Elle (~ O Kadin) ' Filminin Konusu : Michèle LeBlanc (Isabelle Huppert) başarılı bir oyun şirketinin başındadır. İşindeki sert ve profesyonel tutumu özel hayatına da yansıtmaktadır. Ancak evinde bulunduğu bir akşam, maskeli bir adam tarafından saldırı ve tecavüze uğrar. Durumu polise haber vermez. Ancak intikamını almaya kararlı olan Michèle, saldırganı kendi yöntemleriyle aramaya başlar. Evi ve hayatıyla ilgili bilgisi olan herkesten şüphelenmektedir. Ancak bu tehlikeli oyun her an kontrolden çıkmaya müsaittir.
Ödüller :
Amour(2012)(7,9-83482)
Zwartboek(2006)(7,8-67516)
La pianiste(2001)(7,5-48319)
Toni Erdmann(2016)(7,4-37059)
The Grand Duchess and the Waiter(1926)(7,1-37)
L'avenir(2016)(7,0-9586)
La finestra sul Luna Park(1959)(6,9-49)
Tongpan(1977)(6,9-27)
Les mille et une mains(1974)(6,8-38)
Jackie(2016)(6,7-64080)
Jiang cheng xia ri(2006)(6,6-347)
Carmiña, flor de Galicia(1926)(5,9-7)
Golden Globe-Best Motion Picture - Foreign Language
Golden Globe-Best Performance by an Actress in a Motion Picture - Drama
geçenlerde yolda yürürken gördüğüm bir kadının üzerindeki t-shirt'in markası. işin ilginç yanı bu yazı tam da kadının göğüslerinin üzerinde yazılıydı. ulan dedim acaba bu kamera şakası mıydı? fakat kadını uzunca süre izledim, gayet doğal bir şekilde topluluğun arasında yol almaya devam etti. taktir edilesi cesaretini buradan tebrik ediyor, elle isimli t-shirt furyasının çıkmamasını diliyorum. *
(markasiz - 20 Temmuz 2008 13:43)
haziran sayısını gözden geçirirken, cinsellik konusundaki cesaretine şahit olduğum dergi. genel içeriği yeşil (küresel ısınma, susuzluk sorunu, organik ürünler, vs.), özel içeriği ise göğüs olan bir sayı bu.
(ah belinda - 14 Haziran 2009 02:00)
bu ayki (eylül) catwalk ekindeki hatayla cehaletin de suyunu çıkarmış dergi. şöyle kid&g defilesinde mankenler üzerlerine eski 'la traviata', 'norma' afişleri ve maria callas'ın meşhur portresinin basılı olduğu giysilerle yürümektedir. elle bu fotoları dergiye koyar, altına da bir yorum ekler pek tabii: "d&g kesinlikle bu tarzdan çok hoşlanıyor. la triviata (evet doğru okudunuz! mankenin üzerindeki tişört kırışmış hafif, 'a' harfi 'i' gibi gözükmekte ve yazarımız la traviata ile bu foto sayesinde tanışıyor olmalı), norma ve la callas gibi tasarımcılar (oha!) da primadonna modasının sıkı takipçisi. balerin elbiseleri veya tütülerle kombine edilmiş bir kıyafetle gecenin yıldızı olacağınıza şüpheniz olmasın'sevgili doğan burda yöneticileri; birileri sizi fena halde uyutuyor.
(polaris - 27 Ağustos 2009 13:43)
bir yves saint laurent parfümüdür, koklanmaya doyulmayan...
(fuchurella - 18 Ekim 2009 18:06)
bu ay 760 sahifelik külçesiyle vogue yoluna gidecek dergi . yazık, çok yazık...
(beter kocek - 26 Şubat 2010 15:24)
genelde kendi tasarımlarını değil, ihracatçılardan topladıkları ürünleri satan ayakkabı firması. bodrum merkezde peşin 85 tl'ye bırakılan sandalet burada 199 tl'ye satılmakatadır. ancak birkaç gün sürecek özel indirim nedeniyle 99 tl'ye almak mümkünmüş, oley!
