Lady Bird (~ Ugur Böcegi) ' Filminin Konusu : Sacramento'da yaşayan, kendine 'Uğur Böceği' adını takmış liseli Christine McPherson (Saoirse Ronan) lisedeki son yılında hayatıyla ilgili birçok kritik kararın eşiğine gelmiştir. Büyüme sancıları, okulda hem akademik, hem sosyal olarak yaşadığı zorluklar ve yaklaşan üniversite tercihinin yanında annesi Marion'la (Laurie Metcalf) yaşadığı gelgitli ilişki 'Uğur Böceği'ni strese sokmaktadır. Annesinin California'da kalmasına yönelik tüm ikna çabasına rağmen oradan uzaklaşmak, New York'ta bir üniversiteye gitmek istemektedir.
Ödüller :
Three Billboards Outside Ebbing, Missouri(2017)(8,2-317087)
La La Land(2016)(8,0-417618)
Dunkirk(2017)(7,9-462019)
Call Me by Your Name(2017)(7,9-158781)
Manchester by the Sea(2016)(7,8-206655)
Get Out(2017)(7,7-363298)
The Florida Project(2017)(7,6-71387)
I, Tonya(2017)(7,5-129552)
Phantom Thread(2018)(7,5-88054)
The Shape of Water(2017)(7,4-284814)
Moonlight(2016)(7,4-216259)
The Post(2018)(7,2-110438)
Best Motion Picture - Musical or Comedy
Best Screenplay
Golden Globes : "Best Performance by an Actress in a Motion Picture - Musical or Comedy"
greta gerwig'in daha onceki filmlerini (mistress america, frances ha) filmlerini izleyenleri sasirtmayacak. zaten amaci sasirtmak olan bir sinemaci degil kendisi. benzer diyaloglar, benzer mizah, benzer bir optimizim, benzer kadin kadina arkadaslik temasi yogun. zaten roportajlarinda da bu tarz hikayeleri meyilli oldugunun altini cizmekteydi. diger filmlerde oldugu gibi gerwig'in hayatindan otobiyografik esintiler var. dogup buyudugu sacramento'da geciyor misal. ayni sekilde ronan'in annesi de gerwig'in annesi de hemsire. ronan'in oynadigi lady bird karakteri de gerwig gibi katolik kiz lisesine gidiyor, vs. vs. anne rolunu oynayan laurie metcalf (roseanne dizisinden veya big bang theory dizisinden sheldon'in annesi olarak taninabilir) buyuk ihtimalle oscar'a aday olacaktir. gerwig'in kendisi de ozgun senaryo alaninda aday olur. ronan da olabilir ama bilemiyorum.
(hot potato - 21 Kasım 2017 07:12)
dün itibariyle malum ortamlara düşmüş olmasından faydalanarak izlediğim, keyifli bir coming out of age filmidir. senaryonun çok fazla gerçek olması, diyaloglarda hepimizin kendi hayatından bir şeyler bulabilmesi dolayısıyla beni etkilemiştir. fazlasıyla beğendim ama overrated bulunabileceği konusunda şüphelerim var çünkü eşşek ne anlar hosaftan.
(draconian times - 27 Aralık 2017 06:49)
hiç dokunamadan geçti. pilot dizi bölümü sanki.çok daha iyisi (bkz: boyhood)çok çok daha iyisi (bkz: six feet under) claire'in hikayesi
(yalansayalan - 28 Aralık 2017 17:29)
kocaman bir hayal kırıklığı. yani bu kadar sıradan, hiçbir ayırıcı tarafı olmayan, hele hele finaliyle fiyasko olan bir film nasıl böyle övülüyor akıl mantık almaz. bu da eleştirisi: https://proustcafe.blogspot.com.tr/…/lady-bird.html
(gasteci - 5 Ocak 2018 01:42)
beklentiye girince hayal kırıklıgı olabiliyor. epey merak ettiğim bir filmdi, dün izledim. imdb'de 8.1 ortalaması var ama 7.5 civarına düşer o puan. yılın iyilerinden demek abartılı olur, yılın fena olmayan filmlerinden denilebilir. çok kötü değil, çok iyi de değil. büyük beklentiye girilmezse insanı iyi hissettiren tarafı var. sıkı, kabuklu bir hayatta geçen ergenlikten çıkış anlatılıyor. amerika yerine memleketi türkiye yap anlatılan değişmez. lady bird'ün hikayesi cinsiyetten ve memleketten bağımsız her kültürde var. belki de insanlara iyi film dedirten kısım burasıdır.
