An Inconvenient Truth (~ Uygunsuz gerçek) ' Filminin Konusu : Clinton dönemi ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore, küresel ısınma sorunu üzerine, sarsıcı bir belgeselle beyazperdede. Küresel ısınma sorunun dünyayı, beklenilenden çok daha kısa bir süre içerisinde, ne tür felaketlere götüreceği üzerinde, önemli tesbitler yapan film, Al Gore’un bu konuyu gündemde tutma çabaları üzerinden ilerliyor. 2000 seçimlerinde, başkanlığı kıl payı Bush’a kaptıran Al Gore, aldığı yenilgiden sonra tüm mücadelesini, küresel ısınmanın yarattığı tehlikeler konusunda, tüm dünya insanlarını bilinçlendirmek ve bu tehlikeye topyekün bir dur diyebilmek için verdi. Al Gore’un kişisel portresinin de çizildiği filmin en önemli amacı, gerçekleri insanların önüne çok geç olmadan koyabilmektir.Sundance Film Festivali'nin de çok önemli filmlerinden olan 'An Inconvenient Truth', yönetmen 'Davis Guggenheim' imzalı.
Ödüller :
Man on Wire(2008)(7,8-48592)
The Last King of Scotland(2007)(7,7-165074)
Ray(2004)(7,7-135806)
La môme(2007)(7,6-76332)
Taxi to the Dark Side(2009)(7,4-14369)
Born Into Brothels: Calcutta's Red Light Kids(2005)(7,3-14615)
Capote(2006)(7,3-128793)
The Queen(2006)(7,3-96615)
Precious(2009)(7,3-100721)
Syriana(2005)(6,9-120202)
Dreamgirls(2006)(6,5-63573)
An Inconvenient Sequel: Truth to Power(2017)(6,3-6390)
Academy Awards - Oscar : "En İyi Belgesel"
Academy Awards - Oscar : "En İyi Film Müziği"
pek "amerikan" olmasina ragmen, gayet güzel bir film.clinton'un irak planinin bush'unkinden farkli olmadigini, ayni seyi takip ettigini duydugumda, "hepsi ayni bunlarin" demistim (anca anlayabilmisim demek, neyse bu ayri bir konu), ama al gore farkli cikti sanki, en azindan bu filmi izledikten sonra bende öyle bir izlenim birakti.konunun ciddiyetine ragmen, gayet komik anlari da var filmin (cünkü al gore komik bir adammis), giriste "i am al gore, i used to be the next president of the usa" gibi bir cümle kullaniyor ve böyle minik esprilerle dolu film.tabi asil konusu küresel isinmadir, önemlidir, insanin gözlerini aciyor bu film, "acilen bir seylerin degismesi gerek, yoksa gezegenimiz elden gidiyor" msj'lari veriyor bolca. ve bunu yaparken bir dolu güzel ve gercekci örnek kullaniyor al gore, bilgilendiriyor, acikliyor.bu entry'nin amaci ise bilgi vermek degil, sadece filmi izlemeye tesvik etmektir. verilmesi gereken bilgiler verilmis (deginmeden edemeyecegim, immanuel tolstoyevski beyin ellerine saglik derim) - herkes gidip izlesin, yaninda da götürebildigi kadar cok arkadas, aile, kim varsa götürsün.hepimiz ölecegiz, evet. ama bu bir sürü insanla paylastigimiz ve bizden sonra da "kullanilacak" olan alanlari ve maddeleri duyarsizca cöplük ve cöp haline getirmemiz gerektigini, böyle bir hakkimiz oldugunu göstermez. duyarlilik, evet, sanirim her sey burda bitiyor. lazim olmayan isiklari kapattim ben bile bak.
(chileksuyu - 6 Kasım 2006 21:42)
türkiyede 2 şubat tarihinde "uygunsuz gerçek" adıyla vizyona girecek belgesel film.wwf türkiye-doğal hayatı koruma vakfı geçen hafta belgeselin özel bir gösterimine ev sahipliği yapmış.anlaşılan pek çok köşe yazarı davetliymiş ki yorumlarını okuyoruz iki gündür.
(hooloovoo - 17 Kasım 2006 23:50)
"political will is a renewable resource" diyerek yarmış, gerçekten de izlenmesi gereken, bazı yerlerde oldukça duygusal da olan, bir belgesel.
