Gwoemul (~ Yaratik) ' Filminin Konusu : Dünyamız görünmeyen bir düşman tarafından istila edilmişti. İnsanların bedenleri, bu istilacılar için sahiplik yaparken bedenler bir değişikliğe uğramamış gibi görünse de, zihinleri ele geçiriliyordu. Neredeyse herkes teslim olmuştu. Geriye kalan vahşi birkaç insandan biri olan Melanie, yakalandığı zaman sonunun geldiğine inanır. Göçebe, Melanie'nin bedenini alan ruh, yetkililer tarafından bir insan bedeninin içinde yaşarken karşılaşabileceği zorluklar hakkında uyarılmıştır: Baskın duygular, hislerin yoğunluğu, çok canlı olabilen anılar Ama Göçebe'nin beklemediği bir zorluk vardır: Bedeninin önceki sakini zihninden vazgeçmeyi reddeder. Göçebe, Melanie'nin düşüncelerinin derinlerine inerek geri kalan insanların nerde olduğunu öğrenmeye çalışır. Ama Melanie'nin zihninde tek görebildiği, sevdiği adamın, hâlâ saklanan bir insan olan Jared'ın hayalidir. Bedeninin arzularına direnemeyen Göçebe, yakalamak zorunda olduğu bu adama karşı özlem duymaya başlar. Dış güçler, Göçebe ve Melanie'yi, aslında istemeseler de, ortak bir hedefte birleştirir ve birlikte sevdikleri adamı bulmak için tehlikeli ve sonu belli olmayan bir macera için yola koyulurlar..
Salinui chueok(2003)(8,1-97032)
Chugyeogja(2008)(7,9-48358)
Madeo(2009)(7,8-36886)
Ang-ma-reul bo-at-da(2010)(7,8-93396)
Ajeossi(2010)(7,8-53936)
Boksuneun naui geot(2002)(7,6-57871)
Chinjeolhan geumjassi(2005)(7,6-72442)
Busanhaeng(2016)(7,5-102347)
Gok-seong(2016)(7,4-39075)
Janghwa, Hongryeon(2003)(7,2-50511)
Bakjwi(2009)(7,1-40702)
Snowpiercer(2013)(7,1-339225)
turkce'ye gocebe adiyla cevrilmis son stephenie meyer kitabi. konusu soyledir; *dünyamız görünmeyen bir düşman tarafından istila edilmişti. insanların bedenleri, bu istilacılar için sahiplik yaparken bedenler bir değişikliğe uğramamış gibi görünse de, zihinleri ele geçiriliyordu. neredeyse herkes teslim olmuştu.geriye kalan "vahşi" birkaç insandan biri olan melanie, yakalandığı zaman sonunun geldiğine inanır. göçebe, melanie'nin bedenini alan "ruh", yetkililer tarafından bir insan bedeninin içinde yaşarken karşılaşabileceği zorluklar hakkında uyarılmıştır: baskın duygular, hislerin yoğunluğu, çok canlı olabilen anılar… ama göçebe'nin beklemediği bir zorluk vardır: bedeninin önceki sakini zihninden vazgeçmeyi reddeder.göçebe, melanie'nin düşüncelerinin derinlerine inerek geri kalan insanların nerde olduğunu öğrenmeye çalışır. ama melanie'nin zihninde tek görebildiği, sevdiği adamın, hâlâ saklanan bir insan olan jared'ın hayalidir. bedeninin arzularına direnemeyen göçebe, yakalamak zorunda olduğu bu adama karşı özlem duymaya başlar. dış güçler, göçebe ve melanie'yi, aslında istemeseler de, ortak bir hedefte birleştirir ve birlikte sevdikleri adamı bulmak için tehlikeli ve sonu belli olmayan bir macera için yola koyulurlar.zamanımızın en çok ilgi uyandıran yazarlarından biri olan stephenie meyer, aşkın direnci ve insan olmanın asıl anlamını anlatan, unutulmaz ve heyecan dolu bir romanla yine sizlerle beraber.
