“basın yönetenlere değil yönetilenlere hizmet için vardır”

(mavi kazak - 16 Ocak 2018 13:47)

12 yaş altı ilkokul mezunlarına yönelik marvel eğlenceliklerinin sektörü tarumar ettiği şu aylarda ilaç gibi gelmiş, bize hollywood'dan da hala çer çöp dışında iyi filmler çıkabileceğini hatırlatmış speilberg başkan. filmin mesajı üzerine söylenecek her şey söylenmiş ancak yutubır gençliğinden değilseniz bir film olarak da gayet sürükleyici bir film olmuş. sırf merly streep'in gecelikle kodamanların ve üzerinde dolaşan hükümet sopasının arasında çıkarıp masaya vurduğu sahne için bile izlenmeye değer.

--- spoiler ---

kanımca filmin en güzel diyaloğu şudur:

arthur: -eğer bu haberi yaparsak hükümet post'u bitirir
ben: -eğer hangi haberi yapıp hangisini yapamayacağımıza hükümet karar verecekse post zaten bitmiş demektir.

--- spoiler ---

(ecs - 26 Ocak 2018 21:56)

new york'ta dönem filmi çekiliyorsa mutlaka birileri karşıdan karşıya geçerken arabaların önüne atlayıp ani fren+korna çalınmasına sebep olur.

bir yerde şöyle okumuştum: streep ve hanks'in oynadığı, spielberg'in yönettiği siyasi içerikli bir dönem filmi: sanki bir ödüllü film parodisi

benim kısa yorumum ise şu: profesyonel film.

güncel konularla bağlantılı etkileyici bir dönem hikayesi buluyorsun, iki yıl önce spotlight'ın başarısı da göz önüne alınınca gazetecilik üzerine film dikkat çeker diyorsun. sonra ödül avcısı, kendini kanıtlamış çok iyi başrol oyuncuları buluyorsun. iyi bir kurgu ekibi ve görüntü yönetmeni de ayarlayınca zaten spielberg profesyonelliğini konuşturuyor.

tek sorun, bu hikaye özelinde olmasa da dönemin ve watergate'in çok kez işlenmesi neticesinde hikayenin yeterince ilgi çekici olmaması.

(ispettore - 28 Ocak 2018 14:28)

güzel bir fantastik bilimkurgu. türkiye'de 200 sene sonra geçmesi muhtemel olayları anlatıyor.

filmi bir masal ülkesinde geçen ve mutlu sonla biten bir hikaye olarak izledim.

gazetenin teki vietnam'la ilgili haber yayımlıyor, adalet bakanı gazeteyi arayıp munis bir newyork beyfendisi gibi, "çok özür dilerim ama rica etsem haberi yayımlamayı kesip elinizdeki belgeleri bize verir misiniz?" diyor, gazeteci de, "çok afedersiniz bayım, isteğinizi yerine getiremeyeceğim" diyor, adalet bakanı rahatsız ettiği için özür diledikten sonra teşekkür edip telefonu kapatıyor. tabi ertesi gün dava açılıyor ama o kadarı da olsun. neyse mevzu en sonunda yüksek amerikan vicdanını temsil eden ve şu hayatta babamdan sonra en çok güvendiğim şey olan supreme court'a gidiyor, işi tatlıya bağlıyorlar. avucunu yalayan başkan'ın ki dünyanın en güçlü adamı, haber yapan gazetecilere verdiği en büyük ceza da "bundan böyle beyaz saray'a alınmayacak bunlar" oluyor.

allah aşkına hansel ve gratel'den, pamuk prenses ve yedi cücelerden ne farkı var bunun? türkiye insanı için bilimkurgu, fantastik gerilim gibi bir şey bu film. anlatamazsın.

(burdan post modern nicklere selam ederim - 10 Şubat 2018 13:35)

yine gazetecilik mesleği üzerine bir yapım olan, 2016 yılında en iyi film ve en iyi orijinal senaryo oscar ödülünü alan the spotlight filminden daha iyi olan filmdir ve 90. oscar ödüllerinde en iyi film adayıdır. her iki filmde gerçek olaylara dayanmaktadır. yeri gelmişken söyleyeyim gerçek olaylara dayandırılan filmlerin en iyi orijinal senaryo dalında aday olmaları bana çok saçma geliyor. ayrıca bu tarz filmere hem abd'nin trump yönetiminde hem de bizdeki tayyip yönetiminde ihtiyaç vardır. 1-2 saatlik bir film belki bir şeyleri değiştirmez ama onu izleyenler birçok şeyi değiştirebilirler.

filmden;
"basının görevi halka hizmet etmektir, halkı yönetenlere değil."

(0203 - 18 Şubat 2018 17:24)

son zamanlarda izlediğim en iyi bilim kurgu. en azından türkiye şartlarında...

(pangaean - 19 Şubat 2018 02:21)

'' the press was to serve the governed, not the governors ''

bu cümlenin gerçekten ne anlama geldiğini anlatıyor film. kafanıza vura vura . elbette bu topraklarda yaşayan biri için anlaması zor . tamam tüm ayrım olmaksızın yeryüzündeki tüm iktidarların hayali/ hedefi'dir daha kontrol altında daha az özgür bir basın ama benim ülkemde bizzat basının amacı da budur. aman bana bir şey olmasın , mamam kesilmesin.

bazıları için ağır hatta kimileri için yer yer sıkıcı gelebilir ama izleyin . izlettirin.

(travenian - 24 Şubat 2018 21:43)

"basının görevi halka hizmet etmektedir, halkı yönetenlere değil."

"neyi yayınlayıp neyi yayınlamayacağımızı devletin söylediği bir dünyada yaşıyorsak bildiğimiz post'un varlığı çoktan son bulmuş demektir."

"güçlerini denetleyen kişiler olmak zorundayız, onlara biz hesap sormazsak, tanrı aşkına, kim soracak?"

(yestefi - 6 Nisan 2018 23:28)

elimde sihirli bir değnek olsa türkiye'deki tüm medya patronlarını bir sinemaya tıkıp, seyrettireceğim film.

(spain - 31 Temmuz 2018 15:14)

güzel film. beğenmeyenler gitsin kumda oynasın. tom hanks'ın ve marly streep' in oyunculuğundan ziyade filmin konusu, teması ve sistem eleştirisi fazlasıyla dikkat çekici. vurdulu, kırdılı, çipli sürreal senaryolardan arada çıkıp böyle filmlere rastlamak güzel. özgürlüğü işleyen hangi film kötü olabilir ki? hele ki yönetmeni steven spielberg ise. az çok film kültürü olan bir insan olarak şunu söyleyim, yıllar önce orson wells'in citizen kane'ini seyretmiştim. gazete patronluğu kendi egolarının altında kalan bir adamın öyküsüydü; buradaki patron bayan graham ise kamusal bir sorumluluk olarak ve büyük riskler alarak ön plana çıkıyor. yüksek mahkeme nezdinde haklı bulunuyor. sıkıcı mı evet zaman zamam sıkıcı fakat içinde barındırdığı mesajlar ve son bölüm oldukça heyecan verici. noir film kültürüne alışkın ve meftun bir insan olarak keyifle, soluksuz izledim. senaryo ne kadar gerçek bilmiyorum ama nixon dönemi usa için tam manasıyla sansürün ayyuka çıktığı bir zaman dilimi. ve birkaç kuşaktan gazeteci ailenin varisi ms. graham bu sansüre dur diyor. oldukça hoş ve cesur bir kadın portresi çizilmiş. izlenmeye değer.

(seritatil - 19 Ağustos 2018 15:25)