(as if existed - 26 Kasım 2006 17:32)
izledikten sonra, al gore yerine george w. bush ' un amerika birleşik devletleri başkanı olmasının dünyamız adına ne kadar büyük talihsizlik olduğunu düşündürüyor...film (daha doğrusu sunum) 7' den 70' e herkesin anlayabileceği şekilde hazırlanmış..dünyanın önümüzdeki yıllarda sonu gelmese bile çok korkunç değişimlere maruz kalacağı garanti gibi birşey...iklimlerin değişimi, bitki örtüsünün uğradığı zararlar, canlı türlerinin yokolması, doğal felaketler bunlardan sadece birkaçı..mutlaka izlenmesi lazım..
(pellegrino - 12 Ocak 2007 16:59)
sanırım dünyanın sonunun gelişinin ilk perdesi bitti. şimdi ikinci perdeye geçtik. yani dünyayı insanoğlu kritik noktaya kadar ısıtmayı başardı. bu aşamadan sonra şöyle şeyler görmeye başlayacağız. iklimlerin dengesizliği yüzünden her ülkenin tarım ekonomisi çökecek. gıdalar çok pahalanacak. havaların soğuması ile yakıt giderleri artacak. enerji şimdikinden daha da pahalı olacak. yıllardır 2 sente benzin almaya alışmış amerikalı bizden de çok panikleyecek. daha da saldırganlaşacak. aynı şekilde yağış dengesi bozulduğu için su da delicesine önemli olacak. şimdiden dünyanın önemli su kaynaklarına sahip olmakla övünen türkiye bile kuraklıkla karşı karşıya. mezopotamyaya giden suyu da bizim verdiğimizi düşününce... "su savaşlarına hoş geldiniz" demekten kendimi alamıyorum. ha bu arada dünyanın deniz suyu seviyesi belgesele göre 6 metre kadar yükselecekmiş. milyar tonluk buz kütlelerinin bir anda suya karışması dolayısıyla yeryüzünde dolaşan suyun miktarı da artacak tabi... dolayısıyla bu magma tabakasındaki basıncı da artırır diye düşünüyorum. haliyle üzerindeki kara parçalarının da salınımını tetikleyecektir. bir takım yeni depremlerin de olacağını var sayabiliriz. e zaten amerika kıtası şimdiden hiç görülmemiş büyüklüktetayfunlarla kasılmış... önemli ve karışık bir dönem geliyor. herkes hazırlıklı olsun...
(tahinpekmez - 23 Ocak 2007 10:11)
al gore'un mesajını sempatik bir biçimde verdiği, seçimleri kazanamamasının dünya için gerçekten büyük bir ukte olduğunu anladığımız filmi. gore arada macbook pro'sunu izleyicinin gözüne gözüne sokmayı ihmal etmemiş ama olsun, reklamı yapılan macbook gibi içimizde ukte olmuş bir alet olsun ne diyelim... bir de filmin sonunda "komünizme karşı savaştık, bizim demokrasimiz süperdir, harikadır, bunun da üstesinden gelicez" demesi pek hoş olmamış gibi. onun dışında film harika bir belgesel.
(isoon - 29 Ocak 2007 00:07)
filme gitmeden önce south park'ın al gore'u tiye aldığı manbearpig'i tekrar izledim. bazı haklı ele$tiri gerekçeleri olsa da, al gore'un bu filmi sadece kendisine ilgi çekmek için yaptığını zannetmiyorum. evet, olmaması gereken, n'alaka dedirten bölümler var filmde; 2001 yılı seçimlerini george w bush mahkeme kararı ile kazanması gibi. ama filmin dikkat çekmek istediği noktalar bunu geride bırakıyor...ben bir $ey farkettim bu film sayesinde, aklın kaçarken veya sıçarken gelmesi* sadece bize özgü bir olay değilmi$. insanlar senelerce "atmosfer o kadar büyük ki, bizim onu kirletmemiz mümkün değil" deyip durmu$. ingilizcede süper bir deyim vardır taking for granted diye, i$te insanlığın yüzyıllardır doğaya olan bakı$ını özetliyor.
(ent2tel - 1 Şubat 2007 18:01)
acikcasi sadece icinde al gore oldugu icin suphe ile bakilabilecek bir belgeselimsi kanaatimce. bir kere al gore kimdir clinton in yardimcisi iken neler yapmistir onu bilmek gerekir, hic bilmeyen icin zamanında al gore un kirdigi potlarla ilgili gazete haberlerini karikatürleri salık veririm (bir de tabii ratm in testify klibi bir fikir verir sanıyorum). film elbette güzel, elbette önemli seyler söylüyor, ama yapılan bence simdiye kadar bush un yaptigini tersten yapmaktan öte gidemiyor ve sırf bu sebepten korkarım medyada sunulan bir sürü rakamın bilginin icinde kaybolacak, insanların gercek hayatla ilgili gercek kararlar almasinin yolunu acmaktan ziyade gecenlerde cosmo da okudum dünya batıyormustan öte bir etkisi olamayacak.
