The Serpent's Egg (~ Das Schlangenei) ' Filminin Konusu : The Serpent's Egg is a movie starring Liv Ullmann, David Carradine, and Gert Fröbe. Following the suicide of his beloved brother and deaths of even the most distant acquaintances, Abel Rosenberg attempts to discover the truth while...
Skammen(1968)(8,0-13108)
Trollflöjten(1975)(7,8-3802)
En passion(1969)(7,8-7128)
Ansikte mot ansikte(1976)(7,7-4203)
Nära livet(1958)(7,6-2059)
Aus dem Leben der Marionetten(1981)(7,5-3067)
Efter repetitionen(1984)(7,5-1823)
Kvinnodröm(1955)(7,2-2051)
totalitarizmin gelmiş olduğunu bilmenin emniyetiyle, totalitarizm hangi koşullarda geldi'nin filmi. üç kilo banknota bir kilo sebze, yahudi miydiniz? bir bir kaybolup ölen insanlara nooluyor? başrolde kuliste yarasını saran soytarı gibi david carradine, jenerikte interiors'tan bir yıl önce woody allen müzikleri.(bkz: das kabinett des doktor caligari)
(grapes of butcher - 22 Ekim 2006 19:23)
1987'de yayınlanan "within the realm of the dying sun" albümünün devamı gibi duran, müzikalite açısından benzer çizgiler taşıyan ( bu nedenle bir zamanlar bir 90'lık kasete arkalı önlü kaydedip tek bir albümmüş gibi dinleyebileceğiniz) dead can dance albümü.parça listesi şöyledir:- the host of seraphim- orbis de ignis- severance- the writing on my father's hand- in the kingdom of blind the one eyed are kings- chant of the paladin- song of sophia- echolalia- mother tongue- ullysesbu albümden "the host of seraphim", baraka filminin en çarpıcı bölümlerinden birinde kullanılmıştır.lisa gerard'ın üst üste yaptığı vokallerle oluşturduğu kadın koroları gene çok çarpıcıdır bu albümde. 4 satırdan oluşan bir motifin, gerard'ın yalın sesiyle iki kez okuduğu "song of sophia" ile hemen ardından gelen "echolalia" ise adeta tek parça gibidir.bu albümü ve "within the realm of the dying sun" albümünü ne zaman dinlesem, gerard ve brendan perry keşke yeniden bir araya gelse diye dilek tutarım ama...
(kitarobit - 12 Şubat 2010 22:37)
film hakkında çok sevdiğim bir trivia: rahmetli mastürbatör david carradine bir roportajında anlatıyor. uzun zaman önce izledim o nedenle aklımda kalanı, onun cümleleriymişçesine sallıyorum: (azıcık spoiler )"bu filmin benim için önemi ingmar bergman'dan çok liv ullmann ile karşılıklı oynama şansıdır. ona hayranım. filmde masa başında delirdiği sahnenin çekiminden önce onu izliyordum. sette etrafa gülücükler saçıyor, neşeli biçimde sohbet ediyordu. içimden nasıl olacak da az sonra inanılmaz dramatik bir sahneyi canlandırabilecek diye meraktaydım. ingmar "ekşın" dedi ve liv bir anda delirdi. az önceki dünyalar tatlısı insan birkaç saniye içinde gitmiş, onun yerine tam bir manyak gelmiş ortalığı dağıtıyordu. o sahnede ağzımın bir karış açık kalması rol icabı değil, samimi tepkimdir.."
(kontra - 24 Mart 2010 15:48)
“tanrı’dan çok uzakta yaşıyoruz. yardım etmesi için dua ettiğimizde bizi duymuyor olabilir. bu yüzden birbirimize yardım etmeliyiz. uzak bir tanrı’nın bize çok gördüğü affedilişi birbirimizden esirgememeliyiz”
(akay ali - 18 Ocak 2015 12:37)
ingmar bergman'ın kasvetli filmi. film o kadar kasvetli ve o kadar iç daraltıcıdır ki sürpriz sayılabilecek sonu bile sizi rahatlatmaya yetmez
(aksamgunesi - 7 Temmuz 2004 08:14)
dino de laurentiis'in yapımcılığını yaptığı, 1923 berlin'inde geçen, politik öğeleri ağır basan, yine karakterlerin psikolojik gerilimler yaşadığı, ve ağır bir sona sahip muhteşem bir film.
(roda cherji - 22 Aralık 2004 15:49)
ing. yılanın yumurtası
(sir gawain - 22 Aralık 2004 15:51)
yapımcı dino de laurentiis, film için dev bir bütçe, ve o zamana göre çok geniş olanaklar ayırmıştır. bergman, berlin'de çektiği filmini, çok büyük bir ustalık ve başarıyla 1923 atmosferine büründürmüştür. yıkık ve donuk sokaklar, filme müthiş bir görsellik katmaktadır.birçokları tarafından bergman'ın göreceli kötü filmleri arasında gösterilmesine rağmen, ben bu görüşe katılmıyorum.
(roda cherji - 17 Şubat 2005 12:39)
yılan yumurtası bir ingmar bergman filmografisinden bahsediliyorsa farklı bir yerde duran bir filmdir ve bu açıdan yönetmenin tutkunları tarafından yadırganır. zaten yönetmenin kendisinin de film çekimi boyunca gidişattan hoşnutsuz olduğu film arkası belgeselde belirtilir. film geniş ve özel hazırlanmış mekanlarda –film için tramvay ın geçtiği dev bir berlin sokağı yaratılmıştır- , yönetmenin alışık olmadığı çoğu farklı oyunculuk disiplinlerinde yetişmiş kalabalık kadro ile yakın plandan, yakın figür temasından uzak, geniş planlarla çekilmiştir. liv ullman ingmar’ın bu durumunu, filme dair memnuniyetsizliğini yapımcıların sağladığı dev bütçe altında fazla ezilmesi, sorumluluklarının artmasına bağlar. ve ekler “ama hiçbir zaman kendisini hollywood yapımcılarına satmadı, hiçbir zaman.” yılan yumurtası klasik ingmar bergman filmlerindeki buhranlı gelgitli insanlık durumlarını konu eder görünerek belki bir ölçüde aynı minvaldedir ama sonunda bunu teknik bir mevzuya, daha doğrusu biyolojik tepkimelere indirgeyerek bozulur gider. fakat gene de iyi filmdir. liv ullman da böyle der. “sonunda ingmar ile filmi seyredince her şeye rağmen iyi bir film olduğunu gördük”.
(zhenya - 22 Şubat 2005 22:36)
abel rosenberg*'in ruhsal bulanımlarını 1. dünya savaşından yenik çıkıp hem ekonomik hem de psikolojik açıdan tamamen çökmüş almanya atmosferinde yansıtan karanlık film. film boyunca abel'in dengesizlikleri ve gelgitleri, manuela* karakteri eşliğinde izlenir, sonu garip ve ilginçtir, 2. dünya savaşına ve yaklaşan hitler devrimine bağ kurmaya da çalışır.
(quisalas - 29 Haziran 2005 13:02)
Yorum Kaynak Link : the serpent's egg