Merhaba Yabancı.Favori Podcastleriniz,Tavsiye edeceğiniz Podcastler,Son Dinlediğiniz Podcastlerin takibi gibi işlemler için Lütfen Üye Olunuz.

Tarihin Öteki Yüzü (10.826 dakika - 234 Bölüm)

Ayşe Hür, Tarihin Öteki Yüzü programıyla, her hafta gündemdeki bir olayı, siyasal tarih ışığında ele alıyor.
Web Sitesi  iTunes

2hafta 1gün / 2.435 5 Kişi / 6.725 64Bits / 986 Açık Bilim / 16.050 Açık Bilinç / 16.216 Aktiffelsefe / 271 Anlatsam roman olur / 1.096 Annemin Plakları / 16.666 Apartman Sineması / 1.633 Arka Fon Hikayeleri / 4.062 Arkası Yarın / 150 Bahri Karaçay ile Bilim / 606 Beyin Kültürü / 1.416 Bilim Akademisi / 3.108 Bilim Kazanı / 0 Bir Roman Bir Hikaye / 524 Bir Yaşam Felsefesi Olarak: Girişimcilik / 11.393 Biyografik Bilim: Bilim İnsanlarının Ağzından Hayatları / 130 Bizim Ufaklık Çocuk Gelişimi ve Pedagoji / 429 Boş İşler / 3.096 Botanitopya / 5.389 Canlı Bilim / 3.155 Caps Lock / 7.524 Cerrahın Günlüğü / 1.036 Codefiction / 6.892 Dersimiz Tarih / 1.929 Didik Didik Freud / 2.094 Dünya Nereye Gidiyor? / 11.910 Farklı Kaydet / 96.776 FilmLoverss / 4.373 Filozofun Yolu / 9.387 FÖŞ / 2.722 Fularsız Entellik / 2.598 Gayrisafi Fikirler / 7.042 Gelecek Bilimde / 24.000 Gerisi Hikaye Korku Konuşmaları / 26.559 Giik FM / 1.062 Girişimci Muhabbeti / 52.711 Girişimci Sözlüğü / 628 Günün ve Güncelin Edebiyatı / 8.927 Ha Geldi, Ha Gelecek! / 2.224 İlk Sayfası / 1.856 Kaçık Prens / 12.186 KafeinSiz'de BU HAFTA / 16.272 Kısa Dalga / 13.333 Koku / 3.477 Kültür Tarih Sohbetleri / 17.872 Lafın Gelişi / 21.109 Made in Turkey / 13.972 Medyascope.tv / 477.147 Mücadele / 5.273 Ntv radyo / 214.712 O Tarz Mı? / 14.591 Osmanlı tarihi / 0 Paraşütle Üretim Bandı / 22.584 Pixopat / 16.618 Podcast Smart / 613 Psikiyatrist Arzu Erkan Yüce / 3.443 Radyo Tiyatrosu / 780 Samos Sürgünü / 2.154 Satır Arası / 7.503 SBS Türkçe / 51.250 Sesli Kitap (Nisan Kumru) / 196 Sinefil / 12.304 Sinematik / 2.756 Socrates Podcast / 31.219 Tarihin Öteki Yüzü / 10.826 TED Konuşmaları Türkçe / 3.809 Teknoloji ve Bilim Notları / 24.095 Teknoseyir / 49.295 Teoman Duralı ile Felsefe Söyleşileri / 373 Turuncu Pasaport / 534 UX minimal / 3.681 Vikipedik Şeyler / 408 Yalansavar / 1.063 Yetersiz Bakiye / 1.725 Yollarda.tv / 10.014
  Aramayı Temizle  
Sayfa 1 / 8 (234 )FirstPrev12345678NextLast v
Podcast grid:Not filtered
Grup grid:Not filtered
Süre grid:Not filtered
Tarih grid:Not filtered
Tarihin Öteki Yüzü> 100. Yılında Lozan Barış Antlaşması
21 Temmuz, 2023
Süre:54
4-11 Ekim 1922 tarihleri arasında Mudanya’da mütareke görüşmeleri sürerken, İtilaf Devletleri Sultan Vahdeddin’e müracaat ederek İstanbul Hükümeti’nin de Lozan’da yapılacak barış görüşmelerine bir heyet göndermesini istemişti. İtilaf Devletleri’nin Türk tarafındaki çift başlılıktan yararlanmak istedikleri anlaşılıyordu ama Mustafa Kemal’in buna tepkisi çok sert ve akıllıca oldu. İki başlılığı ortadan kaldırmak gerekçesiyle 2 Kasım 1922 gecesi Saltanat ilga edildikten hemen sonra Lozan'a gönderilecek Murahhaslar (Delegeler) Heyeti seçimlerine geçildi. Heyetin başkanlığı için Heyet-i Vekile (Bakanlar Kurulu) Reisi Rauf Bey başta olmak üzere Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey, sabık Dahiliye Vekili Fethi Bey ve hatta Kâzım Karabekir Paşa gibi Millî Mücadele'nin ağır topları beklenti içine girmişlerdi. Özellikle Rauf Bey, Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu getiren 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi'ni imzalamış olmanın ezikliğiyle, o kötü hatırayı bir zaferle silmek arzusu içindeydi. Ancak Mustafa Kemal'in Lozan için uygun gördüğü isim Mudanya Mütarekesi’nin başarılı görüşmecisi, her daim kendisine sadık Garp Cephesi Kumandanı İsmet Bey idi. ~ 100. Yılında Lozan Barış Antlaşması
Tarihin Öteki Yüzü> Resneli Niyazi Bey ve Geyiğinin “Öteki” Hikayesi
14 Temmuz, 2023
Süre:44
