Riza ' Filminin Konusu : Rıza İstanbul Adana arasında taşımacılık yapan bir kamyon şöförüdür. Hayatta sahip olabildiği yegane şey olan ipotekli kamyonu İstanbul'a yaptığı son seferinde arızalanır. Kamyonu tamir ettirmesi için gereken parası olmadığı için umutsuzca para aramaya başlar. Bu süre içerisinde İstanbul'da içi hep bir umutla bekleyen insanlarla dolu bir otelde kalır. Rıza, para bulamayınca çaresiz bir şekilde yıllar öncesinde terk edip gittiği Aysel'e baş vurur. Aysel, Rıza'nın karşına hiç ummadığı bir anda ve bir istekle çıkmış olmasından ötürü şaşkın ve kırgındır; onu kovar. Kamyonunu kaybedeceği korkusuna kapılan Rıza para bulamak için sonunda o andan sonra peşini bırakmayacak olan korkunç bir suça bulaşır. Sıyrılmak istediği günah sonunda onu aslıda benzer bir sırrı huzursuz bir şekilde taşıyan Aysel'e götürür. Ne var ki, bir araya gelmelerini engelleyen 'görünmez' bir duvarın kıyısında kalıvermişlerdir.
Ödüller :
Mayis Sikintisi(1999)(7,5-3965)
Pandora'nin kutusu(2009)(7,2-1980)
Tepenin Ardi(2012)(7,2-2909)
Kosmos(2010)(7,2-4887)
Yol kenari(2018)(7,2-378)
Hiçbiryerde(2002)(6,9-404)
Yozgat Blues(2013)(6,8-2986)
Albüm(2016)(6,6-871)
Kor(2016)(6,5-1118)
Ben O Degilim(2014)(6,5-647)
Saç(2011)(6,2-265)
Best Art Direction
doğuştan kaybedenler kulübü üyelerinin hayatlarını anlatan bir tayfun pirselimoğlu filmi.pirselimoğlu, adana-istanbul arasında kamyonculuk yaparak yaşamaya çalışan kimsesiz rıza' nın mecburen kaldığı (arka)istanbul' da yaşa(yama)dıklarını anlatan film(i) boyunca izleyiciyi, şu gündemimizi sarıp sarmalayan ve sanki hep iyi/zengin yaşanıyormuş gibilemelerle dolu günlük hayatı(mızı)n içinden çıkartıp aşağıda, alt tabakada yaşayan ve toplumumuzun büyük bir bölümünü oluşturanların bir nevi siyah türklerin yani komileri, hamalları, şoförleri, işportacıları, kaçakları ve sahipsizleriyle gerçek hayatın nasıl yaşandığının içine sokuyor. aslında birçok tarafıyla bir türkiye(li) günceli çiziyor. o, tüm saldırganlığıyla kıçımıza kadar girmiş olan tüketim toplumunun içinde kendini mutluymuş gibi hisseden ve "alttakinin canı çıksın"ı hayatına şiar edinen gerzeklerin suratına ucuz hayatı(mızı) bir tokat gibi çarpıyor. filmin ana teması olarak kullanılan bu hayat(lar)ın abartısız ve sivriliklerden uzak anlatımı; bilgisel/paylaşımsal aurası dar olan ve bu sebepten de yalnız olan karakterlerinin iletişim(sizlik)lerine de aynen yansıyor. insanımızın ve belki de tüm gezegendeki alt tabaka insanlığın yaptığı gibi anlatmak istediklerini, hissettiklerini susarak sadece gözleriyle ve beden diliyle dışavurmaya çalışan karakterlerin hikayesinde izleyici haliyle neler olup bittiğini/biteceğini kendinden biliyorsa algılayabiliyor. yoksa zaten - ben izlerken bazılarının yaptığı gibi- sinema salonunu terk edip gidiyor!bizi bizle vurmaya çalışan pirselimoğlu, doğuştan mağlup olduğundan çaresizleşerek girdiği çıkmazlardan çıkamayan karakterlerinin iyi(lik) ile kötü(lük) arasındaki gitgellerini ve bu gitgellerin sebep ve sonuç ilişkilerini, sürekli iç hesaplaşmalarıyla yaşamak zorunda kalmalarını anlatırken sonuçta kimin iyi kimin kötü olduğuna karar vermek de seyircinin vicdanına kalıyor!birçok tarafıyla nereye gittiği tam olarak belli olmayan günümüz yaşantısının içinde, insanımızın o banka reklamlarındaki gibi birbirine yardım eden, paylaşmasını bilen/seven toplumumuza aitmiş gibi gösterilen tüm insani değerleri(mizi)n nasıl