Epidemic (~ Epidemia) ' Filminin Konusu : Bir film yönetmeni ve bir senaryo yazarı yazdıkları bir senaryo bilgisayarlarından aniden silinince onsekiz aylık çalışmalarını yitirirler. Yapımcı beş gün sonra gelecektir ve senaryoyu yetiştirmek için sadece beş günleri vardır. Önce senaryoyu yeniden yazmaya çalışırlar ancak ikisi de öyküyü hatırlayamazlar. Bunun üzerine hiç yılmadan işe koyulur, araştırmalarını yaparlar ve birkaç gün içinde tüm dünyayı kasıp kavuran bir salgın hastalıkla ilgili yeni bir öykü yazarlar. İki sinema adamının öyküsüyle yapmayı düşündükleri filmin öyküsü içiçe girer ve bu iki öykü birbirine paralel gelişerek yapımcıyla yenilen akşam yemeğinde aynı sonla birleşir.
Riget(1994)(8,3-16046)
Dogville(2003)(8,0-123961)
Dancer in the Dark(2000)(8,0-93342)
Breaking the Waves(1996)(7,9-56138)
Europa(1991)(7,7-18263)
De fem benspænd(2003)(7,5-7491)
Manderlay(2005)(7,3-21598)
Medea(1988)(7,2-2787)
Forbrydelsens element(1984)(6,8-8484)
Idioterne(1998)(6,8-30750)
Direktøren for det hele(2006)(6,7-10283)
Befrielsesbilleder(1982)(5,2-452)
hayat kurgusuyla sinema kurgusunu birleştiren, sonunda hayatta mı sinemada mı olduğunuzu sorgulatan film..lars von'un seyircisine attığı bir çok tokat ve golden bir tanesi..en genel toplumsal değerlerin alıcılarıyla oynamayı seven lars von trier'in bu filmde de belli kavramları kendine oyun alanı seçmiş. gündelik hayatta düşünmeden yaptığımız birçok davranış ve ayrıntıyı filminin kilit noktalarına sinematografik olarak yerleştirmiş. toplumsal değerleri kendince hicvetmiş. sonra da izleyicisine tek bir şey sormuş. sinematografik gerçeklik ne kadar gerçek?
(precision - 26 Eylül 2006 10:12)
blackfield grubunun gelmiş geçmiş en sert parçası.. 2. albümünün 6. parçasına denk geliyo o hızla..don't say everything's okaydon't tell me that it's just a phaseit doesn't help meall the stars are standing stillthe anger and the sleeping pillsare all that's left nowan epidemic in my hearttakes hold and slowly poisons meher will won't let me beit comes in waves and bleeds me drythis love is slowly killing mefor me, there's noone elsejelousy just eats me upanother's made the deepest cutsmy heart is poppingyou say there must be an endbut afterwards we'll still be friendsit seemed so easyan epidemic in my hearttakes hold and slowly poisons meher will won't let me beit comes in waves and bleeds me drythis love is slowly killing mefor me, there's noone else
(liberty666 - 28 Şubat 2007 10:05)
lars von trierin sözü geçen filmi, beşinci avrupa filmleri festivalinde salgınismiyle gösterilmiştir,yıl 1999.
(maryjane - 25 Haziran 2002 23:07)
yıllardır içimi kemiren kırmızı/mavi şeritli beyaz diş macunlarının sırrına olan merakımı gidermiş, yapamadığımı yapmış, göremediğimi görmüş biri yazar biri yönetmen iki kankanın kurguladıkları, dünyaya hızla yayılan bir salgın hikayesinin kendini gerçekleştirmesini anlatır. denişik ama bir verim alamadım.edit: aman nasıl unuttum lars von trier ve niels vørsel bizzat kendileri yazıp yönettikleri yetmezmiş gibi, oynamışlar da başrollerde. bunun da vardır bir hikmeti ama tespiti, yüksek düşünce ve eleştiri gücü bulunan entelektüel gençlere bırakıyorum, haddim değil ne demek.
(agirroman - 16 Mayıs 2009 20:50)
ingilizce salgin hastalik..
(cressida - 2 Kasım 2000 13:34)
gözden kaçmış bir lars von trier filmi. kendi oynadığı için dikkatimi çekmişti. iyi ki de çekmiş.imdb puanı bir film için kesin şart bir belirleyici değil ama 5.9 hakikaten dikkat çekiyor. beğenilmemiş olmasını hayatla kurgu arasında çok gidip gelmesi ve bu sebeple takip edilmesinin zorlaşmasına bağlıyorum. çünkü yer yer kurguyu yer yer hayatı izliyorsunuz ve neler olduğunu kaçırabiliyorsunuz. farklı bir film izlemek isteyenler beğeneceklerdir.
(amuda kalkan solucan - 24 Ağustos 2013 18:25)
filmi arabaya atlayip yollara bulasinca anliyorsun.
(darkpoe - 9 Ekim 2014 01:24)
signal ve tuborg'un da inceden reklamı yapıldığı film...
(rubicante - 26 Ağustos 2005 01:22)
ingilizce-türkçe sözlükte, epidemic kelimesinin karşılığı da salgın, pandemic kelimesinin de... peki bu iki kelimenin farkı ne?- epidemic, bir hastalığın sınırlı bir yerde salgın olması. örnek: "şu sıralar okulda grip salgını var."- pandemic ise, dünya çapında bir salgın. örnek: 2009 yılındaki domuz gribi salgınıaradaki fark basit. ama sonradan içlerinden hangisi hangi manaya geliyordu, hatırlamak zor olabilir. pan- ön eki, hatırlamaya yardımcı olabilir. zira, pan-, önüne geldiği kelimelere "hepsi" ya da "tamamı" gibi kuşatıcı bir mana kazandırır. örnek: dünya üzerindeki bütün türkleri birleştirme ideolojisi, pan-türkizm.tema:(bkz: ingilizce /@derinsular)
(derinsular - 23 Ekim 2018 02:17)
1987 yılı mahsulu lars von trier filmi. içine girmesi oldukça zor olan, ama bir girdin mi de kendini alıp kurtaramadığın en başarılı lars von trier filmlerinden biri. aynı zamanda kendisi de başrolde oynamaktadır.
(uzuntu - 28 Ocak 2006 11:43)
Yorum Kaynak Link : epidemic