Hiçbiryerde (~ In Nowhere Land) ' Filminin Konusu : Şükran Haydarpaşa garının gişesinde çalışan kırk yaşlarında bir kadındır. Tek oğlu Veysel bir tel çekme atölyesinde çalışmaktadır. Ölmüş kocası politik olaylara karıştığı için çok acı çeken Şükran, oğlunu bu tür olaylardan uzak tutarak korumaya çalışmaktadır. Ama bir gün Veysel kaybolur, Şükran’ın onu bulma çabaları da sonuçsuz kalır. Yetkili makamlar da ona yardım etmez. Veysel adında hiç kimsenin tutuklanmadığını söyleyip, bilinmeyen cesetleri tanımasını isterler. Bunların arasında bir tanesi tanınmayacak haldedir ve Şükran onun Veysel olmadığından emindir, ama oğlunun nişanlısı Şule onun Veysel olduğu konusunda diretir. Veysel’in hiçbir politik olaya karışmadığından emin olduğu için Şükran, Şule ile kavga eder ve Veysel'in hayatta olduğu ve bir gün mutlaka ortaya çıkacağı konusunda ısrar eder. Şükran umutsuzca her yerde oğlunu aramaya başlar.
Ödüller :
Vavien(2009)(7,5-9436)
Tepenin Ardi(2012)(7,2-2909)
Kosmos(2010)(7,2-4887)
11'e 10 kala(2009)(7,2-1402)
Filler ve Çimen(2001)(7,1-2560)
Bizim Büyük Çaresizligimiz(2011)(6,9-2769)
Ben O Degilim(2014)(6,5-647)
Kor(2016)(6,5-1118)
Riza(2008)(6,3-219)
Güz Sancisi(2009)(6,2-2096)
Saç(2011)(6,2-265)
Pus(2010)(5,6-135)
SIYAD Turkish Film Critics Association Award : "Best Actress"
SIYAD Turkish Film Critics Association Award : "Best Supporting Actor"
!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali : "People's Choice Award-National Competition"
SIYAD Turkish Film Critics Association Award : "Best Supporting Actress"
böyle filmler varken neden vizyona mehmet ali erbil filmleri girer..zuhal olcay ve müzikler şahane idi..ruhi sarı da aşmış..oyuncular yeditepe istanbul ve bizimkiler dizisinin oyuncularıydı..mardine gidilesi hakikaten..
(ellen ripley - 9 Şubat 2007 11:36)
bir annenin oğluna bakışı ile toplumun çocuğa bakışı arasındaki ince çizgiyi keskin olarak çizmiş, annenin evladı uğruna insanı nasıl cengaver, gözükara, vazgeçtim dünyadan moduna girebileceğini zuhal olcay'ın başarılı oyunculuğuyla çok güzel yansıtmış, fakat bir bütün olarak pek fazla bir şeye dokunmadan çok da vurucu anlatılabilecek mevzuları kocaman kocaman boşluklarla neredeyse teğet geçmiş tayfun pirselimoğlu filmi.
(antrakt - 27 Nisan 2007 16:52)
böyle bir metin de var idi, christia wolf imzalı.. sevgili kleist ile, şiirbaz bir kadın arasındaki, hiçbir yere konamayan, montelenemeyen, yersiz yurtsuz bir 'karşılaşma'yı anlatır idi hatta..
(atlantisten gelen zekiye - 10 Haziran 2002 17:40)
tayfun pirselimoğlu'nun ilk uzun metrajlı filmi. başrolünde zuhal olcay var.http://www.hicbiryerde.com/
(the rebel - 12 Ağustos 2002 03:34)
dun itibariyle montreal film festivalinde verilen ikinci buyuk film odulu olan juri ozel odulunu alan film. filmin turkiye'de vizyona girebilmesi icin uzun sure sansur kuruluyla ugrasmak zorunda kalmasi ayri bir sorunsal teskil ediyor kendi icinde.(bkz: dokuz)
(insidious - 4 Eylül 2002 10:09)
zuhal olcay'a en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırmış tayfun pirselimoğlu filmifilmin konusu daha film izlenmeden bilinmekte ve şaşırtıcı yeni unsurlarla karşılaşılmamaktaancak zuhal olcay herzamanki gibi öylesine muhteşem bir performans sergiliyor ki,kimi zaman kendinizi ağlamamak için tutuyorsunuz oysa bu çabalarınız yersizfilmin son sahnesindeki sözler ve görüntüler tüm bu çabanızı boşa çıkartıyorkoyverip ağlıyorsunuz!..
(ninni - 22 Eylül 2002 16:26)
sonunda "aradıgımız her seyi yanlıs yerde arıyoruz, aslında onlar bizi kapalı bir kapının ardında bekliyorlar" gibi bir cümle geçen film. ayrıca, canlandırdıgı karakter zuhal olcay gibi donuk bir kadına son derece yakısmıs.
(naylon - 23 Eylül 2002 20:26)
umutsuzluğun ve belirsizliğin kapı aralıklarından sızdığı, bilinmezciliğin hem tüy gibi bir hafiflik, hem de kırılgan bir ağırlık hissettirdiği tayfun pirselimoğlu filmi. güneş, akıldan geçen tüm bölgelerin merkezinde nabız gibi atıyorken, yoksunluk içinde kıvranan düşünceler hayallerin gölgesinde eylemleşme mücadelesindeydi.
(sahafistan - 13 Kasım 2016 16:22)
dün gece yarisindan sonra arte kanalinda zuhal olcay'in yüzüyle karsilastim. oglunu arayan bir ananin yüzüyle. bu yüze hangi cografyadan bakacagimi ben de bilemedim, arte'de türk filmi izleyen ve türkiye'deki politik hastaliklara sasiran bir yabanci olarak mi, yoksa filmdeki hikayenin gercekligine hic sasirmayan bir türk olarak mi? senaryoda eksiklikler , örnegin kacirilan alman gazetecinin kacirilma nedeninin hic aciklanmamasi, oldugu dogru ama türkiye bu hikayenin senaryo olmayanini yasadi senelerce, gercegini yasadi. o yüzden, sükran hanim'in yaptigi mardin yolculugu gibi benim icin de kendime giden bir yolculuktu hicbiryerde. bir film unutulani hatirlatmali, bir film görülmeyeni göstermeli, bir siir aciyi yazmali, bir müzik anadilden agidi haykirmali, bir gazeteci fotograf cekmeli, bir politikaci hizmet etmeli, bir polis güvenilir olmali ki bir insan degerli olabilsin...
(basakkoz - 29 Ocak 2006 10:20)
müziklerinde cengiz onural imzası olan film. cengiz onural imzası yaşıyan bir albümün de zaten kötü olması pek beklenemez. tek sorun piyasada bulunamaması. nice güzel albümler gibi az sayıda baskı yapması üzücüdür.
(deccal - 27 Mart 2006 13:35)
Yorum Kaynak Link : hiçbiryerde