yokolup gittiğini, "bir başka hayat(lar) daha var"ı bize gösterdiği için pirselimoğlu' nu takdir etmek gerekiyor. yoksa, paylaşımsallıktan uzaklaştıkça şiddete yaklaşan memleketimizde bir vurdulu kırdılı film çekip parsayı toplamasını da bilirdi diye düşünüyorum.kısacası, izleyicinin kalbini burkan,kendi iç hesaplaşmalarıyla karşı karşıya bırakan "rıza" beni; "gün gelecek kısa çöp uzundan hakkını alacak"a getirdi. o vakit bu dramları anlatan filmlere ihtiyaç duyulmadığında yani pirselimoğlu da eminim ki kadrajının hakkını verdiğini düşünerek, neredeyse oradan dudağında bir gülümsemeyle gittikçe güzelleşen hayata bakarak, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamaya başlayacak olan insanlığa el sallayacaktır!ve son olarak;--- spoiler ---kim iyi ki?bu hayat hiç değişmeyecek ki!--- spoiler ---
(m0ruzak - 7 Ocak 2008 04:43)
bugün neredeyse ana akım diyebileceğimiz sosyal bilim paradigmalarının pek sevdiği kelimedir rıza- ya da 'consent'. her fırsatta insan hakları söyleminin demodeliğinden dem vurup, önemli olanın kişinin rızası olduğunu söyler dururlar.örneğin son yıllarda avrupa'da müslüman göçmenler arasında zorla evlendirme meselesi bir sorun olarak ortaya konulduğunda, bu paradigmanın takipçisi sosyal bilimciler hemen zorla evlendirme ile görücü usulü evlilik arasında bir ayrım yapma telaşına düştüler. burada da temel kriter kişinin seçme özgürlüğü idi. görücü usulü evlenmede tarafların rızalarının alınmış olduğu varsayıldığından bunun kesinlikle bir zorla evlendirme sayılmayacağını söylediler. burada görücü usulü evlendirilen kadının ya da erkeğin evet demiş olması rızanın alındığının göstergesi sayldı. ama özellikle de kadının bu evliliği kabul etmeme şansı, hatta böyle bir ihtimale dair fikri olup olmadığı ile pek ilgilenilmedi. gerek ideolojik, gerek toplumsal gerekse ekonomik şartlardan ötürü görücü usulünün kabul edilmiş olabileceği de düşünülmedi.şimdi bu noktada insanların seçme özgürlüğünü kullanıyor olup olmadıklarına dair yargı, bu yargıyı belirleyecek kriterler tartışma konusudur. kişi rızasını özgürce dile getirdiğini düşünüyor veya iddia ediyorsa bu seçime dair geliştirilen değer yargılarının seçimi yapana dışsal olduğu için gayrimeşru vs. olduğu düşünülür. kişinin dile getirdiği seçim kriteri içeriğinden bağımsız bir biçimde daha değerli görülebilir. örneğin bu perspektiften "ben bilmem beyim bilir" ya da "din alimlerinden iyi mi bileceğim" ifadeleri özgür bireyin seçimleri olarak da yorumlanabilir. bira içtiği için kırbaç cezasına çarptırılan malezyalı kadının rızası da bu açıdan saygıyla karşılanmalıdır ki eminim bazıları bunu sorgulamanın bile gereksiz olduğunu düşünür. (bkz: kırbaç cezasına rıza gösteren malezyalı kadın)
(garden of eden - 21 Ağustos 2009 17:30)
charles darwin, beagle yolculuğuna başladıktan pek kısa bir süre sonra geminin kaptanı fitzroy'a köleliğe karşı olduğunu söyler. kaptan* karaya çıktıklarında bir köle ve efendisini bulur ve sorarlar: "özgür bırakılmak ister misin?" kölenin yanıtı "hayır"dır. kaptan*, işte buyrun adamın rızası var; sen daha ne dırdır ediyorsun der. darwin itirazını sürdürür ve sıkı bir fırça yer*. bu fitzroy pek ileri görüşlü bir adammış. yani bir bakın hangisinin görüşleri daha yaygın günümüzde. ayrıca (bkz: kırbaç cezasına rıza gösteren malezyalı kadın).
(simplicio - 26 Şubat 2010 23:53)
gönül mutluluğu, sufi terminolojide nefs-i safiye de denir.
