Süre                : 1 Saat 40 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Ocak 1989 Pazar, Yapım Yılı : 1989
Türü                : Cinayet,Drama
Taglar             : Hapishane,Çocuklar,sünnet
Ülke                : Türkiye
Yapımcı          :  Magnum Film
Yönetmen       : Tunç Basaran (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Tunç Basaran (IMDB)(ekşi),Feride Çiçekoglu (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Nur Sürer (IMDB)(ekşi), Füsun Demirel (IMDB)(ekşi), Güzin Özipek (IMDB)(ekşi), Güzin Ozyagcilar (IMDB)(ekşi), Meral Çetinkaya (IMDB)(ekşi), Ayla Arslancan (IMDB)(ekşi), Ayben Erman (IMDB)(ekşi), Emel Çeviren (IMDB)(ekşi), Tanju Tuncer (IMDB), Sabriye Kara (IMDB), Özlem Savas (IMDB), Sevim Metin (IMDB), Gülizar Tunç (IMDB), Selma Tarcan (IMDB), Öztem Ustiner (IMDB), Hale Akinli (IMDB), Rozet Hubes (IMDB), Yasemin Alkaya (IMDB), Sevgi Sakorya (IMDB), Baris Celiloglu (IMDB), Gönül Demirkol (IMDB), Sevin Çalisar (IMDB), Ömer Çolau (IMDB), Nurettin Sen (IMDB), Niyaz Altin (IMDB), Ozan Bilen (IMDB)

Uçurtmayi Vurmasinlar (~ Be Badbadak Shellik Nakon) ' Filminin Konusu :
Uçurtmayi Vurmasinlar is a movie starring Ozan Bilen, Nur Sürer, and Füsun Demirel. Baris, a 5 year-old little boy, has to stay in a prison with her mother during her detention period. Baris develops a special relationship with...

Ödüller      :

!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali:Best Turkish Film of the Year


  • "bu şiirle arasında bi ilişki olduğunu düşündüğüm film:inci idiuçurtmanın adıipi kopmuşbiruçurtma gibibirçocuğunokta*benimuçurtmambir günunuttu ipinikopardı gittibilmediğim bir yereözdemir asaf"
  • "film boyunca barış'ın annesine bir kere olsun "anne" demediği film."
  • "'miki işedi' bu filmden aklımda kalan yegane repliktir"
  • "küçük bir çocuk için bile olsa umudun ne kadar önemli ve yaşama ne kadar bağlayıcı* olduğunu anlatığım film...- niye uçmuyor inci?- uçar bir gün..."
  • "derya alabora için masumiyet neyse, nur sürer için de uçurtmayı vurmasınlar odur."
  • "azerbaycanda "das atmayin cocugun kucuk ucagina" ismiyle gosterilmis olan film."
  • "- suçun ne senin?- düşünce.- ukalalık etme!"
  • "'inciiiiii'"
  • "ilk izledigimde 8 yasinda olmama ragmen beni aglatabilmis mukemmel otesi bir film...hele o son sahnesi...hala dusundukce agliyasim gelir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    çok başarılı bir tunç başaran yapımı.feride çiçekoğlu'nun aynı adlı romanından uyarlanmıştır.1989 yapımı film, içlerinde uluslararası istanbul film festivali,26. antalya film şenliği olmak üzre bir çok festivalden ödülle dönmüştür.en iyi film,en iyi kadın oyuncu,en iyi senaryo dallarında bir çok ödüle layık görülmüştür.
    filmde dört yaşındaki bir çocuğun gözünden kadınlar hapisanesi ve sevginin öyküsü anlatılmaktadır.


    (ninni - 4 Ağustos 2002 12:41)

  • comment image

    bu şiirle arasında bi ilişki olduğunu düşündüğüm film:

    inci idi
    uçurtmanın adı
    ipi kopmuş
    bir
    uçurtma gibi
    bir
    çocuğu
    nokta
    *
    benim
    uçurtmam
    bir gün
    unuttu ipini
    kopardı gitti
    bilmediğim bir yere

    özdemir asaf


    (bir aci - 20 Ocak 2009 23:29)

  • comment image

    barış'ın her inciii deyişiyle içimi sızlattığı, türk sinemasının en başarılı filmlerinden biri. miki işedi repliği ise zaten unutulmazdır. incinin hapisaneden ayrılma sahnesi çok dokunaklıdır, hele barışın son anda uyanıp incinin gittiğini farkettiği ve daha sonra da incinin kendisini unuttuğu düşüncesine kapılarak avluda tek başına oturduğu sahnelerde duygulanmayan bir tek ademoğluna/havvakızına rastlamamışımdır. çok küçükken izlediğim ve o günden beri televizyonda her rastladığımda deli gibi ağladığım, oyuncu kadrosunda füsun demirel, güzin özipek, nur sürer ve birçok başarılı sanatçıyı barındıran, barış'ın konuşmasına ve bakışlarına hasta olmamı sağlayan güzel film.
    geçenlerde kanal7de ingilizce altyazıyla gösterildi.


