Okja ' Filminin Konusu : Birlikte Güney Kore'nin dağlarında büyüdüğü Okja isimli değişik hayvanı ile neredeyse cennet gibi bir 10 yıl geçiren Mija (An Seo Hyun) isimli kız, Okja'ya gözü gibi bakar. Fakat Okja'nın peşinde bazı kişiler vardır. Onun üzerinde deney yapmak, hayvanı insanlara sergilemek için kullanmak isterler. Uluslararası bir şirkette CEO olarak görev yapan ve Mija’nın arkadaşı olan Lucy Mirando (Tilda Swinton), kendisinin yararına olacağı ve bu durumdan kar sağlayacağı için bir yolunu bulup Okja'yı yakalar ve New York'a gönderir. Bunun üzerine Mija onu kurtarmak için yollara düşer ancak onun üzücü yolculuğu bir grup kapitalist ve kötü niyetli kişilerle çakışır. Mija'nın tek amacı çok sevdiği dostunu eve getirmektir. Bu farklı grupların hepsi de Okja'nın kaderinin kontrolünü ellerine almak için birbirleriyle savaş vereceklerdir.
Salinui chueok(2003)(8,1-97032)
Nightcrawler(2014)(7,9-392595)
Madeo(2009)(7,8-36886)
Beasts of No Nation(2015)(7,7-66268)
Nocturnal Animals(2016)(7,5-197884)
Southpaw(2015)(7,4-195559)
Snowpiercer(2013)(7,1-339225)
Gwoemul(2006)(7,0-84307)
Flandersui gae(2000)(7,0-3778)
Demolition(2016)(7,0-75155)
Stronger(2017)(7,0-33155)
tilda swinton, jake gyllenhaal, kelly macdonald, billy nighy ve paul dano'nun başrolünde olduğu, joon-ho bong'un yöneteceği film.https://twitter.com/…iniz/status/651121855240142848
(zeddicus zu l zorander - 5 Ekim 2015 22:54)
2018 oscar adayı olacak film.
(iskembe i kubra - 27 Şubat 2017 01:35)
resmi fragmanı yayınlanan joon-ho bong filmi. buyrun fragman:https://www.youtube.com/watch?v=ajcebkn4iicbaşrolde kariyerindeki ilk ingilizce yapımda oynayan 2004 güney kore doğumlu seo hyun* var. diğer roller ise tam bir yıldızlar geçidi: tilda swinton, jake gyllenhaal, paul dano, lily collins, steven yeun, giancarlo esposito. filmin konusundan yukarıda (bkz: #66013246) bahsedilmiş. tilda swinton şirketin sahibi* olarak snowpiercer'da olduğu gibi yine filmin kötü karakterini canlandırıyor. senaryoyu joon-ho bong ve gazeteci-yazar jon ronson beraber yazmışlar. film her ne kadar et üreticilerine yüklenecekmiş izlenimi bıraksa da tahminimce peta gibi hayvan hakları dernekleri de paylarına düşeni alacaklar.snowpiercer'a bayılmıştım, okja'nın fragmanına da aşık oldum diyebilirim. mükemmel müzik kullanımı, tuhaf karakterler, aksiyon ve muhtemelen en sonunda yine ağzımızı açık bırakacak bir senaryo, bir filmden daha ne isteyebilirim ki? umarım hayal kırıklığına uğratmaz.film önce cannes film festivali'nde gösterilecek. 28 haziran'dan itibaren ise netflix üzerinden izleyebileceğiz.
(provo - 18 Mayıs 2017 21:27)
bir süredir yayınlanmasını beklemekteydim. dün akşam direk netflix başına kuruldum.her dakikasından keyif aldığım güzel bir film izlemiş oldum.kayan yazılardan sonra bir sahne daha bulunmakta. izleyenler dikkat etsin.