(la nymphe - 13 Mayıs 2010 14:04)
eylül sayısında artık tak dedirtmiş mecmua. şöyle ki;aslında kapakta tülin şahin(!) görüldüğünde alınmamalıydı ama vogue ve harper's bazaar henüz eylül sayılarını raflara dün itibariyle dağıtmadığından alındı. şimdi tülin şahin modası yıllaaar yıllar önce geçmiş alaturka ve zerafetsiz bir model iken floransa çekiminde onu kullanıp üstüne bir de kapak yapmak nasıl bir öngörüdür? ha bir de floransa çekimleri son derece başarısız ve görsel olarak yoksun kalmış. floransa çekiminin konsepti salvatore ferragamonun son koleksiyonu ise keşke tülin şahinin boş röportajı değil de tasarımcıyla alakalı bir yazı da hazırlansaydı ya da moda editörü(melis ağazat) tembellik etmeseydi de tasarım anlamında bir çeşitleme sunabilseydi. ferragamonun koleksiyonuna hiçbir yaratıcılık ve fikir katamadan önümüze sunmasaydı. ki yazının en başındaki ferragamo'yu en iyi kim taşır? sorusuna tülin şahin cevabını verebiliyorsan, bugün bulunduğun pozisyona eşin dostun sağolsun şeklinde geldiğini düşündürtüyor insana. kapak kızı ve floransa faciasını bir kenara attığımızda dahi içimiz rahat etmiyor. çünkü bir derginin aynı sayısında 4 kez aynı miu miu elbiseyi görmek insanı rahatsız ediyor. ve artık moda ipuçları köşesi yapıp 50'ler, 60'lar, 70'ler bıdı bıdı bıdıları yine aynı sayıda 3 kez yapılıyorsa bi gidin bi çay demleyin kendize ya. artık herkes it gibi biliyor 50lerin zayıf belleri ve kabarık eteklerini 70lerin maskülenliğini, sen hala neyi anlatma derdindesin a moda editörü, bu kadar mı zayıf bilgilerimiz ve elimizdeki malzemeler bu denli mi kıt? eğer yoksa başka sunabileceğiniz birşey önümüze çıkartmayın bu dergiyi, harcanan paralara yazık.dergideki tek okunası bölüm olan anna dello russo çekimi ise yine başarıyla kotarılamamış, dünyanın en zengin ve en stil sahibi giysi odasına sahip kadınlardan birinin evine gidiyorsun ve ona üç kıyafet giydiriyorsun bravooooo. ha bir de o dillere destan evinde sadece tek bir köşede çekim yapıyorsun bravooooo. elle eylül sayısında emeği(!) geçen edtörlere kocaman bir alkış...
(perikafa - 26 Ağustos 2010 17:01)
11 yıllık yayın tarihinde ilk kez bir erkek yıldızı kapağına taşıma kararı alan moda dergisi. aralık sayısı için tarkan poz verdi. tarkan'a, isveçli model faye vrethem eşlik etti.
(tatar ramazan gormus bekir cavus - 30 Kasım 2010 15:21)
nisan 2011 sayısı bayilerde olan kadın dergisi *yılda sadece 1 ya da 2 kere okuduğum dergi. sonuçta kadın ve moda dergisi. yeni bir ayın ilk gününde d&r a yol aldım ve yepyeni gıcır gıcır dergilere bakıp, içlerinden bir kaç tane aldım. içlerinde elle de vardı. kadın ve moda dergisi olmasına rağmen nurgül yeşilçay o dergiyi bana aldırdı. tatlı gülümsemesi "al sana şunu" diyordu. aldım ve eve girdim. tek isteğim güzel fotoğrafları izleyip röportaj okumaktı. ama röportaj birden kesildi.--- spoiler ---her gün aynı kafeye gitmeyi, aynı yolda yürümeyi, burası bizim marketimiz demeyi seviyorum; o durum--- spoiler ---sözüyle mülakat kesilmiş. ne bir nokta ne bir son söz hiç bir şey. elle dergisinin tarzı mı acaba. perihan mağden'in imla kurallarına uymamasına alışmışız ama elle gibi en çok satan derginin bu şekilde röportajı kesmesi hoş olmamış.belki de röportaj bana kısa geldiği için, sıradan bir baskı hatası olma ihtimalini görmezlikten geliyorum. bilmiyorum. bu dergiyi sık okuyanlar ya da ne olduğunu anlayanlar mesaj kutucuğumun ışığını yakarsa sevinirim. *
(ham it yidim kabiz oldum - 2 Nisan 2011 00:14)
beni delirten ayakkabıcı.çizmenin topuğu çıktı gittim verdim yaptılar. bi de yok efendim diğerini de sağlamlaştıralım kusura bakmayın falan filan derken bu akşam da diğer tekinin topuk çıktı.napıyonuz siz orda anlamıyorum ki.