(dybbuk - 23 Mart 2009 01:15)
twilight serisinden daha başarılı bulduğum, henüz yarısında olmama rağmen çevirisi de daha düzgün olan kitap.spoileryazar farklı evrenleri anlatırken bazı yerlerde birazcık saçmalamışbir de yazarın kendini habire feda etmek isteyen yaşı genç kadın karakterleri olmasa çok daha iyi olacakmış.
(gudubeth - 3 Nisan 2009 14:37)
joon-ho bong yönetmenliğinde güney kore'de çekilmiş olan 2006 yapımı bir bilimkurgu filmi olan gwoemul adlı filmin ingilizce çıkış adı. çeşitli akademi ve film festivallerinin**** çeşitli kategorilerinde**** kazandığı 18, aday olduğu da 13 ödül bulunmaktadır. şahsi kanaatim de filmin gerçekten de görsel efekt ve oyunculuk açısından güzel olduğu yönündedir. ha ama ne böle yaratık maratık çok saçma diyenlerdenseniz sizi sarmayacağını önden belirteyim. zaten türünden de (bkz: bilimkurgu) anlaşılacağı üzre filmde çok da bi mantık aramamak lazım. lakin izleyicide yaratmayı başardığı heyecan ve gerginlik açısından başarılı bi eser.
(otuzbesdegilotuzbesbucuk - 22 Kasım 2009 12:50)
stephenie meyer'ın twilight serisine beş basan ama devamını yazmak yerine o kıytırık twilight sagasını yazmayı tercih ettiği kitaptır.ilk başlarda kafa karıştırsa da bir süre sonra her şey aydınlanır ve ne olduğunu anlamadan kitabı yaldır yaldır okumaya başlarsınız. sonunda bittiğinde "eee bu kadar mı?" travmasına bile girmeniz olasıdır.*filmin üçleme şeklinde yapılacağı ve tek kitaptan üç filmlik malzeme çıkmayacağı düşünülürse ister istemez insan devamının geleceğine inanmak istiyor ama üstünden o kadar zaman geçmişken yazar mı meyer, bence yazmaz...
(black lola - 1 Eylül 2011 00:31)
stephenie meyer'in twilight'tan çok daha güzel, fakat ne yazık ki onun kadar duyulamamış kitabı. ayrıca filminin 2013'te vizyona girmesi bekleniyor, eğer film de kitap kadar güzel olursa, o zaman twilight'tan çok daha fazla sevilir bence.filmde başkarakter olan melanie'yi hanna olarak bildiğimiz saoirse ronan canlandıracakmış. ayrıca ian karakterine de ian somerhalder seçilmiş. kitapta anlatılan ian'ın ian somerhalder'a çok benzemesinden ve karaktere çok uygun olmasından dolayı, daha iyi birini düşünemiyorum. güzel bir seçim olmuş. ayrıca kitabı okurken hep, eğer filmi yapılırsa müziği bu şarkı olmalı diye düşünmüştüm. http://fizy.com/#s/16uhxredit: blueme uyardı, imdb'de cast güncellenmiş, ian rolüne jake abel seçilmiş.
(aquatic - 29 Ekim 2011 12:15)
ilk okumaya başladığımda "çok saçma" diye sıkıntıya girdiğim daha sonra elimden bırakamadığım stephenie meyer eseri.kitap fantastik olmasına fantastiktir ama verdiği mesajlar da yansınacak gibi değil.bazı kabullendiğimiz bazı üstünde düşünmeye gerek duymadığımız düşünceleri sorguluyor.kitap almadan önce benim gibi sözlüğe bakan arkadaşların yüzü suyu hürmetine fazla ayrıntıya girmiyorum ama benden bir ipucu "kitabı okurken 'insan neye denir?' i sorgulayın."
