Punch-Drunk Love ' Filminin Konusu : Barry Egan, 7 tane çekilmez kız kardeşiyle yaşayan ve hayatındaki bütün boşlukları işiyle dodurmaya çalışan kendi halinde bir genç adamdır. Kadınlar konusunda doğuştan yeteneksiz olan Egan, günün birinde bir kadınla tanışır. Aralarında yavaş yavaş bir şeyler filizlenmeye başlar... Manolya ile takdirimizi fazlasıyla kazanan Paul Thomas Anderson’dan bir romantik komedi. Üstelik başrolünde Adam Sandler oynuyor. Fakat filmin alışık olduğumuz türde bir romantik komedi olmadığını açıkça söyleyebiliriz. Karakterler konusunda ders niteliği taşıdığı söylenen film, son derece şaşırtıcı ve nefis müziklere sahip.
There Will Be Blood(2008)(8,2-454388)
Magnolia(1999)(8,0-275880)
Boogie Nights(1997)(7,9-242791)
Being John Malkovich(1999)(7,8-285227)
Adaptation.(2002)(7,7-163107)
Synecdoche, New York(2009)(7,6-84629)
Inside Llewyn Davis(2013)(7,5-142209)
Phantom Thread(2018)(7,5-88054)
Sydney(1997)(7,2-35391)
A Serious Man(2009)(7,1-121387)
The Master(2012)(7,1-127822)
Inherent Vice(2015)(6,7-81138)
dayak mi yiyorum-film mi seyrediyorum, keyif mi aliyorum-beynimi mi yiyolar, bu duyduklarim muzik mi ugultu mu, ha hu derken bitmis dilimin yarisinda eksi yarisinda tatli bi tat birkamis acayip bir film... hayir su an bile emin degilim, övdüm mü-sövdüm mü ama asla pişman değilim yine olsa yine seyrederdim. evet
(turnusol - 4 Şubat 2007 02:22)
"i have so much strength in me. you have no idea. i have a love in my life. it makes me stronger than anything you can imagine." diyerek aşık olmanın en güzel tariflerinden birini yapmış film.
(tathar - 24 Temmuz 2008 14:12)
basrolde adam sandler var, filmin merkez karakteri ,yapmayacagi seyahatler icin free mileage kuponlari toplayan, 7 kizkardesi tarafindan surekli 'gay boy' diye taciz edilen, sakin gorunuslu fakat arada patlamalar seklinde tezahur eden agresyon sahibi, hayati "sure" ve "i don't know" sozleri ile gecen tuvalet malzemeleri saticisi barry egan rolunde ve hayatinin rolunu oynamis denebilir. film zaten one-man movie neredeyse. oyunculuklar harika, film bir magnolia bir boogie nights seviyesinde olmasa bile, yine de cok iyi. ozellikle philip seymour hoffman her zamanki gibi gorundugu 5-10 dakika boyunca, harikalar yaratiyor..film, diger paul thomas anderson filmlerinin aksine kisa, toplam 90 dakika..muzik secimleri de ilginc, muzak ve avant garde kolkola..