(lazarus - 21 Kasım 2002 18:25)
çok basite indirgendiğini düşündüğüm bir kavramı temsil eden kelime.misalen; bir hayvana bir insanın tecavüz etmesi.şimdi diyor ki herif; yav ne biliyorsun sen hayvanın da rızası olmadığını. e sen ne biliyorsun olduğunu? ben olmadığını hayvanın beden dilini analiz ederek, psikolojkman çöküşünü, depresif moda geçmesini delil olarak sunarak her şart altında kanıtlarım. ancak senin razı olma durumunu ispatlaman mümkün değildir, hayvan şifahen kendisini ifade edemez zira. ve razı olup olmadığı hususunda, bizzat "evet, ben bu dik duran hayvanın beni düzmesini kabul ediyorum" demediği sürece aksi geçerlidir. umarım hayvana tecavüzü bu şekilde savunanlara, "rıza"ları dışında birileri kayar da "rıza"nın hakiki anlamını idrak ederler. http://blog.milliyet.com.tr/…e-/blog/?blogno=228090http://www.radikal.com.tr/…den_korkan_kopek-1024978http://www.patronlardunyasi.com/…syona-girdi/137770http://www.cnnturk.com/…avuz.eden.serbest/568060.0/
(antonia chigurh - 13 Şubat 2014 02:46)
-bir şeyi istediğinizde kainatın düzeni bozar ve bir etki-tepki mekanızmasını harekete geçirirsiniz. çünkü düzen kendine yapılan etkiyi yok edecek şekilde reaksiyon verir.-en çok haz peşinde koşanlar en çok acı çekmeye talip olanlardır.-hazlara ve zevklere gark olmuş kişiler, ilerde o zevklerin simetriği olan acıları, azapları mutlaka yaşarlar.-hazlardan vazgeçersen acı çekmekten azade olursun.-evliyalar asla haz peşinde koşmazlar. içki, uyuşturucu vs. maddeleri zaten kullanmazlar. yemek vs. meşru işleri dahi marifetullah yolunda çalışabilmek için vesile bilirler. iktidar, riyaset peşinde koşmazlar. eğer bu tür işlere girerlerse belli bir hikmete binaendir, nefsani değildir."alemlerin rabbi allah'a hamd olsun. afiyette ve belâda, darlıkta ve genişlikte.hakim zat'ın fiili, hikmetten hâlî değildir. herhalde o fiili ile salâh diler.bu manada bir ayeti kerime meali:"ola ki, bir şey hoşunuza gitmediği halde, sizin için hayırlı olur; bir şeyi de seversiniz, amma o, hakkınızda şer olur. halbuki allah bilir, siz bilemezsiniz."(2/216)allahu teala'nın verdiği iptilâya ve onun kazasına (hükmüne) razı olunuz.onun taatı üzerine sebat edip ona karşı masiyet işlemekten de sakınınız.ayet-i kerime mealleri:"biz, allah içiniz; ona döneceğiz."(1/156)"size isabet eden bir musibet ellerinizin kazancı sebebi iledir; bir çoğunu da bağışlar."(42/30)sübhan allah'a tevbe ediniz. ellerimizin yersiz kazancından istiğfar ediniz.sübhan allah'tan af ve afiyet dileyiniz. zira o, yüce zat, affı sever. belâdan da gücünüz yettiği kadar kaçınız. zira, güç yetmeyen şeylerden kaçmak, peygamberlerin sünnetidir. onlara salât ve selâm olsun.sübhan allah'a hamd ü şükürler olsun." (431. mektup, mektubat-ı rabbani)-
(isnetus - 23 Mayıs 2014 11:40)
kimi zaman "teslimiyet" ile açıklanmaya çalışılan ama özünde bu kavramının çok ötesinde bulunan kıymetli anahtar.. büyük binalarda statünüze göre kapıların tümünü veya belli kapıları açabileceğiniz "master key" denen anahtarlar vardır.. bunlar herhangi bir odanın kendi anahtarından bağımsız bir şekilde izinli olduğu her kapıyı açabilen anahtarlardır..işte "rıza" da bu bağlamda çok önemli bir master keydir insan için.. son sanılanı yepyeni başlangıca çevirir.. her yolcunun cebinde durması gereken önemli bir master key hatta maymuncuktur..
