The Royal Tenenbaums ' Filminin Konusu : Royal Tenenbaum ve karısı Etheline’nin üç çocukları vardır: Chas , Richie ve Margot. Ve Çift bir gün ayrılma kararı alır.Oysa o güne dek; Chas çocuk sayılacak yaştayken emlak işine girmiştir ve uluslararası finans dünyasında neler olup bittiğini bilecek düzeydedir. Margot oyun yazmaktadır ve henüz dokuzuncu sınıftayken elli bin USD’lik Braveman Grant ödülünün sahibi olmuştur. Richie teniste küçükler şampiyonudur ve U.S. Nationals finallerini üç yıl üst üste kazanmıştır.Şimdi, genç Tenenbaum’ların tüm bu parlak hayatı üzerinden ihanet, başarısızlık ve felaket dolu 20 yıl geçmiş ve herşeyin sorumlusu olarak kabul edilen kişi, genellikle ailenin babasıdır.The Royal Tenenbaums, bir dahiler ailesinin ve bu ailenin birdenbire, umulmadık şekilde bir kış toplantısı için yeniden biraraya gelmesinin hikayesidir.
The Grand Budapest Hotel(2014)(8,1-725934)
Her(2014)(8,0-453524)
Isle of Dogs(2018)(7,9-125125)
Moonrise Kingdom(2012)(7,8-330298)
Lost in Translation(2003)(7,8-368200)
Little Miss Sunshine(2006)(7,8-403449)
Rushmore(1999)(7,7-166113)
The Life Aquatic with Steve Zissou(2004)(7,3-170536)
Hotel Chevalier(2007)(7,3-28307)
Castello Cavalcanti(2013)(7,2-5324)
The Darjeeling Limited(2007)(7,2-164877)
Bottle Rocket(1996)(7,0-64045)
muzikleriyle, kahkahalar attirmayan ama durmadan sirittiran mizahiyle, garip gorsel dunyasiyle sinemadan tam bir doyum hissiyle cikartan bir film. orada burada odul almis mi, alacak mi bilmiyorum ama gelmis gecmis en iyi "otobusten inme sahnesi" odulu ginet paltrov a verilmesi sart, ben dun gece bunu gordum.
(caponsever - 20 Mart 2002 12:07)
taglinei "family is not a word. it's a sentence" olan film.
(tramell - 22 Mart 2002 17:09)
tuhaf sekilde glass ailesi'ne benzettigim duman film.
(bustrofedon - 23 Mart 2002 22:25)
amerikan sinemasinin, fransizlarin filmleri yerine tarzlarini coverlamayi denedigi, genele gore gayet de ba$arili oldugu film.jeneriginden kurgusuna, ve hatta ilgi ceken soundtrack'ine kadar bariz bir fransiz havasi hissedilen filmin sonu biraz aceleye gelmi$ gibi dursa da, oyuncu kadrosunun zenginligi biraz olsun kotariyor.sinemaj, bu filmde kendisinden bile beklenmeyecek kadar kotu ceviriler yapmi$, altyazilara cok takilmamak gerekiyor o nedenle izlerken.
(mikado - 25 Mart 2002 23:57)
içeriğinde pornografi, gerilim, şiddet, kovalamaca bulunmayan; anlatım tarzıyla masalı andıran bir holywood filmi. luke wilson'ın ünlü tenisçi björn borg'u andıran görüntüsü( neredeyse tüm film boyunca borg'un saç bandı ve t-shirtüyle dolaşır), angelica houston'ın pembe döpiyesi, evin emektar uşağı hintli pagoda'nın gene pembe pantalonu, danny glover'ın mavi ceketi, gwyneth paltrow'un parmağı, "çingene taksiler" ve new jersey'in tarihî bir şehirmiş gibi gösterilişi akılda kalan ayrıntılardan bazıları.
(comandante - 26 Mart 2002 21:37)
izlemeden önce amelie filmine benzediğini duyduğum bu film, aslında bence daha çok pete ve pete adlı diziye benziyor. ben şahsen hayatımın bir dönemine damga vuran bu diziyle, film arasında büyük benzerlikler gördüm. aslında şimdi bu büyük benzerlikleri burda açıklamak baya zor, belki de ben yanılıyorum ama öncelikle genel olarak filmdeki insanların obsesyonları, rahatsızlıkları ve komik olmadan gülümseten hatta eğlendiren tuhaflıkları hemen diziyi hatırlatıyor. dizide de trajik olaylar oluyordu; mesela kaybedilen şarkılar, yıllarca çalan telefonlar vardı. burda da şimdi tamamen açıklanması abes olan böyle olaylar var; kaybedilen uzuvlar, yıllarca çizilen resimler gibi.. ayrıca pagoda'nın pembe pantolonu ile artie'nin çizgili tişörtü bence bariz bir benzerlik. bunun yanında gypsy cab, green line ve krebstar benzerliği de var.müzikler çok güzel olmuş. me and julio down by the school yard, needle in the hay, stephanie says benim yakaladıklarım. daha da vardır, rastlarsam yazarım..neyse anlıyoruz ki herkes hata yapabilir, pişman olabilir - olmayabilir; bunun iyilik, kötülük veya zekayla alakası yok.. ve arada bir eve dönmek iyi bişeydir. öyleyse margo için şimdi bir sigara içmek lazım.