(mimarbaba - 29 Haziran 2017 11:22)
gri, lacivert, siyah takım elbiseli insanların arasında kırmızı kazağıyla bir kız çocuğu seçiliyor, tüketimin kucağındaki tüm insanların aksine gerçek sevginin peşinde bir çocuk, mutasyona uğratılmış ev hayvanı okja'ya tekrar ulaşabilmek için seul'den new york'a uzanan bir serüvenin içinde. joon-ho bong'un ilk gösterimini cannes'da yapan son filmi, genleri değiştirilerek "daha kullanışlı" bir hayvana dönüştürülen okja ile yanında büyüdüğü mija arasındaki ilişki çevresinde -gıda endüstrisi özelinde- seri üretim üzerine düşünmemizi sağlıyor. okja'nın büyük cüssesi ve fantastik yapısı insan-doğa temasıyla birleşerek neredeyse hayao miyazaki büyüsü oluşturuyor. okja, çok uzak olmayan bir distopyada geçen bir başka joon-ho bong harikası.okja, cannes film festivali'nde büyük bir gürültü kopardı. netflix'in yapımcılığını üstlendiği filme, streaming münasebeti sebebiyle fransız sinemacılar haklı bir serzenişte bulundu. jüri başkanı pedro almodóvar'ın da olaya dahil olmasıyla filmin içeriğinden çok yakın gelecekte sinema ile izleyici ilişkisi konuşuldu. cannes'dan bir ay sonra filmi izlemekten memnun olsam da, okja'yı beyaz ekranda seyretmekten mahrum bırakılmak beni üzüyor. öte yandan, joon-ho bong gwoemul'dan başlayarak filmografisini ilgiyle takip ettiğim bir yönetmen. okja için netflix'in desteğinin çok önemli olduğunu, onlar olmasa yüksek bütçesi nedeniyle filmi çekemeyeceğini ve netflix'in kendisine sınırsız özgürlük tanıdığını söylüyor. salinui chueok, gwoemul, madeo ve snowpiercer ile sınırsız kredimi kazanmış joon-ho bong'un içine sindiyse bu durum, netflix and chill demekten başka şansım kalmıyor. --- spoiler ---snowpiercer'da olduğu gibi tilda swinton yine kötü bir -hatta iki- karakter olarak karşımıza çıkıyor. domuz yavrularını genlerini değiştirerek doğa için daha yararlı ve insanlar için daha lezzetli bir tür yaratan mirando şirketinin eski ve yeni -ikiz- ceo'larını oynuyor. kural tanımayan bir kardeş ve sosyal medyanın ve halkla ilişkilerin gücünden faydalanan öteki taraf olarak tilda swinton'ın kapitalizmin iki yüzünü canlandırdığını söyleyebiliriz. azami gelir için her şey mübah elbette iki kardeş için de. film boyunca daha çok maruz kaldığımız lucy mirando, tüketimin "temiz" tarafını temsil ediyor. daha ucuza daha çok et için mutasyona uğrattığı domuz yavrularını tüketiciye tanıtırken adeta yeni iphone'un piyasaya sürümü kadar stilize bir yol izliyor. gıda endüstrisi devi mirando'ya karşı paul dano'nun hayat verdiği jay'in başını çektiği "animal liberation front"un mija'nın yanında olduğunu zorlanarak da olsa söyleyebilirim. mirando yüzünden mutasyona uğrayan canlıların içinde bulunduğu kötü şartları dünyaya göstermek isteyen bu hayvansever topluluk da joon-ho bong'un hicvinden kurtulamıyor. ekolojik ayak izi bırakmamak için yemek yemeyi reddeden hayvansever filmdeki satirin zirvelerinden. keza yönetmen gıda endüstrisinin karşında olsa da, et yemeye karşı bir duruşu olduğunu söylemek güç. kahramanımız mija'yı et yerken görüyoruz. halihazırda mija'nın motivasyonun hayvan sevgisi yerine aşk olduğunu söyleyebiliriz belki de. mija, biraz leon'daki mathilda'yı hatırlatıyor bana, okja ile ilişkileri de e.t. the extra-terrestrial'ı.eklemeden geçemeyeceğim, şöyle ayrıntılar çok hoşuma gidiyor:https://mirandoisfucked.com/--- spoiler ---
(darth werther - 29 Haziran 2017 23:51)
kore'deki kovalamaca/koşuşturmaca sahnelerinde çingene müziği kullanma fikri kimden çıktıysa bir daha film falan çekmesin.başarılı bir sinema yapımı falan değil. mesaj iletme kaygısı ile çekilmiş bir film. eğer mesaj iletmek isteniyorsa bu daha alttan alta yapılabilir ve ortaya daha güzel bir film çıkabilirdi. böyle çok kör gözüne parmağım olmuş. mesaj iletme kaygısı ile çok popülist ve ortalama olunmuş. sevmedim. başarılı kore filmleri böyle değildir.hollywood isimleri ve distribütör firma nedeniyle bu filmin izleyeni çok olur. o yüzden sözlük ortamlarında beğenilecektir.edit: ayrica okja'nin totoro ile benzer oldugunu iddia ederek basarisi uzerinden nemalanmaya calisan cahil her kimse onun ben amk. bu film ne bir kore filmi ne de japon filmi.