II. Abdülhamit'i tahttan indirmek için yürüttükleri faaliyetin son aşamasında terörle hem devlet ricalini hem de halkı sindiren İttihatçıların beklediği fırsat 9-12 Haziran 1908 tarihlerinde Britanya Kralı VII. Edward ile Rus Çarı II. Nikola’nın Reval’de (bugün Estonya’nın başkenti Tallinn) bir araya gelmesi oldu. Reval’de Osmanlı İmparatorluğu’nun “taksimine karar verildiği” şayiaları yayılarak ortam gerilmiş, cemiyetin fedaileri, 1908 Haziran’ından itibaren Balkanlarda tam bir terör estirmişlerdi. 11 Haziran 1908 günü Selanik Merkez Kumandanı Yarbay Nâzım Bey (ki Enver Bey'in kız kardes¸i Hasene'yle evliydi), Saray'a bildirmek üzere İttihatçıların adının bulundugˆu 397 kis¸ilik tevkif listesi hazırladıgˆı gerekçesiyle, İstanbul-Akaretler'deki evinde vuruldu ancak öldürülemedi. Ardından 3 Temmuz 1908 sabahı s¸afakla birlikte, Kolagˆası Resneli Niyazi Bey, 200 kis¸iyle dagˆa çıktı. Onu Binbaşı Enver Bey’in ve Binbaşı Eyüp Sabri’nin taburları takip etti. İttihatçıların ünlü tetikçisi Yakup Cemil de Enver Bey’in yanındaydı. Bundan sonra suikastler birbirini takip etti. ~ Resneli Niyazi Bey ve Geyiğinin “Öteki” Hikayesi
Tarihin Öteki Yüzü> Kimyager Nureddin Münşi Bey ve Krematoryum Tartışmaları
07 Temmuz, 2023
Süre:54
Ölü bedeni yakmaya "kremasyon", bu eylemin yapıldığı mekanlara "krematoryum" deniliyor. Kremasyonun tarihi çok eskilere gidiyor. Avrupa'da MÖ 3 binli yıllarda ortaya çıkmış ama MÖ 600'lü yıllarda Yunan medeniyetinde, onu takiben Roma İmparatorluğu'nda itibarlı insanların başvurduğu bir yöntem olmuş. Hristiyanlığın doğuşuyla tekrar gömme adetine dönülmüş. Orta Asya'daki toplumlarda ise MÖ 3 binli yıllarda cesetlerinin toprağa gömüldüğünü, MÖ 2 binli yıllarda cesetlerin yakılmaya başladığını ve bu tarihten Göktürklerin sonuna (MS 542) yılına kadar bu geleneğin devam ettiğini biliyoruz. ~ Kimyager Nureddin Münşi Bey ve Krematoryum Tartışmaları
Tarihin Öteki Yüzü> Atatürk Zamanında Dini Bayramlar
04 Temmuz, 2023
Süre:50
Divan-ı Lügat’it Türk adlı eserin yazarı Kaşgarlı Mahmud’a göre (ö.1105), ‘bayram’ kelimesi ‘Farsça ‘bezrem/bezram’ kelimesinden gelir. Bezrem, ‘yiyip içme, konuşup eğlenme meclisi’ anlamına gelen ‘bezm’ ile ‘hoş ve sevinçli’ anlamı taşıyan ‘ram’ kelimesinin birleşmesinden oluşur. Kelime zamanla bazı seslerini kaybederek ‘bayram’a dönüşmüştür. Arapçada ise bayram kelimesinin karşılığı ‘i(y)d’dir ki ‘tekrar dönmek’ anlamına gelen ‘ivd’ kökünden gelmektedir. İbnü’l-Arabi gibi lügatçiler ‘bayramın her yıl kutlanması’ ile ‘dönmek’ fiili arasında bir ilinti kurarlar. ~ Atatürk Zamanında Dini Bayramlar
Tarihin Öteki Yüzü> Cumhuriyet’in Borçlanma Tarihi ve IMF ile İlişkiler
23 Haziran, 2023
Süre:53
Yahya Tezel’e göre 1914 yılı başında nominal değeri 157 milyon sterlin olan Osmanlı dış borç tahvillerinin yüzde 48’i Fransız, %19’u Alman ve %13’ü İngilizlerin elindeydi. 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması uyarınca Osmanlı borçlarının yüzde 67’sinin yani 107,5 milyon altın Osmanlı lirasının Türkiye tarafından ödenmesi kararlaştırılmıştı. Ödeme işlerini de Düyun-u Umumiye İdaresi yönetecekti. Bu karar, 1 Aralık 1928 tarihli TBMM oturumunda oylandı ve kabul edildi. Buna göre Türkiye 1929 yılından başlayarak ilk yedi yıl, yılda 2 milyon altın lira ödeyecek, 1936 yılından itibaren taksitler artacak ve 1952 yılında 3,4 milyon altın lirayı bulacaktı. ~ Cumhuriyet’in Borçlanma Tarihi ve IMF ile İlişkiler
Tarihin Öteki Yüzü> Siyasi Mühendislik Projesi Olarak Kırşehir, Adıyaman ve Abana Vak’aları
16 Haziran, 2023
Süre:54
İktidarın bilmem kaçıncı kez “100. yıla 100 il” vaadi aklıma DP döneminin ünlü operasyonlarını aklıma getirdi. Bunlardan ilki Kırşehir’in ilçe yapılarak Nevşehir’e bağlanması, diğeri, Malatya’nın bölünüp ondan Adıyaman ilinin çıkarılması nihayet Abana ilçesinin köy yapılarak, ilçe merkezinin adı Bozkurt olarak değiştirilen Pazaryeri köyüne aktarılması. İlkinin gerekçesini anlamak için İlkinin hikayesini anlamak için 1946-1973 arasının ünlü politikacısı Osman Bölükbaşı’yı tanımanız gerekir. ~ Siyasi Mühendislik Projesi Olarak Kırşehir, Adıyaman ve Abana Vak’aları
Tarihin Öteki Yüzü> “Kimimiz on beşlik, kimimiz kürek!” | Mahbesten hapishaneye
09 Haziran, 2023
Süre:57
Tanzimat’a (1839) kadar, aynen Avrupa’da olduğu gibi deri yüzmek, toprağa gömmek, çengele asmak, testislerini koparmak ve yedirmek, vücuda yara açıp yaraya tuz basmak, farelere kemirtmek, mil çekmek, organ kesmek, çengele asmak gibi birbirinden azap verici cezaları uygulayan Osmanlı Devleti’nde ‘hapsetmek’ denildiğinde kastedilen, herhangi bir suçla itham edilen kişinin, yargılama süreci boyunca gözetim altına alınmasıydı. Yargılama süresi kısa olduğundan hapislik de kısa sürerdi. ~ “Kimimiz on beşlik, kimimiz kürek!” | Mahbesten hapishaneye
Tarihin Öteki Yüzü> “Kudüs Fatihi”, “Kürt Komutan” Selahaddin Eyyübi
02 Haziran, 2023
Süre:68
