Süre                : 1 Saat 36 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Mayıs 2011 Cuma, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Drama
Taglar             : Geçiş ücreti,Otoyol
Ülke                : Türkiye
Yapımcı          :  Mantar Film
Yönetmen       : Tolga Karaçelik (IMDB)
Senarist          : Tolga Karaçelik (IMDB)
Oyuncular      : Serkan Ercan (IMDB)(ekşi), Zafer Diper (IMDB), Nur Aysan (IMDB)(ekşi), Nergis Öztürk (IMDB)(ekşi), Sermet Yesil (IMDB)(ekşi), Busra Pekin (IMDB)(ekşi), Ruhi Sari (IMDB)(ekşi), Nadir Saribacak (IMDB)(ekşi), Iskender Bagcilar (IMDB), Mehmet Güreli (IMDB), Ahmet Mümtaz Taylan (IMDB), Fatih Dönmez (IMDB), Faruk Karaçay (IMDB), Ali Barisik (IMDB), Elif Sönmez (IMDB), Enes Mazak (IMDB), Tolga Yeter (IMDB), Sevinç Üçok (IMDB), Güray Kip (IMDB), Türkü Turan (IMDB), Mehmet Sabri Arafatoglu (IMDB), Erkan Avci (IMDB), Mustafa Cankilic (IMDB), Onur Dönmez (IMDB), Filmbeyi (IMDB), Levent Karaçelik (IMDB), Tolga Karaçelik (IMDB), Arda Ozay (IMDB), Murat Saglam (IMDB), Ali Yenidünya (IMDB), Unsal Yilmaz (IMDB), Günes Zahid (IMDB), Adem Yavuz Özata (IMDB)

Gise Memuru (~ Toll Booth) ' Filminin Konusu :
Sessiz ve içine kapanık gişe memuru Kenan'ın Çamlıca gişeler bölgesi ve evi arasında sıkışıp kalmış monoton hayatı yeni işletme şefinin denetime geldiği gün değişecektir.


  • "gişe memurunun afar'a geldikten sonra gişede izlediği film için (bkz: sevmek zamanı)"
  • "tck yetkilileri bu filmi izledikten sonra "vay mına koyim ne çekiyomuş bu gişe memurları da haberimiz yokmuş" diye düşünüp bütün nakit gişelerini kgs ye çevirmişlerdir.."
  • "ruhi sarı ile sermet yeşil'i hep birbirine benzetmişimdir. malum sahne hoşuma gitti o yüzden."




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---

    insan olmak ile yaptığı savaşı kaybederek yerin yedi kat altına iadeli taahhütlü postalananların bir başka hazin öyküsü. yalnızlık sabah 9 akşam 6 mesaisini; binek ve ticarilerin ipi göğüslediği 3 metrekarelik kutucuklarda, 3 tuşunu kullandığın reuters klavyelerinde*, 3 saat yol teptiğin kesikli beyaz çizgilerin arasında 657'ye boyun eğiyor. otomobili tamire, gönlünü hayalindeki kadına* veren kenan*, oğlunu sevdiğine kurban eden hakkı baba, cefakar ve geleneğe uygun aşık nurgül karakterleri, kıt kanaat geçinip ay sonunu getirememenin maddiyatla hiç alakası olmadığını ispatlar niteliktedir.

    bunalım göstergelerinin etkin kullanılması, baba ve oğulun tercih edilmiş yalnızlık zindanında müebbete mahkum olduğunu anlatır. "kapanmayan kapıda", "gıcırdayan pencerede", "akıtan taharet musluğu"nda insan ne kadar çaresizse*, "tamir edilmeyen sokak lambası"nda, "yazar kasanın parayı çağrıştıran sesi"nde, "bölme pencerelerinin manasızca açılıp kapanması"nda insan o derece suçludur.

    herhangi bir karakterin mağdur olmadığı ama seyreyleyenin hiç bir karaktere acımayarak mağdur edildiği, tersten mağduriyetle ezber bozduran, varken yok olanların hikayesidir.