(hiko seijuro - 30 Haziran 2017 23:17)
aksiyonu az draması yerinde sevimli bir film olan okja, her ne kadar keyifle izlense de, et tüketimi konusunda hayatın gerçeklerini fazlasıyla gözler önüne sermesi bakımından hayvan severleri kesinlikle üzecek. tilda swinton ve paul dano harika fakat jake gyllenhaal'ın cıvık ve komik karakteri oldukça gereksiz kaçmış bu filme. not: film bittikten sonra çıkan yazıların hemen arkasında 1,5 dakikalık önemli bir sahne daha var.
(tumbler - 1 Temmuz 2017 00:10)
ağlıyorum sözlük. söyleyeceklerim bu kadartanım: bir film.
(alriko - 1 Temmuz 2017 00:38)
fragmanı izleyince masalsı bi anlatımı olan ağır bir drama olacak sanıyor insan. ama film araya hafif drama serpiltirilmiş tırt bi komedi gibi bişey. müzikler bregovoviç'i andırıyor. seven sever, sevmeyem sevmez. ama filme kesinlikle uymamış. filmle fragmanın tek ortak yanı kızın zırt pırt okcaaaa diye bağırması. ben de bi müddet sonra ister istemez okcaa okcaaa diye tempo tutmaya başladım.
(bahooo - 1 Temmuz 2017 10:43)
sözlükte joon-ho bong ile ilgili olumlu eleştiriler görüp, ayrıca film de cannes film festivalinde adaymış diye birkaç yerde okuyunca oturdum izledim.lakin ne öyle aday olacak kadar kaliteli bir senaryo ve kurguya, ne de sağlam bir öyküye sahip bir film bu. basit bir güney kore filmi olmaktan öteye gidememiş açıkçası. hayır nesi aday gösterilmiş inanın onu da anlamadım. et sanayine sağlam eleştiriyi bırakın, ironi bile getirememiş.ağlak kore sineması ya hu, daha ötesi değil. ağlak kore sinemasına karşı bir insan da değilim üstelik; ancak abartıldığı kadar iyi bir film değil. onu anlatmak istiyorum sadece.bir tek, o kadar dev bir yaratığın görsel efektlerini cidden iyi yapmışlar. en ufak bir falso yok, onu net söyleyebilirim. ama o da filmi kurtaran bir şey değil. öyle olsaydı dogville bu kadar iyi bir film olmazdı, adam tiyatro sahnesinden harika bir film yapmış. alıştığımız tarzda bir görsel zenginlik yok, yine de sırıtmıyor ve vermek istediği mesajı çok net bir şekilde veriyor. bu filmin ise amaçladığı şeyle uzaktan yakından alakası yok.kısacası öyle büyük beklentilerle izlemeyin derim ben.
(mjorate - 1 Temmuz 2017 19:00)
bir joon-ho bong filmi. salinui chueok, gwoemul, snowpiercer gibi yapımlardan sonra biraz zayıf buldum. anlaşılmasın ki kötü, ancak çıtayı biraz yükseğe çekmiş olacak ki özellikle işin komedi yönünü samimi bulamadım. jake gyllenhaal'ı ilk defa bu kadar ciddiyetsiz bir rolde gördüm. sinema sektörünün değinmeyi pek sevmediği hayvan haklarındaki söylemleri önemli kılan unsur. bununla birlikte son sahnesinde gwoemul'a selam çakmasıyla gülümsetmiştir.
(hedospurs - 1 Temmuz 2017 21:50)
adama hakaret etmiş gibi olmayayım, zira büyük hayranıyımdır ama fragmanı bana joon-ho bong'un çekmiş olmak çektiği izlenimi verdi. yine de vasatın üstüne çıkmıştır diye tahmin ediyorum. bong'un bizi asıl heyecanlandırması gereken filmi kang-ho song'un oynayacağı parasite olmalıdır. bu ikisinin bir arada olduğu film, kıçta dolanan kıl kurdu hakkında dahi olsa izlenir.
(hulyodelivaldez - 1 Temmuz 2017 22:12)
az önce izledim. sonuç: büyük hayal kırıklığı. zaman kaybı hatta. vegan ve vejeteryan şişirmesiyle bol izlenir belki. ama o kadar gerçeklikten uzak, o kadar yapay ki. belli ki bir mesaj vermek istiyorsun ama bunu "bak şimdi ben mesaj vereceğim siz izleyiciler de bu mesajı alacaksınız " gibi sakil bir şekilde yapınca tam tersi bir etki yapıyor. müziklerin zaten filmle hiç alakası yok. jack gyllenhaal desen; onu, bir filmde bundan daha kötü görmedim herhalde. çok kötü. bu filme ayıracağınız vakti benzer bir temaya sahip olağanüstü bir belgesel olan earthlings'i izleyerek değerlendirebilirsiniz. okja:5/10
(guganole - 2 Temmuz 2017 04:49)
izledikten sonra 60 kiloluk kocaman oglum paşa'ya sarilarak sessiz sessiz aglatan guzel bir netflix yapimi.