Batı’da Bizanslılar ve Ermenilerle, doğuda Perslerle, güneyde Araplarla yaşam alanı için mücadele eden Kürtlerin, bu dört gücün üstüne bir de Avrupalılarla tanışması Malazgirt’ten yaklaşık bir asır sonra başlayan Haçlı Seferleri ile olmuştu. Haçlı Seferleri, Papa II. Urbanus’un 27 Kasım 1095’te toplanan Clermont Konsili’nde Kutsal Toprakları kurtarmak için yaptığı çağrı ile başlamış, Birinci Haçlı Seferi sırasında, 15 Temmuz 1099 günü Haçlı ordularının eline geçen Kudüs’ü geri alma şerefi ancak 88 yıl sonra, Musul Atabeyi Nureddin Zengi'nin Kürt komutanlarından Şirkuh’un yeğeni Selahaddin Eyyübi’ye nasip olacaktı. ~ “Kudüs Fatihi”, “Kürt Komutan” Selahaddin Eyyübi
Tarihin Öteki Yüzü> 1871 Paris Komünü
26 Mayıs, 2023
Süre:52
Biraz geriden başlayayım. 19 Temmuz 1870’de Fransa İmparatoru III. Napolyon, Prusya’ya savaş açmış, savaş hiç de Napolyon’un hayal ettiği gibi gelişmemişti. 2 Eylül 1870’te Napolyon’un ordularının Sedan’da yenilmesinden ve Napolyon'un esir düşmesinden iki gün sonra, Alman orduları Paris’e doğru yürürken, 4 Eylül 1870 Paris Belediye Binası’nın (Hotel de Ville) önünde Cumhuriyet ilan edildi ve Ulusal Savunma Hükümeti kuruldu. Başına da General Louis Jules Troucheau getirildi. Böylece fiilen Üçüncü Cumhuriyet başlamış oldu. O sırada henüz şehzade olan II. Abdülhamit’in, savaşı Prusya'nın kazanacağına dair 100 sterlin’e bahse girdiği söylenir.Bu günlerde, Parisliler için bile hayat çok zordu, yabancılar için iki kat zordu. Böylece 1867'den beri Paris'te sürgünde olan Yeni Osmanlıların liderlerinden Namık Kemal Viyana’ya gitti. Ziya Paşa Brüksel’e geçti. Ama Mehmed, Reşat ve Nuri beyler Paris’te kalmayı tercih ettiler. ~ 1871 Paris Komünü
Tarihin Öteki Yüzü> Milli Mücadele Yıllarında İstihbarat Savaşları
19 Mayıs, 2023
Süre:52
Ankara’nın ilk istihbarat örgütü 23 Eylül 1920’de kurulan Hamza Grubu’ydu. TBMM Hükümeti ile Hamza Grubu arasındaki haberleşmede kullanılan şifre anahtarı İngilizlerin eline geçince grup 15 Aralık 1920’de ad değiştirdi. Sırasıyla Mücahid Grubu, Muharib Grubu, Felah Grubu diye adlandırıldı ama istihbarat faaliyeti esas olarak, Teşkilat-ı Mahsusa’nın son başkanı Hüsamettin Ertürk ve Fevzi (Çakmak) Paşa tarafından kurulan Müdafaa-i Milliye adlı askeri gruplarca yürütüldü. Karşı casusluk faaliyetleri ise esas olarak İngilizlerin Black (Kara) Jumbo teşkilatı tarafından yürütüldü. ~ Milli Mücadele Yıllarında İstihbarat Savaşları
Tarihin Öteki Yüzü> Osmanlı’dan Günümüze Marşlar
12 Mayıs, 2023
Süre:51
Mahmud Ragıp Kösemihal, “Türkiye-Avrupa Musiki Münasebetleri” adlı eserinde şöyle der: “Eski Çin kaynaklarının yazdığına göre milattan iki asır öncelerine kadar gerçi Çinliler muharebede musiki kullanırlardı. Fakat Türkistanlıların harp çalgıları daha çeşitli idi. Milattan önceki 115 ila 138 yıllarında Fergana’ya ve belki de Baktriyan’a kadar gelen Çin General ve siyasetçisi Şan-Kiyen dönüşte Türkistan asker çalgılarını da Çin’e götürdü. Bunlar Tatar Borusu, ağaç kabuğundan yapılıp üzerinde parmak delikleri bulunan ve ileri ağzı deveboynu gibi eğri başka bir Tatar üfleme çalgısı ve çift düdüklü bir ağız sazından ibareti. Ses veren ağzı deve boyun gibi eğri, üstünde perde delikleri bulunan ve Houkya dedikleri Tatar korneti Moğol orkestrasında da kullanılıyordu.” Bu "orkestradan" Batı tarzı bandoya, "bazı sesler çıkarmaktan" "marşlar" bestelemeye giden yolu anlatacağım bu programda. ~ Osmanlı’dan Günümüze Marşlar
Tarihin Öteki Yüzü> 1950’den Günümüze CB Seçimleri-II: Korutürk, Evren, Özal, Demirel, Sezer ve Gül Nasıl Seçildi?
05 Mayıs, 2023
Süre:57
1973 baharında Sunay’ın görev süresi biterken Ağustos 1972’de Genelkurmay Başkanı olan Faruk Gürler, cumhurbaşkanı olma umuduyla görevinden istifa etmiş ve Senato’ya girmişti Ancak ordunun siyasi partileri ikna turları sonuç vermedi. Askerlerin tehdit ve markajı altında seçimlere geçildi. Oylar Gürler ile AP’nin asker kökenli adayı Tekin Arıburun ve Demokratik Parti (DP) adayı Ferruh Bozbeyli arasında bölündü, defalarca oylama yapıldı ama üç aday da seçilemedi. Dolayısıyla yeni bir kriz kapıdaydı... ~ 1950’den Günümüze CB Seçimleri-II: Korutürk, Evren, Özal, Demirel, Sezer ve Gül Nasıl Seçildi?
Tarihin Öteki Yüzü> 1950’den Günümüze CB Seçimleri-I Celal Bayar, Cemal Gürsel ve Cevdet Sunay Nasıl Seçildi?
28 Nisan, 2023
Süre:51