    (baba - 14 Aralık 2002 10:35)

  • comment image

    --- spoiler ---
    barış sünnet olduğu sahnede tüm koğuşun elini öpüp başına koyar, sıra inci' ye gelir, inci elini uzatır, barış inci' nin elini tutar gülümseyerek bakar, hiç bişey yapmaz öpüp başına koymadan bırakır...

    ---
    spoiler ---

    yukarıda anlatılan en güzel en masum aşk sahnelerinden birini de içeren, müziğiyle beraber kalp dağlayan film.


    (hepimizin kafasi karisik - 30 Aralık 2010 01:17)

  • comment image

    henüz teknoloji hayatımıza bu denli hükmetmemişti o zaman. evde ailemizle yaptığımız uçurtmayı kırlarda uçurabilen son şanslı nesildik belki de. sinema denilen o büyülü dünyayla yeni yeni tanışıyorken tıpkı bizim gibi bir çocuğun hikayesini anlatan bir film çıktı karşımıza. tıpkı benim gibi adı barış'tı onun da. sürekli merak edip, soru soruyor, ilgi görmediğinde öfkeleniyordu her çocuk gibi. bir çocuğun duygularını bu kadar güzel anlatan bir film görmedik bir daha. belki de bu yüzden bizim kuşak için çok önemliydi bu film. her ne kadar çok sık rastlayamasak da belki bu yüzden her rastladığımızda mutlaka izliyorduk sonuna kadar. ama ilk izleyişimizde barış da biz de o kadar çocuktuk ki aklımızda kalan tek replik miki işedi olmuştu. sonra her izleyişimizde başka bir şey keşfettik, her izleyişimizde biraz daha büyüdük. barış da büyüdü bizimle, sadece umudu simgeledeği için uçurtmaya bile ateş edecek kadar insanlığını kaybetmişlere inat içimizdeki umut da büyüdü.


    (laff a lympics - 6 Mart 2011 21:54)

  • comment image

    duygu sömürüsü yapmaya en müsait senaryolardan birine sahipken bunu asla ve asla yapmamıştır yönetmen. ağlatır evet, hüngür şangır ağlatır ama asla duygu sömürüsüyle değil. o kadar yalın anlatılır ki her şey. hatta, o köhne, çaresiz hapishanede bile umut fışkırır. şartlar el verdiğince güzel bir şekilde yaşamaya çalışan, "çıkacak çıkacak af çıkacak" diye oynamaya başlayan insanlar, orada doğmuş olan dünyanın en sevimli çocuğuna da umut etmeyi öğreten bir inci ve o inci'ye aşık olan bir barış vardır. ne güzel sorular sorar barış ve ne güzel cevaplar inci onun sorularını.

    --- spoiler ---
    barış: niye uçmuyor inci?
    inci: uçar bir gün.
    ---
    spoiler ---

    en önemli diyaloglardan biriyken, bir de aklımda şu kalmıştır:

    --- spoiler ---
    iftira ne demek inci?
    ---
    spoiler ---

    sonuç olarak izlemeye doğmayacağım, her izleyişte de ağlayacağım film.


    (benden sonra mutluluk - 29 Haziran 2011 23:57)

  • comment image

    küçük bir çocuk için bile olsa umudun ne kadar önemli ve yaşama ne kadar bağlayıcı* olduğunu anlatığım film...

    - niye uçmuyor inci?
    - uçar bir gün...


    (kablam - 8 Haziran 2003 22:42)

  • comment image

    --- spoiler ---

    gardiyanlar, hapishane mudurune sirasiyla rapor verir:

    g1: zarfin sobada yakilip yakilmadigina bakilip bakılmadigina bakilmistir.
    g2: zarfin sobada yakilip yakilmadigina bakilmistir.
    g3: zarf sobada yakilmistir.

    ---
    spoiler ---


    (peygamber devesi - 23 Ağustos 2012 14:43)

  • comment image

    içerisinde eşsiz bir ''inci'' karakteri barındıran unutulmaz film...

    nur sürer'in inci rolündeki performansını ilk izlediğim andan beri unutamıyorum. karakterine resmen aşık oldum! hep onun gibi kızları beğendim. saygı duydum. yanında bulunmaktan keyif aldım...

    barış gibi sorayım; hapishane ortamında nasıl o kadar naif kalabildin sen inci? her şeye rağmen nasıl o kadar umut dolu olabildin? varlığın nasıl böyle neşe ve huzur verebildi?

    çok özlüyorum seni inci çok...

    bahanelere gerek yok seni hatırlamam için ama ne zaman aşure görsem, konu komşu getirse gözlerim doluyor. senin çok sevdiğini bildiğim için... içindekiler hoşafın üzümüydü, öyle değil mi inci?

    göğünden yıldızlar eksin olmasın hiç...