(veralynn - 4 Nisan 2002 00:06)
amelie filmi sadece beyazlara yer verdiği için ırkçı olmakla suçlanırken (yersiz bir suçlama) bu film, aksine her etnisiteden insana yer verdiği için kutsanabilmektedir.--- spoiler ---özellikle baba (hackman) ve kızının (paltrow) dondurma yediği sahne şirindir: kamera yavaş yavaş kafenin tümünü gösterir. kafede diğer masalarda da babalar ve kızları vardır. bir de film boyunca sürekli oğullarıyla kırmızı adidas eşofman giyen ben stiller babasının cenaze töreninde siyah adidas eşofmanlara bürünür, bu da oldukça sevimli bir ayrıntıdır filmde.--- spoiler ---
(maryjane - 4 Nisan 2002 00:19)
izlediğim en guzel intihar sahnesini bulunduran film.
(rush - 28 Nisan 2002 00:57)
bir akşam yemeğinde; tuz, baharat, içecek, tatlı kadar gerekli olan bülbül, 52'lik deste kâğıdı, diferansiyel denklemi, malpigi cisimciği. yemek sırasında tamamının seyredilmesi salık verilmez. archer avenue'deki ev alındıktan hemen sonra, margot'nun, richie'yi karşılama sahnesine geçilir. karşılama sahnesi iyice pembeleşinceye kadar seyredilir ve royal'la ilgili olarak etheline'in evinde yapılan akşam yemeği toplantısına atlanır. yemekte yapılan tartışmaların akabinde, "get out" sözü hayata iyice yedirilir ve margot'nun hayat çözümleme sahnesi serpilir. banyodaki tıraş sahnesinin acı tatlı niyetine iyice sindirilmesine müteakip son sahnenin üzerine tencere kapağı kapatılır. beter ol(s)un.filmle ilgili imdb notları:--- spoiler ---# margot'nun parmağını kaybetmesi fikri, aslında anderson'ın diğer filmi rushmore'daki margaret yang karakteri için yazılmıştır.# filmin, karakterleri tanıtılarak yapılan dış sesli açılışı, the magnificent ambersons filminden esinlenilmiştir.# filmdeki her karakterin, kendine özgü bir enstrümanı vardır. örneğin, film boyunca margot ekranda belirdiğinde, harp sesi duyulur. yönetmen anderson, bunu "peter ve kurt" etkisine atfeder.# "peter ve kurt"vari müzik eşlemelerine ek olarak, margot'nun filmdeki bazı sahnelerinde a charlie brown christmas tv dizisinden "christmastime is here" şarkısı çalar.# etheline tennenbaum'un karakteri, wes anderson'ın, babasından ayrıldıktan sonra aerkeolog olan annesine dayanarak oluşturulmuştur.# henry sherman, wes anderson'ın ev sahibinin adıdır.# danny glover'ın filmdeki görüntüsü, bm genel sekreteri kofi annan'dan esinlenilmiştir. bu fikir, annan'ı kişisel olarak tanıyan glover'ın, bu ikisini bir bm etkinliğinde tanıştırmasından sonra anderson tarafından ortaya atılmıştır.# anjelica huston'ın taktığı gözlük, wes anderson'ın annesine aittir.# richie tenenbaum'un tenis maçını yorumlayan spikerler wes anderson ve andrew wilson'dır. birçok kişi, yorumcu sesinin, anderson'ın bir önceki filmi rushmore'un yıldızı jason schwartzman'a ait olduğunu düşünmüştür. wilson kardeşlerin sesleri birbirlerine benzediği için, birçok kişi, ikinci yorumcunun owen wilson olduğunu da sanmıştır. anderson ayrıca, filmin ilk sahnelerinde görünen reggae'deki bası çalan kişidir.# dudley'in ilk sahnesinde, bill murray'nin bir masa üzerinde piskolojik test yaptığı görülür, tıpkı ghost busters filminde yaptığı gibi.# "buckley" köpeğin adı, şarkıcı jeff buckley'den gelir.# film, "100 n. 30th avenue" veya "375th street y," gibi uydurma isimlerle, fantazi bir manhattan'da geçer..