(bayanx - 2 Şubat 2013 22:49)
kitabı zevkle okumuş ve filmi yaklaşık bir sene beklemiş biri olarak söyleyebilirim ki tam bir hayal kırıklığı olan film. kitabın konusu oldukça yaratıcıdır. karakterler bence gayet iyi çözülmüş okuyucuya iyice hissettirilmiştir ( şimdi kalkıp dostoyevskiyle karşılaştırmayın bi zahmet. daha popüler kültürden bahsettiğimiz aşikar). filme gelecek olursak en basit hisleri ve kaygıları bile hissettirememiştir maalesef. yaratıcı bir konunun içene nasıl edilirin en tarifsiz örneği olabilir. her şey daldan dala her olay hızlıca işlenmiş nedense. diğer filmler gibi bazı noktaları atlayıp önemli noktalara yoğunlaşılsa çok daha başka bir sonuca ulaşılabilirdi sanki. yani twilight saga gibi boktan bir film serisinde bile uyarlandığı boktan kitap serisi daha iyi hissedilmişti. nasıl bu kadar kötü bir hale gelebildi bu hikaye anlamıyorum. hayatımda izlediğim en kötü uyarlama olabilir. kahrımdan ölecem.diane kruger ve saoirse ronan harcandıklarıyla kalmıştır. ikisinin de bu filmi bir daha anmak istemeyeceğini düşünüyorum. biraz popüler olursa ahududular kapıda (o kadar yani).melanie- göçebe- ian- jared 4lüsü oldukça popüler bir dörtlü olabilecekken ziyan olmuşlardır. hollywood elindeki cevheri twiligta (en azından para basan bir makineye) bile çevirememiştir. çok yazık.
(omelas - 30 Mart 2013 02:45)
filminin kitabı kadar iyi olmadığını fragmandan bile anlamıştım zaten, konu yaratıcı, sonu "ben başında tahmin ettim lan" diyerek bitmeyeceğinden akılda son sahne kalıyor, güzel oluyor fakat okuyan bilir kitap başlarda sıkıcı, sonra sarıyor arada yine sıkıyor filan "detaylı" çünkü.filminde adamlar her şeyden biraz olsun derken üstünden geçip bırakmış güzelim kitabı resmen..gerçi bazı konularda yoğunlaşsa bu sefer "bunlar nerede ya bikibikbik" beyin sikecektik de yeteri kadar uğraşılmamış yahu bu filme, beklenti yüksek gittiğimden midir nedir mal oldum o kafamdaki sahnelerin böyle çekildiğini görünce.
(kirmiziyi tuttum kurallar benden - 30 Mart 2013 21:49)
--- spoiler ---çok sıkıcı--- spoiler ---niccol var diye, işim yok boş vaktim var diye sinemada izledim. ulan boş vaktimi bile boşuna harcadım film sayesinde. o kadar mantıksal hata vardı ki... ne uzaylılar ne yaptığının farkında, ne dünyalılar. 3 dakikada ortada hiçbir şey yokken öldürmeye çalıştığın birine aşık oluyorsun falan. güzel? kafalar...
(leblebi yutmus solucan - 31 Mart 2013 00:31)
ağlamalı film. herkes ağlıyor durduramıyoruz. o kadar türk film izledim bu kadar arabeskini izlememiştim.
(deady - 21 Nisan 2013 05:05)
one directıon sapıkca ve romantik hayal et tadında tam gaz ergen filmi. hatta bir kaç sahne bildiğin malum facebook sayfasındaki fantazilerden alınmış. külot üstünden sürtünme ve bol salyalı emişmeler...--- spoiler ---öyle senaryoya atmık şeklinde uzaylılar yakışırdı zaten. bildiğin sperm gibi uzaylı yapmış adam. bi de insanların götünden girseymiş tam olurmuş. enseye kesik attığın zaman şamdan dergisi üstündeki atmık gibi kuruyarak ölüyorlar. hatunun o üç parça kurumuş atmığı gördükten sonra böğürerek ağlaması ve akrabalarımı öldürdünüz tribine girip monsters! diyerek uzaklaşmasını izleyip yarılmamak elde değil.--- spoiler ---
(shinigami ryuk - 25 Nisan 2013 01:06)
filmini izlerken bolca hayal kırıklığı yaşadığım bir roman
(hazreticeday - 28 Nisan 2013 21:16)
vampirlere duygusallık, kurtadamlara duygusallık derken uzaylıları da es geçmemiş steph*. olur da bir ara twilight vari bir şey izleyeyim derseniz bu filmi izleyin. jeb zeki ama.
