Süre                : 1 Saat 54 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Aralık 2002 Perşembe, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Komedi,Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Beverly Detroit , Clinica Estetico , Good Machine
Yönetmen       : Spike Jonze (IMDB)
Senarist          : Susan Orlean (IMDB)(ekşi),Charlie Kaufman (IMDB),Donald Kaufman (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Nicolas Cage (IMDB)(ekşi), Tilda Swinton (IMDB)(ekşi), Meryl Streep (IMDB)(ekşi), Chris Cooper (IMDB)(ekşi), Jay Tavare (IMDB)(ekşi), Roger Willie (IMDB)(ekşi), Jim Beaver (IMDB)(ekşi), Cara Seymour (IMDB)(ekşi), Doug Jones (IMDB), Stephen Tobolowsky (IMDB), Gary Farmer (IMDB), Peter Jason (IMDB), Gregory Itzin (IMDB), Curtis Hanson (IMDB), Lisa Love (IMDB), David O. Russell (IMDB), Judy Greer (IMDB), Maggie Gyllenhaal (IMDB), Bob Stephenson (IMDB), Sandra Lee Gimpel (IMDB), Caron Colvett (IMDB), Ron Livingston (IMDB), Brian Cox (IMDB), Nancy Lenehan (IMDB), Lance Acord (IMDB), Ryan Bosch (IMDB), Curt Clendenin (IMDB), John Cusack (IMDB), Spike Jonze (IMDB), Catherine Keener (IMDB), John Malkovich (IMDB), Rheagan Wallace (IMDB)

Adaptation. (~ Tersyüz) ' Filminin Konusu :
Öykünün merkezinde yer alan karakter bizzat senaryoyu yazan Charlie Kaufman. Susan Orlean’ın The Orchid Thief kitabını senaryolaştırmaya çalışmaktadır. Başındaki orkide belası yetmiyormuş gibi, bir de konvensiyonel bir gerilim senaryosu yazmaya çalışan ikiz kardeşiyle uğraşmaktadır…

Ödüller      :

Berlin Film Festivali:Silver Berlin Bear-Jury Grand Prix
Academy Awards - Oscar:En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
BAFTA:BAFTA Film Award-Best Screenplay - Adapted


  • "iyiydi ya da kötüydü diye bir yorum yapamayacağım film. ama beni happy together şarkısıyla tanıştırdığı için teşekkürü bir borç bilirim*"
  • "kafadan kafaya geçen "iç-alaşımlı" öykü/ler."
  • "chris cooper'in doludizgin surukledigi komik bir izlence. (bkz: fuck fish)the new yorker ve nyc entelijansina atilan bokun rengi de guzel."
  • "fragmaninin tamaminda queen - under pressure kullanilmis film. pek heyecanlandim bu yuzden izlerken fragmani."
  • "charlie kaufman'ın gerçekte bir ikizi yoktur aslında. donald kaufman sadece alter agosu olarak filmde yer almaktadır."
  • ""fuck fish" ."
  • "kanimca ortasinda çift sıfır olan yılların en önemli filmlerinden birisi olarak kalicak bu film."
  • "müthiş bir senaryo. bunun nasıl yazılabildiğini hayal edebiliyor musunuz? bir adam hakkında bir kitap yazan bir kadın hakkında senaryo yazan bir adam hakkında bir filmin nasıl yazıldığını hayal edin."




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---
    filmin ana konusu sudur bence: bir yazar, orkid calan bir adami garip bulsa da, tutkusuna hayran kalir. budur. baska birsey degildir. kitap burda biter. ama bunu film yapabilir misiniz? boyle bir film yapip ciceklerin guzelliginden bahsedebilir misiniz? yapamazsiniz... insan kovalamaca ister, ask ister, degisim ister, birileri olmelidir, birseyler olmalidir... niye cunku senaryo yazim teknikleri bunu gerektirir... buna kizan charlie kaufman'dir filmin yeni konusu... alin size der... benim bir ikizim varmis... ama bir insan sadece iyi veya sadece kotu olamaz ya, hem salak bulursunuz hem de seversiniz bu adami... baska? alin size, bu yazar orkid calan adamin tutkusuna hayran kalmakla kalmaz... film sirketlerinin dedigi gibi bir ask falan olur arada... beraber batakliga gittiklerinde new yorklu yazar hayal kirikligina ugramaz, tam tersi, hersey gizemlidir, ateslidir... cunku filmlerde bunlar olmalidir...

    o seminer veren adamin 10 altin kuralina uygun filmler, mesela seven ve fight club, hem binbir action, hem supriz sasirtan son, hem de alttan alta mesajlar vermesi bakimindan donald kaufman'in yazdigi senaryoda dalga gecilmistir (atlar ve motorsikletlerin yarisi). bu filmler buyuk kitlelere hitap etmistir, cunku karmasik gibi gorunurler, fakat kucuk bir zihin jimnastigiyle herkes anlayabilir bu filmleri, hem de mesajlariyla beraber, ve herkes hayran kalir filmdeki sozde dahilige...

