Süre                : 3 Saat 9 dakika
Çıkış Tarihi     : 17 Mart 2000 Cuma, Yapım Yılı : 2000
Türü                : Cinayet,Drama,Fantazi
Taglar             : Ölüm sırası mahkum,1930'lar,Kötülüğe karşı iyilik,gardiyan,ölüm hücreleri
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Castle Rock Entertainment , Darkwoods Productions , Warner Bros.
Yönetmen       : Frank Darabont (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Stephen King (IMDB)(ekşi),Frank Darabont (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Tom Hanks (IMDB)(ekşi), David Morse (IMDB), Michael Clarke Duncan (IMDB), Bonnie Hunt (IMDB)(ekşi), James Cromwell (IMDB)(ekşi), Michael Jeter (IMDB)(ekşi), Graham Greene (IMDB)(ekşi), Doug Hutchison (IMDB)(ekşi), Sam Rockwell (IMDB), Barry Pepper (IMDB), Jeffrey DeMunn (IMDB), Patricia Clarkson (IMDB), Harry Dean Stanton (IMDB), Dabbs Greer (IMDB), Eve Brent (IMDB), William Sadler (IMDB), Paula Malcomson (IMDB), Bailey Drucker (IMDB), Brian Libby (IMDB), Brent Briscoe (IMDB), Gary Sinise (IMDB), Scotty Leavenworth (IMDB), Rebecca Klingler (IMDB), Gary Imhoff (IMDB), Van Epperson (IMDB), Tommy Barnes (IMDB), Phil Hawn (IMDB), Ted Hollis (IMDB), Robert Malone (IMDB), Todd Thompson (IMDB)

The Green Mile ' Filminin Konusu :
Yeşil Yol, bir hapishane görevlisi ile bir mahkumun öyküsünü anlatıyor. Paul Edgecomb'un hapishanedeki görevi, idama mahkum edilen mahkumları son yolculuklarına uğurlamaktır. Çalıştığı yıllar içerisinde yüzlerce mahkumu idam etmiştir. Bir gün John Coffey isimli korkutucu görünümlü bir adamla tanışır. Ancak Coffey'in bu ürkütücü görünümünün altında oldukça saf bir ruh yatmaktadır. Coffey, iki küçük kız çocuğunun katil davasında yargılanmaktadır. Coffey'in günden güne gün yüzüne çıkan dünya ötesi güçleri, karakteri hakkında yeni ipuçlarını anbean ortaya çıkaracaktır.

Ödüller      :

Academy of Science Fiction, Fantasy & Horror Films:Saturn Award-Best Supporting Actor, Saturn Award-Best Supporting Actress


  • "insanin damaginda cok hos, biraz huzunlu bir tat birakan mutlaka seyredilmeli bir film..en iyi yardimci oyuncu (ki kesinlikle almasini isterim) da dahil olmak uzere 4 dalda oscara aday.."
  • "agızda senaryo bakimindan steinbeck'in fareler ve insanlar, cekim bakimindan kizarmis yesil domatesler tadi birakan bir film."
  • "idam sahnesi yaklaştığında, odada kimsenin yüzümü göremeyeceği bir yere geçerek izlediğim film. kimse görmesin aga o kadar ağladığımı, hem de her seferinde."
  • "film tam olarak 3 saat sürüyor ve coffey yeteneğini 3 kez kullanıyor. ayrıca 3 kişi idam ediliyor. yani saatte bir defa."
  • "28 yaşındayım, neredeyse film eleştirmenleri kadar film izlemişliğim vardır. green mile ( yeşil yol ) hayatımda izlediğim en iyi filmdir. kalbi temiz dev adam, hoşçakal."
  • "bu akşam 1263. kez izliyor olduğum harika filmdir."
  • "(bkz: yuruyorum yuruyorum yuruyorum)(bkz: dua ediyorum dua ediyorum dua ediyorum)(bkz: kizariyorum kizariyorum kizariyorum)"
  • "sonunu yine izleyemeyeceğim film. dayanamıyorum çünkü. eşsiz oyunculuklar... bir film, bir hikaye bu kadar can yakıcı olmamalı..."
  • "ilk defa izlemeye zaman ayırdığım için kendimden utandığım 10 numara 5 yıldız film.sadece vicdansız ve duygusuz insanların bok atabileceğine inandığım filmdir ayrıca."
  • "kek olayı gerçekten orijinaldi, hakkını vermek lazım. (bkz: sam rockwell)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    insanin damaginda cok hos, biraz huzunlu bir tat birakan mutlaka seyredilmeli bir film..en iyi yardimci oyuncu (ki kesinlikle almasini isterim) da dahil olmak uzere 4 dalda oscara aday..


    (cressida - 18 Mart 2000 19:25)

  • comment image

    agızda senaryo bakimindan steinbeck'in fareler ve insanlar, cekim bakimindan kizarmis yesil domatesler tadi birakan bir film.