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yönünü Batı’ya çeviren Türkiye’nin bu dönemdeki ilk muhalif partisi, 18 Temmuz 1945’te kurulan Milli Kalkınma Partisi (MKP) oldu. Bunu 7 Ocak 1946’da kurulan Demokrat Parti DP) izledi. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde DP’nin büyük çoğunlukla iktidara gelmesinden sonraki en önemli konu yeni cumhurbaşkanının seçilmesiydi. DP’nin cumhurbaşkanı “her daim İttihatçı” bir "sivil", Celal Bayar oldu. Onu 27 Mayıs 1960 darbecilerinin lideri "Aga" Cemal Gürsel izledi. Gürsel’i ise “idare-i maslahatçı” bir asker, Cevdet Sunay izleyecekti. ~ 1950’den Günümüze CB Seçimleri-I Celal Bayar, Cemal Gürsel ve Cevdet Sunay Nasıl Seçildi?
Tarihin Öteki Yüzü> 1915 Ermeni Soykırımı’nda Alman Sorumluluğu
21 Nisan, 2023
Süre:54
1763’te Resmi Efendi’nin Berlin’e elçi olarak gitmesiyle başlayan Osmanlı-Alman dostluğu 1793 yılından itibaren Osmanlı ülkesine gelen Prusyalı askerlerle güçlenmeye başlamış; 1889 ve 1898'de Alman Kayzeri II. Wilhelm’in İstanbul’da Sultan II. Abdülhamid’i ziyaretleri ile perçinlenmiş, nihayet 1914-1918 Cihan Harbi’nde silah arkadaşlığına dönüşmüştü. Harp yıllarının en trajik olayı ise, İTC liderliğinin İmparatorluğun Ermeni tebaası için hazırladıkları korkunç plan uyarınca, 24 Nisan 1915 günü İstanbul’daki Ermeni cemaatinin önde gelenlerini Çankırı ve Ayaş’a sürgün etmeleriyle başlayan, katliamlarla devam eden, nihayet soykırım halini alan "tehcir" idi. Bu kanlı süreçte Almanların tavrı, suçları ve sorumluluğu neydi? ~ 1915 Ermeni Soykırımı’nda Alman Sorumluluğu
Tarihin Öteki Yüzü> 31 Mart İhtilal-i Askeriyesi
16 Nisan, 2023
Süre:55
1908 coşkusu hâlâ sürerken tarihe “31 Mart Vak’ası” veya “31 Mart Olayı” olarak geçen ayaklanma patlak verdi. Olay, bugün kullandığımız Miladi takvime göre 13 Nisan 1909 günü yaşanmıştı ama o tarihte kullanılan Rumi takvime göre 31 Mart 1325 günü meydana geldiği için böyle adlandırılmıştı. Ana karakteri itibariyle Osmanlı tarihinde sıkça görülen, “Patrona Halil”, “Kabakçı Mustafa” benzeri Yeniçeri ayaklanmaları geleneği içinde yer alan ve “alaylı” askerlerin “mektepli” askerlere yönelik bir gövde gösterisi olan olayın arka planı çok karmaşıktı... ~ 31 Mart İhtilal-i Askeriyesi
Tarihin Öteki Yüzü> Laik(!) Cumhuriyet’in Gayrimüslimsiz Meclisi
14 Nisan, 2023
Süre:69
Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk meclisi 31 Mart 1877’de açılmış, 14 Şubat 1878’de kapanmıştı. Bu kısa ömürlü meclisin ilk döneminde 69’u Müslüman 46’ı Müslüman olmayan 115 üyesi vardı. 30 yıl aradan sonra 17 Aralık 1908’de açılan Meclis-i Mebusan’da 67 Müslüman, 43 gayrimüslim mebus yer aldı. Kısacası Osmanlı İmparatorluğu’nun çok kültürlü yapısını tam anlamıyla yansıtmasa da gayet çoğulcu bir meclis oluşmuştu. Fakat, 23 Nisan 1920- 15 Nisan 1923 arasındaki Birinci Meclis’te tek gayrimüslim mebus yoktu! Bu durum dört gayrimüslimin vekil seçildiği 1935’e kadar sürdü. Ancak, o tarihten sonra da meclislerimizde gayrimüslim temsili hep “eser miktarda” oldu. ~ Laik(!) Cumhuriyet’in Gayrimüslimsiz Meclisi
Tarihin Öteki Yüzü> III. Bölüm: İşgal Altında 1919 Seçimleri ve Osmanlı’nın Son Meclisi
07 Nisan, 2023
Süre:51
Osmanlı döneminin son genel seçimi Aralık 1919’da, ülkenin bir kısmı fiilen işgal edildiği için ancak 15 vilayet, 35 mülhak liva ve 16 müstakil livada yapılabildi. Seçim yapılamayan önemli merkezler Mondros Mütarekesi’nden sonra işgal edilen Musul, Beyrut, Suriye ve Halep gibi vilayetler, Kars, Ardahan, Batum sancaklarıydı. İşgal Güçleri İzmir, Adana, Urfa ve Antep'de seçimlere önce izin vermiş sonra yasaklamıştı. İşgal Güçlerinin karargâhının olduğu İstanbul'da ise seçimler serbestçe yapılmıştı. ~ III. Bölüm: İşgal Altında 1919 Seçimleri ve Osmanlı’nın Son Meclisi
Tarihin Öteki Yüzü> Seçimler ve Müzikli Propaganda
31 Mart, 2023
Süre:50
Tarih ve Toplum dergisinin Ocak 1991’de yayımlanan 85. Sayısındaki Robert Anhegger-Cemal Ünlü imzalı makaleye göre Türkiye’de taş plaklı seçim propagandasının ilk örneği Meddah Sururi’nin “Mahalle kahvesinde mebus intihabı” adlı kaydı olabilir. 78’lik bu kaydın tarihi tespit edilememiş ama benzer içerik Memduh Şevket Esendal’ın 1920-1923 tarihleri arasında yazıldığı sanılan "Mebus olursa" adlı öyküsünde yer aldığı için kaydın da bu döneme veya daha öncesine ait olması mümkünmüş. Taş plakların seçimlerde kullanılması ise bu konunun uzmanı Tarih Vakfı Başkanı Prof. Mehmet Ö. Alkan’a göre 1939 veya 1943 yılında olmalı. O yıllardaki seçimlerde CHP genel merkezinin taş plaklar hazırlatarak taşraya gönderip belediye hoparlöründe çaldırarak halka dinlettiğini biliniyormuş. 14 Mayıs 1950’de CHP’den doğan DP’nin "Yeter Söz Milletindir!" şiarıyla ezici farkla tek başına iktidar olmasıyla siyasal iletişimde müzik kullanımı artmış. Ancak bunlar DP Marşı ve Adnan Menderes’in miting konuşmalarını içeren plaklar olmuş. ~ Seçimler ve Müzikli Propaganda