    ---
    spoiler ---


    (nous - 9 Mayıs 2011 11:07)

  • comment image

    etkileyici ve basarili film. bence izlerken hic de sikmiyor, hatta cokca bagimsiz-odullu sanat filmi vs. izleyen adama gayet de surukleyici gelir. serkan ercan'in odulu aldigini biliyordum, baslarda eee nerede odulluk performans derken.... filmin yarisindan sonra git gide performansini arttirdigini ve son 10 dakika costugunu gordum. helali hos olsun altin portakal.

    --- spoiler ---
    aslinda kenan'in mutlu hayati annesinin hayata veda ettigi gunden sonra sona ermistir. sonrasi, mecburen yasamak gibidir. surekli ruyalarinda cocuklugunu ve ailesini gormesi, annesini hatirlamasi, mutlu zamanlarini gecirdigi arabasini tamir etmeye calismasi, sanki o gunden bu gune nefes almadigini, hala o gunde yasadigini gosteriyor. evde hasta babasi, iste dedigi gibi "kart al, para ustu ver" seklinde gecirdigi zaman... taa ki, afar'daki o cok sevdigi arabaya sahip olan kadini gorene dek. o gunden sonra, yasamak ve mutlu olmak icin bir sebebi vardir fakat gecmisi, kabuslari bir turlu yakasini birakmaz, en sonda da kafayi yer...

    nurgul'le 2 kelime konusmamasi fakat o isimsiz pardon ismi huseyin olayazan kadinla o kisacik zamanda cumleleri devirmesi, babasina "kart al, para ustu ver, ben buyum" deyisi, babasinin olmesi sonrasi o isimsiz kadina "artik babam yok, gidelim" deyisi ve kadinin kacisi, arkasindan caresizce ilerleyisi ve en sonunda "nolur beni eve goturmeyin." diyerek aglayisi etkileyici sahnelerdendir... ozellikle sondaki aglayisi yurek parcalar.
    ---
    spoiler ---


    (erbay - 1 Temmuz 2011 00:19)

  • comment image

    --- buz gibi spoiler ---

    öncelikle ahmet kim ya? filmin sonuna kadar bekledim ahmet'i. bi' de meteoru bekledim tabi. bi' de o cam prizmanın hikayesini bekledim. havada mı kalmış demek lazım bilmiyorum da bekledim yani ben.

    sinemada şizofreniye böyle yumuşak dokunuşlara pek alışık değiliz. bu film sırf bu yüzden bile kalitelidir derim ben. baba-oğul çatışmasını da iliklerime kadar hissettim. evet, hep bir işi yap derler sonra da senden önce kalkar yaparlar ya.. neyse.. yalnız kenan belki arabayı tamir edebilse, elini havada dalgalandırarak yol alabilse her şey farklı olurdu gibi geldi bana. böyle filmin mutlu sonu olmaz da kenan gülümsesin istiyor insan.

    oyunculuklara haklı olarak herkes vurgu yapmıştır. benim favorim kenan'dan sonra hüseyin oldu. evet kısa bir roldü ama yetenekli adamın hali başka oluyormuş. bu arada oğul yarı hayal yarı gerçek bir dünyada yaşarken annesinin isminin hayal olması da güzel bir detay olmuş.

    hah son olarak da görüntü yönetmeninin gözlerinden öpüyorum.

    haftalar sonra öğrendik ki o cam prizma kenan'ın annesinden yadigarmış. teşekkürler hazreti insan.

    --- buz gibi spoiler ---


    (phzero - 5 Temmuz 2011 12:19)

  • comment image

    aslında bir çoğumuzun monoton, otomatikleşmiş hayatını anlatan bir film. filmin özeti de bu diyalog:

    spoiler

    10 ver 7 veriyim, biletini kesiyim, düğmeye basiyim...
    20 ver 16 veriyim, biletini kesiyim, düğmeye basiyim...
    50 ver 46 veriyim, biletini kesiyim, düğmeye basiyim..
    ben buyum baba..
    gişe memuruyum...

    spoiler


    (balli papatya - 6 Temmuz 2011 13:11)

  • comment image

    çok güzel film.
    ben çok beğendiğim bir film üzerine çok konuşamam. tek maksadım filmin reklamı olsun, bilmeyenler haberdar olsun, seyretsin.
    tek söyleyeceğim şu; serkan ercan müthiş bir oyuncuymuş, ayrıca çok etkileyici bir ses tonu var; nur aysan da güzelliğiyle filme renk katmış. daha da birşey demiyorum.
    çok sonra gelen edit: ben bu kadar yersiz ve yanlış eleştiri alan bir film görmedim.


