Love (~ aşk) ' Filminin Konusu : Enter the Void'in ardından uzun süreli bir sessizliğe gömülen Gaspar Noe, nihayet dördüncü uzun metrajlı filmiyle izleyiciyi selamlıyor. Yeni filmini erotik melodram olarak tanımlatan Noe, coşkulu bir şekilde buram buram erotizm kokan bir ilişkinin kucağında kendisini bulan bir erkek ve iki genç kadının öyküsünü perdeye taşıyor. Noe'un olay yaratacak filminin başrollerinde yer alan isimler ise henüz kesinleşmiş değil!
Dogville(2003)(8,0-123961)
La vie d'Adèle(2013)(7,8-121231)
Seul contre tous(1999)(7,4-17919)
Irréversible(2002)(7,4-104086)
Enter the Void(2009)(7,3-62138)
The Dreamers(2004)(7,2-113147)
Melancholia(2011)(7,2-165827)
Climax(2018)(7,2-27923)
Nymphomaniac: Vol. I(2013)(6,9-119701)
Nymphomaniac: Vol. II(2013)(6,7-79877)
Antichrist(2009)(6,6-112057)
Teenage Cocktail(2017)(5,8-4921)
john lennonın aşk nedir sorusuna cevabı.(bkz: plastic ono band)love is real, real is lovelove is feeling, feeling lovelove is wanting to be loved love is touch, touch is lovelove is reaching, reaching lovelove is asking to be loved love is youyou and melove is knowingwe can be love is free, free is lovelove is living, living lovelove is needing to be loved
(septikd - 6 Ağustos 2002 02:51)
... shakespeare:"if you speak love,speak low..."
(deli - 13 Eylül 2002 20:56)
şirin bir gif.
(minnoklokumcuk - 15 Aralık 2015 19:19)
aşık olma halini güzel anlatan bir gaspar noe filmi. bazı seks sahnelerini uzun ve sıkıcı bulsam da son on dakikasının etkileyiciliği ile film bir hayli hoşuma gitti. ayrıca filmi porno olarak görenler türk değişmilmişsiniz gibi düşünün. farzedin ki sevişmenin aşkın bir parçası olduğunu sindirmiş, seksi bırakın yaşamayı konuşmayı bile tabu saymayan ve en değerli hazinenin seksi ancak evlenince yaşamak olduğunu düşünmeyen bir toplumda doğmuşsunuz. öyle bakınca seksin bu filmde sansasyon kaygısı değil ihtiyaç olduğunu belki de görürsünüz.
(huyumkurusun - 17 Nisan 2016 03:19)
la olm adam yüzümüze doğru 3d attırdı lan, bu filmin adı nası "love" ?
(saiko - 29 Nisan 2016 22:32)
simarik ve embesil bir amerikali beyinsizin paris'te yasadigi medeniyet zehirlenmesinin, asiri derecede am ve yarrak gosterilerek anlatilmaya calisildigi basarili film. avrupa'nin ortasinda bu kadar ultra beyinsiz bir karakter bir amerikalidan baskasi olamaz. gaspar bunu gayet iyi biliyor, kutlamamak elde degil.(bkz: american cunt)
(izmir tulumu - 6 Temmuz 2016 22:53)
hakkı yenen bir baş yapıt . hatta iddia ediyorum bu güne kadar izlediğim gelmiş geçmiş en iyi aşk filmi diyebilirim.ilişkilerde yaşanan iniş ve çıkışları gayet güzel kotararak anlatılmış.elektra'nın kırgınlık dolu halleri, murphy'nin her klasik erkek gibi pussy is pussy mottosu ve her tutkulu ilişkinin finalinde olduğu gibi çuvallayan tarafın vicdanı ve iç hesaplaşmalarıyla baş başa kalışı.seks sahnelerine gelecek olursak tam yerinde ve gerekli gerçek aşk tutkuyla beslenir. ıkili arasındaki tutkuyu kaybetmeden önce zamandan ve mekândan soyutlanmış iki kişilik bir hikaye varken var olan ilişki çatıdayınca ve birbirlerinden kopamayınca mekan ve şahıs mevhumu daha da belirgin hale geliyor ki bu da artık birbirine yetememe durumunun göstergesi.peki aşk konusuna gelecek olursak kim daha aşıktı bence elektra.murphy'nin pişmanlığı elektra'nın sevgisini kaybetmekten ötürü.her zamanki gibi yönetmen renkleri çok güzel kullanmış ilişkinin ilk zamanlarında canlı renkler hikaye kötüleştikçe soluk ve donuk hale gelmiş.bu filmi izlerken canım acıdı. tekrar ediyorum buna porno diyen gitsin 3. sınıf özcan deniz dramı filmler izlesin kapasitesi anca onu kaldırır.