Tarihin Öteki Yüzü> Cumhuriyet’in Antisemitizm Karnesi
24 Mart, 2023
Süre:57
Genel kanı, kabaca “Yahudi ırkından olanlara duyulan fanatik nefret ve düşmanlık” diye tanımlayabileceğimiz antisemitizmin, Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Türkiye’de hiçbir zaman olmadığı yolundadır. “Bir şeyler” olduğunu kabul edenler ise “münferit (tekil) olaylar” deyip geçerler. Hâlbuki, durum hiç de böyle değildir. ~ Cumhuriyet’in Antisemitizm Karnesi
Tarihin Öteki Yüzü> İttihatçıların "Propaganda Savaşları”
16 Mart, 2023
Süre:55
Osmanlı İmparatorluğu'nun en has müttefiki olan Almanlar, Cihan Harbi sırasında İTC yönetimine sadece mali ve askeri alanda destek vermemiş, aynı zamanda modern propaganda tekniklerini de öğretmişti. 11 Kasım 1914’te Osmanlı İmparatorluğu, Büyük Britanya, Fransa ve müttefiklerine savaş ilan ettikten hemen sonra Almanlar ilerde "Kayzer II. Wilhelm'in Casusu" diye ünlenecek olan arkeolog Max Freiherr von Oppenheim’ın başkanlığında Doğu İstihbarat Servisi’ni (Nachrichtenstelle für den Orient) kurmuşlardı. Alman Genelkurmayı tarafından desteklenen büro bir düzine yabancı akademisyen, memur ve yerli uzmandan oluşuyordu. Büro İstanbul’da Der Osmanische Lloyd adlı bir de gazete yayımlıyordu. Bu büro ile birlikte İttihatçılar Cihan Harbi'ne daha hazırlıklı gireceklerine inanıyorlardı. ~ İttihatçıların "Propaganda Savaşları”
Tarihin Öteki Yüzü> Metafor ve tarihsel gerçeklik olarak Amazonlar
10 Mart, 2023
Süre:39
Antik dönemden günümüze ulaşmış en etkileyici kadın imgelerinden biri hiç kuşkusuz Amazonlardır. Sadece Yunan ve Roma değil, Anadolu mitolojisinin de parçası olan bu “tek göğüslü” korkusuz ve vahşi kadın savaşçıların, uçsuz bucaksız steplerde, ellerinde mızrakları, omuzlarında ok ve yayları ile erkeklerden oluşmuş ordulara korkusuzca karşı koymalarına ilişkin anlatılar 2900 yıldır canlılığını ve çekiciliğini korur. ~ Metafor ve tarihsel gerçeklik olarak Amazonlar
Tarihin Öteki Yüzü> Salib-i Ahmer ve Hilal-i Ahmer’in “Öteki Yüzü”
02 Mart, 2023
Süre:51
“Kızıl Haç” fikri İtalyan ulusal birliği sürecinde, Fransa ve Sardunya-Piemonte Krallığı ittifakı ile Avusturya-Macaristan orduları arasında 24 Haziran 1859 günü yaşanan Solfarino Savaşı sırasında ortaya çıktı. İş seyahati dolayısıyla bulunduğu Castiglione tepesinden savaşı meydanını izleyen İsviçreli iş insanı Henry Dunant, 15 saat süren çarpışmalarda ölen ve yaralanan binlerce askere sadece iki doktorun yardım etmeye çalıştığını görünce Fransız yetkililerden aldığı izinle bir Fransız gazeteci, bir İtalyan rahip ve İngiliz turist çiftle birlikte savaş alanına koşmuştu. Halk ayrım gözetmeksizin her yaralıya yardım etmeye çalışan bu gönüllüleri “Tutti fratelli” (Herkes kardeştir) diye teşvik etmekle kalmamış, hem onlara yardım etmiş hem de ellerindeki her türlü malzemeyi hizmetlerine sunmuştu. ~ Salib-i Ahmer ve Hilal-i Ahmer’in “Öteki Yüzü”
Tarihin Öteki Yüzü> Seçim Tarihimiz-II. Bölüm: 1908, 1912, 1914 Seçimleri
24 Şubat, 2023
Süre:50
23 Temmuz 1908’de Abdülhamid Meşrutiyet’i ikinci kez ilan ettikten hemen sonra Mebusan Meclisi için ilk seçimlerin aynı yılın Kasım ve Aralık aylarında yapılması kararlaştırıldı. O günlerin iletişim ve ulaşım olanakları içinde seçimler bir gün içinde yapılamıyor, günlerce sürüyordu. Örneğin İstanbul’da seçimler 5 günde yapılmıştı. 17 Aralık 1908’de İstanbul’da büyük bir coşku ile toplanan 288 üyeli Meclisi Mebusan’da 147 Türk, 60 Arap, 27 Arnavut, 26 Rum, 14 Ermeni, 10 Slav ve 4 Yahudi mebus vardı. Ancak bunların çoğu İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önerdiği ya da desteklediği adaylardı. ~ Seçim Tarihimiz-II. Bölüm: 1908, 1912, 1914 Seçimleri
Tarihin Öteki Yüzü> Yurdundan Ayrılan Şehirler
17 Şubat, 2023
Süre:53
