Das Boot (~ Mukaddes Vazife) ' Filminin Konusu : 1979 yılında çekilmiş 1981 yılında vizyona giren, İkinci dünya savaşında u 96 adlı tip 7 sınıfı alman U-boot mürettebatın konu alan film. Propaganda unsuru taşımaz. Wolfgang Peterson yönetmenliğinde Almanca çekilen film yaklaşık 6 saatir. Savaşta Alman denizcilerin hayatlarını içinde bulundukları psikolojik durumu görsel bir anlatış biçimiyle dile getirmektedir. 1980'deki galasında zamanın ünlü isimleri filmi sonunda Wolfgang Petersonu ayakta alkışlamıştır. Diğer savaş filmlerinde olmayan savaşın insancıl boyutunu ortaya çıkartmıştır.
Das Boot(1985)(8,9-20238)
C'era una volta il West(1968)(8,5-265244)
Apocalypse Now(0)(8,4-629213)
Das Leben der Anderen(2006)(8,4-321154)
Once Upon a Time in America(1984)(8,4-270491)
Amadeus(0)(8,3-381010)
Lawrence of Arabia(1962)(8,3-278831)
Full Metal Jacket(1987)(8,3-595713)
The Great Escape(1963)(8,2-229090)
The Bridge on the River Kwai(1957)(8,2-185535)
Der Untergang(2004)(8,2-331841)
Das Boot(2018)(7,2-1170)
yakın bir tarihte 209 dakikalık director's cut versiyonunu izlemişken 293 dakikalık uncut dvdsini buldum. en azından aralarındaki farka bakarım diye izledim. tek fark uncut versiyonunun 84 dakika daha güzel olması.
(saruman - 19 Ağustos 2007 08:56)
filmdeki en etkileyici sahnelerden bir tanesi u-boot komutanının ispanya'da gizlice ziyaret ettiği reich üssünde nazi kodamanların alemine dalmasıdır. kral sofrası donatıp alem yapan güruh karşısında "hayatımda hiç taze incir yememiştim" diyen komutanın hali hala güzümün önündedir.güzel filmdir, izleyin.
(anoktale - 28 Ağustos 2007 00:53)
insanın suratında acı bir gülümseme bırakan film. haketmediğim şeylere maruz kaldığımı düşünüp yakındığım onca olayı hatırlayıp acı acı gülmeme sebep olmuş filmdir ayrıca. yıllarca mücadele edip kanseri yenen biri boğazına takılan şeker yüzünden aniden ölebilir, sevdiğiniz biri için binlerce şey yapabilir ama bir sabah onu yatakta başkasıyla yakalayabilirsiniz, sınava çalışmak için sabahlayabilir ama sınıfta kalabilirsiniz, fakir bir aile için topladığınız para dünyanın en şerefsiz insanı tarafından çalınabilir, daha da kötüsü parayı çalan kişiye bedduaların en kötüsünü etseniz de dünyanın en mutlu ve en başarılı insanı olarak ölebilir.bütün bunlar tanrının olmadığı, tanrının olduğu, sizin bir gün kazanacağınız, sizin bahtsız olduğunuz, hayatın acımasız olduğu ya da hayatın adil olduğu gibi anlamlara gelmez. çünkü olan biten herşeyin bir anlamı olması gerekmez, bazan saçma sapan şeyler olur ve mesela insanlar ölür gider...işte bu kadar basit ve bir o kadar da etkileyicidir das boot. tek kelimeyle mükemmel.
(aton karimca - 29 Ekim 2007 02:25)
şimdiye kadar bu filmi izlemeyenler için tek bir öneri vermek gerekirse; izlemeyin.. çünkü das boot'u seyrettikten sonra bütün savaş filmleri artık biraz yapmacık gelecektir. --- spoiler ---- bu filmde kahramanlar tehlike anlarında salak salak espriler yapmıyor.- bu filmde biz ve düşmanlar yok, savaş var. haftalarca bir dehlizde yaşamanın psikolojisi acayip şekilde yansıtılıyor.- denizaltındakiler nazi olsa da insandır. holivud bize bütün naziler deli, psikopat ve maybaştır diye bir şeyler anlatır durur hep.- önemli bir detay olarak; filmin sonunda gün batımına doğru öpüşme, yiyişme falan yok. --- spoiler ---
(bormaz - 13 Mayıs 2008 14:31)
gelmiş geçmiş en klostrofobik film olarak bilinir, 3 saat boyunca sanki gerçekten denizaltının içindeymişsiniz gibi * hisseder, çıkan en ufak sesten tırsarsınız.. cok güzel bi melodinin 351 deişik versiyonunun kaydedilmesinden oluşan bir de soundtracki vardır.ayrica (bkz: run silent run deep)(bkz: the hunt for the red october)(bkz: crimson tide)(bkz: u 571)
(arioch - 6 Haziran 2002 19:12)
başrolünü tiefenmesser (derinlik ölçer) in oynadığı süper film.
