Süre                : 1 Saat 44 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Aralık 2017 Çarşamba, Yapım Yılı : 2017
Türü                : Biyografi,Komedi,Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Good Universe , New Line Cinema , Point Grey Pictures
Yönetmen       : James Franco (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Scott Neustadter (IMDB)(ekşi),Michael H. Weber (IMDB)(ekşi),Greg Sestero (IMDB),Tom Bissell (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Zac Efron (IMDB)(ekşi), Zoey Deutch (IMDB)(ekşi), Alison Brie (IMDB)(ekşi), Seth Rogen (IMDB)(ekşi), James Franco (IMDB)(ekşi), Dylan Minnette (IMDB)(ekşi), June Diane Raphael (IMDB)(ekşi), Dave Franco (IMDB)(ekşi), Bryan Cranston (IMDB), Josh Hutcherson (IMDB), Sharon Stone (IMDB), Sugar Lyn Beard (IMDB), Christopher Mintz-Plasse (IMDB), Judd Apatow (IMDB), Melanie Griffith (IMDB), Kate Upton (IMDB), Jason Mantzoukas (IMDB), Zach Braff (IMDB), Eliza Coupe (IMDB), Hannibal Buress (IMDB), Jerrod Carmichael (IMDB), Randall Park (IMDB), Tommy Wiseau (IMDB), Erin Cummings (IMDB), Ari Graynor (IMDB), Paul Scheer (IMDB), Casey Wilson (IMDB), Jason Mitchell (IMDB), Jacki Weaver (IMDB), Greg Sestero (IMDB), Nathan Fielder (IMDB), Peter Gilroy (IMDB), Cameron Brinkman (IMDB), David DeCoteau (IMDB), Ricky Mabe (IMDB), Andrew Santino (IMDB), Kelly Oxford (IMDB), Cate Freedman (IMDB), Kara Gibson (IMDB), Frederick Keeve (IMDB) >>devamı>>

The Disaster Artist (~ Felaket Sanatçi) ' Filminin Konusu :
The Disaster Artist is a movie starring James Franco, Dave Franco, and Ari Graynor. When Greg Sestero, an aspiring film actor, meets the weird and mysterious Tommy Wiseau in an acting class, they form a unique friendship and travel...

Ödüller      :

Golden Globes:Best Performance by an Actor in a Motion Picture - Musical or Comedy
San Sebastian International Film Festival:, Best Film


  • "fragmandan anladığım kadarı ile james franco'nun biraderi, yengesi ve en yakın arkadaşı ile çevirdiği film."
  • "james franco o kadar iyi oyunculuk sergilemiş ki, sanki film boyuca tommy wiseau oynamış gibi hissettim. adam aksanını bile birebir yapmış ya."
  • "böyle bir rolün altından muhteşem bir şekilde kalkarak "james franco, sen nasıl bir ilahsın?" sorusunu sordurmuş film."
  • "james franco döktürmüş. diğer oyunculuklar da iyi ama james coşmuş, çok güldüm, çok eğlendim.meşhur "i didn't not, hi mark" sahnesinin çekilememesi çok iyiydi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    türkiye'de pek bilinmese de, abd'de birçok kişinin bildiği, kült bir film olan the room'un yapılış sürecini anlatan, aynı isimli 2013 çıkışlı kitaptan uyarlama, absürt bir sürecin gerçek hikayesi.

    ilk teaser'ı yayınlanmıştır.


    (gallagher - 18 Temmuz 2017 21:16)

  • comment image

    fragmandan anladığım kadarı ile james franco'nun biraderi, yengesi ve en yakın arkadaşı ile çevirdiği film.


    (otomotivci - 16 Eylül 2017 10:32)

  • comment image

    izledim ve çok sevdim. tabii the room'u izlemeyen bilmeyen biri izlese ne ifade eder emin değilim, ama önce onu izleyin beğenin gülün eğlenin, sonra yönetmeninin-oyuncusunun-yapımcısının-tommy'nin hikayesine tanık olun. muhteşem ya çok sevdim.

    james franco'yu da git gide daha çok sevmeye başladım. yeni şeyler deneyen, oyunculuğuyla da yönetmenliğiyle de bir şeyler katan bir adam.
    izlemeyenlere franco'nun oynadığı 22/11/63 adlı diziyi de kesinlikle öneririm.

    tanım: tommy wiseau ve the room filminin yapım sürecinin anlatıldığı güzel film.