    boyle boyle sekillenen, senaryo yazim tekniklerine de tas atan bir filmdir. yoksa ikiz kardes de yoktur, kaza da olmaz, yazarla orkid hirsizi ask da yasamazlar, orkid hirsizinin karisi disinda olen kimse de olmamistir... yani gercek filmin gercek sonu ortasindadir. gercek film kitabin son cumlesiyle biter. kalani senaryo yazim tekniklerine tas atmaktir.

    bu yuzden charlie kaufman bir dahidir... evet gercekten de...
    ---
    spoiler ---


    (daginik - 29 Eylül 2006 15:17)

  • comment image

    filmin tek cümleyle ingilizce özeti;

    "a film about a man writing a film about a book about a woman writing about a man"

    türkçe söylesek;

    "bir erkek hakkında yazı yazan bir kadın hakkında bir kitap hakkında bir film yazan bir adam hakkında bir film"


    (stradicaster - 26 Ekim 2006 01:34)

  • comment image

    --- spoiler ---
    film, bir yazarin hikayesidir: charlie kaufman, bir senaryo yazacaktir, kahramaninin sonunda basarisiz olmasini ister. film kahramani da yazarin kendisidir. kahramanin yapmak istedigi kovalamacasiz, sekssiz, uyusturucusuz, insanlarin degismedigi, birbirine isinmadigi bir film cekmektir. basaramaz. ama basarmamasini istemisti ya zaten, o yuzden basarmistir aslinda. izledigimiz film de aslinda bu kahramanin yazdigi senaryodan baskasi da diildir ayrica. bugun bir kez daha izledigimde bir kez daha charlie kaufman dahiligine hayran birakmistir.
    ---
    spoiler ---


    (daginik - 8 Ocak 2009 03:41)

  • comment image

    charlie kaufman'ın gerçekte bir ikizi yoktur aslında. donald kaufman sadece alter agosu olarak filmde yer almaktadır.


    (rossgaller - 24 Şubat 2003 15:45)

  • comment image

    charlie kaufman'un muhteşem zeka oyunlarını fark edebileceğiniz film. aslında filmin hikayesi charlie kaufman'a orkide hırsızı adlı bir kitabı, film için senaryoya dökmesi görevinin verilmesiyle başlıyor. kaufman amcada ne yapar ne eder, seyirciye hiç bir açıdan zevk vermicek olan bu kitabı zeka ürünü orjinal bir fikirle bu filmde dallı budaklı olaylarla bize tanıtır. tebrikler...


    (erotomaniac - 24 Şubat 2003 22:48)

  • comment image

    normal bir film gibi izlenmemesi gereken, film teorisi ve senaryo yazarligi uzerine bir inceleme niteligi tasiyan mukemmel film. charlie kaufman'in "ben cok zekiyim, her turlu seyirciyi bir punduna getirip ayaklarima kapatirim" demeye calistigi one surulebilse de, ayni zamanda kisi olarak kendi uzerine, kendi hayati ve isi uzerine de yorum yapmasi acisindan bana daha kisisel ve samimi gelen film. son olarak, anlamayanlarin hic izlememesi, izledilerse de yorum yapmamalari gereken bir film.


    (journeyman - 27 Şubat 2003 20:56)

  • comment image

    birşey yaratma sürecindeki bunalımları gerçekten hissetmenizi sağlayan bir film. düşüncelerin yaratırken nasıl sular seller gibi akıldan geçtiğini, o an mükemmelmiş gibi görünen bir fikrin daha sonra nasıl boktan gelebileceğini mükemmel anlatmışlar. nicholas cage'in tipi de oldukça değişmiş.


    (annie - 2 Mart 2003 00:29)

  • comment image

    kanimca ortasinda çift sıfır olan yılların en önemli filmlerinden birisi olarak kalicak bu film.


    (insidious - 6 Mart 2003 11:22)

  • comment image

    being john malkovich 'in yazari charlie kaufman'in yeni filmi adaptation'i nasil yazdigini anlatan film. yani film, kendisinin yazilma surecini anlatiyor. filmin yazarinin yasadigi son 3 yilini sinema perdesinde goruyoruz. surpriz olarak being john malkovich filminin setinde gecen gercek sahneler var yani o filmdeki oyuncularin kamera arkasi var ve durum filmlestirilmis. adaptasyon yapilmis yani. filmin icinde bir bir filmin kitaptan filme nasil aktarildigini anlatiliyor ve kitabin yazilma sureci gosteriliyor. yani adaptasyon icinde adaptasyon var, kafa karistirici bir film. bir de ayni kisinin hem kendisini hem alter egosunu oynadigi filmlerin ya da askin, cinayetin artik cok klise oldugunu anlatip film icinde tum bu sinemasal ogelerin kullanilmasi ile ironi icinde ironi var. film ve senaryo yazarlari icin ders niteliginde bir film. ote yandan filmin icinde bir de senaryo yazarligi egitiminden alinmis sahneler var. bu kadar icice durumun olmasi bile filmi ilgi cekici yapiyor. bir de tam zamaninda calan happy together sarkisi var ki filme karsi begenimi kat be kat artiriyor.