    (my sassy girl - 16 Ağustos 2014 22:33)

  • comment image

    ilk izledigimde 8 yasinda olmama ragmen beni aglatabilmis mukemmel otesi bir film...hele o son sahnesi...hala dusundukce agliyasim gelir.


    (evilangel - 23 Temmuz 2001 00:17)

  • comment image

    özgürlükle bütünleşen uçurtmanın hapisanede yaşamakta olan bir çocuğun umut parçası olduğu ve o parçanın silahtan çıkan kurşunlarla öldürüldüğü film...o zamanki çocuk aklımla yakalayabildiğim sahneleri hatırladıkça ve altında yatan anlamı gördükçe gözlerim hala dolar. ve televizyonlara küfrederim bir kez daha böyle güzel filmler olduğu halde göstermedikleri için
    ayrıca hapishanede yayılan af dedikodusuyla coşan kadınların 'çıkacak çıkacak af çıkacak' diye oynaması vardır ki çok gülmüştüm o vakit


    (queasiness - 2 Eylül 2001 19:07)

  • comment image

    inci ankara kalesinden cezaevini izlemektedir: ulucanlar merkez kapalı cezaevi.

    -görüşe girmeye çalış, giremesen de biz her görüşte el sallarız sana. kale'ye !

    inci ankara kale'sinden cezaevini izlemektedir.

    -kale'den bize el salla inci !

    inci kale'den cezaevini izlemektedir.

    geriden bir zamanı izler inci. kalenin güneydoğu ucundaki burçlardan ulucanlar gözükür. ellerinde bir naylon kova. tempo tutup oynamaktadır kadınlar koğuşu:

    -çıkıcak çıkıcak, af çıkıcak...

    parmakkapı'dan girer kale'ye inci, at pazarı'na uzanan kapı. çocuklar güneydoğu burcunun dibinde top oynamaktadır:

    -hello !
    -hello, hello !
    -hello baby !
    -merhaba !
    -aaaa, türkmüş lan !
    -hadi ya ?

    ulucanlar'da yere tebeşirle çizilir uçurtma. barış'ın sesidir:

    -niye uçmuyor inci ?
    -uçar birgün !

    "adının anlamı dünyayı kucaklasa taşta büyümezdi barış !" kale'den ankara'ya bakar inci:

    -ama bunu bilmezdi anası ! babasının sevdiği bir şarkıcının adıymış. yalnızca bu yüzden konmuş adı.

    kale'den bakar inci:

    -burda uçmaz barışcım, çok küçük gelir bu avlu ona.
    -küçük uçurtma uçururuz.
    -yine uçmaz. kocaman çayırlarda uçurmak gerekir.
    -kocaman çayır nasıl olur inci ?

    inci siyasi koğuştadır. genceciktir, genceciktir hepsi. sevgi soysal'ın "yıldırım bölge kadınlar koğuşu" gelir insanın usuna. inci dışarıdadır, barış içeride kalmış.ankara'ya bakar inci:

    -uçurtma uçuracaktık hani, söz vermiştin bana. niye yalan söyledin ? burnun uzadı mı inci ? hani pinokyo'nunki gibi ?

    inci kale'den bakar.

    inci, kale, barış, ulucanlar, ankara...

    -burnun uzadı mı inci ?


    (kor - 2 Aralık 2005 14:51)

  • comment image

    30 mart
    bugün ne oldu biliyor musun? annemle birlikte hastaneye gittim. annem babamın kucağına vermişti de bana köşeden simit almıştı ya hani. o zamandan beri ilk kez çıktım dışarıya.

    dışarısı ne kadar büyükmüş! dışarısının gökyüzü de kocaman. annemi üç tane ağabey götürdü hastaneye. tüfekleri var hepsinin. annem kaçarsa annemi vururlarmış. ama annem kaçmadı.

    ağabeylerden biri hastanenin bahçesinde dolaştırdı beni. sonra ne gördüm bil bakalım! bir uçurtma!

    ilk kez senle birlikte görmüştüm geçen yıl. ben ne olduğunu bilememiştim de sen demiştin uçurtma diye. kocamandı senle gördüğümüz. bizim göğümüzdeydi hem. bu sefer ki o kadar büyük değildi. ama maviydi
    onun gibi. ağabeye dedim ki:
    "bak, uçurtma kaçmış"
    "hani bakayım! nerden kaçmış?"
    "bizim göğümüzden kaçmış. ama sakın onu vurma!"

    ağabeyin gözleri doldu ben böyle deyince. bana simit aldı. babam gibi.

    ağabey uçurtmayı vurmadı. belki annemi de vurmazdı. o uçurtma nasıl kaçmış inci?


    (mathillda - 27 Aralık 2005 14:16)

Yorum Kaynak Link : uçurtmayı vurmasınlar