(godoyu beklemeyen - 1 Ağustos 2016 23:11)
gaspar noé'nin en zayıf filmi. bu bile onu 21. yüzyıl avrupa sinemasının başyapıtlarından biri yapmaya yetiyor.öncelikle birkaç eleştiri dikkatimi çekti. oyunculuk ve hikayeye giydirilmiş de giydirilmiş. açıklıyorum sıkı durun: bu filmde oyunculuk ya da hikaye yok arkadaşlar! başroldeki murphy'yi canlandıran karl glusman dışındaki oyuncular yönetmenin katıldığı partilerden "love diye bir film çekeceğim gelsenize" diye topladığı insanlar. hatta filmde oyunculuk o kadar yok ki "noé" adındaki karakteri* yönetmenin kendisi, "lucile" adındaki karakteri** de yönetmenin hayat arkadaşı* oynuyor. electra ve omi gibi ana karakterler dahi daha önce hiç oyunculuk yapmamış insanlar. yani anlayacağınız noé'nin derdi anlatmak istediğini oyuncular aracılığıyla anlatmak ya da vermek istediği duyguyu oyunculuk sayesinde seyirciye aktarmak değil. ayrıca "hikaye yok" eleştirileri aslında o kadar haklı ki, çünkü filmin senaryosu yalnızca 7 sayfa. o bayağı bulduğunuz, klişe olmakla suçladığınız diyaloglar/monologlar tamamen emprovize. belki de bu nedenle bayağı ve klişelerdir kim bilir? belki de öyle olmaları gerekiyordur ne dersiniz?gaspar'ın sinemasının biçimine boyut katarken yaptığı sihirbazlıklar love söz konusu olduğunda tabii ki yukarıdakilerle sınırlı kalmıyor. "bu ne böyle, düpedüz porno bu" dediğiniz o uzun uzun sevişme sahneleri hakkında size bir sır vereceğim: filmdeki seks sahnelerinde önceden belirlenmiş bir koreografi yok! yani yönetmen geçiyor oyuncuların karşısına, ayarlıyor kamerasını, "başlayın çocuklar" diyerek özgürce seviştiriyor gençleri. ne var bunda diyeceklere hitap ediyorum şimdi: gaspar noé sineması desterilizedir. örneğin irreversible'daki tecavüz sahnesinin etkileyiciliği yönetmenin sinemasının kirliliğinden kaynaklanmaktadır. buradaki kirlilikten kasıt filmlerin içeriğinin belirli bir estetik yaklaşımla şekillendirilmemiş olması. böylece sinemanın bir sanat olarak kendine ait formundan bağımsız bir şekilde direkt olarak ele aldığı konuyu ekrana taşımayı başarıyor gaspar noé. bu yaklaşım üzerine biraz düşünürseniz ne kadar devrimci olduğunu fark edeceksinizdir. umarım... love'ın böyle bir film*** olmasının sebebi yönetmenin sinemaya yönelik bu yaklaşımı sonucu geliştirdiği dil. sevişme sahnelerini koreografisiz çekmek de işte bu dilin kullanım şekline bir örnek. (aynı zamanda filmi sizin deyiminizle konulu pornodan farklı kılan nokta da bu. pornoda koreografi vardır, oyuncuların hareketlerinin her biri kamera arkasından yönlendirilir.)bu arada filme getirilen eleştirilerde çok anlamsız bulduğum bir nokta var. yönetmen diyor ki aşkı yalnızca cinsel arzu üzerinden anlatmak istediğim için bu filmi çektim. siz diyorsunuz ki bu filmden sevişme sahnelerini çıkarsak geriye ne kalır? hiçbir şey kalmaz işte mesele de o zaten.aslında kalır. 21. yüzyılın gerzek insanının hiçbir derde derman olmayan portresi kalır. hem amerikan* hem de avrupalı*. üstüne bir de entelektüel. bu arada murphy'yi birkaç repliğinden ötürü gaspar noé ile özdeşleştirip filmi otobiyografik ilan edenler olmuş. yapmayın allah aşkına! murphy karakterinden hollywood eleştirisi bile çıkar ama gaspar noé çıkmaz. (polisin verdiği öğütleri hatırlayın, "bırak şu amerikan muhafazakarlığını!" ya da "60'larda farklıydınız") ki üstte de belirttiğim gibi yönetmen filmde direkt olarak kendi adındaki bir karakterle* yer alıyor zaten. belki oradaki "seni dava edeceğim!" vurgusunu avrupa entelektüeline bir eleştiri olarak ele alabiliriz bak ona bir şey diyemem. zaten gaspar da filmde eser miktarda da olsa kendisinin ve arkadaşlarının* parodisinin bulunduğundan bahsetmiş.neyse içimi döktüğüme göre birkaç ufak ayrıntıdan bahsedebiliriz artık. öncelikle yakalayabildiğim birkaç referans:(bkz: taxi driver)(bkz: salo)(bkz: freaks)(bkz: the birth of a nation)bunlar afişler.ayrıca tabii ki 2001 a space odyssey. irreversible'da da vardı zaten 2001'e referans. yanlış hatırlamıyorsam gaspar'ın en sevdiği filmdi.bu arada mükemmel bir afiş referansı daha var. film nasıl açılıyordu hatırlayın: "the theater