Süre                : 1 Saat 41 dakika
Çıkış Tarihi     : 30 Mart 2018 Cuma, Yapım Yılı : 2018
Türü                : Animasyon,Macera,Komedi,Drama,Fantazi,Bilim Kurgu
Taglar             : robot,köpek,Japonya,Hareket hareketi durdur
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  American Empirical Pictures , Indian Paintbrush , Studio Babelsberg
Yönetmen       : Wes Anderson (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Wes Anderson (IMDB)(ekşi),Wes Anderson (IMDB)(ekşi),Roman Coppola (IMDB)(ekşi),Kunichi Nomura (IMDB),Jason Schwartzman (IMDB)
Oyuncular      : Scarlett Johansson (IMDB)(ekşi), Bryan Cranston (IMDB)(ekşi), Liev Schreiber (IMDB)(ekşi), Tilda Swinton (IMDB)(ekşi), Bill Murray (IMDB)(ekşi), Edward Norton (IMDB), Greta Gerwig (IMDB)(ekşi), Kara Hayward (IMDB)(ekşi), Jeff Goldblum (IMDB), Fisher Stevens (IMDB), Frances McDormand (IMDB), Harvey Keitel (IMDB), F. Murray Abraham (IMDB), Ken Watanabe (IMDB), Courtney B. Vance (IMDB), Bob Balaban (IMDB), Yoko Ono (IMDB), Koyu Rankin (IMDB), Kunichi Nomura (IMDB), Frank Wood (IMDB), Akira Ito (IMDB), Akira Takayama (IMDB), Yôjirô Noda (IMDB), Mari Natsuki (IMDB)

Isle of Dogs (~ Insula câinilor) ' Filminin Konusu :
Günümüzden 20 yıl sonra Japonya'da, köpek nüfusu kontrolden çıkıp, bir de 'köpek gribi' salgını baş gösterince, köpeklerin çöple dolu bir adada karantina altına alınmasına karar verilir. 12 yaşındaki Atari Kobayashi, oraya bırakılmış Spots adlı köpeğini bulmak için büyük bir cesaret örneği göstererek adaya gelir. Adanın diğer köpekleri, Atari'nin Spots'u bulmasına ve bunu yetkililere yakalanmadan yapmasına yardım edeceklerdir.

Ödüller      :

Berlin Film Festivali:Best Director


Karantina / 28
  • "i love dogs cumlesinin oyunlu hali olarak tanimlanabilir, filmin adi da film de."
  • "bugüne kadar gördüğüm en yumuşak animasyonlara sahip stop motion olabilir. bir noktada stop motion mı cgi mı anlayamadım bile."




Facebook Yorumları
  • comment image

    insanların japonca, mağdur köpeklerin ise amerikan ingilizcesi konuşuyor olması bazı eleştirmenleri rahatsız etmiş. bunu tipik amerikan şovenizmi ve kibri diye yorumlayanlara el insaf, filmin başında insanlar kendi anadilinde konuşacak ve sadece köpek havlamaları ingilizceye çevrilecek diyor. gerçi japon izleyiciler de konuşmaları anlayamadıklarını söylemişler. yıllardır japonca konuşmuyorum, fakat atari diye bir japon ismi olmadığına eminim. "sitto" da japonca değil; bildiğin ingilizce sit'i parodileştirmişler. esasında japonlar da japonya da arka fon,filmin derdi bu değil.

    onun dışında gişede haksızlığa ugramış fantastic mr. fox'tan daha fazla takdir toplayacaktır muhtemelen. stop-motion teknik olarak zaten delice bir emek; üstüne onu bu denli estetize edebilmek ayrıca maharet -ki nihayetinde olay çöplükte geçiyor-. wes anderson'a bir kez daha hayran oldum. yönetmenin görsel diline ve hikaye anlatıcılığına aşina biri, filmi kimin çektiğini bilmeden izlese bile "wes anderson" der.