(nimueh - 12 Aralık 2013 19:22)
bir ay içinde 6 tane moda çekimi yapıp 100 sayfa reklam aldıktan sonra "bu ay 500 sayfa" diye hava atıp güldüren dergi.
(rossgaller - 27 Nisan 2004 21:56)
sapik insan emri.
(anakha - 25 Mayıs 2001 23:10)
ekim sayısını alayım bakayım dedim ama bir daha para verip almayacağım dergidir. bütün sayfalardaki elbiseler takılar ayakkabılar vs. 1000€, 1115 tl, 8275 tl falan. röportaj falan var ama ciks tatmin etmedi. sanırım hem fakirim hem zevksiz. bu kadar popüler bir dergiyi beğenmemiş olmamın başka sebebi yoktur.
(kozadaki tirtil - 7 Ekim 2014 19:56)
bir ayakkabi markasi.
(yok - 4 Kasım 1999 22:46)
shenin fransızcası. türkçe karşılığı 'o' yani şahıs zamiridir, ancak kadınlar işaret edilirken kullanılır. türkçede, özellikle hedef kitlesi kadın olan bazı ürünlerin (ayakkabı, dergi vb.) marka ismi olarak, kimi zaman günlük yaşamda karşımıza çıkıyor. fransızca okunuşu 'el' şeklinde olmasına rağmen, fransızca yazıp türkçe okuyunca enteresan olmaktadır.
(lunallena - 2 Mayıs 2015 20:44)
paul verhoeven'in 2016 yapimi filmi. bu yil cannes'da altin palmiye icin yaristi. abd gosterim tarihi 11.11.2016, henuz turkiye tarihi belli degil.
(jimmy pop - 11 Eylül 2016 11:37)
filmekimi aracılığı ile ilk kez türkiye'de gösterilen, bu sene cannes'da altın palmiye için yarışmış flemenk yönetmen paul verhoeven filmi. yeryüzündeki en büyüleyici kadın oyunculardan isabelle huppert'in başrolünü oynadığı filmde, 63 yaşında olması inanılmaz, başarılı bir iş kadının kendi evinde tecavüze uğraması ardından hayatına ve tecavüzcüyü arayışına odaklanıyor.yönetmen paul verhoeven'i hollywood yapımları total recall, basic instinct ve robocop filmleri, ve elbette belki de eline kamera almasını zorlaştıran malum film showgirls ile hatırlıyoruz daha çok. öncelikle filmi amerika'da çekmek isteyen yönetmen senaryoyu marion cotillard, nicole kidman, diane lane, carice van houten ve sharon stone'a götürmüş fakat tüm isimler rolü senaryoyu okuduktan sonra reddetmiş. fransa'da filmi çekmesi için davet alan verhoeven, isabelle huppert ile çalışma fırsatı yakalamış böylece, bence de çok isabetli olmuş. yönetmen film ekibiyle daha iyi anlaşabilmek için fransızca öğrenmiş bu film için. şu sıralar fransa'da en çok satan kitaplardan biri olan philippe djian imzalı "oh..." romanı senaryoya kaynak olmuş. basic instinct'ten ne kadar kışkırtıcı olduğunu bildiğimiz verhoeven'in tecavüzü merkezine aldığı bu film polisiye gibi başlasa da güçlü senaryosu ile alışmadığımız bir noktaya giderek kedi fare oyununa dönüşüyor. --- spoiler ---elle, isabelle huppert'in canlandırdığı michele'in evinde saldırı ve tecavüze uğramasıyla başlıyor. michele'in farklı bir kadın olduğunu tecavüzün hemen ardından anlıyoruz. polisi arayıp şikayette bulunmak yerine, ortalığı temizliyor, köpüklü bir banyo yapıp suşi sipariş ediyor. film ilerledikçe video oyunları sektöründe başarılı bir iş kadını olan michele'in en iyi arkadaşının eşiyle yattığını, genç komşusunu