(willy van der kerkhoff - 20 Ekim 2002 01:32)
enfes bir film izlemeye hazır olun diye gaz versem, o gaz ile hırslanır éne var ki şimdi bu filmde, koca koca esnerim bu filme" diye dikilirsiniz bu başlık altına, ama siz hazır olmasınız da bu film enfes olmuş, insanları hazırlıksız yakalar olmuş diyebilirim. öncelikle paul tomas kimse bana komaz anderson'un kimi çevrelerde angut muamelesi görmesi, "ıyyyy" söylemleri ile karşılanması söz konusu olduğundan, tomasımın "yönetme" eylemini ne kadar kararlı, şaşmaz bir çizgide sürdüğünü, işinde ne derece usta olduğunu belirtmek, bunun üzerinden haylaytır ile geçmek isterim. yönetmen çoğu zaman zannedildiğinin aksine bir filmi çekip çeviren kişi olmaktan ziyade (ki o işi genellikle yönetmen yardımcıları yaparlar) filmi şekle sokacak kararları veren kişidir. bu anlamda pt anderson kendi yazdığı senaryoyuu kendi istediği şekle sokacak her türlü kararı müthiş bir isabet ve ustalık ile vermiş diyebiliriz. senaryonun tüm görsel temaları, kurulumu "shooting script" şeklinde hazırlandığından olsa gerek pt anderson un hakimiyeti içerisinde olan herhangi bir hususun sarktığını, askıda kaldığını söylemek mü-mkün görünmüyor. ancak ve ancak senaryo ile ilgili "bu ne lan avangard romantik gomedi mi bu?" yaklaşımı ya da çok daha mantıklı bir "senaryo, tarz seçimi" argümanı bu filmin eleştirisinde geçerli olabilir.tanıdığım günden beri tiksindim yavşak evlatlarından biri olan adam sandler kendisinden beklediğimin aksine hayatının oyunculuğunu çıkarmış, üstüne düşenden fazlasını yapmış, topsuz alanda şova yönelik hareketlerle seyircinin beğenisini toplamış bile diyebiliriz. oyunculuk neye göre iyi belli olmadığından bana göre iyi desem, sana göre bile olsa iyi olamazın aksini ispat edebilecek çıkabilemez.görsel seçimleri, bilinçaltına zerkedilen şekil ve imgeleri ile akılları alan film, bana göre çok şahane bir seri sürdürmekte olan 2000 li yılların en parlak yıldızlarınan biri olacak pt anderson un "ben de böyle kral bir yönetmenim" alt metinli filmi olmuş.romantik gomedinin her türlüsüne karşıyım, romantik ve komedi yanyana gelmesin diyen kimse vakit harcayıp izlemesin der, toplumsal analizli, bireysel sorgulamalı, töz aramalı bir çok filme yönelmelerini tavsiye ederim.ben hem romantiğim, hem gomiğim, bu özelliklerimden haz eden herkese, bilhassa da bu aralar doğum gününü kutladığımız bir canlıya buradan ekstra selam ederim.
(otisabi - 26 Ekim 2002 10:26)
yedi kizkardeslen ayni evde buyumusse bir adam, hayati elbette uzun bir muayyen gun gibi gececektir.yonetmen sahis da oyle yapmis ki isigi, aciyi; beri'nin ustune yanlislikla basilmis agzi kapali dis macunu ruh hali icime isledi, titredim, gerildim film boyunca. hele o sevisme oncesi diyalogun tayyareligi kahve telvesi karaliginda oturdu kursagima. ama gulmedim mi bir suru? yukarda allah var, guldum de eglendim de. emily watson'u porselen bebek yanaklarindan opesim, adam sandler'lan raki icesim geldi. kirk oscarim olsa evde, kirkini birden veririm bu filme.
(blair kadisi - 3 Kasım 2002 04:00)
sanırım adam sandler'in en iyi oynadığı film bu.
(parantez - 16 Haziran 2010 10:05)
paul thomas anderson'ın, hayalindeki süper kahramanı resmettiği bir çizgi roman uyarlaması.hep mavi kostümüyle dolaşan kahramanımız barry egan'ın süper gücü, önleyemediği öfkesidir. bu açıdan giyimiyle superman'a, öfke yeteneğiyle hulk'a benzer. kriptoniti ise 7 kızkardeşidir.topladığı uçak milleriyle gücünü arttıran kahramanımızın aşkı bulduktan sonraki halleri için lütfen filmi izleyiniz.ilk 10 dakika sonunda "beğenmem" diyordum ama sevdim sanırım!
(seyuranto - 20 Şubat 2011 12:19)
pek guzelmis. epeydir gordugum en bi 'ask' filmi sanirim. ha tabii 'nasi ask filmi lan bu?' diyenler olacaktir, olmalidir. muziklerin kullanimi sanirim sandler'la beraber en can alici nokta, romantik komedi gevsekligi vermiyor insana.