(tgs - 5 Ocak 2018 14:00)
en çok eğlendiğim repliği:--- spoiler ----mutsuz olmak istiyorsun.+hayır, zaten mutsuzum.-istiyorsun çünkü. bana kızma. çok saçma. benim suçum olmayan bir şey için bana kızma.+özel olmasını istemiştim.-neden ki? hayatında bir sürü anlamsız seks yapacaksın.+senin üstündeydim! kim ilk seferinde üste çıkar amına koyayım?!-ırak istilası başladığından beri kaç sivil öldü, haberin var mı? +kapa çeneni, kapa! başka şeyler de üzücü olabilir. sadece savaşlar değil.--- spoiler ---
(laroccala - 25 Ocak 2018 18:25)
sıradan bir hikayeyi çok etkili bir şekilde anlatan film. --- spoiler ---spoiler--- spoiler ---film birçok büyüme meselesine dokunuyor. aile sorunları, üniversite seçme, aşk meseleleri, kimlik bunalımı, cinselliğin sorgulandığı dönem falan, film çok içimizden kısacası. abd'de de çekilse bile ergen olmuş her insanı bir yerden yakalayacaktır diye düşünüyorum. freud bu filmi izlese ilk burun kıvırırdı ama beğenirdi de bence. tabii öyle aman aman bir anne-kız çatışması yok filmde. ebeveynlerden biri kötü polis olmak zorunda kalır ya, bunu başarılı bir şekilde aktarmışlar. sonunda havalimanında annenin christine'e yetişmeye çalışması ve yazmaya çalıştığı mektup gözlerimi yaşarttı ama. babası zaten harika bir karakter. böyle yazılmış karakterlere bayılıyorum. bardağın dolu tarafını görebilen ve her zaman sevdiklerinin mutluluğunu isteyen insanlar beni hep etilemiştir. karakterin depresyonla mücadele ettiğini öğrendiğimiz sahne benim için bir şok etkisi yaratmadı. çünkü kalbi kocaman ve sevgi dolu olan insanların hüzünlü bir yanı mutlaka vardır ve bunu gizlemeyi çok iyi başarırlar. en yakın arkadaş julie ise kendime en yakın bulduğum karakterdi. şişman bir ergenlik geçirdiğimden ve ben de lisede bir öğretmenime bir dönem aşık olduğumdan(ne güzel zamanlardı...*), o halleri bana çok yakın geldi. christine'in duvara yazdığı ilk ismin, danny'nin eşcinsel olduğunu öğrendikten sonra filmin beni şaşırttığı ilk an geldi. genelde karakter eşcinsel çıkarsa kız onu rezil eder, bir şey yapar, kaos olur. ama christine hayatına devam edince filmin farklı bir perspektifinin olduğunu anladım. kafenin dışındaki konuşmalarında danny'nin endişeli biçimde ağlarken kendini açıklamaya çalıştığı sahnede ve christine'le sarıldıklarında içim burkuldu. manchester by the sea'de buzdolabına kafasını vurduğu sahneden beri çok sevdiğim lucas hedges filmde iyiydi kısacası. christine'le julie'nin aralarının bozulmasını elbette bekliyordum. filme bu noktada devreye giren arkadaş olunmak isteyen okulun havalı kızı ve ne dediğinin kendisinin bile farkında olmadığı ama havalı cümleler kuran farklı auralı kyle da beklendikti. ama olayların gelişimi pek de klişe değildi. özellikle odeya rush'ın oynadığı havalı kızla olan mutfaktaki yalan üzerine olan konuşmaları beni şaşırttı