dürbünle izleyerek mastürbasyon yaptığını, eski eşinin sevgililerini stalkladığını görüyoruz. çevresiyle ilişkisi sorunlu olan michele'in ailesi daha da beter. annesi, yaşlandığını reddeden ve jigolosu ile evlenme kararı alan artık hayatının son demlerinde bir kadın. babasının ise yaklaşık kırk sene önce mahallesindeki 27 kişiyi öldürdüğünü ve evini yakarken o zamanlar henüz 10 yaşında olan michele'den yardım aldığını öğreniyoruz. tecavüze uğramasının ardından polisi aramamasının sebebinin de bu korkunç geçmişi olduğunu anlıyoruz. michele'in kurucusu olduğu şirketin video oyunu üreticisi olması da tesadüf değil. film boyunca şiddet içerikli, michele'in içindeki şiddeti yeterli bulmadığı, bir oyun üzerine çalışıyorlar.polisiye olarak ilerleyen filmin bize tecavüzcünün kimliğini söylemesi çok uzun sürmüyor. bundan sonra tecavüzcü ile michele arasındaki dinamiklere yöneliyor film. michele'in tecavüzcüsünün aynı zamanda arzuladığı karşı komşusu olması, kimliğini öğrendikten sonra ilişkilerinin bir fanteziye dönüşüp devam etmesi, bir süre bu "tecavüz fantezisine" izin veren michele'in intikamını almayı da ihmal etmemesi oldukça çarpıcıydı. michele'in bu şahsına münhasır karakteri, filmi genel olarak tecavüzün kötülüğünü ve kadın üzerindeki olumsuz etkilerini gösteren yapımlardan ayırıyor. hata bir çok insan tecavüzün kara mizahı yapılır mı diye de sorabilir. elbette filmin açılışıyla gerçekleşen tecavüz izleyiciyi çarpıyor. fakat michele'in bunu her kadından farklı algıladığını hatta bir süre "fantezileştirdiğini" söyleyebiliriz. arkadaşlarına bir yemekte söylediği "galiba tecavüze uğradım" sözü de olayı farklı yorumladığını gösteriyor. tecavüz üzerine genel bir sözdense tek bir mağdur üzerine değerlendirme yapmak daha doğru olur.isabelle huppert'ın olağanüstü performansı filmin en güçlü yanı. bu muhteşem kadın dışındaki diğer oyuncular da gayet iyiler fakat filmin belki de en zayıf yanı bu kadar yoğun yan karaktere sahip olması. filmin kara mizah yönünü güçlendiren bu karakterler, michele'in oğlu özellikle, filmi gereğinden fazla kompleks bir yapıya sürmenin kıyısında.--- spoiler ---paul verhoeven'in dikkat çekici filmi isabelle huppert'in muhteşem performansıyla izlenmeyi hak ediyor. tek bir saniyesi bile izleyiciyi filmden koparmayan bir psikolojik thriller.
(darth werther - 8 Ekim 2016 00:43)
isabella huppert'in tek başına sırtladığı film. filmdeki gerilim ve psikolojik gerilim dozunda. huppert yaşından çok daha genç duruyor ve cinsel cazibesi inanılmaz. filmi aynı zamanda seksi bir havaya da sokmuş oyunculuğuyla. belli bir tercih miydi bilmiyorum ama, tecavüzcünün kim olduğu en başından belliydi bu arada.
(feministim ben - 16 Ekim 2016 02:50)
a'dan z'ye aylık reklam ansiklopedisi
(ilahi adalet - 7 Mayıs 2006 21:11)
neredeyse tüm çalışanlarını uzun boylu yapılı erkeklerden seçmesi dikkati çekmiş bayan ayakkabıcısı.. mantıklı bir satış stratejisi gibi gözükmekte..
(josephine - 11 Mayıs 2006 01:09)
Yorum Kaynak Link : elle