    (son kurabiye - 14 Nisan 2000 14:02)

  • comment image

    hayatımda gördüğüm en güzel ''cennet'' tanımlamasının yapıldığı film

    ''...you think if a man sincerely repents on what he done wrong, he might get to go back to the time that was happiest for him and live there forever? could that be what heaven is like? had me a young wife when i was eighteen. spent our first summer in the mountains. made love every night. she'd just lie there after, bare-breasted in the firelight, and we'd talk sometimes till the sun comes up. that was my best time...''


    (hans pfaal - 9 Eylül 2008 18:32)

  • comment image

    idam sahnesi yaklaştığında, odada kimsenin yüzümü göremeyeceği bir yere geçerek izlediğim film. kimse görmesin aga o kadar ağladığımı, hem de her seferinde.


    (gelbanagorbeniaskinneyledi - 6 Temmuz 2010 18:06)

  • comment image

    kitaplardan uyarlama filmler icinde belki de en basarilisi. kitabin hemen hemen aynini yapabilmisler. isin ilginc yani bence bunda o kadar basarili olmuslar ki kitabi okurken kafamda canlandirdigim mekanlar, karakterler filmde ayni olmus. alla alla sanki filmi ben yonetmisim gibi.


    (celest - 19 Haziran 2000 19:53)

  • comment image

    aradım lakin bulamadım.

    kitabın, dolayısıyla filmin de, konusu kendisinden yıllar evvel tv'de yayınlanan ve bir spielberg prodüksiyonu olan "amazing stories" serisinin bir bölümüne hayli benzemektedir.

    'life on death row' adlı bu bölümde patrick swayze, iyileştirme gücüne kavuşan bir idam mahkumunu oynar. idam edileceği gece, bir kaç gardiyan ve mahkumu sağlığına kavuşturur. olayı öğrenen müdürün -karısını değil de- kızını iyileştirir. lakin, müdürün valiye her türlü yalvarmasına rağmen idam kararından dönülmez.

    king bu bölümü izlemiş midir, böyle bir hikayeden haberi var mıdır, kendisine uzatılan mikrofonlara bu konuda bir açıklamada bulunmuş mudur bilemiyorum. sırf genel kültür olsun diye yazıyorum, stephen king'e bir yakıştırmada bulunacak halim yok. gecenin bir vakti, televizyonda aniden karşınıza çıkarsa şaşırmayın diye. böyle de bir şey varmış.


    (konor - 7 Şubat 2011 14:33)

  • comment image

    28 yaşındayım, neredeyse film eleştirmenleri kadar film izlemişliğim vardır. green mile ( yeşil yol ) hayatımda izlediğim en iyi filmdir. kalbi temiz dev adam, hoşçakal.


    (sirra kadem basti - 5 Eylül 2012 23:56)

  • comment image

    insanları ağlatabilmiş olan acayip kaliteli bir yapımdır.

    --- spoiler ---

    please boss, don't put that thing over my face, don't put me in the dark. i's afraid of the dark

    ---
    spoiler ---

    burada peçete aramaya başlarsınız filmi durdurup.


    (nickiyle oynayan yazar - 8 Kasım 2012 18:59)

  • comment image

    stephen king gibi bir korku yazarının elinden çıkan dehşet bir hikayeye sahip ölüm ve vicdan hakkında ölümsüz ve vicdanlı bir film. yüreğe böylesine bir yumruk gibi inen başka da film biliyorsam namerdim.


    (noksan - 31 Aralık 2012 00:09)

  • comment image

    film izlerken ağlayanlara "mal mısınız lan filme ağlanır mı" diyecek kadar odun olan şahsımın boğazını düğümlemiş, hüngür hüngür ağlatmış şaheser. ağladım bak ciddiyim, john coffey nin ağlarkenki o çocuklar gibi dudak büzüşü yok mu bitirdi beni.


    (trmntr - 11 Ağustos 2013 00:07)

  • comment image

    bugüne kadar hep tv'den dublajlı, reklamlı izlediğim bir filmdi.

    geçen gün bilgisayardan kesintisiz, kulaklıkla ve orijinal dilinde izledim. uzun zamandır bir film izlerken gözyaşı döktüğümü hatırlamıyorum.

    romanını okumadım ama hakkıyla sinemaya aktarıldığını düşünüyorum. her şeyiyle bugüne kadar çekilmiş en etkileyici dram filmlerinden biri.


    (halitkin - 24 Aralık 2013 10:43)

  • comment image

    percy wetmore tiplemesi sinema tarihinin "en kiymik ilk on"'u arasina girecek ve hatta zirveye cikacak kapasitededir. filmi izledigim cesitli kereler beyaz perdeden ya da televizyon ekranindan iceri girerek deyyusun agzini kirmak, o yalanmis saclarini kopartmak, copunu bir tarafina monte etmek istegi duymusumdur.


    (my jekyll doesnt hide - 12 Nisan 2004 15:25)

  • comment image

    güzel, şöyle hallmark bazlı bir filmdi; ama sonunda durduk yerde bir ağlamaya başladım, baktım duracak gibi değil koyverdim bende. zaten kafamı kaldırınca da içinde bulunduğum odadaki herkes ağlıyordu. dedim "tamam yırttın !".