mesela. ayrıca odeya rush'tan the giver'dan beri beklentim var ama kötü filmlerde oynadı hep. lady bird'te de öyle aman aman bir şeyler koymamış ortaya. yahudi kontenjanından rol kapıyor gibi geliyor bana. ve filmdeki müdüre... christine'e ceza verecek diye beklerken film yine bana nanik yaptı iyi mi. filmin arkaplanındaki savaşta bana beni ve arkadaşlarımı anımsattı. yanı başımızda bir şeyler oluyor, biz de televizyondan izleyip christine gibi kanepemizde pineklemeye devam ediyoruz. aile, arkadaş, aşk, para meseleleriyle uğraşırken arada gözümüze haberlerden bir şeyler ilişiyor işte, o kadar. son olarak, christine'in sacramento nefreti sonucu sonunda gidebildiği new york'taki günleri beni nedense çok üzdü ama çok gerçekçi bir sondu. çünkü içinde bulunduğumuz durumdan memnun değilken erişemediğimiz ama olmasını da çok istediğimiz hayallerin her zaman o denli iyi olmadığı sonucunu çıkardım ben. bazı şeyler için çok zorlamamak gerekir ama tabii bunu zorlarken fark edemiyor insan. --- spoiler ---spoiler--- spoiler ---''i want you to be the very best version of yourself that you can be.''''what if this is the best version?''8/10
(teferrut - 4 Şubat 2018 21:58)
otobiyografik olması itibariyle cesur ve güzel bir hikaye anlatmış greta gerwig. ancak ben izlediğimde fazlasıyla abartıldığını düşündüm. ne oyunculuk ne de yönetim anlamında ödüllere boğulacak bir tarafı yok filmin.türünün çok daha iyi bir örneği için (bkz: the perks of being a wallflower)
(bardged - 5 Şubat 2018 14:17)
bu gece minik bir salonda izlediğim güzel film. büyümeye dair filmleri çok seviyorum, iddialı hikayeleri olmayan sıradan anlatısı olan filmlere de bayılıyorum. bu filmde insan ilişkileri, iyi oyunculuk, tatlı bir hikaye, hoş müzikler ve akıcı bir anlatım dışında pek bir şey yok. iyi ki de yok. bu haliyle insana mutluluk veren, anlamlı bir 90 dakika olmuş. işim gereği ergenlerle çok sık çalışıyorum ve ergen kızların anneleriyle çatışmaları çalışmaların kilit noktasını oluşturuyor çoğu zaman. hatta bir adım ileri gideyim, kadın danışanların anne ilişkileri eninde sonunda terapinin bir noktasında çalışmanın merkezine yerleşiyor-bu beklendik bir şey-. işte bu filmde kocaman bir kalbi olan korkunç bir anne var.--- spoiler ---lady bird, istersen memelerime dokunabilirsin, dediğinde danny'nin ona duyduğu saygıdan dolayı memelerine dokunmak istemediğini söylemesi ve karşılığında lady bird'ün, memelerin olsaydı ben de dokunmazdım çünkü sana saygı duyuyorum, gibilerinden bir şey söylemesi. aklıma geldikçe gülümsüyorum.--- spoiler ---
(zebra storyteller - 11 Mart 2018 00:54)
--- spoiler ---film hakkında birçok eleştiri getirilebilir ama aslında futbol koçu olan pederin tiyatro yönetmeye çalışması sahnesi için bile izlenebilir.--- spoiler ---
(kaptan karl - 16 Mart 2018 01:27)
Yorum Kaynak Link : lady bird