(atmacaged - 2 Şubat 2007 14:51)
kapitalizme dokunmadan küresel ısınmayı anlatmayı deneyen bir yapım (bu ne kadar mümkün, tartışılır). yine de abd adına küresel ısınma özeleştirisi yapma denemesi olarak ileri bir adım olarak nitelenebilir. ama bütününde sıkıcılıktan ve al gore güzellemesi olmaktan kurtulamıyor.
(river - 11 Şubat 2007 15:54)
filmde kutup ayılarının küresel ısınma nedeniyle bogularak ölmesinin anlatılmasından sonra arkadaşımın yorumu:- e onlar da o kadar coca cola içip amerika'yı desteklemeselerdi !
(dance of bad angel - 25 Şubat 2007 12:26)
doganin yengesine koyan (büyük ölcüde) amerika , sonra bak nasil koyuyoruz diye film cekip satan da amerika.al gore da yengeye acimiyanlardanmishttp://www.usatoday.com/…006-08-09-gore-green_x.htmhttp://abclocal.go.com/…ion=nation_world&id=5073354
(spankenstein - 27 Şubat 2007 21:02)
icerisinde ki kisisel anektodlar (yok benim ciftligim soyle, yok benim ailem boyle, yok ben senatorken bla bla bla) olmasaydi daha guzel olurdu dedigim bir film. al gore'u sevmem, seveni de sevmem o da ayri mevzu. bunca senedir dogaya tecavuz eden bir ulkenin baskan yardimcisi olan bir adam, baskanlik secimini kazanamayinca boyle ortaya cikip persil yesil adam olunca bende oeh derim o da ayri.. am yinede film olarak ve icerik olarak anlattigi seylerin onemi dile getirmesi acisindan basarili buldugum film.
(happybudha - 2 Mart 2007 02:17)
işimize gelmeyen gerçek'tir. galiba bu tam çevirisi. aslında daha çok "bazılarının işine gelmeyen gerçek" diye bir mana çıkarılabiliyor ingilizcesinden galiba. ya akşam akşam saçmalıyorum. sen takıl boşver, başka yerlere bak, okuma bunu.
(min el garaib - 12 Nisan 2007 23:31)
biz amerika'yız aslanız kaplanız üstesinden geliriz bölümüne kadar o kadar iyi gidiyordu ki. gayet etkileyici, gayet zihin açıcıydı. bir yerde ipler koptu, küresel bir sorun olan küresel ısınmanın çözümü abd'nin ellerindedire geldi dayandı olay. küresel çapta bir çözümden bahsedilmedi de, amerika tarihi zaferlerle doludur, komünizmi yendiğimiz gibi küresel ısınmayı da yeneriz noktasına varıldı birden. insanoğlunun dünyaya ne kadar zarar verdiği meselesi anlatılırken atom bombası faciaları yerildi ama; amerika herkesi yener ana fikirli bölümde ikinci dünya savaşını ne güzel de nihayete erdirdik nostaljisi yapıldı. hani kötüydü atom bombası?
(damon - 8 Mayıs 2007 22:25)
hakkinda cok olumsuz elestiri yapilsa da sirf kuresel isinma konusuna insanlarin dikkatini cektigi icin takdir edilmesi gereken belgesel. amerika'da lisansustunun en ileri dersinde bu belgeseli izleyen ogrencilerin cogu "vay anam vay, ne haldeymis dunya da haberimiz yokmus" tepkisini vermistir bu belgesele. amerikan arabalarinin yakit tuketiminde verimli oldugunu dusunen bu insanlara daha guzel ulasilamazdi bence.al gore propogandasi yapmasi ve de bazi gercekleri carpitmasi hos degil ama dedigim gibi insanlari bilinclendiriyor az da olsa. asagidaki linkte belgeseldeki bazi hatalar anlatilmis.http://news.bbc.co.uk/1/hi/education/7037671.stm
(naptin - 12 Aralık 2007 23:24)
dvd'sinin uzerinde a global warning yazan belgesel film.