(sahlanankoc - 23 Mayıs 2014 11:54)
allah’tan rıza ve yoklukta var olmayı isteyin. bütün olanlara boyun eğip biryana durmak, en büyük rahatlıktır. ilahi emirler dahilinde işlerin yoluna girmesinibeklemek en iyi şeydir. dünyanın cenneti, gönül rahatıdır. buna ermek isteyensakin ve olanlara razı olmalıdır.olanlara razı olmak, bunların içinde kendini hakk’a teslim olmuş bulmak en iyiyoldur. allah’ın mana kapısı buradan açılır. ve kulun sevilmesi böyle oldukçagerçeğe uyar. sıkıntı denen illet en büyük dünya azabıdır. ahiret azabı dahabaşkadır. allah bir kuluna sevgi yolunu gösterirse evvela ona gönül rahatlığıverir; o da bu rahatlık sayesinde hoş bir ömür sürer.allah’a kavuşma yolu buradan başlar. o’nun nuruna vasıl olma böyletahakkuk eder.geçici zevklerin ardına düşmeyin. ele geçmesi mümkün olmayanın ardıdakoşmayın. eğer kısmetse gelir; değilse zaten gelmez. kısmet olmayan bir şeyinardına düşmek, bir ahmaklıktır. akılsızlık ve bilgisizliktir. işte dünyanın en büyükazabı budur. daha evvelki sözlerimizde geçtiği gibi en büyük dert imkansız şeylerleuğraşmaktır.kısmetinde yazılı şeyi istemek de ayrı bir görgüsüzlüktür. daha doğrusu hırstır.ibadet ve kulluk tarafından incelenecek olursa şirk demek de yerinde olur…bu kadar istek neye? hem allah’ı sevenin bu kadar lüzumsuz şeyleri istemesiyerinde olmaz. yaradanını seven, o’nu ister. o’nunla beraber başkabir şey istemek, yerinde olmaz; sevgilinin gayrini istemek, sevgide yalancılıksayılır. sevgili için yapılan işten ücret istemek, ayıp olur. ihlasın yokluğunu açığavurur. ihlas sahibi, kulluk hakkını ödemeye bakar; ötesini efendisine havale eder.allah , her varlığın sahibidir. yapılan her işi ister ki kendisi için olsun. ister kikulunun bütün işleri kendisi için olsun.bir kul şunu iyi bilmelidir ki kendisi ve yaptığı işler efendisine aittir; bu durumdanasıl kendine mahsus olmak üzere birçok şeyler talep edebilir.birçok yerlerde de anlattık. kulun ibadet etmesi ona allah’ın bir muvaffakiyetkudreti vermesi sonucudur. ona kudret, kuvvet vermek allah’ın elindedir.ceza veya mükafat beklemektense elinde bulunana şükretmek daha iyi olur.sonra o kul görmüyor mu ki her kimin elinde nimet çoğalırsa neticesi iyi olmuyor.bu, çok kere vakidir. evvela iyidir; sonra ne olduğu görülür. o kimse gittikçe azar, allah’a darılır; kadere kabahat bulur, nimeti beğenmez; derdi, gamı çoğalır. kendindeolanı beğenmez, az görür. başkasının malına göz diker.bu insanlar neden ellerindekine razı olmazlar? öyle zaman olur ki bu huysuzluklarısonunda ellerindeki de gider. çünkü kendilerine has olan hiçbir şeyi beğenmezler.bütün bu durum, onları öyle perişan eder ki çabucak yaşlanırlar. işleri dağılır.vücutları yorulur. bir başkasının elindekine ermek için günlerce alınlarından terboşanır. netice olarak günah veya sevap kaygıları da yok olur ve böylece günahsayfaları dolar.bu arada en büyük suçları yapmaktan çekinmezler. emr-i ilahi, onların hiçdüşünmek istemedikleri bir şey olur. istediklerini de bulamazlar. dünyadangiderken elleri boş olur. ne başkasının malı fayda vermiştir ne de kendimallarından bir kazanç temin edebilmişlerdir.o zavallılar, eğer allah’a şükredip dursalardı en büyük nimete ererlerdi.elinde bulunana ve kısmetine razı olup şükür ve ibadet yolunu aramış olsalardıkendileri için iyi olurdu. sanki başkasının malına göz dikmekle, ellerine kısmettenfazla bir şey mi geçti?istediklerini bulamadılar, aradıklarına eremediler. yalnız ömürlerini boşageçirdiler. ahiretlerini de batırdılar. onlar bu yaptıkları ile en akılsız bilgisizlerdenoldular. kısmetlerine razı olup ibadet ve taat, ile meşgul olsalardı kendilerineyetecek kadar dünyalık gelirdi. öbür aleme geçtikleri zaman ise, umduklarındandaha iyisini bulurlardı.allah , cümlemizi haline razı olanlardan kılsın… herhususta halini bilenler zümresine dahil eylesin. sevip doğru yola gidenlerdeneylesin.(abdülkadir geylani, fütuh-ul gayb'dan)
(isnetus - 29 Mayıs 2015 22:14)
bdsm yaşamını hiç anlamayanlar rıza kavramından habersiz olanlar orospularım. o kadar saçma sapan mailler alıyorum ki her gün anlatmam mümkün değil. bizleri zorla insanlara işkence eden sokak serserileri sanıyorlar. bu aşağılık kitleyi hiç önemsemiyorum aslında ama seni bilgilendirmek için yazacağım. bdsm hayatında itaat ancak sunulabilecek bir değerdir. kimseden itaati zorla alamazsın. itaatin saf olanı güçlü bir şelaledir, aktığı yönü sen belirleyemezsin. seni tanıyorum orospum, onların göremediği kadar derinlerini görüyor gözlerim.diz çök ve olduğun halinle gel ayaklarımın altına.ruhunun kirini sunacak, arınacaksın.
(xmasterx - 4 Haziran 2015 21:36)
vezni fiâdır. *
(dilsuhte - 22 Ocak 2005 15:40)
Yorum Kaynak Link : rıza