# dış çekimlerin çoğunun new york'ta yapılmasına rağmen, wes anderson, gökdelenlerin ve new york'a ait olan simgelerin görünmemesini istemiştir. bir sahnede, royal ve pagoda bir parkta konuşurlarken, anderson, pagoda'yı, özgürlük heykelini kapatacak şekilde yerleştirmiştir.# margot'nun içtiği sigara markası, yalnızca irlanda'da bulunmaktaydı ve 1970 yılında da üretimden kaldırıldı. yönetmen dvd'de, hem 1970'lerin teması hem de margot'nun sigara içme alışkanlığını tuhaf olmasından ötürü, bunun bilinçli olarak yapıldığını olduğunu söylüyor.# film boyunca tüm karakterler aynı elbiseyi ya da değişik hallerini giyer. bu kıyafetler de 1970'in modasına göre hazırlanmıştır. yönetmen wes anderson, bunun bilinçli olduğunu, böylece tenenbaum'ların, film ilerlerken en güzel günlerine takılı kaldıklarını anlatabileceğini söylemektedir. gypsy taksileri ve green line otobüsleri de bu minvalde kullanılmıştır.# wes anderson, royal tenenbaum karakterini, gene hackman'ı düşünerek yazmıştır.# wes anderson, kumar pallana'ya (pagoda) her filminde bir rol vermiştir. pallana, anderson'ın, en sevdiği kafede çalışıyordu.# "ari" ismi, müzisyon nico'nun oğlunun rumuzundan alınmıştır. nico'nun, filmin soundtrack'inde iki şarkısı vardır.# mordecai'yı canlandıran kuş, filmin yapımı sırasında kaçırılmış ve fidye istenmiştir. film ekibi, kuşun gelişini beklemeyeceği için, kuş, filmin sonraki sahnelerinden çıkarılmıştır. sonunda görünen kuşsa, daha çok beyaz tüyü olan farklı bir kuştur.# dalmaçyalı farelerdeki noktalar, sharpie dolmakalem kullanılarak yapılmıştır.# filmdeki karakterlerin birçoğu, doğrudan veya dolaylı olarak, görüntü yönetmeni robert d. yeoman’ın eniştesinin ailesi karnas temel alınarak oluşturulmuştur.# filmdeki sağlık ekibinde rol alan brian tenenbaum, wes anderson, owen wilson ve luke wilson'ın teksas üniversitesi'nden arkadaşlarıdır. filmin adı, anderson çok sevdiği için onun soyadından alınmıştır. brian'ın kız kardeşinin adı da margot'dur.# saçmanın görüldüğü el, ben stiller'in eli değil, owen wilson ve luke wilson'ın kardeşi andrew wilson'ın elidir. küçükken, owen saçma tüfeğiyle andrew'a ateş etmiştir ve saçma, o günden beri oradadır.# owen wilson’ın, düğüne gelirken yüzüne yaptığı kızılderili boya, in the movie zoolander filminde, owen wilson'ın oynadığı karakterin bir resminde de görünür.# danny glover, luke wilson ve owen wilson, bu filmde rol alabilmek için ocean's eleven için verilen teklifi reddetmişlerdir.# filmde margot'nun, helen scott adıyla bir ev kiraladığı söylenir. helen scott, francois truffaut'nun en yakın amerikali dostlarından ve sırdaşlarından birisidir.# teksas'ta çekilmeyen ilk wes anderson filmidir.# richie'nin, camı kırdığı sahne normalde senaryoda yoktur. o anda luke wilson tarafından doğaçlama yapılmıştır ve bu nedenle yönetmen, o anda richie'den kesip murray'a yakın plan girer. çünkü anderson, wilson'ın ciddi şekilde yaralandığını düşünmüştür.--- spoiler ---
(mademli bagnum - 23 Ekim 2009 10:29)
wes anderson filmi olmakla beraber, hayatımda izlediğim en iyi filmlerden biridir. konusu, karakterlerin sahneye sunuluşu, hikayenin doğal akışında ilerlerken, küçük detaylar ile pekiştirilmesi ve bir anderson klasiği olarak hüzün içindeki ince alaycı mizah duygusu... bir filmi mükemmel yapabilecek tüm detaylar var. filmin müziklerinin başarılı olduğunu söylememe gerek yok sanırım. ayrıca gwyneth paltrow'a hayranlık duyduğum ilk film olmaktadır.