(tramell - 25 Ocak 2003 20:32)
adam sandlerin "i have a love in my love, and that makes me more stronger than everything " cumlesi, filmi ozetlemis de bitirmis bile.(bkz: ask nelere kadir)
(moussis - 3 Nisan 2003 19:29)
adam sandlerin filmin haritaya yumruk atma sahnesinde elindeki yara izlerinde love yazdigini, supermarkette gezerken arkada blurbir sekilde kirmizili kizimizin gezdigini ve bunun gibi ayrintilari farkedemeyen ve amerikan filmi seyredicem, gulecegim diye sinemaya gelenlerin tabi ki sinemadan kacarcasina uzaklastigi, iyi islenmis bir psyco-romantik-komedi filmi
(corneliuss - 20 Nisan 2003 22:18)
art arda iki basyapittan sonra idol paul thomas andersondan beklentilerim had safhadaydi ve en ufak bir hayal kirikligi emaresi yok. birbirinden farkli iki kisinin sonunda birlesecegi ve baslarindan komik olaylar gececegi bir film bekleyenler ilk onbes yirmi dakikada ciktilar allah'tan da, onum acildi, elektronik altyaziyi daha bir gorur oldum. merkezinde on tane karakterin olmadigi bir pta filmi; kliseler uzerine kurulu bir turle kara filmin harmanlandigi, senaryosunda bir yigin tuhaf gelismenin yasandigi, benden once davranilarak corneliuss tarafindan belirtilmis olan "love" yarasi veya sandler ile watson'in kiyafetlerinin renkleri gibi yiginla ayrinti/gondermeye sahit olundugu ve yasattigi hislerle insani inanilmaz hallere sokan film. harika, harika!
(edved - 21 Nisan 2003 00:45)
cekim tekniklerindeki inceliklere dikkat edilmesi gereken film. kullanilan kamera acilari, insani "geren" sesler, aniden olan olaylar filmi ana karakterin olaylara yaklasim acisiyla seyretmemize yol aciyor, herseye asiri tepki gosterip "oeh yeter ama" dedirtiyor.*"bu ciddi bi film, ne guluyosunuz" diyenler olabilir ama acikcasi adam sandler ve philip seymour hoffman'in telefonda fucklastiklari sahneyle beni koparmistir.paul thomas anderson'in tekrar kafasini kazitmasini bekliyoruz. (bkz: paul thomas anderson/1)
(helpless - 26 Nisan 2003 12:48)
türü bakımından sanırım ilk olan film. romantik gerilimdi ulan resmen. .- adam sandler'ın oyunculuğu tartışılamaz.- ayrıntılara çok önem verilmiş, seyircinin gözünden kaçmıyor.- çekimler karanlık ortam genelde.- ana karakterin psikolojisi çok derinlemesine işlenmiş ve resmen anti kahraman oluşturmuşlar.- barry egan'ın yaşadığı ruhsal devinim, panik ataklar, özünden nefret.. seyircinin de psikolojisini bozuyor.- ilk 10 dakika bir bok anlamayacaksınız.
(megoer - 5 Mart 2012 06:17)
adam sandler bu filmde hayatinin rolunu oynamistir. daha iyisini yapabilecegini hic sanmiyorum. cok az da olsa philip seymour hoffman icerir, mutlu eder.
(obscure59 - 5 Mart 2012 06:26)
filmin hakkında yazılan yazıların hemen hemen hepsinde romantik komedi teması yüklenmekte. ama açıkça söyleyebilirim ki bu filmin türü kesinlikle gerilimdir. ikiye ayrılması gereken yapımlardan. ilk kısımda izleyici geren bir belirsizlik bulunduran film ikinci yarısında biraz daha yumuşayarak olayı ikili ilişkiye çevirmiş. mavi ve kırmızının birlikteliği sadece karakterlerin buluşması olarak değil genel olarak filminde tamamlanması olarak değerlendirilebilir.adam sandler'ı genel olarak beğenmememe rağmen, bu filmdeki oyunculuğu harikaydı. kullanılan renk, kamera kullanımı (özellikle filmin başındaki netleme) oldukça iyiydi. izlenmeli.