management warns you. put your glasses on 'love' will start in a few seconds". şimdi yine duvarda afişi bulunan filmlerden birini hatırlayalım: andy warhol's frankenstein. bilin bakalım afişte ne yazıyor? "the management warns you. if you have weak nerves or stomach do not attend." ehehe.tabii yönetmenin kendi işlerine de birkaç referans var. örneğin murphy'nin odasındaki tepesinde love yazan otel maketi. enter the void'daki otelin aynısı. bu arada şimdi aklıma geldi murphy ve omi'nin oğullarının adı gaspar. gerçi yönetmen bunu hep yapıyor. enter the void'da da torbacının adı gaspar'dı yanlış hatırlamıyorsam. belki de sanatçı-sanat eseri arasındaki ilişkiyi sağlamlaştırmak içindir. tablolara atılan imzalar misali.unutmadan filmin ilk adı danger imiş. şöyle ki yönetmen seul contre tous'tan sonra monica bellucci ve vincent cassell ile bir araya gelip onlara sonradan love adını alacak bu projeden bahsediyor. o dönemde gerçek hayatta da çift olan bellucci ve cassell ikilisinden de başrolleri oynamalarını istiyor. ancak oyuncular senaryoda fazla mahremiyet ihlali olduğunu düşündükleri için reddediyorlar. (aslında başta sıcak bakıyorlarmış ama transeksüel sevişme sahnesi işin içine girince caymışlar.) teklifi reddedilen gaspar noé yılmıyor ve bir teklifte daha bulunuyor: "o zaman yine bir çifti oynayın ama bu sefer kadına tecavüz edilsin." bellucci ve cassell kabul ediyorlar ve irreversible ortaya çıkıyor. yıllar sonra gaspar tekrar aynı fikir hakkında düşünmeye ve üstünde çalışmaya başlıyor. ismini değiştirip love yapıyor çünkü görsellerde danger'dan daha iyi durduğunu düşünmüş. haklı da.bir de inanılmaz bir kurgu tekniği var filmde. noé, edebiyattaki bilinç akışının kişisel hafızaya yönelik kullanımını sinemaya uyarlamış resmen. hatıralara gömülen ve ufak ayrıntılar sayesinde bu hatıralar arasında doğrusal olmayan bir şekilde seyahat eden anlatım tekniği son derece başarılı. zaten gaspar noé de bu işlerin ustası. irreversible'daki ters kurgu ya da enter the void'daki metafizik kurgu örneklerinde olduğu gibi, içerikle kurgunun uyumunu yakalamayı her seferinde başarıyor.sonuç olarak love, konusu itibariyle* muadilleri içerisinde inci gibi parlıyor. ancak gaspar noé'nin kişisel kariyeri için yetersiz kaldığını söylemek yanlış olmaz. 21. yüzyıl sinemasının auteur'lerinden biri olarak kendini kabul ettirmeyi başaran yönetmen umarım bir sonraki filminde provokasyona kaldığı yerden devam eder.edit: murphy'nin afyonu sakladığı dvd kutusu seul contre tous imiş. ayrıca filmdeki ben bir penisim geyiğinin bir benzeri yine seul contre tous'ta da geçiyor.
(henrikclark - 24 Ağustos 2016 06:31)
sanırım en en güzel tanımı; "giving someone the power to destroy you, and trusting them not to." şeklinde olandır.
(yuzuklerinefendisienyakinimolur - 25 Ağustos 2016 15:22)
(bkz: rosey)love, i am so differentlove, i am so different than beforelove, can i be lovedlove, could i ever really be lovedlove, if you ever find me i wonderwill you try me i'm so different than beforelove, the kind that i've dreamed ofwell let's stop right here inside of me lovelove, if you ever find me i wonderwill you try me i'm so different than beforelove, i am so different than beforelove, where are you waitingin dark and smoky room i hear you singing to melove, let my voice take you and the song we make would be so different than beforeooh yeslove, if you ever find me i wonderthen i ask you try me i am so different than beforelove, i am so different than beforethe word is out, the time is gonebegin again remember my lovemake it strongstretching out to everyonenothing replaysthis is what i want, this is what i makeevery little thing gonna be alrightone day or so you'll be my lovethis time you won't mistake mei'm ready love for you to take me with youlove, if you ever find me i wonderwill you try me i'm so different than beforeooh yesmy love, i know when you found me i'll rock yourself all around methen i ask you try me i am so different than beforeooh yes,my love i know you'll show me the words
(yumusakca - 22 Kasım 2001 16:11)
Yorum Kaynak Link : love