(elling - 28 Ocak 2008 04:52)
verdiği bilgiler, istatistikler, insanın canını oldukça sıkmakta.. özellikle de "grönland" ile ilgili verdiği bilgiler ve sonrasında gerçekleşecek muhtemel felaketler sinir bozucu.. --- spoiler ---carl sagan'ın çektiği ikinci dünya fotoğrafı (uzaktan nokta kadar görünen) ve üzerine söyledikleri oldukça başarılı.. okyanusta bir köpük, kumsalda bir kum tanesiyiz gibi olmuş ama daha etkili/vurucu..--- spoiler ---sonundaki mesajı biz de yineleyelim;"herkesi bu filmi seyretmeye teşvik edin! küresel ısınmayla ilgili öğrenilecek ne varsa öğrenin!"
(kafa koparan manyak - 31 Mart 2010 01:34)
salt dikkat çekmek istediği konuya göre bakıldığında gayet değerli bir yapımdır. ama filmin sonuna doğru al gore'un "we, the americans..." diye başlayıp komünizme karşı hür bir ülke kurmak için çok "çalışmış" amerikalıların istedikleri zaman nasılda iyi işler başardıklarını anlattığı kısım pek bir kolpa geldi bana.
(entropia - 4 Ocak 2011 21:22)
al gore'un kuresel isinmanin uluslararasi bir problem oldugunu belirtmek icin hazirlatmis oldugu filmdir. resmi sitesi:http://www.climatecrisis.net/trailer:http://video.google.com/…8944470709189270&q=trailer
(sotb - 23 Haziran 2006 11:24)
torrentlerde fink atmaktadir, izledim, fena degil. gerci yarisi al gore'un reklami gibi olmus, iste dunyayi dolasiyorum bir nevi bonoyum, bill gates foundationa kafa atarim havasi var. hadi onu gec, secimi bush'a kaybetme montajini niye koymuslar anlamak mumkun degil, narrative'e baglayamamislar dahi. bunlara ve sonda gelen 10 dakikalik gaz verme kismina dayanabilirseniz gerisi yararli. sahsen bu bush yonetiminin, yeterli bilimsel konsensus yok gerizekaliligina karsi konusurken, incelenen 928 bilimsel makalenin bir tanesinde dahi kuresel isinmanin buyuk bir problem oldugu ve insan etkisinin mutlaka azaltilmasi gerektiginin aksine bir sonuca varilmamis olmasina deginilmesi guzeldi. daha da guzeli, bilimsel cevrelerin bu 928-0 skoruna ragmen, amerikan medyasinda cikan 600 kusur haberin yuzde 53unun yeterli bilgimiz yok, hala teori havasinda olusunun aciklanmasi. tabii bu rakamlari tam nasil elde etmisler, oralar biraz mechul, killanmiyor degilim, ama genel trendin boyle oldugu konusunda suphe yok. araliklarla cekilmis glacier fotograflari da gorsel olarak cok etkileyici. baska neler ogrendik, efendim buzullarin erimesiyle gulf stream sicabilir ve bu da buharlasan sicak havanin avrupaya gitmesini engelleyerek orada ufak capta buzul cagina neden olabilirmis, daha dogrusu zamaninda boyle olmus.bir de kutuplarin neden geri kalan alanlardan daha cabuk isindigini ve bunun neden cok onemli oldugunu ogrendik. beyaz buz kutleleri gelen gunes isinlarinin yuzde 90ini ayna gibi yansitiyor, bu yansiyan isinlarin da ufak bir kismi atmosfer tarafindan tutulup dunyayi isitiyor. greenhouse gazlariyla atmosferin bu karbon yakalama kapasitesi artarsa dunya daha cok isiniyor ve o buz kutleleri erimeye basliyor. ama kutuplarin boktan yani, buzlar bir kere erimeye basladi mi gelen isinlar ayna gibi yansitilmiyor, aksine okyanus tarafindan emiliyorlar bu da oradaki sicakligi atmosferin yakaladigi isinlara ek olarak daha fazla isitiyor, bu da cevredeki diger buzlarin daha da kolay erimesine neden oluyor ve donguye giriyor. dolayisiyla dunya genelindeki 1 derecelik sicaklik artisi kuzey kutbunda 12 derecelik bir artisa tekabul ediyormus. bu kadar buz eriyince de ruzgar ve akinti sistemleri degisitinden butun sicaklik dengeleri altust oluyor. uzun vadede su seviyelerinin yukselmesi de cabasi.evet, ogrenmisiz ulan caktirmadan, izleyin siz de insanlik namina, konu onemlidir.
(immanuel tolstoyevski - 3 Ağustos 2006 09:28)
Yorum Kaynak Link : an inconvenient truth