• "dylan dog'un sigara ve alkol kullanan versiyonu."
  • "türkçe göndermeler sadece sezen aksu dan ibaret değildir. 82. dakika 21. saniye koordinatlarındaki para birimine de dikkat ediniz."
  • "(bkz: sezen aksu)(bkz: hadi bakalim)"
  • "sıradan bir film modu ile izlemeye başladığım ve bittiğinde oha dedirten ender filmlerden.."
  • "(bkz: cemetery man)"
  • "hadi bakalım filmin 59.dakikası itibari ile çalmaya başlamaktadır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ölmek için hayatımı verirdim, işlediğim suçları kim çalıyo benden, gibi komikliklerin olduğu doğrudur ama kanımca film aşk filmidir, geriye ne kalır ki, filmidir, yaşamla ölümün farkı, filmidir, fark'ın filmidir;
    hiç komik değildir bütün bunlar


    (16bg - 18 Nisan 2002 19:54)

  • comment image

    ölüler aleminin mizaha en uygun türü olan zombi filmleri arasında yarattığı kara mizahla brain deadle beraber öne çıkan enfes bir kült film. peter jackson'ın braindead'i vücut parçaları konusunda nasıl absürdlük boyutunda ileri gittiyse bu film de sevdiceğin zombi olması teması üstünde alabildiğince tuhaflaşıyor. ancak sadece bu kadarla kalmıyor elbet. avrupai estetik anlayışının çekim açıları, görüntü ve sanat yönetmenliği başta olmak üzere teknik alanda kattığı derinliğe yaratıcı replikler ve spoiler kısmında anlatacağım gibi hayalgücünün sınırlarını zorlayan öykü gelişimini eklerseniz zombi filmleri arasında parıl parıl parlayan bir başyapıtla karşılaşıyorsunuz.

    --- spoiler ---

    her göründüğünde "aman aman aman" dediğim anna falchi'nin esas oğlanımızı ısırdığı sahneden filmin sonuna kadar halihazırda tuhaf olan film gitgide absürdleşmeye başlıyor. ısırılan kişinin zombiye dönüşmesini kademe kademe artan makyajla anlatma kolaylığı yerine içsel dünyasının değişimine tanık ediliyoruz. vücudun çürümesi değil aklın çürümesi derece derece gösteriliyor. yani aslında o ısırıktan sonra olayların büyük kısmı* francisin aklını yitirmesinin, insanlıktan çıkmasının anlatımıdır. azrailin, esas oğlanın en sevdiği kitap olan, "yaşayan insanların" telefon numaralarını içeren rehberin küllerinden meydana gelmesi açık bir mesaj. esas kadının iki ayrı kimlikte çıkıp ona acı çektirmesi de ruhundaki pişmanlığın yarattığı şeyler. kendisini her gördüğünde gülen elemanları öldürmesinin anlamı da bariz zaten. filmin finalinde ise gerizekalı olan kankasının normal konuşup kendisinin gerizekalıca konuşması da sürecin bittiğini belirtiyor. çünkü artık tamamiyle zombi olmuştur. işte filmin en büyük başarısı da bu süreci ilk defa anlatmasına rağmen olağanüstü bir şekilde aktarması.

    ""i'd give my life to be dead""*
    ""go away! i haven't got time for the living""
    ""the most beautiful living woman i have ever seen..""

    ---
    spoiler ---


    (elamona - 6 Ocak 2008 22:53)

  • comment image

    sinema tarihinin izlenebilecek en aykırı filmlerinden bir tanesi.

    film alışkanlıklar, kaçış, kabüllenmeme, arayış ve aşk üzerine oldukça orjinal bir çeşitleme sunuyor baştan sona. bitmeyen bir döngü içerisinde, kaçmaya bu derece korkarken kaçmak içinde en uç şeyleri bile yapabilen birinin, komik, kesinlikle garip ve acıklı öyküsü.

    ilk bir saatinden sonra değişen hikaye anlatımı ve filme kendinizi kaptırmışken dan diye suratınıza çarpan finali ile bir klasik.

    dipnot: hele bir de dylan dog fanatiği iseniz, değmeyin keyfinize.


    (l goshin - 5 Eylül 2008 02:09)

  • comment image

    dylan dog modelimiz rupert everett'ın ağzında sigarası, elinde tabancası zombileri mezara geri yollayan bir mezarlık bekçisini oynadığı tekrar tekrar izlenebilen, fazlasıyla kanlı olsa da hiç sırıtmayan, korku, aşk, her şeyden uzaklaşma isteği ve everett'ın yardımcısı garip naghi'yi barındıran film. belki de filmin en romantik karakteri naghi olabilir.