    (roland the knight - 15 Temmuz 2004 21:14)

  • comment image

    stephen king'in nadir dramalarından biri ve eserle aynı adı taşıyan 1999 yapımı frank darabont ( fahrenheit451 geliyor..) filmi..

    sıradan gibi görünen bir hapishanede ( hapishanenin e bloğunda -idam mahkumlarının kaldığı yeşil yolda-) ( (bkz: yolda olan yolda kalır) etiği sorgulayan, vicdanımıza hitap etmeye çalışan bir film...

    karekterlere gelince:

    john coffey: soyadı kahveden biraz farklı olan, nerden geldiği belli olmayan... zenci bir aziz.. ( kafalardaki melek sembolünü tamamen kırıyor... melek güzel beyaz bir kadın veya yakışılı beyaz bir erkek olarak da gözükmüyor bize... meleklerin şekli olmaz...
    kilisenin ortaçağın karanlığında başlattığı ırkçılık kavramına büyük bir göndermeyi de barındırıyor bu karekter..)

    --- spoiler ---
    coffey: karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma..
    ---
    spoiler ---

    -karanlık-aydınlık kavramları iyi-kötü kavramı savaşında -filmin temelini aldığı mücadelede- çıkıyor azizimizin ağzından...

    --- spoiler ---
    coffey: kalbinde olanı gizleyemezsin
    ---
    spoiler ---

    sizce de hissettiklerimizi dışa vurmamız doğru olmaz mı herzaman, iyisiyle kötüsüyle?.. yapılan bir araştırmaya göre içinde tuttuğunuz her düşünce sizin ömrünüzden 1 gün eksiltmekle beraber, çok ciddi hastalıklara yol açabilirmiş... (bkz.ülser,bkz.mide kanaması,bkz.beyin kanaması,bkz.ritim bozukluğu..)

    --- spoiler ---
    coffey: onlar sevgileri yüzünden ölüyorlar.. bu hergün, her dakika oluyor.. hissediyorum...
    ---
    spoiler ---

    dev zenci forma bürünmüş bir melek bile bu dünyadaki acımasızlıktan yorulmuş.. yaratıcısının merhametine.. diyarı olan cennetine kavuşmak istiyor... tablo o kadar korkutucu ki...

    paul: e bloğun baş gardiyanı... prostat ona çok şey çektiriyor.. coffey ile tanışmadan tanrıya olan inancında belirgin kopukluklar olan, fiziksel ve ruhsal olarak acı çeken bir kul...

    --- spoiler ---
    paul: tanrı böyle bir çocuk katiline verir mi?
    ---
    spoiler ---

    tezata inanmayan kilit bir soru...

    --- spoiler ---
    iç ses paul: cehenneme o kadar yakınım ki.. (allah vergisi yeteneklere sahip olan bir azizi ölüme gödermek üzereyken..)
    ---
    spoiler ---

    billy the kid: filmin kötülük timsali.. canisi..(o kan kırmızısı boyayı çiftlik duvarlarına sürerkenki çocukları süzmesi ve boyanın duvardan süzülüşü herşeyi daha olmadan anlatıyor coffey'nin paul'a yaptığı küçük gösteride.. )
    vahşi bill diye çağrılmaktan nefret ediyor... onun aptal bir iyi kovboy olduğunu söylüyor.. vahşi batıda iyiler fazla yaşamaz... (bkz: warren barton)

    fare(mr jingles): gökten zembille inmiş coffey'ye oranla nispeten(!) küçük dostumuz... gelişiyle beraber devreye giren tatlı müzikle yüzleri gülümsetiyor.. güzellikleri simgeliyor.. yoktan var edilebilecek olan...
    fareli köy cennetin küçük bir simgesi olarak geçiyor filmde... şeytan( billy) cennetin olmadığıyla bizleri kandırmaya çalışsa da..

    percy: kötülüğün adolescence'ı (bkz: buluğ cağı) .. uslu durmasını bilmeyen şımarık bir velet.. briar ridgehastanesindeki görevinde rahat bir hayat onu bekliyordu; ama neden olduğu acılar cezasız kalmadı.. aptal çocuk aklını yitirdi...

    yeşil yolda 'hayıflanma' fayda etmiyor, hayatlarının sonu olacak o yolda... mahkum-gardiyan ilişkisi son derece iyi aslında.. mahkumlar gardiyanları aslında düşman olarak görmezler... bu anlatılıyor aslında biraz da...

    kötülük cezasız kalmıyor klasik bir şekilde iyilik kazanıyor; ama en belirgin şey bir meleğin daha yeryüzünü terk edişi, insanların kirli yüzleriyle baş etmekten bıkan...

    --- spoiler ---
    iç ses paul: herkes zamanı gelince kendi yeşil yolunda yürüyecek, bunun başka yolu yok ; ama bazen yeşil yol çok uzun gelebiliyor...
    ---
    spoiler ---

    gözyaşlarınızı tutmayın, tıpkı hisleriniz gibi salın gün yüzüne... belki bazınızın yeşil yolu çok kısa olacak kim bilir?..


    (starcrossed - 3 Ağustos 2005 17:03)

Yorum Kaynak Link : the green mile