    (nhk ni youkosu - 5 Ocak 2018 04:22)

  • comment image

    i did not hit her, it’s not true! it’s bullshit! i did not hit her! i did naaaht. oh hi mark.

    hollywood filmleri; sığıntı gibi yaşayan, fakir, fakat hayvani potansiyele sahip, filmin sonuna kadar da içindeki yaratıcılığı dışa vurup bugünlere gelebilmiş karakterler ve based on a true story ibareli senaryolarla doludur. tommy wiseau bu adamların tam tersidir. kaynağının belirsiz olduğu ve "bu değirmenin suyu nereden geliyor" dedirten meblağda büyük paraların içindedir. gider, parasının 6 milyon dolar kadarını, dünyanın en kötü, en berbat, en rezil filmini yapmak için harcar. filmin adı, the room'dur, filmin yapım aşamasını anlatan biyografik the disaster artist'in yarısı kadar bile takdir görememiştir. * bu noktada, ed wood'un filmleri ve tim burton'ın aynı isimdeki ed wood biyografisi ile kıyaslanır. tommy'nin parasının kaynağını, reddit'te gezerken buldum. "street fashions usa" adında, ucuza kıyafet satan bir markanın sahibiymiş kendisi. hatta, reklam filminde bile oynamış, muhteşem oyunculuğuyla tabii.

    gelelim james franco'ya. öğretmenlik yapıyor, kitap çıkarıyor, senaryo yazıyor, yönetmenliğe el atıyor, kısaca adam her yerde. tommy'nin göz tembelliğinden eşsiz kahkahasına, aksanından tarzına, kısaca tüm mizacını başarıyla oynayıp adamın şahsına münhasır kişiliğinin hakkını vermiş.

    spoiler olaylarına girmeden önce, şunu belirteyim. the room'u izlemeden, direkt olarak disaster'a atlarsanız, film zevkiniz yarı yarıya azalır. öncelikle gidip tommy'nin nasıl pis bi iş çıkardığını izlemeniz gerek.

    --- spoiler ---

    günümüz genç oyuncuların ve yönetmenlerin ufak tefek cümleleriyle başlıyor film. j.j abrams, kristen bell, kevin smith, danny mcbride, lizzy caplan... cast'ta o kadar fazla ünlü var ki muhakkak birini fark edip sevineceksiniz. tabii benim gibi bu tarz şeylere sevinebilen biriyseniz. yan karakterlerin neredeyse hepsi belli bi kılığa girmiş, bi kısmı kendini oynamış. kaçırdığım sürüyle insan olmuş, 1080p çıkınca tekrar izleyeyim. "yav ben bu adamı/kadını nasıl görememişim" deyip duruyorum.

    cameo tam liste

    judd apatow hele, yapımcı rolündeydi ve ismini değiştirmişlerdi sadece. o kibir, o tuhaflık, aynı kendisiydi. bence kesin kendini oynamış. hatta savımı güçlendireyim.

    ünlü, you're tearing me apart sahnesinin rebel without a case'den alınma olduğunu bilmiyordum. *

    ---
    spoiler ---

    cheeeeep cheeep cheep cheep


    (nice tnetennba - 6 Ocak 2018 15:10)

  • comment image

    uzun yıllardır bir filme böyle güldüğümü hatırlamıyorum. fakat the disaster artist’e basit bir komedi gözüyle bakarsak derin bir yanılgıya düşeceğiz. bir kere film çok cesur. keza anlattığı şey dünyanın en kötü filmi the room. bu film ne kadar kültleşse de belli bir kitlenin bildiği bir iş. bu açıdan room izlememiş biri için, disaster artist çok da bir anlam ifade etmeyecektir. bu açıdan james franco’nun gösterdiği cesarete tebrikler.

    filmin gerçekten iyi olmuş oluşuna bir tebrik daha. hiçbir süreç uzatılmamış. her şey tadında bırakılmış. bu sayede bu film ne yapım aşamasını anlatan bir belgesel gibi görünüyor ne de the room’un sahnelerini kopyalayarak güldürmeyi amaçlayan bir komedi gibi. hatta bu yanlışa düşmemek için karşılaştırmalı sahneleri credit kısmına atmışlar. bu dengeye bayıldım.

    film tek kişilik bir şov adeta. james franco çok büyük oyunculuk sergilemiş. jim carrey’nin man on the moon’daki andy kaufman performansı gibi, adeta oynadığına dönüşme dersi veriyor hatta creditlerin sonunda bununla ilgili çok da güzel bir sahne var. ayrıca greg dışındaki diğer karakterlerin çok fazla ön planda tutulması da önemli olmuş, böylece ana karakterlerimize daha çok yoğunlaşabiliyoruz.

    çok farklı bir iş gerçekten takdiri hak ediyor. dünyanın en kötü filmine adeta bir saygı duruşu!


    (fena huylu stanzo - 10 Ocak 2018 10:24)

  • comment image

    böyle bir rolün altından muhteşem bir şekilde kalkarak "james franco, sen nasıl bir ilahsın?" sorusunu sordurmuş film.