ürkiye Ulusal Afet Arşivi’ne göre 1900 ile 2010 arasında 234 deprem, 912 heyelan, 289 kaya düşmesi, 175 sel, 135 çığ düşmesi, 2065 orman yangını yaşanmış. Afetler sadece insanların mekan değiştirmesine neden olmamış, şehirler, kasabalar da yer değiştirmiş. Harput, Erciş, Erzincan, Yenice, Gediz, Gördes, Arguvan, Samsat ve diğerlerinin kısa hikayesi şöyle... ~ Yurdundan Ayrılan Şehirler
Tarihin Öteki Yüzü> Coğrafya Kader midir?
12 Şubat, 2023
Süre:47
Yunancada “yeryüzü” anlamına gelen “geo” ile “tanımlamak” anlamına gelen “graphie” kelimelerinin birleşmesi ile türetilmiş “geographie”, yani “yerin tasviri” terimi ilk defa, MÖ. 3. yüzyılda Eratosthenes’in Geographika adlı eserinde karşımıza çıkmıştı. Kader inancı ise çeşitli dinlerde var ama İslam’da Allah'ın nesneleri ve olayları, özellikle sorumluluk doğuran beşerî fiilleri, ezelde planlayıp zamanı gelince yaratması anlamında bir kavram. Demek ki karşımızda coğrafyanın ezelden itibaren kaderimizi belirlediğini ve bunu değiştirmenin imkansızlığını ima eden bir görüş var. Peki bu doğru mu? Coğrafya hakikaten kader midir? ~ Coğrafya Kader midir?
Tarihin Öteki Yüzü> 1840 Meclis-i Muhassılin’i ve 1876 Meclis-i Umumi’si
02 Şubat, 2023
Süre:54
Demokrasi deyince akla ilk olarak seçimler, seçimli demokrasi deyince de ilk Antik Dönem’deki (M.Ö. 5.yüzyıldan itibaren), Atina Şehir Devleti gelir. Atina demokrasisi sadece varlıklı erkek vatandaşların oy kullandığı bir demokrasiydi. Kadınlar, köleler ve yabancılar (metikler) oy kullanamazdı. Osmanlı Devleti ise demokrasiyle değilse de seçimle ilk kez 19. yüzyılda tanıştı... ~ 1840 Meclis-i Muhassılin’i ve 1876 Meclis-i Umumi’si
Tarihin Öteki Yüzü> Tarih: 1 Şubat 1943 Yer: Sachsenhausen Toplama Kampı Amaç:?
26 Ocak, 2023
Süre:56
İlk Nazi “temerküz/toplama kampı” 1933’te açılıp 1945’e kadar aralıksız “hizmet veren”(!) Dachau toplama kampı idi. 1945 sonuna kadar Nazilerin Avrupa’nın çeşitli yerlerine dağılmış 23 merkezi “toplama kampı” ile tutuklama, işkence ve öldürme faaliyetlerini yürüttükleri 44 bin tesis vardı. 23 kampın idare ve eğitim merkezi Berlin’e 35 km uzaklıktaki Oranienburg kentindeki Sachsenhausen Toplama Kampı idi. 1 Şubat 1943 günü bu kampı “özel istek” ile iki Türk hükümet görevlisi ziyaret etti. Bunlar İstanbul Emniyet Müdürü Halûk Nihat Pepeyi ile Emniyet Genel Müdürlüğü Azınlıklar Şubesi Müdürü Salahattin Korkud idi. Bu ziyaretin amacı neydi, sonuçları neler oldu? ~ Tarih: 1 Şubat 1943 Yer: Sachsenhausen Toplama Kampı Amaç:?
Tarihin Öteki Yüzü> 101. yılında 1921 Anayasası
19 Ocak, 2023
Süre:52
Yeni dönemin ilk anayasal metni, 13 Eylül 1920’de hazırlanan ve 18 Eylül 1920 günü Mustafa Kemal’in Meclis’e sunduğu “Halkçılık Programı” üzerine yürütülen uzun ve ateşli tartışmalardan sonra ortaya çıkan 23 asıl madde ve “gayeye ulaşıncaya kadar Meclis’in sürekli toplantı halinde” olmasına dair geçici maddeyle birlikte yaklaşık bir sayfalık bir metinden oluşan “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” idi. ~ 101. yılında 1921 Anayasası
Tarihin Öteki Yüzü> 100 Yıl Süren Dreyfus Davası
12 Ocak, 2023
Süre:50
1894 yılının Temmuz ayında Alman elçiliğinin Fransız temizlikçi Madam Bastian, askeri ataşe Schwarzkoppen’in çöp sepetinde yarı yanmış kağıt parçacıkları bulmuştu. Fransız ordu istihbaratı, bu not kağıdındaki bazı bilgilerden topçu bölüğü mensubu bir Fransızın Almanlar adına casusluk yaptığı kanısına vardı. Soruşturmayı yöneten kişi Yahudi düşmanı olduğunu gizlemeyen Yüzbaşı Sandherr idi. Muhtemelen ülkedeki politik atmosferle uyumlu olan önyargıları Sandherr’i şüphelilerin sayısını hızla azaltmaya yöneltti ve en önemli şüpheli Alfred Dreyfus adlı bir Yahudi yüzbaşı oldu. Bundan sonra yaşananlar sadece Yüzbaşı Dreyfus’un hayatını değil, Fransa’yı da değiştirecekti. ~ 100 Yıl Süren Dreyfus Davası
Tarihin Öteki Yüzü> Romulus Takvimi’nden Gregoryan (Miladi) Takvim’e
05 Ocak, 2023
Süre:56
Yeryüzündeki değişik kültürler temel olarak üç çeşit takvim üretmişler. Dünya ile Güneş arasındaki ilişkiyi esas alan Güneş takvimleri (Arapça Şemsi takvim); Dünya ile Ay arasındaki ilişkiyi esas alan Ay takvimleri (Arapça Kameri takvim) ve bu iki sistemin karışımı olan Ay-Güneş takvimleri. Bugün Batı dillerinden takvim karşılığı kelimelerin neredeyse hepsi Latince calendae’den gelir ki, bu kelime, “gelecekteki festivallerin, çarşı-pazar günlerinin günü” demektir. ~ Romulus Takvimi’nden Gregoryan (Miladi) Takvim’e
Kayıt Sayısı 234
Sayfa 1 / 8 (234 )FirstPrev12345678NextLast v
Show filter builder dialogFiltre Yarat 