(goflet - 19 Şubat 2011 02:41)
oncelikle, filmin afi$ cumlesi "family is not a word, it's a sentence*"i hatirlayalim, sonralikla da, ailesiyle arasini duzeltmeye cali$an royal'in, kitap okurken onu sallamadan i$igi sonduren chas'e soyledigi "hey, i'm in the middle of a sentence*"i hatirlayalim."o da ne," said the entry.
(set - 29 Ocak 2003 01:51)
izledikten sonra, "i've always wanted to be a tenenbaum," demekten kendinizi alamadığınız şaheser.
(yuzdeyuzipek - 20 Mayıs 2011 19:37)
filmdeki en güzel repilik royal'a aittir. başka bir sürü replik daha var ama en çok bu beni düşündürdü:richie, royal'a evlatlık kardeşi margot'ya kendini bildi bileli aşık olduğunu anlatıp akıl almak ister. royal de şöyle der:"etraf pek iyi karşılamaz." sonra bir an durur ve düşünür "zaten bugünlerde ne normal karşılanıyor ki"
(8 - 3 Ekim 2011 10:26)
hey jude'un fonladığı görüntülerle açılan; tatlı humor, dozunda hüzün, müzik ve sanat yönetiminin en nadide örneklerinden. wes anderson'u teker teker izlemek artık bir borç. -bu adam hayatımı kurtardı. 30 yıl önce kalküta'da bir pazar yerinde bıçaklandım. beni sırtında hastaneye taşıdı. -kim bıçakladı? -bu.
(ya iste boyle senden naber - 5 Şubat 2012 18:18)
çok komik bir film ama kahkaha attırmıyor. çok hüzünlü bir film ama ağlatmıyor.
(noxell - 13 Ağustos 2012 23:47)
sözlüğe kaydolmadan önce son izlemiş olduğum, nickime ilham veren film.
(richie tenenbaum - 7 Nisan 2013 00:12)
soundtrack'inin tam listesi aşağıdaki gibidir. uykusuz gecelere iyi gelir bu arada hem film hem de müzikler...1. 111 arthur avenue 2. these days - nico3. string quartet in f major (2nd movement) (ravel) - ysaye quartet 4. me and julio down by the schoolyard - paul simon 5. sonata for cello & piano in f minor (enescu) - the mutato muzika orchestra 6. wigwam - bob dylan 7. look at that old grizzly bear 8. look at me - john lennon 9. lullabye - emitt rhodes 10. mothersbaugh's canon 11. police and thieves - the clash 12. scrapping & yelling 13. judy is a punk - ramones14. pagoda's theme 15. needle in the hay - elliott smith 16. fly - nick drake 17. i always wanted to be a tenenbaum18. christmas time is here - vince guaraldi trio 19. stephanie says - the velvet underground 20. rachel evans tenenbaum (1965-2000) 21. sparkplug minuet 22. fairest of the seasons, the - nico 23. hey jude - the mutato muzika orchestra
(tamagotchii - 23 Kasım 2003 23:54)
dün little miss sunshineı izledikten sonra, bugün de bunu izleyerek altn vuruş yaptığım film. anlatım tarzındaki amelie benzerliği bariz ama bence bu film çok daha iyi. hey jude lu açılış sahnesinden, üstünde tenenbaum yazan demir parmaklıklı kapanış sahnesine kadar, hiç sıkmadan, zorlamadan akarak ilelerleyen, insanı yarattığı muhteşem evrenin içine alan, o evrende güldüren ve ağlatan film. müzikleriyle, nefis planlarıyla, karikatürize ama bir o kadar derin karakterleri, absürt mizahı ve incelikli dramıyla amerikan sinemasının en güzel eserlerinden birisi bence. "iyi ki sinema var" hissini iliklerimde kadar hissettiğim filmlerden birisi, teşekkürler wes anderson. not: onur ünlünün de bu filmden kesinlikle etkilendiği bariz:(bkz: celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi)
(hippi jojoba - 3 Şubat 2014 17:13)
kopek buckley'in adi jeff buckley'e itafenmis..
(helpless - 16 Eylül 2004 21:33)
büyük özürler borçlu olduğum, her sahnesi, her ayrıntısı fazlasıyla keyifli olan çok özel bir film..seni izlerken yanımdaki arkadaşımın sıkılmasından dolayı seni seçmem konusunda pişmanlık duyduğum için, o insanla aramızdaki garip durum karşısında "keşke hiç gelmeseydim" diye düşündüğüm için, bunlar yüzünden seni bir ara "hayatımın en rezil filmleri" arasına soktuğum için, ve aslında bunları düşünüp tek bi sahneni bile adam gibi izlemediğim için, sonuncu olarak da seni emuleden indirdiğim için senden çok çok özür diliyorum..
(dave - 10 Haziran 2005 05:42)
Yorum Kaynak Link : the royal tenenbaums