    (lesfeuillesmortes - 6 Temmuz 2011 22:26)

  • comment image

    yönetmenin ilk filmi olduğuna inanası gelmiyor insanın. bir ilk film için fazlasıyla başarılı. içi dolu, tutarlı ve mesajı olan bir film. filmde anlatılmak istenen alt metinlere ulaşabilmek için bariz bir şekilde kullanılan imgelerin üstüne kafa yormak gerekiyor:

    --- spoiler ---

    meteor: film, dünyaya düşmesi beklenen bu meteor hakkındaki haberlerinin dinlendiği sahne ile açılmaktadır. dünyanın sonunu getirebilecek büyüklükte bir felaket ihtimali karşısında kenan'ın ve halkın tepkisizliği ve umursamazlığı dikkat çeker. kendisine ve her şeye yabancılaşmış, kendi monoton dünyasında makineleşmiş bir hayat süren insanların, dünyanın genelini ve insanlığın tamamını ilgilendiren konulara ne kadar uzak kaldığını göstermek için kullanılmış bir semboldür.
    filmin sonlarına doğru kenan'ın babasına sarfettiği "10 ver 7 veriyim, biletini kesiyim, düğmeye basiyim. ben buyum baba. gişe memuruyum." repliği ise makineleşmiş ve kendine yabancılaşmış bir insanın tasviridir. bu cümle aynı zamanda filmin özeti olarak da görülebilir. zaten kenan'ın büyük bir patlama yaşadığı ve içindeki duyguları kontrolsüzce etrafa saçtığı bir anda söylenmiştir. ayrıca filmin sonunda gökyüzünden düşen araba ile düşmesi beklenen meteor arasında bir ilişki kurmak da mümkün.

    beyaz araba: kenan'ın tamir etmek için çabaladığı bu araba, kenan'ın hayata tutunma ve kendini faydalı hissetme çabalarını sembolize etmektedir. aynı zamanda ailesi ile en güzel anılarını bu arabada geçirmiş olması onun köklerine, eskiye ve ailesine olan özlemini açığa çıkarmaktadır. tüm değerlerini ve duygularını kaybettiği dünyasından bir kaçış noktasıdır. gece uykularını bu uğraş ile takas etmekte ve tamamen yok olmak üzere olan maneviyatını bu arabada aramaktadır.

    afar: bu hayali gişe, tam anlamıyla kenan'ın sürüldüğü bir mekan olarak karşımıza çıkar. isminin araf ile olan benzerliğinin tesadüf olmadığını düşünüyorum. hayal ile gerçeğin sürekli olarak birbirine karıştığı bu sürreal ortam, kenan'ın yaşamdan ve insanlardan iyice kopartıldığı, kendini yalnız hissettiği ve kendisine dayatılan görevleri yerine getirmek dışında hiçbir şey sunulmayan bir hayatı sembolize etmektedir. kısacası günümüz insanının şu anda yaşadığı hayatı. kopukluk ve yalnızlık hissini iyi verebilmek için bu gişe özellikle kenan'ın yaşadığı yere çok uzak bir noktada konumlandırılmıştır.

    beyaz arabalı kadın: kenan'ın afar'dan yani sıkıcı ve tekdüze hayatından kaçmaya çalışırken zihninde canlandırdığı hayali kadın. bu gizemli kadının hergün gişelere kenan'ın bir kaçış noktası olarak gördüğü ve hayata tutunmak üzere tamir etmeye çalıştığı arabanın aynısı ile gelmesi bu tezi destekler nitelikte. iyice zorlarsanız kadını kenan'ın annesinin gençliği ile bağdaştırıp ordan freud'a doğru yelken açabilirsiniz.

    ---
    spoiler ---


    (ekiziltas - 2 Eylül 2011 14:06)

Yorum Kaynak Link : gişe memuru