    --- spoiler ---
    naghi'nin, aşkının kesik kafasını televizyona yerleştirip, bütün gün onu izlemesi ve üstelik kendisinin konuşamıyor olması bana hep filmin en eğlenceli kısımları gibi gelmiştir. naghi'nin everett'la konuşamayışı, en ihtiyaç duyulan anda yardıma koşamaması ama koşacakmış gibi durması ve bakışları da çok eğlencelidir. bir de everett'ın aynı kadına tekrar tekrar aşık olup, her seferinde kaybetmesi, filmin sonunda da ne yaparsa yapsın hiç bir yere gidemeyeceğini anladığı an, hayatının nasıl bir seçeneksizliğe mahkum olduğunu gösterir ya, orada insanın içi parçalanır. ama melankolik bakışlar yakışır karakterimize.

    ---
    spoiler ---

    en güzel mezarlık filmi.


    (amaninbe - 17 Mart 2009 08:48)

  • comment image

    türkçe göndermeler sadece sezen aksu dan ibaret değildir. 82. dakika 21. saniye koordinatlarındaki para birimine de dikkat ediniz.


    (turuncu harpagon - 23 Ekim 2009 01:55)

  • comment image

    devam ve devam ve devam eden varoluşlar, biz insanların derd-i dünyası. the truman show filminin nasıl oluştuğu da bu filmden gayet anlaşılabiliyor. bu film mutlu son ile bitmiyor. çünkü hiçbir şeyin sonu yok dedirtiyor. belki de benim dediğim gibi hiç bir şey başlamadı, bu yüzden hiçbir şey bitmeyecek..


    (personal reflection - 3 Mayıs 2010 01:14)

  • comment image

    sadece bir film... değil mi yoksa?

    bu filmi izlemeden önce zombi filmlerini severdim, bir de dylan dog kültürü vardı hafiften, denk geldi izledim. ama bu film zombi filmi değil. resmen felsefe kitabı gibi birşey. filmin finali zaten başlıbaşına ayrı bir olay. varoluş problemleri, ölülerin yerinde duramadığı bir mezarlık, dilsiz bir yardımcı ve onun garip aşkı... izlenmesi gerek kesinlikle.

    sonuçta hepimiz buffalora'da yaşıyoruz, herkesin zihninde bu mezarlıklardan var, ölüler yerinde durmuyor.

    hadi bakalım kolay gelsin


    (francesco dellamorte - 22 Eylül 2010 22:28)

  • comment image

    filmin senaristi dylan dog’ın da yaratıcısı olan tiziano sclavi olduğundan filmin değerini dylan dogcılar zaten biliyor. ancak film bu şekilde bir çizgiroman ilişkisinden de öte kendi başına müthiş.

    türü ne olursa olsun hikayeniz var ise, duygularınızı estetize edip ifade edebiliyorsanız, hele bir de yetenekli iseniz ne ürettiğinizin bir anlamı kalmıyor. film de çeksen şahane oluyor, şiir de yazsan, bisiklet de tamir etsen. karpuz da satsan bir başka oluyor o karpuzun tadı. tiziano sclavi böyle yetenekli bir adam. film ise stilize. korku öğeleri ile komik bir film yapmak kolay iş değil. birbirine zıt iki duygu olan korkma ve gülme arasında nasıl bir çizgi tutturmak lazım. nerede ciddi olmalı nerede komik. bunlar zor konular. (sırası geldi söyleyelim bu işi en iyi kotaran filmlerden biri sisily 2km’ dir) dellamorte dellamore bir zombi filmi gözüküp, hem komik hem de edebi olmayı başarıyor.

    --- spoiler ---

    konusu: dellamorte bir mezarlıkta yardımcısı iri yarı tuhaf adam gnaghi ile birlikte bekçilik yapmaktadır. olaylar çelişir...

    belediye başkanı dellamorte’ye sorar:
    -niye dikenli tel geriyorsunuz, birileri mi giriyor içeri?
    -hayır içerden çıkıyorlar.

    yardımcı gnaghi dilsizdir ve dellamorte’yi çok seviyordur. onu babası gibi görüyordur. en azından dellamorte böyle düşünüyordur. her zamanki gibi dellamorte varoluşsal acılar çekmeye başlar:
    -ben de ölürsem. ben de mi yaşayan ölü olacağım. gnaghi beni de mi öldürmek zorunda kalacak. o asla bunu yapamaz.
    cümlesi biter bitmez döner ve elinde kürek ve tehditkâr bir ifade ile karşısında gnaghi’yi bulur.

    bir gazeteci dellamorte zombilerle boğuşurken olaya şahit olur ve dellamorte’nin hayatını bitirecek kareyi çekmeye hazırlanır. dellamorte o sırada objektife sırıtıp poz vermektedir.

    dellamorte, gayet doğal olarak anna falchi’ye, görür görmez aşık olur. (bkz: anna falchi) hatta filmden bir kare

    hatun onu sevdiğini ancak penis fobisi olduğunu, kasabada dellamorte hakkında "iktidarsız" dedikleri için geldiğini söyler. dellamorte çaktırmaz, "evet öyleyim" diyerek hemen evlenme kararı alırlar…

    …dellamorte aşktan gözü dünmüş şekilde anında doktora gidip aleti kesmesini söyler. hatun aşktan onu deli etmiştir. gerçekten iktidarsız olup ömür boyu onunla yaşamalıdır.

    doktor operasyon sırasında, buna kıyamayacağını söyleyip, aleti bir ay etkisiz hale getiren iğne yapar gizlice. dellamorte'ye de "o iş tamam" der.

    dellamorte’nin penisi işlevsiz hale gelip hasta olur ve yataklarda sürünür günlerce. hasta yatmaktan nefret ettiği için “ölmek için hayatımı verirdim” der.