(oyokbuyoknevar - 1 Mayıs 2013 16:50)
keşke biraz bütçe olsaymış. o nikelaj kaplama supersportlar ve otomobiller çok göze batıyor. uzaydan geliyorsun hala fosil yakıtı kullanıyorsun felan. ne işsin oğlum der insan.biraz gişe kaygısı yüzünden olsa gerek teenager filmi olmuş.
(fukka - 1 Mayıs 2013 23:29)
konusu çok ilginç. pür sevgiden oluşan uzaylılar iyi niyetle dünyayı ele geçirirse ne olur? dünya nasıl bir yer olur? dünya nasıl bir yer olacak? ne yerler ne içerler? insanlar savaşırken uzaylıların bu yalan söylemez silah kullanmaz yanlarını nasıl kullanacaklar?ama izleyince ne görüyorsunuz? beyaz giyinen mavi gözlü insanlar bir de hadi kızı öpelim yok hayır dövelim yok yok vazgeçtik gene öpelim muhabbeti. çok kötüydü, çok. bu kadar ilginç bir konseptten bu kadar dandik film çıkartmak da maharet ister, ellerinden öpüyorum.
(deniz in wonderland - 27 Haziran 2013 12:37)
filmi kesinlikle dandik olan yapım.--- spoiler ---kitabı çok daha iyiydi. genel olarak bir insanın ıan, insan olmasa bile iç güzelliğini sevdiği göçebe'yi anlatıyordu. olay ıan'ın göçebe'nin iç güzelliğini, masumluğunu, fedakarlığını ve sevgisini anlatıyordu. tabii ki filmde direkt olarak geçmişler hemen hemen her şeyi. kitabını okumasaydım eğer bu film ne böyle hiç bir halt anlamadım derdim. genel olarak ekşiciler de film de dolu eksik bulmuşlar. doğaldır çünkü hemen hemen hiç bir şey açıklanmamış. --- spoiler ---okumayı düşünürseniz kitabını okuyun, filmi için zaman kaybetmeyin.
(amanbeneolsunisguc - 2 Temmuz 2013 06:16)
kitabini çok çok çok begenmistim, filmi de begendim. galiba kitap uyarlamasi filmleri izlemeden önce büyük beklentilerin olmamasi gerek, kitabi kadar güzel olamayacagini aklimizda tutmak en iyisi. bu filmi büyük beklentilerle izlemedim, sonuç : begendim, hos olmus iste.filmin kitabi kadar güzel olmamasinin sebepleri çok degismiyor, her kitap uyarlamasinda rastlayabilecegimiz sorunlar... olaylarin çok hizli gelismesi en basta geliyor diyebilirim. kitabi okuyanlar görmek istediklerini görememekten sikayetçi, ayrica filmin de kitap gibi kendilerini alip götürmesini bekliyorlar ama bu zor iste, mutlaka bizi bildigimiz o hikayeye biraz yabancilastiran eksiklikler oluyor filmde.bana göre kitap uyarlamasi filmler sanki hep kitabi okumus olanlar için yapiliyor. "konuyu biliyorlar" deyip detaya pek girmiyorlar gibi ama iste o detaylari görmek istiyor insan. kitabi okumayan, konuyu bilmeyen insanlar ise film izleme zevkini tadamiyorlar, film boyunca onlara verilen az bilgilerle olayi çözmeye çalismaktan bunaliyorlar.bu filmde de en büyük sorun buydu iste. çok hizli ilerliyor, çok sey gösteriyor ama sonunda akilda pek birsey kalmiyor. bir derinlik yok yani.