(izmir tulumu - 2 Temmuz 2017 07:18)
korece'de okca-ya gibi bi okunuşu olan kelime. filmde kız sürekli böyle sesleniyor hayvanına.
(otomotivci - 3 Temmuz 2017 15:35)
--- spoiler ---okja ve mija'nın mezbahadan ayrılırken kalabalığın içinden gelen bir domuzun...--- spoiler ---neyse çok fazla belli etmeyelim; o sahneyi izleyip de duygulanmayanın tahtasını zikeyim dediğim filmdir. izleyin lan!
(bu tabanca bu cakmak - 4 Temmuz 2017 00:09)
okja çok gürültü koparttı. belki o gürültü sizin evin oralara gelmemiş olabilir ama filmin ilk gösteriminin gerçekleştiği 2017 cannes film festivali‘nde, film başlaması ve filmin yapımcısı netflix‘in logosunun görünmesi ile birlikte film seyirciler tarafından yuhalandı.yani olacak şey değil gerçekten. 2017 yılında, cannes film festivali’nde, bir gösterim sırasında sırf filmi netflix finanse etti diye salonda yuhalama sesleri yükseldi. ben izlemediğim bir filmi yerden yere vursam, çevremdeki herkes bana güler ama koca adamlar bunu tüm dünyanın gözü önünde yapmakta bir sıkıntı görmediler. recep ivedik cesareti oralara kadar çıkmış demek ki. bu kadar mı değişime kapalısınız? filmi bir izleyip öyle yuhalasaydın bari?cannes film festivali’nin bu yılki jürisinde yer alan will smith ve ispanyol yönetmen pedro almodovar, netflix’in yönetmenlere ve yazarlara sağladığı imkanları anlatıp ortamı sakinleştirmeye çalışsa da olan olmuştu bir kere.peki neden yuhalandı okja? kötü film olduğu için mi? elbette hayır. yapımcısı netflix’in aldığı karar doğrultusunda sinema salonlarında gösterime girmeyeceği ve sadece netflix üzerinden yayımlanacağı için. yani filmi izlemek isteyenler netflix’e üye olmak ve netflix servisini kullanmak zorunda. (bana hiç “bu işin korsan yolları var” falan demeyin, fena bozuşuruz.) sinema dünyası netflix’in büyümesiyle birlikte değişim geçiriyor ve okja bu değişime karşı gösterilen direncin yüzeye çıktığı ilk yapımlardan birisi oldu.netflix ve okja birlikteliğipiyasa değeri 8 milyar doları aşmış (rakamla 8,000,000,000 usd), 100 milyon kullanıcı sayısına doğru ilerleyen bir dev haline geldi netflix. kendi prodüksiyonu olan dizilerin dışında, filmleri ile de dikkat çekmeye başladı. örnek vermek gerekirse, netflix sermayeli filmlerden birisi olan spectral hakkındaki görüşlerimi sizinle paylaşmıştım.yalnız, eğri oturup doğru konuşalım, hiç bir netflix filmi okja gibi cannes film festivali’nde gösterilecek kadar değerli yapımlar olmadı. netflix, okja’dan elde edeceği gelirden memnun kalır ve bu tarz üst seviye filmlere yatırım yapmaya devam ederse, sinema izleyicisinin film izleme tercihlerinin de değişim göstereceğini öngörebiliriz.okja’nın künyesiokja, güney koreli ünlü yönetmen bong joon-ho‘nun (the host, snowpiercer) hem yazıp hem de yönettiği, yakın geleceğe farklı bir pencereden bakan bir kurgu. genetiği değiştirilmiş gıdanın (gdo) ileride gelebileceği noktayı eleştirel bir biçimde anlatan bir macera-drama filmi.güney koreli oyuncu kadrosuna (ahn seo-hyun başroldeki saf, sevimli ve sempatik mija karakterini canlandırmış) bong joon-ho’nun çalışmayı sevdiği tilda swinton, little miss sunshine‘daki konuşmamaya yeminli abi karakterinden tanıdığımız paul dano, çok absürt bir karakter ile filmde kendine yer bulmuş jake gyllenhaal gibi hollywood’un tandık yüzleri katılmış.izleyiciyinin filmde hissedecekleriokja kolay hazmadilebilir bir yapım değil. filmi izlerken vicdan azabı çekebilirsiniz, hazırlıklı olun. bong joon-ho elini korkak alıştırmamış ve vermek istediği mesajı bizi rahatsız edecek sahneler ile göstermekten çekinmemiş. hatta verdiği röportajlarda filmin bu sert duruşunu bilinçli tercih ettiğini belirtmekte hiç bir sakınca görmüyor.genetiği değiştirilmiş bir domuzun küçük bir kız çocuğu ile kurduğu bağın nerelere varabileceğini ve kapitalizmin gidebileceği noktaları eleştirel bir gözlükle incelemiş bong joon-ho. tekrar etmekte fayda görüyorum, okja herkese uygun bir film değil. 