Süre                : 1 Saat 44 dakika
Çıkış Tarihi     : 29 Nisan 1999 Perşembe, Yapım Yılı : 1999
Türü                : Drama
Taglar             : Kürt,Köy,arkadaş,su sızıntısı,protesto
Ülke                : Türkiye,Hollanda,Almanya
Yapımcı          :  Istisnai Filmler ve Reklamlar (IFR) , Medias Res Filmproduktion , The Film Company
Yönetmen       : Yesim Ustaoglu (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Yesim Ustaoglu (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Lucia Marano (IMDB)

Günese Yolculuk (~ Voyage vers le soleil) ' Filminin Konusu :
Saf bir gencin günümüz Türkiye'sinin gerçeklerinden haberdar olmasının, dostluğun ve cesaretin öyküsüdür. Türkiye'nin iki ucundan Berzan, Mehmet ve sevgilisi İstanbul'un alt tabaka yaşamının içinde ayakta kalmaya çalışırken tanışırlar. Gün geçtikçe birbirine bağlanan arkadaşların yaşamı Mehmet'in haksız yere tutklanmasıyla değişir. Bu arada kayıp babasını arayan Berzan'ın başıda sürekli polisle beladadır. Mehmet'in Berzan'a olan bağlılığı onu ülkeyi katederek dostunun köyüne, doğuya bir yolculuğa sürükler. Güneşe Yolculuğa...

Ödüller      :

Berlin Film Festivali:Blue Angel, Peace Film Award
!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali:Best Turkish Director of the Year, Best Turkish Film of the Year, FIPRESCI Prize-National Competition, People's Choice Award-National Competition
SIYAD Turkish Film Critics Association Award:Best Cinematography, Best Music, Best Supporting Actress


  • "beni erbane isimli müzik aletiyle tanıştırıp, yıllar süren ve hala da devam eden vurmalı çalgılar öğrenciliğimi başlatmıştır. bu yüzden hayatımın büyük bir kısmına yön veren bir filmdir."
  • "(bkz: journey), (bkz: tosun)"
  • "bu ülkenin doğusundan ve batısından iki gencin, mehmet ve berzan'ın derin dostluğunun etkileyici öyküsü.yer yer didaktik olmak pahasına cesur ve insancıl bir politik sinema örneği."
  • "antalya kaleiçinde filika, simurg, jungle gibi bilimum mekanlarda sahne alan, folk, etnik müzik yapan, pek güzel bestelere de sahip grup."




Facebook Yorumları
  • comment image

    beni erbane isimli müzik aletiyle tanıştırıp, yıllar süren ve hala da devam eden vurmalı çalgılar öğrenciliğimi başlatmıştır. bu yüzden hayatımın büyük bir kısmına yön veren bir filmdir.


    (caturanga - 21 Eylül 2006 01:33)

  • comment image

    --- spoiler ---

    "esmer olmak suc mu?"

    ---
    spoiler ---

    turkiye'de 1998-1999 yillarinin nasil zamanlar oldugunu hatirlamak icin guzel bir film. abdullah ocalan'in yakalanmasindan once. ohal halleri cozutmus. olum oruclari, sehirlerde olmadik yerlerde patlayan bombalar, kurtce televizyonu gec sokakta kurtce konusmak bile neredeyse suc, kislari sehri kaplayan karbonmonoksit ve sulfur kokusu, televizyonlarda iskence haberleri ve tabi yine fakirlik. (siralasam devam eder bu.) olayin politik ve sanatsal boyutuna deginmeyecegim. iyisiyle kotusuyle boyle icerikli bir filmi o zaman yapabilmek cesaret ister. yonetmende de bu varmis. onun disinda istanbul'da her sabah tikis tikis otobuslerde, minibuslerde, trenlerde taa nerelerden cikip sehir merkezine calismaya gelen karanlik siluetlerin hayatina bu kadar guzel bir dalisi yapabilen baska bir turk filmi hatirlamiyorum.