(monsieursansnom - 24 Kasım 2008 23:21)
kameramanı, sinema işine girmeseymiş, şüphesiz olimpiyatlarda iyi bir derece elde edermiş. hele ki o dönemlerin kocaman kameralarıyla, bir o yana bir bu yana, o daracık kolidorlar, o kapı girişlerindeki tümsekler nasıl o denizaltı içinden o kareleri yakalamış pes doğrusu.
(nophiem - 20 Şubat 2009 12:56)
--- spoiler ---bu filmde her türlü zorluğa karşın karşılaştığı düşman gemilerini batıran kahraman bir denizaltı personeli göremeyeceksiniz.bilakis, film boyunca bir adet silahsız-savunmasız şilep dışında hiçbir şey batıramamıştır bu alman denizaltısı . buna karşılık önüne gelen destroyerden, uçaktan ve cebelitarıktaki toplardan dayak yemiş, denizin dibini boylamıştır. deniz dibine oturduklarında da hollywood filmlerinde görmeye alıştığımız şekilde, ölümle burun burunayken bile soğukkanlı bir şekilde görev ifa eden kahramanlar yok. onun yerine ölüm korkusundan tir tir tireyen, kurtulmak için canını dişine takan gerçek insanlar göreceksiniz.filmi çekici kılan da bu bence.--- spoiler ---
(quadra - 21 Şubat 2009 11:27)
2. dunya savasinin alman tarafini cok guzel anlatan mukemmel bir filmdir.
(staberinde - 27 Mayıs 2000 21:15)
--- spoiler ---bir yığın torpidomuz var. herbiri 25000 mark. unuttukları şey, 50 feniklik kablo!--- spoiler ------ spoiler içerebilir ---hani bazı bilgisayar oyunları vardır, olabilecek tüm detaylar düşünülmüştür. bunlara simülasyon adı verilir, oyun kategorisinden ayrı tutulur. das boot da böyle. film dememek lazım. 2. dünya savaşı zamanının şartlarını o kadar iyi aktarıyor ki, film demeye insanın dili varmıyor. denizaltı deyince aklınıza teknolojik bir araç gelir. bilgisayar sistemleri, dijital göstergeler, gelişmiş kontrol sistemleri, radarlar, kameralar vs. hiçbiri yok bu filmdeki u bootda. periskop seviyesinin altına inildikten sonra etrafta ne var ne yok bilmenin tek yolu, dinlemek. o işi de makineler değil, bir insan yapıyor. bildiğiniz mekanik dinleme. insanlar sus pus oluyor o anlarda. hatta siz de kapıyı pencereyi kapatıp dinlemeye odaklanıyorsunuz. nefesinizi tutuyorsunuz. havasız ve karanlık oda ortamı bir nevi sizi denizaltına ışınlıyor, leş gibi terliyorsunuz. belki de özellikle böyle izlenmesi gerek bu filmin.sanıyorum ki, bir filmi yaşamak konusuna verilebilecek en baba örnektir bu. gemi yola çıktıktan sonraki sahneleri izlerken geminin mürettebatından birisiniz artık siz de. o mürettebatın yaşadığı sevinçleri, korkuları, endişeleri bire bir yaşarsınız. dalış esnasındaki gıcırtıları duydukça gerilir, tepenize bombalar düştükçe ödünüz patlar, derinlikmetre ibresi düştükçe siz de ağlayacak gibi olursunuz sevinçten, u bot yüzeye çıkıp da dalgaları tam yol yarmaya başlayınca bağıra çağıra şarkı söyleyesiniz gelir. mürettebat da ilginçtir aslında. savaş filmlerinde görmeye alışkın olduğunuz üniformalı, traş olmuş insanlar yoktur bu filmde. bir noktadan sonra giysiler her daim kirli, suratlar sakallı, vucutlar kir pas içinde. subay tayfası da buna dahil. sir yes sir ya da bunun almancası pek yok repliklerde. sanki