    akira kurosawa filmlerine vakıf olanların yakalayabileceği referanslar filme öyle güzel işlenmiş ki baştan bu bilgiyle gitmesen gayet de "yahu ben bunu nereden anımsıyorum" der durursun. bu referanslar arasında benim farkettiklerim; konu olarak seven samurai(köpeklerin atari'ye yardım etmek ve onu korumak için yola çıkmaları/ iki köpek çetesinin bir torba cöp için karşı karşıya geldiği sahnedeki bakışmalar) ve despot bir yönetici ve onun zulmüyle onurlu ve adanmış bir mücadele; teknik olarak renk kullanımı ve sahne planları.


    (dalsiz zerdali - 7 Nisan 2018 11:14)

  • comment image

    " evet, der tolkien, fantazi kaçış edebiyatıdır ve tam da bu yüzden muhteşemdir. bir asker düşmanın eline düştüğünde, kaçmakla yükümlü olduğunu düşünmez miyiz? tefeciler, kör cahiller, buyurganlar hepimizi hapiste tutuyor; eğer aklın ve ruhun özgürlüğüne değer veriyorsak, eğer hürriyet taraftarıysak, elbette kaçmakla ve elimizden geldiği kadar çok mahpusu da kurtarmakla yükümlüyüz.” * *

    wes anderson fantazisi, isle of dogs; tam da bu yüzden muhteşem desem, yanılmış olmam sanırım.

    gecikmeli ankara treniyle gelen düzeltme: yukarıdaki satırları, ursula k. le guin'in makalelerinin derlendiği kitapta okumuştum. yazıyı okurken, le guin'in de birebir tolkien'den alıntıladığı düşünülüyor açıkçası. ancak bu sözler tolkien'e ait değilmiş. le guin'in, tolkien'in bir yazısını * yorumlayarak, başka kelimelerle ifade etmesiymiş. ssg aşağıdaki linki paylaşarak, öğrenmeme vesile oldu. "isle of dogs" güzelliği sayesinde, yeni bir şey daha öğrendik. sağolsun.

    http://www.thetolkienist.com/…nd-that-is-its-glory/


    (dolls - 23 Nisan 2018 00:15)

  • comment image

    bugüne kadar gördüğüm en yumuşak animasyonlara sahip stop motion olabilir. bir noktada stop motion mı cgi mı anlayamadım bile.


    (ssg - 25 Nisan 2018 11:45)

  • comment image

    şimdi bana filmin daha 15. dakikasında salondan çocuklarını da alıp çıkan büyükleri göstermiş wes anderson filmidir. kalan çocuklar ise büyüklerine sürekli sorular sorarak salonda bir form havası oluşmasına neden olmuşlardır. bu filmin vasıtasıyla ekşi sözlük okuruolan gişedeki havalı abilere ve ablalara demek isterim ki, lütfen bilet keserken bilet alan ailelere böyle filmler hakkında bilgi veriniz. ve de sevgili sinema salonu işletmecileri lütfen artık salonlarda yeni ciddiyet kuralları belirleyiniz. film başlamış devam ederken "on kere salona girilip çıkılmaz" gibi mesela...


    (ursard - 2 Mayıs 2018 10:30)

  • comment image

    belville'de randevu'dan bu yana izlediğim en güzel animasyon ( ya da stop motion). içindeki siyasi alt metin, seslendirme cingözlüğü ve komedi unsurları hepsi bir arada on numara film olmuş.
    izlerken ulan bunlar benim ülkede de oluyor hissiyatına ise hiç girmiyorum.