  • comment image

    bugün radikal gazetesindeki hocalı katliamı ile ilgili yazısına denk geldim.
    özetle, hocalı katliamına giden süreci anlatmış, olayların nedenini tarihi bir süreçte analiz ederek aslında katliama giden süreçte azeri milliyetçilerinin, ve ayşe hür'ün ifadesiyle faşist elçibey'in milislerinin, ezcümle azerilerin ermenilere yaptıklarının sebep sonuç anlamında ne kadar etkili olduğunu anlatmış,
    akabinde hocalı'da yaşanan katliamının sorumlusunun kim olduğunun belli olmadığına bağlamış, hatta ermenilerin "azeriler hocalı'yı abartıyor" ifadelerine yer vermiş, bu katliamın azeriler ve türkler tarafından propaganda amaçlı kullanıldığını, basında çıkan kimi vahşet fotoğraflarının sahte olduğunu yazmıştır.

    aynı ayşe hür 1915 olaylarına hiç de bu geniş perspektiften bakmaz. 1915'e nasıl gelindiği önemli değildir. hocalı katliamını yapanların "hocalı'da milisler vardı, sivillerle ayırmak mümkün değildi" ifadelerine yer verirken, ermeni komitacıların yaptıklarına pek değinmez. doğru ya, üçbeş çetecinin yaptıkları ermeni sivillerine yapılanlara gerekçe olamaz. hem o çeteciler de durduk yerde çeteci olmamıştır.

    ama söz konusu olan türkler, azeriler olunca, kurallar farklıdır. türkler soykırım yapmıştır. hiçbir abartı yoktur, 1915 bir anda olmuştur, öncesi yoktur.

    kısacası ayşe hür'ün hocalı katliamı perspektifi şöyle:

    - hocalı katliamı abartılmıştır. o kadar da kötü şeyler olmamıştır.
    - olduysa bile, ilk ateşi kimin açtığı belli değildir. ilk ateşi açan katliamın da sorumlusudur. (bu kural 1915'de anadolu'da geçerli değildir)
    - ilk ateşi ermeniler açmış ve katliam yapmışsa bile, bir sor bakalım niye yapmıştır. azerilerin ermenilere yaptıklarından sonra gayet haklı olarak katliam yapmışlardır.
    - sonuç olarak hocalı katliamında katledilen azerilerden bizzat azeri milliyetçileri faşistleri sorumludur.

    evet, hocalı katliamında bile dönüp dolaşıp azeri ve türkleri sorumlu tutan bir hastalıklı zihniyete sahiptir ayşe hür. yazık.