    benim istanbul'da en cok dolanmayi sevdigim yer eminonu, sirkeci, sultanahmet, beyazit civarlari idi ortaokul sonlari, lise baslarinda. ortodontistim capa'da akademisyendi, onu ziyarete gitmekten kalan bir aliskanlik olsa gerek. o tramvay yolu boyunca yururdum saatlerce, babiali yokusundan asagi... turist saniyorlardi amcalar beni, rahat rahat gezebiliyordum. bir de normal hafta ici oldugu icin (okuldan izin aliniyordu randevuya gitmek icin), tam boyle hafta ici rutinini gozlemleyebiliyordum oralarin. o eminonu'nde motorlarin onundeki meydanda (filmde ana karakterlerden bir tanesi orada kaset satiyor), kim bilir ne kadar vakit gecirdim, o altgecitte oyalandim, insanlari izledim durdum. eve gitmek, kadikoy'e gecmek icin motorlara da oradan biniyordum. halic ne kadar pisti bir de yarabbi. film de iste tam o aralara denk geliyor; gozlemledigimi unuttugum bircok seyi hatirladim film sayesinde. bir de misir carsisi'nda bomba patlamisti, annem gezmeyi sevdigimi biliyor, "kizim dikkat et," diye uyarirdi beni.

    onun disinda mahalleye gelen aygaz tupcusunun anons sesini duymayali kac sene oldu allaskina?


    (ojos rojos - 12 Mart 2009 20:35)

  • comment image

    filme dair eleştrilerin düştüğü yegene yer vardır; o da sinematografik çiğliklere yaslanıp filmin kendisine dair hiçbir şey söylememek. zannımca bu filmi beğenmeyenler, türkiye'deki savaş gerçeğine, türkiye'de zorunlu göç meselesine, bununla birlikte istanbul'da yaşanan proleterleşmeye, savaş ortamındaki baskıya ve zulme dair hiçbir şey bilmemişler.

    birkaç basit soru ile başlayalım; ne zaman yapılmıştır bu film? 1998.

    türkiye'de kürt meselesi üzerine çekilen kaç adet vicdanlı film vardır? hade diyelim birkaç, herhalde bu filmden önce mkm gibi kürt kurumlarının bünyesinde çekilenler haricinde nerdeyse hiçbir şey yoktu. şimdi "bu filmi cesaretinden dolayı sevmek zorunda mıyız?" diyenlere sözüm şudur; sevme kardeşim, hiç umrumda değil. lakin her önüne geleni sadece "kültürel materyal tüketicisi" zihniyetinle değerlendirme. başka kriterlerin de olsun. misal, derdi nedir bu filmin? orda anlatılan, klişelerle donatıldığını iddia ettiğin şeylerden hangisi senin hayatına değdi şimdiye kadar da bu film önüne koyduğunda yüz çeviriyorsun?

    nereye kıvırırsan kıvır, bu film bir şeyler söylüyor. hem de çok şey söylüyor. gözlerini kapatmıyormuş gibi yapmak için istediğin kadar yırtın.

    söylediği de çok kompleks bir şey değil aslında; türkiye'nin batısında yaşayan ve kürt bölgesi'ndeki savaştan bihaber türk, devletini tanıyabilecek kadar o ceberrut ile yüzleşmedikçe, savaşta kürtlerin başına neler getirildiğine anlayabileceği bir yola düşmedikçe...

    "ancak ekşi sözlüğe girip bu filmi beğenmediğini yazar" diye bitiresim geldi..

    siz sağ ben selamet.


    (ne mutlagim ne de muglak - 2 Mart 2010 06:54)

  • comment image

    bu ülkenin doğusundan ve batısından iki gencin, mehmet ve berzan'ın derin dostluğunun etkileyici öyküsü.
    yer yer didaktik olmak pahasına cesur ve insancıl bir politik sinema örneği.


    (gahgetburdan - 9 Ocak 2011 02:48)

  • comment image

    halefi güneşi gördüm filmiyle mukayese edecek olursak, insanlara sömürü yapmadan birşeyler gösterme amacı taşıyan bir filmdi o zaman için evet belki anlatma amacı diyemeyiz, şimdi bakılıdığında yanlı bir filmmiş gibi duruyor ki bunun da sebebi yurt dışında adını duyurma olabilir ama şovenist duyguları bir kenarı bırakırsak ve bir takım hataları görmezden gelirsek, yalın, sade ve cidden her ne kadar barış üzerine olmasa da dostluk üzerine seyirlik bir film; izlerken zaman zaman masumiyeti anımsadım, belki 90'lı yılların genel havasından belki de berzan karakterinin temiz oluşundan, dürüst oluşundan, saf oluşundan kaynaklanıyor olabilir, ne şekilde olursa olsun akla zarar denilecek kadar basit, anlamsız veya öylesine bir eser değil.