    (labit - 2 Mayıs 2018 17:21)

  • comment image

    isle of dogs, simetrisi, dekorları, objeleriyle klasik bir wes anderson filmi olsa da distopik özellikleri ve içerdiği politik mesajlar bakımından wes anderson sinemasında neredeyse bir ilk olma özelliği taşımaktadır. bu anlamda isle of dogs, klasik wes anderson sinemasının biçimsel bütün özelliklerini aynen taşımasına, anlatım tarzındaki bütün özellikleri korumasına rağmen distopik atmosferi ve verdiği mesajlarla diğer anderson filmlerinden ayrışmaktadır. (bir küçük farklılık daha: hemen hemen bütün anderson filmleri tarih tam belli olmasa da geçmiş zamanda geçmekteyken isle of dogs -tarih yine tam olarak verilmese de-gelecekten bir hikayedir.)

    film kısaca geleceğin japonya'sında bir salgın sebebiyle uzak bir adaya atılan köpeklerin kurtuluş mücadelesini anlatıyor. kötü kalpli bir belediye başkanı kurduğu yeni düzende köpekleri ana karadan tecrit etmişken, belediye başkanının yeğeni de bundan nasıbini alıyor ve küçük kahramanımızın çok sevdiği köpeği bu olaylar sonucunda adaya terkediliyor. ancak küçük kahramanımız bunu kader olarak kabul etmiyor ve köpeğini kurtarmak amacıyla köpek adası'na gidiyor. orada tanıştığı 5 köpekle birlikte adadan kaçmanın planlarını yaparken başlarına tabii bir dizi ilginç olay geliyor ve daha önce bilmedikleri bir takım gerçekler ortaya çıkıyor.

    anderson yine hikayesini, kurduğu başka bir dünya ile bol obje, dekor ve renk kullanarak vermeyi tercih ediyor. bu dünyadan etkilenmemek, çocuksu bir haz almamak mümkün değil. her anderson filmi gibi farklı ve karakteristiği olan bir film. yetişkinlere masallar tadında 100 dakikalık bir görsel şölen.

    not: film abd yapımı olmasına rağmen doğu londra'da bromley by bow semti yakınlarındaki 3 mills stüdyolarında çekilmiş.

    not 2: isle of dogs hızlı okununca "i love dogs" sesini verdiği gibi yine doğu londra'da üç tarafı thames ile çevrili, yarım ada şeklindeki bölgenin adıdır.


    (yepisyeni - 30 Mayıs 2018 16:14)

  • comment image

    en az fantastic mr. fox kadar başarılı, hatta bütçesi daha yüksek olduğu için çok daha fazla sete ve karaktere sahip wes anderson filmi. bir wes anderson filmi için fazla didaktik, ama onda da çocuksu naif bir mesaj iletmeye çalışmış. fazla batmıyor. sanat tasarımı gerçekten iyi. tüm o çarpık biçimler, aksak animasyonlar, rustik imajlar, endüstriyel ama bir yandan pastoralliğe göz kırpan japon atmosferi filme orijinallik katmış. kimse bir şey anlamayacak olsa da bu kadar çok japoncaya yer verip altyazı eklememesi de cesaret göstergesi. salak amerikalılardan tepki görme ihtimali yüksek bir seçim olmuş. yukarıda filmin amerikan şovenizmi yaptığı iddia edilmiş ama filmden illa zorlama bir tavır çıkaracaksak insanlar japonca, köpekler ingilizce konuşuyor. yoksa wes anderson amerikalılara köpek mi diyor!!!11 geyik bir yana, wes anderson sineması bir taraf belli etmenin, tavır koymanın, hele öyle şovenizm, ırkçılık falan yapmanın çok üstünde bir sinemadır. öyle basit üniversiteli işlerine bulaşıp sanatını lekeleyeceğini hiç sanmıyorum. mesajı da yukarıda yazdığım gibi çocuksu, jenerik bir mesajdı, o yüzden filmin üzerine çıkmıyor. geçelim.

    son olarak, izlerken sadece edward norton, bill murray ve scarlett'ın sesini ayırt edebilmiştim. sonradan imdb'ye baktım ve bryan cranston, jeff goldblum, frances mcdormand, harvey keitel, yoko ono, tilda swinton'ı gördüm. duyan gelmiş.


    (sir gawain - 25 Haziran 2018 17:36)

Yorum Kaynak Link : isle of dogs