(metallica buyuktur ayran maiden - 2 Ocak 2013 14:10)
kamerasini ecis bucus insanlar uzerine deniz kabugu eyleyen pt andersonun govde gosterisi, giselerde ve belleklerde fazlaca izbirakan son iki filminden ziyade duruluguyla daha cok pek bilinmeyen least exit renoya yakin tutulabilir. oysa benim kusaktan diyebilecegim anderson beyefendi hodri meydan diyerek basrolune yonetmenligini, sinema sanatin ikodugu bir yapit suruyor onumuze. cokca nasil anlatildigi, neyin anlatildiginin daha onunde ilgi celb ediyor. tabi romantik kurgunun arka planında alttan alta suregiden ve sizi koparan telesex ve sonrasi gelisen olaylar muhabbetini goz ardi etmiyoruz. adam sandler denen eleman ilk kez muhitimizden (+) puani hanesine yazarken emily watsonhemsiremiz son donemlerde en begendigimiz oyunculuk performasini cikartiyor soyleyelim. ayrica philip seymour hoffman nerdeyse gorunmesi yetiyor ayarinda filme lehimlennmis zumrut tasi...oyle oldu boyle oldu mevzu diil, bastan assagi yonetmen filmibu.
(coldplay - 29 Temmuz 2003 02:34)
adam sandler'ın saniyeler arasında değişen ruh halinin tasviri için dahi görülmeye değer film. değişen şart ve koşullar altında insan tepkisinin aynı olaya karşı nasıl değişkenlik gösterebildiği de çok başarılı bir şekilde yansıtılmış.
(rachel - 4 Ağustos 2003 06:27)
off çok güzeldi.. insanın nasıl hayvan gibi tırstığını, salya sümük ağlayarak kaçarken ayaklarının illa ki geri geri gittiğini (meraktan, salaklıktan ya da kibirden kim bilir), paronaya yaptığını dellendiğini sonra kontrol elindeymiş gibi aslanlar gibi kükrediğini, kükrerken kendi sesiyle irkilip titrediğini gösteren gözümüze sokan nadide bişi bu.... harmonium, emily watson'un göz altı torbası, emily watson'ın göz rengi, adam hawaii'ye giderken çalan şarkı, puding kuponları, georgia'nın ses tonu, şiddet sahneleri... sonra that's that.. çok güzeldi.. psikolojik gerilimi masala çevirmiş adam, varoluşçu olalım, sorunlarımızı çözelim, wes anderson'u da bu yüzden seviyorum mesela, aferim!
(indiegirl - 28 Temmuz 2004 16:03)
bir kamera bu kadar mi iyi kullanilir. duygular isik oyunlariyla bu kadar mi iyi anlatilir. bir karakter bu kadar kuvvetli mi yazilir. adam sandler hayatinda ilk defa dogru duzgun bir oyunculuk gosterdi izleyiciye. ozellikle ilk karsilasmalarinda isigin tam ikisinin ortasinda olabilicek en guzel haliyle yansimasi (ki bu ancak kamera sayesinde ortaya cikarilabilir) ve bunun aski anlatan en yalin tasvir olmasi insani buyuluyor. dvd si insani kendinden gecirecek goruntuler, klipler iceriyor. bu film icin bu kadar yogun duygular besleyecegim hic aklima gelmezdi.
(agent provocateur - 23 Eylül 2004 20:42)
jim carrey için eternal sunshine of the spotless mind neyse adam sandler için de bu film öyledir. "ağzını yüzünü yamultarak konuşuyo, başka bi numarası yok" diyenler sandler'ın gerçek oyunculuğunu bu filmde görmüşlerdir.
(turta - 20 Nisan 2006 13:57)
Yorum Kaynak Link : punch-drunk love