candan erçetin'in ilk albümünde yeralan şahane şarkısı...
daha sorulur mu hiç kader daha
biçtiğin yarın nedir merakla beklerim
daha yorulur muyum sanıyorsun
geçtiğim o üç beş aşk ile biraz acı
daha çok olmalı yok olmalı
yeter mi bu acı ah bu acı...
daha yetmiyorsun yetmiyor daha
yenik düşer diye bekleme boş yere
daha vazgeçer miyim sanıyorsun
geçtiğim harabeler hala ayaktalar
daha.............

(latife - 3 Mart 2002 14:02)

karşıma, benden daha
sessiz biri çıktığında, sesimi yükseltirim
namussuz biri çıktığında, namus timsali kesilirim
salak biri çıktığında, akıl veririm
günahkar biri çıktığında, onu ayıplarım
.....
iyisi çıktığında, kaçarım

(korkunctilbe - 25 Temmuz 2007 23:15)

günday'ın az'dan sonra yazdığı kitabının adıdır.

kendisi gizliden gizliye bir set yapmak istiyor olabilir diye işkillenmekteyim. sanımca daha'dan sonra iki kitap daha yazacak ve az daha çay koy şeklinde tamamlanan 4 kitaplık bir seri oluşturacak. ancak biz bu sürprizi yer miyiz? ne bileyim yer miyiz yemez miyiz. görecik işte.

(31feetunder - 29 Eylül 2013 00:35)

arthur rimbaud'dan bir alıntıyla başlıyor.

"dayanılmaz olan tek şey, hiçbir şeyin dayanılmaz olmamasıdır."

(satine - 24 Ekim 2013 22:13)

"..son olarak da türkiye, doğusundaki aynaya bakınca şişman olduğunu, batısındaki aynaya bakınca da kemiklerinin sayıldığını düşünen, üstüne giydiği hiçbir şeyi kendine yakıştıramayan, bulimik ve depresif bir genç kızdı. yirmi yıl boyunca boğulacakmış gibi yiyip sonra pişman oluyor, bir yirmi yıl da boğazını kanatana kadar kusup sonra yeniden yemeye başlıyordu.."

hakan günday/ daha / s. 87

(aptallarin pin kodu - 3 Kasım 2013 15:00)

hakancığım bunu okuyorsan ve sözlükçü değilsen mail adresim banaderdinisoylebebek@gmail.com. ciddiyim. beraber aşabiliriz son yazamama hastalığını. gönüllü editörün olurum, söz.

çok sürükleyici, elimden bırakmak zorunda kaldığım zamanlarda bile zihnimi meşgul etmeyi başaran, üstelik bu defa didaktik olmaktan daha çok sıyrılıp, ettiği lafları ustaca akla kazıyan bir üslupla yazılmış sağlam bir roman.
gel gör ki sonunu bağlayamama hastalığı burada da devam ediyor. az'da olduğu gibi, bütün o maceraya dahil olma zevkini bir anda söndüren alelade bir son. sanki baştaki heyecanını yaza yaza yitiriyor ve kafasında öyküyü bitiriyor gibi, zorla bir yere bağlıyor gibi. kelime seçimleri, cümle dizimleri bile aleladeleşiyor roman sona yaklaştıkça. aniden yayından kalkan dizilerin tek bölmde bir sürü hikaye toparlamaya çalışması gibi.

--- spoiler ---

bir nebze de chuck palahniuk tadı almadım desem yalan olur. morfin sülfat dedikçe, hastaneye yatınca vs. aklıma choke gelmesin de neylesin. ama o tadı sevdim.

--- spoiler ---

(agirroman - 20 Kasım 2013 23:54)

hakan günday ile ilgili sıkıntının ne olduğunun farkına vardığım roman oldu. roman içerisinde kurduğu bütün temaları, dibine kadar tekrar tekrar açıklayan, kurduğu olayların okur tarafından yorumlanmasına hiç izin vermeyen bir uslubu var. bu nedenle fazla geveze, hikayeyi nefes alması için rahat bırakmayan, harala gürele bir kitap çıkmış ortaya. bu sorunlar diğer romanlarında da ama fazla, ama az var elbette. ancak bu kitabında, romancılığıyla ilgili bütün sıkıntılarından bir best of yapmış neredeyse hakan günday.

(zaman yolculugunda saatini unutan adam - 17 Mart 2014 10:02)

hakan günday'ın diğer kitaplarına göre silik kalan bir romanı.
kitabında geçen en hoşuma giden tespit ise şudur.

"türkiye,doğusundaki aynaya bakınca şişman olduğunu, batısındaki aynaya bakınca da kemiklerinin sayıldığını düşünen, üstüne giydiği hiçbir şeyi kendine yakıştıramayan, bulimik ve depresif bir genç kızdı."

(hapsuuu - 5 Ekim 2014 19:29)

--- spoiler ---

gaza'nın yazdığı gücün gücü makalesi ve bu makalede bahsettiği spiral yönetim şeması mükemmeldir. müthiş bir demokrasi eleştirisidir.
--- spoiler ---

ayrıca çok rahatsız edicidir. okumadan bu başlığa gelen kişilere uyarım olsun. hakan günday, resmen sizi rahatsız etmek için uğraşmış. dayanması zor, ama dayanabilirseniz ödül büyük. 5 saatlik uçak yolculuğunda elimden bırakamadım.

born to be wild
raised to be civilized
dead to be free

(powersurge - 9 Ekim 2014 10:45)

ahmet mümtaz taylan twitter hesabından

"...meselesi olan bir film yaptık. gösterimi meseleydi, ona ulaşmanız da mesele olacak. ama çabanıza değecek..." demiş bu film için.

gösterimi sınırlı sinema ve salonda, çoğu şehirde yok, üzülüyor insan. ben gibi, izleyebilenler şanslı hissediyor. filmin de şansı bol olur umarım.

(annebenenteloldum - 19 Ocak 2018 15:42)