    (servicio - 4 Mart 2013 08:30)

  • comment image

    çekilecek bir filmin senaryosunun beyazperdeye uyarlanmasının sürecini beyazperdeye uyarlayan ki bu konu sebebiyle yapım yılı 2002 olmasına rağmen bence yaratıcılıkta tavan yapmış bir film. izlediğimiz ve okuduğumuz tüm filmlerin bu filmde sunulduğu gibi bize tekrar anlatıldığını düşünmek fikri beni çok heyecanlandırdı. keşke defalarca çekilse böyle filmler.

    --- spoiler ---

    film senaryo yazmaya çalışan adamın (adam mı?) monologları üstünden 21. yüzyıl insanının yalnızlığına, çaresizliğine, mahkumluğuna, endişelerine aralıksız vurgu yaparak başlıyor ve monologlar ikiz kardeş ile çoğalmaya devam ediyor. bunu yaparken aynı zamanda bir senaristin, bir sanatçının iç dünyası ve psikolojisiyle bu kadar açık bir şekilde haşır neşir olmak da kendileriyle ilgili merak uyandıran duygularımıza ket vurmaya çalışıyor gibi.

    filmin yayınlandığı yıllarda var olmayan bir karaktere getirdiği oscar adaylığı ise ayrıca ironiktir. senaryoyu yazma aşamasında baş edilmesi gereken zorluklar için yaratılan ikiz kardeş/alter ego aslında yazamama sıkıntısının da sebebi gibidir. ikiz kardeş aynı zamanda kardeşine özenerek senaryo yazmak ister ve asla onun kadar başarılı olamadığını her defasında açık açık vurgular. ikiz kardeşin senaryo yazma sürecinde, şimdiye kadar pek çok filmde rastladığımız klişelerin klişe olduğundan da bahsedilir.

    diğer tarafta senaryonun ana kaynağı yani kitabın yazarı bitmek bilmeyen bir kitap yazmaktadır.
    bir çiçek hakkında bu kadar detaylı bilgiye neden ihtiyaç duyulur ki diye düşünmeden edemedim filmi izlerken.
    elbette buradan da kitabın konusu olan orkide tutkusu yıllarca bitmemiş adama geliyoruz. bir de bir şeyleri tutkulu şekilde önemsemenin, değer vermenin nasıl hissettirdiğini bilmeyen kitabın yazarına.

    filmin bu noktasında küçük prens'e gönderme yaparmışcasına "sahip olduğun tek barometrenin kalbin olduğunu görmen. çiçeğini seçtiğin zaman, hiçbir şeyin yoluna çıkmasına izin vermemen." cümlelerini kuruyor çiçeğe tutku besleyen adam.

    devamındaki her noktada kitabın yazarının o adamdan etkilenmesi ile yazdıkları sonucunda senaryo yazacak olan adamın da kitap yazarının yazdıklarından nasıl etkilendiğini görüyoruz.

    bir de bazı klasik cümleler var; "sevdiğin şeyi istersin, seni seven şeyi değil."

    ---
    spoiler ---

    ve evet, yapım tarihinden 11 yıl sonra izlemiş olmak bıraktığı değeri etkilemiyor. bir film sitesinde tam 2007 senesinde izleme listeme eklemiş olmama rağmen bu filmi benim gibi 11 sene beklemiş olanlar hepimiz adına çok üzgün olduğumu da belirtmek isterim.


    (bezdim - 4 Ekim 2013 22:47)

  • comment image

    okumalara çok fazla elverişli olan filmin bence en çarpıcı tarafı darwinizm ve sosyal darwinizm'e mükemmel bir şekilde göndermeler yapılmış hatta iskeletinin bu konu üzerine ustaca oturtulmuş olmasıdır...unutmayalım uyum gösteren hayatta kalır tıpkı charlie kaufman gibi...


    (yevkassim - 31 Ağustos 2004 01:04)

  • comment image

    müthiş bir senaryo. bunun nasıl yazılabildiğini hayal edebiliyor musunuz?

    bir adam hakkında bir kitap yazan bir kadın hakkında senaryo yazan bir adam hakkında bir filmin nasıl yazıldığını hayal edin.