50 milyon dolarlık (orta ölçekli bir bütçe olarak tanımlanabilir.) bütçesini büyütmemek lazım ama okja burun kıvırıp yaftalayabileceğimiz bir televizyon filmi kesinlikle değil. karşımızda, o seviyenin bir hayli üstünde bir yönetmenlik, görsel sanat yönetimi, kurgu, montaj ve oyuncu kadrosu var. filmi izlerken paranın boşa harcanmadığını rahatlıkla hissedebiliyorsunuz.bir kez daha netflix’in etkilerine dönelimbu noktada parantez açıp netflix’in “cannes’ta gösterilebilecek filmler çekme adımı”nın geleceğe dönük yapımları nasıl etkileyeceğini tekrar değerlendirelim.netflix daha fazla filme ve diziye yatırım yaptıkça sinema sektörünün nereye doğru evrileceğini hayal edebiliyor musunuz? bizden aylık aidatı gibi bir para alarak hayatına devam eden bir servisin bugün geldiği nokta akıl alır gibi değil gerçekten. bu vizyonun devamında, büyük yapımları sadece netflix üzerinden izleme şansına sahip olacağımız bir döneme doğru gittiğimizi düşününce, sinema salonlarının devrinin kapanacağını iddia etmek pekala mümkün.okja konusunu artık kapatalımokja, insanların hayatın bir gerçeği olduğunu bildiği halde, bahsetmekten hoşlanmadıkları bir konuya korkusuzca değinerek duyularımızı harekete geçirmeye çalışıyor. bunu subliminal mesaj ile gizli gizli yapmaktansa yüzümüze tokat gibi çarpmayı seçiyor. iyi bir prodüksiyon oluşu bizim etkilenme miktarımızı arttırıyor.sevimli domuzcuk okja’nın varlığıyla yer yer güldürüp, yer yer hüzünlendirdiği, yer yer de heyecan yaşattığı film, iyi bir seyirlik olduğu kadar, verdiği mesaj ve sinema endüstrisinin geleceği konusunda fikir üretmemize vesile olması açısından da önemli bir film. yer yer yaşattığı tempo kayıpları, karakter motivasyonlarının zayıflığı, karakterlerin aşırı “karakter” durmaları, bazı sırıtan basitlikteki sahneleri ve başarısız müzik seçimleri filmin zayıf bulduğum yönleri.kaynak: http://duslerdengercege.com/…17/07/07/okja-netflix/
(gurlino - 7 Temmuz 2017 21:37)
filmin tek olmamış yanı sanırım farklı kültürlerin bir arada yoğurulup verilmesi. yani amerikan kültürü, kore kültürü ve çalan balkan müzikleriyle değişik bir harman olmuş daha doğrusu olamamış. onun dışında yönetmen abimiz joon-ho bong'un kendi havasını taşıyan bir film.bu arada gus fring abimizin karakteri çok gereksiz değil miydi yav?
(everyone looks so good from here - 13 Temmuz 2017 16:56)
güzel bir hiciv. film, gıda endüstrisini ve kapitalist üretim anlayışını eleştirirken, içindeki bütün tiplemeleri de aşırı resmederek bir hicivception yapmış bana göre. birçok insan jake gylenhall'ın aşırı oynamasına takılmış ama bence garip olmamış. hatta onu bu bazı bazı ace ventura'yı hatırlatan bu farklı rolde görmek iyi oldu. diğer tüm karakterler de -mija hariç- kendi tiplemelerinin aşırısıydı; ikizler, dede, alf, polis vs... zaten bir medya maymunu oynadığı ve medya maymunları halihazırda ekstrem davranışları olan insanlar olduğu için o karakteri böyle ifade etmeyi tercih etmişler gibi geldi bana. kesinlikle izlenmeli, belki bayılırsınız belki eh dersiniz ama pişman olmazsınız.
(enchantee - 7 Temmuz 2017 00:33)
--- spoiler ---tercüme kutsaldır.--- spoiler ---
(theodore bagwell - 4 Temmuz 2017 21:04)
Yorum Kaynak Link : okja