askeri değil de küçük ticari bir gemidesiniz. öyle tuhaf bir rahatlık ortamı var. kaptanın olduğu yere tüm mürettebat gelip derinlikmetreyi korku dolu gözlerle izleyebiliyor. subaylara ayrılmış, erlerin giremediği ortam yok gibi. insanlar öyle suni sınıflara ayrılmamış, daha doğrusu rütbe, itici korkutucu bir kavram değil diğer savaş filmlerinin aksine. yine de üstlere itaat esas. filmin 209 dakikalık versiyonunu izledikten imdb'den kontrol etmek istedim, acaba hangi yeni nesil filmlerin fanboyları 10 10 10 vermiş de, bu film ne kadar gerilere düşmüş diye. korktuğum kadar olmamış neyse ki. oylamaya katılarak 10 puan vermemek için bulabildiğim tek sebep, fragmanlardan birinde filmin son dakikalarının yer almış olması oldu. çünkü, filmi bilmeyen biri izlerse o fragmanı sanır ki, filmin yarısı karada geçiyor.--- spoiler içerebilir ---son olarak şöyle diyebilirim ki, gelmiş geçmiş en iyi yapımlardan biri bu. geçmiş zaman filmlerine bayık diyen ergenlere de özellikle bunu izlemelerini salık veririm. das boot'u "izlemem" diyenlere sadece acırım. ne kaçırdıklarını asla bilemeyecekler çünkü. şu ana kadar izlememiş olanlara da derim ki, bir an önce izleyin ama bilin ki; bunu izledikten sonra çıta dramatik şekilde yükselecek.daha önce bir şekilde jenerik olarak duymuş olduğunuza emin olduğum, efsane müziğinin de linkini vererek entry'i bitirelim:http://www.youtube.com/watch?v=snnwjoton-8
(kayzersouze - 26 Temmuz 2011 18:26)
bu filme öyle kaptırdım ki kendimi...yaş 76, elde bastonumla gri bir berlin sabahı alman askeri mezarlığında yatan arkadaşlarımı ziyaret edesim geldi. (not: yaş 31, ülke dışına da hiç çıkmadım)
(kamuvicdani - 11 Kasım 2011 15:01)
--- spoiler ---izleyenler bilir denizaltı sonlara doğru uzun bir süre su altında zaman geçirir. sonra su üstüne çıkar. işte orada kapak açılıp içeri temiz hava girince siz de derin, temiz bir nefes alırsınız. --- spoiler ---
(downforce - 14 Ağustos 2012 15:40)
ismini mukaddes vazife diye türkçeleştiren her kimse karaya oturan bir denizaltıda çürüsün istediğim film.
(longitudinale posteriore - 5 Ocak 2013 05:21)
denizaltılardan korkmak yerine daha çok güvenmemi sağladı bu film. o kadar badire atlattıktan sonra hala sağlam kalabiliyosa bişii bravo, insan teknolojisine güvenim arttı.
(trenchkot - 13 Şubat 2004 02:13)
filmin basinda tiras olsaniz, film bittiginde kirli sakalli hale geleceginiz kadar uzun bir film. hele 293 dakikalik uncut versiyonu seyirlik degil omurluk gibi. ancak filmdeki gercekciligin kusursuzlugu, mubalaga ve gereksiz propogandalardan tamamen arindirilmis haliyle size caktirmadan dayadigi "sen de su an bu denizaltinin icindesin" hissiyati ile, izleyicide ozel bir yere sahip olmayi basarabilen filmlerden. oyle ki, filme kendimi cok fazla kaptirdigimi, sigara yakarken yavas hareket ettigimi fark ettigimde anlamistim. en iyi mi degil mi tartismasi yapmak cok anlamsiz. evet en iyi degil. sadece ortalamanin cok ustundeki onlarca filmden biri. ama en az in bruges kadar, das leben der anderen kadar, uc renk uclemesi kadar ozel bir film.