    (seovi - 9 Ocak 2016 02:45)

  • comment image

    filmin sonu gerçekte yönetmenin antitezi olarak da yorumlanabilir. senaristimiz kimsenin daha önce yapmadığı bişiler yapmaya kasarken yolunu şaşırır ve adapte olur. yönetmen de şöyle der; "bakın senaryomdaki karakterler değişim geçirdiler, şaşırtıcı sonun allahını yaptım, bi de mesaj koydum gözünüzün içine soka soka (you are what you love not what loves you *) ama ortaya abuk subuk, etkileyicilikten çok uzak ve baya bir şeyler çıktı". dikkatli bakilirsa her yerde bir hikaye bulmak mümkün ama etkin senaryolar sadece başı sonu belirgin hikayelerden çıkar diye bir kural olmamalı; susan orlean'ın kitabı gibi olaysız, sade ve samimi metinler de senaristlerin yaratı oyunlarıyla filme alınabilmeli. bazen gerçekten fazla bişiler olmaz, sadece bir meraktır ortada gezinen, siz ve düşüncelerinizin arasında hiç kimse ve hiçbirşeyin giremediği hayatınızı ve bunun değişmemesinin verdiği hayal kırıklığını yaşamaktasınızdır. orkide avcısı adam tutku ve takıntılarla dolu hayatına devam eder, susan orlean yine bir heyecan bulamamanın verdiği hayal kırıklığıyla evine döner, kimsenin anlayamadığı, senaryo yazmak dışında her işe ve herkese yabancılık çeken charlie sevdiği bir kitabı senaryolaştırabilmek için yıllarca kıçını yırtar, belki inanılmaz yaratıcı bir çözüm bulup harikalar yaratacak belki de bu uğurda delirecektir (sonunu bilmemiz gerekmez). o adam da o haliyle yaratıcı ve üretkendir, bir anda bambaşka bir insana dönüşmesi ve düzene adapte olması gerekmemektedir. ve bu üç karakterin buraya kadar yaşadıkları bile anlatılmaya değer, güzel ve anlamlı hikayelerdir.

    bu film senaryolar hakkında postmodern bir bakış açısı getirir, bunla da yetinmeyip deneysel üslubunu ortaya koyar; ilginç bi yöntemle hem orkide avcısının, hem bu adamı anlatan susan orlean'ın hem de bunu filme uyarlamaya çalışan charlie kaufman'ı hikayesini büyük bir akılcılıkla anlatabilmiştir. çok beğendim, şapka çıkarıyorum.


    (indiegirl - 14 Şubat 2006 21:38)

  • comment image

    girişindeki monologla hatırlanacak bir filmdir.
    "kafamda özgün bir düşünce var mı? kel kafamda? belki daha mutlu olsaydım, saçlarım dökülüyor olmazdı.
    hayat kısa. iyi değerlendirmem gerek. bugün kalan hayatımın ilk günü. ben yürüyen bir klişeyim. doktora gidip, bacağımı muayene ettirmem gerek. yanlış bir şey var. kalça kemiğim.
    dişçi gene aradı. çok geç kaldım. işlerimi ertelemeyi kesersem, daha mutlu olabilirim. tek yaptığım koca kıçımın üstünde oturmak. kıçım bu kadar büyük olmasaydı, daha mutlu olabilirdim. gömleklerimi kıçımı saklamak için sarkıtmazdım.
    tekrar jokinge başlamalıyım. günde 5 mil, bu sefer yapmalıyım. belki de kaya tırmanışı. hayatımı tersine çevirmeliyim. ne yapmam gerek?
    aşık olmam gerek. bir sevgilimin olması gerek. daha fazla okumalıyım. kendimi geliştirmeliyim.
    rusça falan öğrensem nasıl olur? ve ya bir enstrüman alsam? çince konuşabilirim. çince konuşan ve obua çalan senaryo yazarı bulmak oldukça güç. bu harika olur.
    saçımı kısa kestirmem gerek. kendimi ve insanları saçlarım konusunda kandırmaya çalışmayı kesmeliyim.
    ne kadar üzücü? olduğum gibi görünüp, kendime güvenmeliyim. kadınların etkilendiği şeyde bu değil midir?
    erkeklerin çekici olmasına gerek yok. ama bu doğru değil. özellikle de şu günlerde. bu aralar erkeklerin üzerindeki baskı neredeyse kadınların üzerindeki kadar. neden sadece var olduğum için gülünç duruma düştüğümü hissediyorum? belki de beyin kimyamdan dolayıdır. belki de benimle ilgili yanlış olan şey budur. kötü kimya. hormonel sorunlar ve korkular kimyasal dengesizliğe indirgenebilir. ya da bir çeşit tepki vermeyen sincapsam. bu konuda birinden yardım almalıyım... ama akabinde de çirkin olacağım. hiçbir şey bunu değiştiremez."


    (root - 28 Nisan 2006 18:36)

Yorum Kaynak Link : adaptation.