    …iyileşir. aşık olduğu kadın gelir. belediye başkanının kendisine tecavüz ettiğini söyler. dellamorte afallamışken, “ama üzülmemesini, bilakis hoşuna gittiğini, böylece penis fobisini yendiğini, dolayısı ile onunla değil başkanla evleneceğini” söyler.

    dellamorte yıkılırken izleyiciler gülmekten yıpranır.

    dellamorte aşk hayatında böyle bir kazık yemişken neredeyse aynı güzellikteki başka bir hatuna görür görmez tekrar aşık olur. şanslıdır. hemen yatarlar. dellamorte, yapamam, tedavi oluyorum der. (doktora aleti işlevsiz hale getir demişti hatırladığınız gibi, doktorda bir karışım zerk etmişti bünyeye bunu yapan) dolayısı ile dellamorte hayatının ikinci aşkında başarısız olmamak için hatunla yatmamaya çalışır ama hatuna da karşı koyamaz. hatun soyununca çıkarmadan 3 posta gider. sonra yatakta doğrulup "bir daha yapalım mı" der. doktorun ilacı tam tersi erkekliğini coşturmuştur. izleyiciler kopmalardan kopma beğenmektedir.

    babafingo eski performansına ve üstelik hayatının aşkına kavuşmuşken aşık olduğu kadının arkadaşı, aşkının fahişe olduğunu söyler ve vizite ücretini tahsil etmek ister:

    "ne?" der dellamorte.
    -100.000
    -ama beni sevdiğini söyledi
    -o zaman 150.000
    -sabaha kadar kalmamı istedi
    -200.000
    -çek olur mu?

    ---
    spoiler ---


    (sitki siyril - 30 Ocak 2011 18:53)

  • comment image

    1994 yapımı tiziano sclavi'nin yaratıcılığını konuşturduğu bir korku komedi filmidir. fakat sinema tarihi için önemi farklıdır:

    --- spoiler ---

    dellamorte'nin filmin başında masaya koyduğu -filmin kapanışını da yapan- kar küresinin içinde filmin son sahnesi tasvir edilmektedir.

    sinema tarihinde, baş karakterin yaşadığı kasabanın dışına çıkmak isterken kısıtlı dünyasının sonuna geldiği ilk filmdir. kar küresi de bu durumu temsil eder.

    benzer sahneleri barındıran truman show'dan 6, the thirteenth floor'dan 5, dark city'den 4 sene önce çekilmiştir.

    ---
    spoiler ---


    (gaip - 21 Ocak 2015 11:55)

  • comment image

    bu mükemmel filmde zihnimize kazınan bir yerde umutsuzca şöyle der;

    death, death
    death comes sweeping down
    filthy death the leering clown
    death on wings
    death by surprise
    veiling evil from worldly eyes
    death that's born as life succumbs
    while death and love,
    two kindred drums
    bent the time to judgement day
    an actor in a passion play,
    without beginning without end
    evermore, amen


    (sarenalaja - 21 Ekim 2004 21:16)

  • comment image

    michele soavinin yönettiği, rupert everettin başrolünde oynadığı komik bir zombi filmi. değişik bir karışım. ölenlerin bir süre sonra dirildiği ve kafasından vurmadıkça tekrar ölmediği tuhaf buffalora mezarlığının bakıcısı olan dellamorte'nin başına gelenler... dellamorte'nin mezarlıktaki bu garipliği hiç ama hiç iplememesi, elinde sürekli bir silah ile dolaşıp dan dun ölüleri tekrar öldürmesi gündelik hayatın garipliğine ne kadar alıştığımızı, üzerinde nasıl hiç düşünmediğimizi yüzümüze vurur.*


    (usak - 11 Ocak 2002 21:47)

  • comment image

    gündelik hayatın sıradanlaşmasını, yalnızlığı ve aşkı manyak biçimde anlatan bir film. fakat filmin asıl manyaklık noktası adamımız ceset vururken radyosunda sezen aksu'dan hadi bakalım'ın çaldığı o garip an. bir ara kafayı sıyırdım sandım.


    (vazgectim - 29 Ağustos 2006 23:38)

Yorum Kaynak Link : dellamorte dellamore