    (aufidius - 22 Ocak 2018 22:50)

  • comment image

    film, anlatısını çok güzel oluşturmuş, james franco abur cubur bir oyuncu olmadığını iyice kanıtlamış, dave franco ile de kamera karşısında gayet uyumlu ve güzel oynamışlar, dave franco'nun da öylesine yönetmenin ve başrol oyuncusunun kardeşi kontenjanından seçilmediği belli, canlandırdığı aktörle fiziksel olarak da benzeşiyor, aktörün çoğu hareketini de güzel kopyalamış, filmdeki karakterlerin ortak sevdalarının yöneldiği james dean'i de andırıyor. güldürmesi gereken yerde güldürürken oyunculuğa hayran bıraktığı noktaları da bol, ev ortamında izlediğimiz için filmin önemli yerlerinde durdurup esas film olan the room'un ilgili sahnelerini youtube'dan inceleme ihtiyacı hissettik ki aslında filmin sonunda ekranın ikiye bölündüğü bir sekansla orijinal film ile bu filmdeki sahneler karşılaştırılmış. amaaa, zurnanın zırt dediği delik benim için bu film ile tommy wiseau'ya bir acıma hissinin doğması oldu, eğer o acıma hissi hiç doğmasaydı kendi kendisiyle dalga geçen ve kendi yazdığı otobiyografinin böylesine patlayacağını bilerek film haklarını devreden bir kişi için üzülmeyecektim, franco ile wiseau'nun birlikte katıldığı bir programın bazı sahnelerine göz attım ve acıma hissimin çok doğal olduğunu da düşündüm. bana göre, wiseau gerçekten biraz istismar edilmiş, zira kendisi yaptığı işle dalga geçebilmeyi zoraki olarak seçmiş, "o kadar kötü bir film yapalım ki herkes ne kadar kötü olduğunu konuşmak için izlesin, kötü olduğu için güldürsün," diye düşünerek çekmemiş filmini. yine filmde yansıtıldığı kadarıyla da, katıldığı televizyon şovundan da biraz anlaşıldığı kadarıyla da akli melekeleri belki sokaktaki sıradan bir insandan biraz daha farklı bir düzeyde, yani hareketleri ve düşünce yapısı gerçekten normalin dışında. hani ismini anmayalım ama buralarda geçenlerde çok genç bir youtube yayıncısını "o kadar kötü videolar çekiyor ki hipnotize ediyor, acayip sıradan ve o yüzden çok manyakça!" diye ünlü ettiniz ama bazı işin ehli insanlar o yayıncının da gündelik hayatını anlatış şeklinin normalin biraz dışına çıktığını anlatmaya çalıştılar. wiseau da yetişkin, kendi kararlarını veren, kendi yarattığı felaket yapımla dalga geçebilmeyi öğrenmiş bir insan olarak bu filmden elbet etkilenmez, bu film elbet işine de yarar, eskiden olduğundan daha iyi bir duruma gelmiştir ama film biraz kendisinin kanını emmiş çünkü tommy wiseau'nun yaptığı işle dalga geçebilmesi çaresizlikle öğrenilmiş bir davranış olmuş, katıldığı canlı yayınlarda falan adamın kalbini kırmamak ve adamın bir pot kırmasını önlemek için adama on küsur yaşında bir çocukla konuşur gibi davranan james franco, bunun böyle olacağını öngörmesine rağmen bu filmi yapıp adamı bir anda kaldırabileceğinden daha göz önüne koymuş olmamış mı? bir tek ben mi üzüldüm bilmiyorum, gerçekten izlerken çok eğlendim ve gülünecek yerlerde elbette acımayıp güldüm ama film içime oturdu da, bu adamın mahremine bu kadar girmiş olmak beni üzdü.

    bir de imdb'de filmle ilgili trivia kısmından öğrendiğimize göre, james franco bu film çekilirken set aralarında da sürekli karakterden çıkmadan konuşmuş, aynı aksanı korumak için aksanını hiç bozmamış ve wiseau gibi davranmış, bu durum da seth rogen'ı sette çok zorlamış, kırk yıllık kankası james franco'nun o acayip aksanla ağzını açtığı her an gülmüş, james franco'nun karakter oyunculuğuna alışamamış ve ilk iki gün falan seth rogen'ın çekimleri sürekli güldüğü için aksamış. * zira ne zaman karşılıklı oynasalar neredeyse freaks and geeks'teki karakterlerinin devamını oynuyorlardı, tamamen kendileri gibi kanka kanka takılıyorlardı, kafaları bir dünyaymış gibi karşılıklı geyik yaparak oyunculuk sergiliyorlardı ama ilk kez franco ciddi ciddi karakter oyunculuğu yaparken seth rogen'ın götünde alışmadık don durmamış yani.


    (sweet leaf - 21 Şubat 2018 09:38)

Yorum Kaynak Link : the disaster artist