Süre                : 1 Saat 59 dakika
Çıkış Tarihi     : 20 Kasım 1998 Cuma, Yapım Yılı : 1998
Türü                : Drama
Taglar             : Neo nazi,Hapishane,Hapishane,kin,Gözyaşı dökücü
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  New Line Cinema , Savoy Pictures , The Turman-Morrissey Company
Yönetmen       : Tony Kaye (IMDB)(ekşi)
Senarist          : David McKenna (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Edward Norton (IMDB), Edward Furlong (IMDB)(ekşi), Beverly D'Angelo (IMDB), Jennifer Lien (IMDB)(ekşi), Ethan Suplee (IMDB)(ekşi), Fairuza Balk (IMDB)(ekşi), Avery Brooks (IMDB)(ekşi), Elliott Gould (IMDB)(ekşi), Stacy Keach (IMDB), William Russ (IMDB), Guy Torry (IMDB), Joe Cortese (IMDB), Antonio David Lyons (IMDB), Alex Sol (IMDB), Keram Malicki-Sánchez (IMDB), Giuseppe Andrews (IMDB), Christopher Masterson (IMDB), Jordan Marder (IMDB), Paul Le Mat (IMDB), Thomas L. Bellissimo (IMDB), Cherish Lee (IMDB), Tara Blanchard (IMDB), Anne Lambton (IMDB), Danso Gordon (IMDB), Jim Norton (IMDB), Kiante Elam (IMDB), Keith Odett (IMDB), Paul E. Short (IMDB), Nigel Miguel (IMDB), Darrell Britt (IMDB), Sydney 'Big Dawg' Colston (IMDB), Allie Moss (IMDB), Denney Pierce (IMDB), Glendon Rich (IMDB), Sam Sarpong (IMDB)

American History X (~ Geçmisin Gölgesinde) ' Filminin Konusu :
Derek Vinyard, babası zenciler tarafından öldürülen bir Neo-Nazi'dir. Bir gün arabasını soymaya çalışan üç zenciyi acımasızca öldürür ve tutuklanarak hapise gönderilir. Derek, hapiste kaldığı sürede ırkçı düşüncelerini sorgulamaya başlar ve iyilikle kötülüğün her ırkın içinde varolduğunu farkeder. Kardeşi Danny de ırkçı fikirler taşımaktadır ve yaşadıklarından ders alan Derek, hapisten çıkınca Danny'ye doğru yolu göstermeye çalışacaktır.


Mutlaka İzlenmesi Gereken 20 Hapishane Filmi / 20
  • "götten yiyince aydınlanan bir adamın hikayesini konu alan film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---

    ırkçılığı ve faşizmi övdüğü veya neden kötü olduğunun yeterince anlatılmamasından bahsedilmiş. ek olarak derek'in hapishaneye girmeden önce hayatının merkezine koyduğu ideolojiden vazgeçmesinin eşiği olarak tecavüze uğraması olduğu için senaryo zayıf bulunmuş ve eleştirilmiş.

    söylemek istediklerim de bu konuda; öncelikle herkes bir filmden aynı sonucu çıkaracak diye bir kaide yok. bana göre derek'in film boyunca iki farklı karakter sergilemesi, ırkçı ve faşist bir insandan hatalarından ders almış, ailesini ön plana koyan ve koruyucu bir insana dönmesi ve çok geniş bir konunun anlatılmasına göre kısa sayılabilecek sürede izleyicinin bu durumu bu kadar da garipsememesi bana göre başarılı bir iştir. genç yaşta babasından aldığı bilgiler sonrası zencilere karşı ırkçı bir tavır takınmış olsa da zaman içinde yaşadıkları, gördükleri, kısaca edindiği deneyimler bu tutumun kendisine ve ailesine zarar verdiği sonucunu anlamasına sebep oluyor. insan bunu idrak etmesine rağmen hala aynı tutumu sergilemeye devam ederse, o insan iradeden yoksun, düşünmekten yoksun, gerizekalı bir varlıktır. derek de hapishanede çamaşırhanede tanıştığı zenci adamla vakit geçirdikçe, onu tanıdıkça önceki kayıtsız şartsız zenci düşmanlığını sorgulamaya başlıyor. hapishaneye ilk düştüğünde kendisi gibi olan neo-nazilerin arasına girmek için çabalamış olsa da daha sonra onların da çıkarları uğrunda hareket ettiğini görüyor ve bu durum onun düşüncelerini sorgulamasına sebep oluyor. hapisten çıkarken de çamaşırhanedeki zenci adamla vedalaşırken ona "senin sayende buradan çıkıyorum" minvalinde bir şeyler söylüyor. gördüğümüz üzere derek her insanın yapması gerekeni yapıyor ve hatalarından ders alıyor, pişmanlık duyuyor ve hatalarını telafi etme yoluna gidiyor. sırf o adama söylediği söz bile, 3 sene önceki ideolojisinden dönmesinin eşiğinin tecavüz olayı olmadığını kanıtlıyor.

    geçmişinden kurtulmasının pek de kolay olmayacağını cameron'ın partisinde anlıyoruz. daha sonrasında kardeşi danny'i oradan kaçırması ve onunla oturup konuşması esnasında hapishanede yaşadıklarını görüyoruz. flashbackler, film boyunca çok başarılı şekilde yerleştirilmesi sebebiyle de takdiri hak ediyor. son bölüm ise biraz kopuk kopuk: cameron ve çetesinin derek'e saldıracağını düşünüyoruz. derek, kardeşi danny ile okula doğru yürürken bir felaketin geleceğini herkes hissediyor. fakat kafeye gelen polis, cameron ve çetesinin saldırıya maruz kaldığını söylüyor. keşke dvd'de gösterildiğini öğrendiğim o bölüm, filmden çıkarılmasaydı. böylece bütünlük sağlanmış olurdu.

    geleceğini hissettiğimiz felaket ise derek'in değil danny'nin başına geliyor. bana göre bu daha vurucu ve etkileyici bir son olmuştur. çünkü bir insan geçmişteki hatalarının bedelini ölerek değil de yaşayarak öğrenmesi daha çok can acıtıyor. derek, kardeşinin ölümünün kendisinin geçmişteki hataları olduğunu biliyor ve mesaj da çok sağlam ve anlamlı şekilde veriliyor: "öfke bir yüktür ve hayat kızgın yaşanmayacak kadar kısadır." ırkçılığın neden kötü olduğunun yeterince anlatılamadığını düşünenlerin, son sahnedeki mesajı kavrayamadığını düşünüyorum. özetle ırkçılığın, bunun bedellerinin ve duyulan pişmanlığın başarılı bir şekilde anlatıldığı bir başyapıt olmuş.

    imdb puanım 10/10

    ---
    spoiler ---

    acı itiraf: evet, 14 sene önce çekilmiş bu başyapıt ile ben henüz tanıştım.
    fakat ne mutlu ki ölmeden önce izleme fırsatı yakalayanlardanım.


    (balkanlardangelensogukhavadalgasi - 4 Ocak 2013 12:26)

  • comment image

    hayatımızı anlamlı kılan inançlarımızın hepsinin yalan ve safsatadan ibaret olduğunu ve elimizde kin, acı ve mutsuzluktan başka birşey kalmadığını görürsek ne yaparız?
    cevap icin bu filmi seyredin.
    ebeveynlerin çocuklarının yanında ne konuştuklarına dikkat etmemeleri durumunda ufak düşmanlıkların şiddetli nefretlere dönüşebileceğini anlamamızı da sağlamıştır.


    (still - 30 Eylül 1999 00:00)

Yorum Kaynak Link : american history x