    (kelepir yazar - 12 Mayıs 2011 15:07)

  • comment image

    antalya kaleiçinde filika, simurg, jungle gibi bilimum mekanlarda sahne alan, folk, etnik müzik yapan, pek güzel bestelere de sahip grup.


    (entropik - 24 Nisan 2012 12:40)

  • comment image

    hayran kaldığım siyasi içerikli bir türkçe rap şarkısı. rapzan belagat'a ait. alayına verip veriştirmişler. yerelde ve kendi kişisel sorunlarında sıkışıp kalmış türkçe rapper'ları için bir umut olur umarım.

    [http://www.youtube.com/watch?v=yjyzyudpsei http://www.youtube.com/watch?v=yjyzyudpsei]

    sözleri:

    cihanla koptu film rapzan bugün ayaklanır
    adaletin 80'ninde kerhanede hayat kadını
    pek işlemez.. bence sorun toplumda
    top peşinde koşan takımı kaybedince ayaklanır

    bakanı arsızca halka takla attıran
    ve deniz feneri dosyasında tek bi delil bulamayan
    puşi nükleer silah hapis yattıran
    %8 büyümeymiş bizim çorap yırtık lan

    kapat defteri roboskiyi bilmesin
    diyen de aynı zihniyetti annem cumartesi
    93'te sivasta yakıpta izliyenler
    13 mart'ta hayırlı olsun diyenlerin kendisi

    şimdi anladın mı sorun nedir sorun sen
    sorun öyle bakıp sorunları görmemen
    kanıp oy verdin hiç bi boku bilmeden
    sütü bozuk hükümetin yalanlarını dinlemem

    güneşe yolculukta karanlıkla telaşım
    bak aynı yolda 6 yıldır yalnızımdır velhasıl
    dilimde gezen rapi sol kolumda taşıdım
    yargılayıp asın beni kesmem artık kelamı-ı

    redhack'e selam (eyo) hacklemeye devam
    nette devrim oldu inan gerisi boş lakırtı kelam
    şirin baba manyak dinle bizim takım sağlam
    idrise* akıl veren tanrıya ben inanmam

    uzakta kalma gel yanaş ve sen de dinle bayım
    kanımda rap gezer sesi açta anlatayım
    sagoya* kulis düşer kodesler benim payım
    piyasa yeraltıysa bende o an agartayım

    eger rap paraysa ben de pablo escobar
    fame* peşinde koşan rapçilerin dilini kes kopart
    tuzaklar kurulur ve yapılır teslimat
    kızıl bir rengim (eyo) anlatır mı tek bir bar

    ve şimdi rap dilimde neydi o gün söylenen
    protest bi tavırla bak özgürlüktü istenen
    bu türkçe sözlü rap'te görmedim ki nerdeler?
    95 cartel rap aynı yerde sendeler

    elde kalem varsa dinleyenler mest olur
    ve işte o an aynı anda şekillenir ses tonum
    şaşırıp bekleme tenimde arama siyah rengi
    sokaklarda taş ve sopa dersim harbi ghettodur


    (tanzer - 29 Mayıs 2012 14:51)

  • comment image

    yeşim ustaoğlu filmi...günese yolculukda istanbuldan türkiyenin doğusuna yapılan yolculuğu anlattığı için...politik olmasa o bütçeyi bulabilirlermiydi bilinmez...o bütçeyi bulsalardı politik olabilirler miydi o da bilinmez...


    (stinkfist - 26 Ocak 2001 02:48)

  • comment image

    türkiye'de inatla yok sayılmaya çalışılan filmlerden biri...sadece bir kaç sinema salonunda oynadı, oynadığı salonların çıkışında da sivil polisler beklemekteydi...filmi anlamayan, daha kötüsü izlemeden ahkam kesen çoğu kişinin filmi "bölücülük" ile suçlaması ayrı bir lezzetti tabi...


    (hayirsiz adam - 18 Ocak 2002 20:31)

Yorum Kaynak Link : güneşe yolculuk