--- spoiler ---filme dönersek...begendiklerim : cast iyi, oyunculuklar iyi, kitabi okurken gözümün önünde canlandirdigim dünyaya oldukça benzer bir dünya izledim. çogunluk arabalarin renginden, o beyaz kiyafetlerden sikayetçi olsa da benim hosuma gitti. ian ve göçebe kitapta favori çiftimdi, filmde bu aski güzel yansitmalari çok istedigim bir seydi ve bu konuda hayal kirikligi yasamadim. bu ikiliyle ilgili çok fazla sahne olmasa da olanlar güzeldi, gerçekçi, etkileyiciydi.begenmediklerim : az önce de dedigim gibi, olaylarin hizli gelismesi, film boyunca anlamsiz bir aceleci durum var. bunun disinda, melanie ve jared askinin biraz geri planda kalmis olmasi (hemde ian ve göçebe'den daha fazla sahneleri olmasina ragmen. onca flashback sahnesi var ama hep bir eksiklik... bilemiyorum) . magarada ki yasamin yeterince gösterilmemesi. yani kisacasi begenmediklerim hep filmin hizla ilerlemesiyle alakali.film 1 saat 55 dakika falan sürüyor, bu süreye bir 20-25 dakika ekleyip daha açiklayici, daha net bir film çikarabilirlerdi ortaya... ama olsun, bu da fena olmamis.2.kitap ve tabi ki devaminda 2.filmin de gelecegine dair söylentiler var. merakla bekliyoruz.--- spoiler ---
(ysduygu - 5 Temmuz 2013 04:09)
--- spoiler ---tüm aksiyon sahneleri zaten trailer'a sığmış durumda. geri kalan yaklaşık 1 saat 58 dakikalık süreçte filmin konusu, aşk, uzaydan gelen zımbırtıların mevzusu üzerine kurulu. size önerim 2 saatinizi çöpe atmak istemiyorsanız;•filmin konusunu okuyun•trailer'ı izleyin--- spoiler ---bu arada arabadan anlamam ama filmde lotus marka arabalar süper bişi. böyle vınnnn vınnnnn. çok süper birinci hızlı.
(sibrizzio - 8 Temmuz 2013 17:35)
--- spoiler ---wanda ve melanie ayrı erkeklere aşıkken neden double penetration denemediler diye sorgulamaya neden olan bir film.--- spoiler ---
(ali riza denen pezevenk - 31 Temmuz 2013 12:06)
andrew niccol' e güvenip izledim. kariyerinde gattaca, lord of war gibi filmler var bu adamın. adamın bir sinemasal tarzı da var fakat filmin bir stephenie meyer uyarlaması olduğunu atlamışım. şu kadını biri durdursun. önce vampir, kurt adam filmlerini alacakaranlık diye bir seriyle "12 yaş" seviyesine indirdi, şimdi de bilim-kurguyu aynı seviyeye taşıyor!andrew yönetmenlik olarak elinden geleni yapıyor fakat hikaye o kadar sığ ki; ne o bildiğimiz kendi atmosferini yaratabiliyor ne de filmi daha izlenebilir kılabiliıyor. film esasen iyi de başlıyor ama sonra tam bir 12 yaş kız eğlencesine, bir ergen festivaline dönüşüyor. arkadaş sci-fi filmi izliyoruz filmin bir buçuk saati görece olarak dört karakterin birbirini öpmesi ve öpmemesiyle ilgili. yani romantizm olmasın demiyorum olsun tabi, fakat tüm dramatik yapı bunun üstüne kurulunca olmuyor ki romantizm de sadece kişilerin birbirlerine ağdalı sözler söyleyip öpüşmesiyle de ilgili değildir! kısacası twilight' ın sci-fi versiyonu var elimizde. hatta filmi izlerken invasion of the body snatchers geldi aklıma. invasion of the body snatchers + twilight = the host. kulağa ne kadar saçma geliyor değil mi? işte film de o kadar saçma!
(xcays - 15 Ağustos 2013 21:54)
Yorum Kaynak Link : the host