ki izleyiciye asla yetmez. sırf ikisinin konuşmalarından oluşan bir film çekilseydi sıkılmadan izlenebilirdi. sözlükte hala yüz entryi görmemesi epey ilginçtir.


    (renksiz hayat - 23 Kasım 2014 00:51)

  • comment image

    insanoğlunun eksikliklerini oldukça güzel ölçen ve değerlendiren bir senaristin, "sizdeki eksiklikler, heves ettiğniz özellikler ve bilinçaltınızın sahip olmak için kendini yeyip bitirdiği yetenekler bunlardır" diyebilmek için yazdığı bir metindir aslında saylıns ow dı laemps. izleyen herkesi beyaz cama ya da gümüş perdeye yapışık halde bırakan şeylerden birisi lecter'ın zekası ise, diğeri etkileyiciliği ve hükümdarlığıdır. onun gücü, canlılara nesne gözüyle bakmasını bilmesinden kaynaklanır. soğukkanlılığın ötesindeki duruşu, poker face olmasa da duygu durumunu belli etmeyecek kadar başarılı oluşu, clarice'i aurasına dahil edişi etkilemektedir izleyiciyi. hep arzuladığı erkektir bu kişi erkek izleyici için. daha doğrusu içinde olmak istediği erkektir. zira hannibal lecter; istediği her şeye sahip olur. ve ilginçtir ki sahip olmak istediği veya isteyeceği çok şey yoktur, kendisi yeter ona. varlığı zaten dünyanın en kıymetli hazinesidir. çoğu erkek, böylesine bir hazineye sahip olma arzusundadır aslen, ama bir türlü belli edemez. kıskançlık, rekabet, hepsinin altında bu üstünlük arzusu vardır.

    neyse efendim. uzatmanın alemi yok, oturun izleyin, harika.


    (spinapubica - 8 Aralık 2005 21:52)

Yorum Kaynak Link : the silence of the lambs