(mikua - 23 Mayıs 2014 14:31)
almanca izleyebilme şansına nail olduğum, bugüne kadar 2. dünya savaşı ile ilgili izlediğim en iyi film.ayrıca (bkz: #2871647)yazısı da neden (bkz: national geographic channel) ikide bir "hitler's lost submarine" diye belgeselyayınlandığını anlamamı sağlamıştır.--- spoiler ---savaşın içerisinde, insani duyguların yitirilmediğini gösteren; batmayan gemiye yollanan son torpido ve akabinde gemiden yanarak denize düşüp, denizaltıya doğru yüzen insanlar (düşmanlar) ve bu durumda "mecburen" geri giden (bkz: nereye esir aliyorsun) denizaltı mensuplarının ağlaması ve lanet okuması sahnesi, savaş çığırtkanlığı yapan herkese izlettirilmeli diye düşünmeme yol açmıştır. --- spoiler ---
(r2 - 6 Eylül 2004 21:48)
derine indikce artan basinc nedeniyle cikan gerilme sesleri, vidalarin birer kur$un misali havada ucu$up cikardiklari sesler, resmen deprem anlarinda hissettigimiz o sinir bozucu yer ugultusunun verdigi korkuyu, endi$eyi veriyor.. kanaatime gore schindlers list ve the pianist ile birlikte tum zamanlarin en iyi 3 sava$ filminden biridir*.. oyuncularin cekim aralarinda bile o kapali, daracik sette tutulmu$ olmalari, gercekten saldiriya ugrami$ ve uzun sure denizaltida kalmi$ isciler/gorevliler olarak gorunmelerini saglami$ ki, yapitin ne kadar profesyonelce hazirlandigini gosteren kucuk bir detaydir bu bence.. firsatini bulursaniz kesinlikle filmin almanca (orijinal) versiyonunu seyredin, zira ingilizce dublaji ile ingilizce alt yazilari birbirini tutmuyor.. 1983 oscar odullerine 6 dalda aday olmasina ragmen hic birini alamamasi uzucu olsa da, gonullerin oscarini coktan almi$tir onbinlerce izleyiciden.. (bkz: alman mali)
(huger - 6 Ekim 2004 09:26)
--- spoiler ---filmin tamaminda askerlerin -ki bunlara denizci demek daha dogru olabilir- nazi yanlisi neredeyse hicbir söz ya da harekette bulunmamaları, olayları bir savas gibi degil bir is gibi, sonunda bitirip evlerine donecekleri bir gorev gibi gormeleri, kaptanın kendisine dogru kaldırılan heil hitler kollarına hı, hı seklinde tepkiler vermesi oldukça dikkat çekicidir.--- spoiler ---
(insomniac - 29 Ekim 2004 01:03)
bir alman denizaltisinda (u-96) nazi propagandasi altinda, cogu acemi olan askerlerin sava$ta ya$adiklarinin anlatildigi film. beni cok etkilemi$ti.. ikinci dunya sava$inda denizaltilarda, tabiri caizse bok yoluna giden on binlerce alman askerinden bir kisminin hikayesi.
(barbie - 20 Kasım 1999 15:29)
izlediğim en iyi savaş filmi değil ama en iyiler arasında. das boot izlenemeden savaş filmi seviyorum demek cehalettir* bence, çünkü hiç bir savaş filmine benzemez. bu farklılığının nedeni ise olayın bir denizaltı da geçmesi. çok az film gemi savaşlarına yönelir, yönelenlerin neredeyse de hepsi denizüstü savaşlardır. bu film tamamen bir denizaltıda geçiyor ama klasik bir amerikan filmlerinde olduğu gibi, birbirini vuran deniz altılar veya güdümlü veya şaşırtıcı torpiller yok. modern teknolojiye sahip denizaltılardaki gibi jenaratörler, motorlar, ultrasonic radarlar vb. şeyler yok. saf ikinci dünya savaşı var. almanlardan senelerce torpil yenildikten sonra yeni icat edilmiş derinlik şarjları var, almanların mükemmel gemicilik teknolojileri ile imkansız görevler başaran alman u bootları var, şileplere saldırırken ki heyecan var, adrenalin var. savaş psikolojisi var. gerçeklik var. bu film daha güzel olamazdı, mükemmel bence. kimileri filmin çok heyecanlı olmadığını düşünebilir, ama film kendi atmosferini yaratmış, ve sizi de içine çekiyor. orda olduğunuzu hissedebiliyorsunuz, ve heyecan da peşinden geliyor. of hele o almanca yok mu. sadece almanca olduğu için bile izleyebilirim filmi. (bkz: dadından yinmez)
(muzcu - 17 Haziran 2006 12:15)
Yorum Kaynak Link : das boot