    (quadra - 22 Şubat 2015 11:26)

  • comment image

    amerikancı, kürt milliyetçisi, islamcı ama sorsan anti-emperyalist, halkların kardeşliğine inanan ateist bir kişilik.
    olur da bana sorsaydı kendisi için kafan çok güzelmiş güle güle kullan derdim sorostan iyi para geliyor mu diye de sorardım.
    eklemeden geçemeyeceğim idris'i bitlisi denen herifi çok güzel yaladığı bir yazısı vardır mutlaka okuyun okuyun ki esas yüzünü görün bu kadının.


    (acalculia - 30 Ağustos 2016 13:24)

  • comment image

    1956 doğumluymuş kendisi..ittihatçı trionun * tek sivil üyesi olan talat paşa'yı subay zannederek 53 yaşında neden hala doktora yaptığı hakkındaki merakı gidermiştir..
    öyle böyle değil hani,böyle bir akademik kariyer de yetenek ister.

    edi büdü: götünden anlayanlar olmuş. burda eleştirilen fi tarihinde ne yaptığı, neden bitiremediği değil, anadolu lisesi sınavlarına giren çocukların bildiği şeyi bilmemesidir. bak mesela bir de şu var ki evlere şenlik. ayşe hanıma göre 1920 de sarıkamışı ruslardan almışız. halbuki o tarihte sarıkamış ermeni işgali altında iken , türk-sscb ilişkileri gayet iyi durumdaydı. dolayısıyla kazım karabekirin kızıl orduyla savaşması gibi bir durum yok.


    (reginleif - 27 Mart 2009 15:14)

  • comment image

    aynı kitapları okuyoruz kendisiyle sanırım, ama çok farklı anlıyoruz okuduğumuzu.

    son yazısında, türk ırkçılığına göndeme yaparken şevket süreyya aydemir'in suyu arayan adam kitabına gönderme yapmış bu kez:

    ***

    şevket süreyya aydemir, suyu arayan adam adlı otobiyografik eserinde, birinci dünya savaşı sırasında, kafkas cephesi’nde yaşadığı bir anısını anlatır. savaş patladığında 17 yaşında bir muallim mektebi öğrencisi olan yazar, cephede anadolu köylülerinden oluşan bir grup askerle konuşurken onlara sorar: “bizim dinimiz nedir?” her kafadan bir ses çıkar: kimi “hazreti ali dinindeniz” der, kimi “imam-ı azam dininden” aydemir sorar: “peygamberimiz kimdir?” yine karışık sesler çıkar. “enver paşa” diyen bile vardır. aydemir bir adım daha ileri gider: “hangi millete mensupsunuz?” yine her kafadan bir ses çıkar. aydemir işi kolaylaştırmayı dener: “biz türk değil miyiz?” askerler hep bir ağızdan cevap verirler: “estağfurullah!”

    ***

    bu kısa altıntıdan da anlaşılabileceği üzere, aydemir, anadolu köylüsünden oluşan askerlerin milli konulardaki bilinçsizliğine değil, genel olarak her konudaki cahilliğine vurgu yapmaktadır, kitabının -ayşe hanım'ın yazısına almadığı- bölümünde de bunun altını iyice çizer.

    ama asıl önemli nokta, ayşe hanım'ın aydemir'den yaptığı alıntıyı kestikten sonrasındadır. aydemir'in (sohbet ettiği değil) ders verdiği askerlerin türklüğe karşı çıkmaları milli bir nedenden değil, dini bir nedenden dolayıdır. aydemir de buna özellikle dikkat çeker. çünkü türk kelimesi, o gün kızılbaş anlamına gelmektedir. türk=türkmen=kızılbaş=alevi kelimeleri o zamanlar içiçe geçmiştir.
    özetle, aydemir'in bahsettiği anadolu köylüsü, milliyet olarak türk ırkından addedilmeye değil, kızılbaş olarak nitelendirilmeye karşı tepki vermişlerdir. ancak ayşe hanım, okuduğu kitabı -yine- farklı yorumlamış olacak ki, kendi kafasına göre alıntı yapmış, yine doğrunun sadece bir kısmını vererek okuyucusunu isediği gibi yönlendirmeye çalışmış.

    aydemir'in 100 yıl önceki olayları, 60 yıl önce yazarken daha sağlıklı kavradığını düşünen biri olarak, yine de siz ayşe hanım'ı okumakla kalmayın, manipüle edilmemiş bilgiye, yani bilginin kaynağına, kitabın kende ulaşın tavsiyesiyle yazıma son veriyorum.
    iyi geceler. selamlar.

    kaynak: suyu arayan adam / şevket süreyya aydemir / remzi kitabevi / 17, basım / sayfa 102-104


    (dikakana bey - 23 Temmuz 2010 02:23)

  • comment image

    son açıklamasında saçmalayan yazar.

    "allah istese kızların başını örtülü yaratırdı. halbuki çırılçıplak yaratmış. örtünme ile ilgili her şey insanların seçimleri..."

    cümlenin sonu tamam.

    başı ise evlere şenlik. ablacım allah istese bizi pantolonlu da yaratabilirdi, ne yapalım şimdi?


    (usturasizkemall - 24 Eylül 2014 10:43)

Yorum Kaynak Link : ayşe hür