belgeselde, küba sokaklarına asılmış bir pankart bizi selamlar: biz düşlere inanırız.

(barzakhi - 1 Aralık 2006 16:59)

"sen bir küçük kızdın, ben bir ağaç. sen bana ismini kazıdın, ben sana bir yaprak düşürdüm. ismin bende ömrüm boyunca kalacak.. peki benim sana verdiğim yaprak?"

(nehiryeli - 30 Aralık 2007 19:50)

mutluluk, hüzün, yaşama sevinci, hayranlık, büyülenme gibi duyguların tümünü bir arada yaşadığım film ve yaşatan efsanevi topluluk.

cemal süreya'nın "ölüm geliyor aklıma birden ölüm / bir ağacın gövdesine sarılıyorum" dizelerindeki gibi bir yaşama bağlılık varmış bu grubun üyelerinde... köklere bağlılık; müzikle, dansla, gözlerdeki parıltıyla...

nazım hikmet'in şu dizeleri de gayet iyi özetliyor aslında bu grubu; özellikle 90'ında 6. çocuğunu yapmak istediğini söyleyen compay segundo'yu düşününce:

"yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından."

bir de bu grupta adını bilmediğim biraz daha geri plandan vokal yapan bülent ecevit'e benzeyen bir amca var; konser için hayatında ilk kez amerika'ya gidince çocuksu bir hayranlıkla etrafına bakınıp: burada her şey satılıyor" diyordu... evet, burada her şey satılıyor ve o yüzden sizin kadar mutlu değiliz; yaşamak yanımız o yüzden sizin gibi ağır basmıyor ya...

(ama arkadaslar iyidir - 4 Şubat 2008 00:23)

yaş ortalaması 60 ın üzerinde bir müzik grubu,uzun bir aradan sonra halkın isteği ile bir araya gelmeleri de oldukça ilginç

(trenchkot - 19 Mart 2000 02:57)

istisnasiz tum kayitlarini, denize sifir kamelya turu ah$ap bi klupte yapiyorlar gibime geliyor dinledikce, hafiften cozutuyo da olabilirim..

(r7 - 29 Mart 2008 14:39)

sokaklarındaki deniz kokusu tee buralardan hissedilen havana illerinde, chan chan eşliğinde harikulade bir kesitle başlayan enfes bi belgesel.

(crayze horse - 1 Ağustos 2008 01:21)

orjinal annamı: kübada 1950'li yıllarda birçok ünnü kübalı müsisyeni konuk eden efsanewi gece kulübü...
ülkelerinde süper dedeler olarak bilinen muhteşem ötesi kübalı grup, wokalde efsanewi ibrahim ferrer, gitar we wokalde gene efsanewi compay segundo, ayrıca omara portuondo, barbarito, amadante valdez, ruben gonzalez gibi muhteşem müzisyenneri barındıran süper grup, ry cooder'ın önderliinde alman yönetmen wim wenders'in yabtıı filminde adı aynı zamanda.....

(judas iscariot9 - 19 Mayıs 2000 01:54)

yanlış bilmiyorsam grup iki kere türkiye’ye geldi ve ben her iki konsere de şu veya bu sebeplerle gidemedim. bu ömrüm boyunca içimde taşıyacağım bir ukdedir. hayat senden asla telafi edemeyeceğin bir buena vista konseri alacağım var, bilesin.

edit: kast ettiğim ibrahim ferrer'li ilk kadrosuydu.

(mavikarpuz - 11 Ağustos 2011 23:36)

11 temmuz'da istanbul'da verdikleri konserden sonra daha çok ve daha çok sevdiğim kübalı amcalar.
bu insanların hayatları baştan aşağı müzik, hayat diye müziği yaşıyorlar aslında çok belli ki. bu kadar benimsediklerinden olsa gerek, onlar çalarken, söylerken ne kadar keyif alıyorlarsa dinleyenler ve izleyenler de onlardan azını hisetmiyor kesinlikle. düşünün ki bir konserde baktığınız herkes dans ediyor. tek bir istisna bile yok.

konserden bahsetmişken, alandaki dev ekranda koca koca puntolarla gözümüze sokulan "bueno vista social club" yanlışlığını da anmadan geçemeyeceğim. özen? dikkat? saygı?
organizasyonu düzenleyenler adına kendilerinden özür dileyesim geldi neredeyse. yeter ki müzikleri yaşasın.

(mas o menos - 14 Temmuz 2012 16:04)

müziklerinin ne kadar harika olduğunu konusunda artık fikir birliği içinde bulunduğumuz bir topluluk ve albümün adı. ortaya çıkmalarından ve kendilerini sevip uzun uzun dinlememizin ardından yıllar sonra bu başlığa yeni bir şeyler yazma ihtiyacım daha önce sözlükte bahsedildiğini sandığım bir konu üzerine: topluluğun söylediği şarkıların sözleri.

ispanyolca öğretmeni olan bir arkadaşım sözlere dikkat etmemi, sıradan gibi görünen, lay lay lom aşk sözlerinin altında aslında daha erotik 2. anlamlar bulunduğunu söylemişti. gerçekten de dikkat edince farkediyor insan.

meşhur chan chan'ı örnek vermek istersek, farklı bir açıdan düşünerek:
...
the love i have for you
i cannot deny
my mouth is watering
i just can't help myself.

when junika and chan chan
sifted sand together on the beach
how her bottom shook and
chan chan was aroused!

clean the dry sugar cane leaves
from the path
so i can get to that trunk
i want to sit down.
...

candela'ya gelir isek:

...
margarita i'm burning
i like it, i can't stop
the fire is taking me with it
...
i like one thing about you
it's not hard to see
from the belly down, from the waist up
look he's burning, burning mama
look at the fire-brigade, tell them to put out the fire
look, i'm burning up
but i don't want to stop
...

yine bir "yangın" olayına takmış bir şarkı olan el cuarto de tula'dan ise durum şu şekilde inceleniyor:

...
the fireman have arrived with bell ringing and sirens blaring
oh mama, what happened?
it's tula's bedroom, it's gone up in flames
she fell asleep and didn't blow out the candle
call ibrahim ferrer, call the fire-brigade (dikkat, burada ibrahim ferrer'den de yardım isteniyor söndürme çalışmaları için)
i think tula wants them to put out her fire (hmmm)
(şarkı böyle devam ediyor, bu arada carlo, marco, puntillita, sierra maestra gibi müzisyenleri de çağırıyorlar yangını söndürmeye yardımcı olmaları için)

böylelikle bu grup elemanlarının uzun yaşama sebeplerinden biri de anlaşılmış oldu sanırım.

(decafeinee - 19 Temmuz 2003 02:21)

dünya üzerindeki en dinlendirici, en huzurlu, en mükemmel müziği yapan insan üstü varlıklardır. özellikle de yazın, elinizde buz gibi bir içecekle, odanızın ışıklarını söndürüp tek başınıza yada sevdiğiniz bir arkadaşınızla dinlemenizi öneririm. gecenin sessizliğini bozan tek şey bu güzel müzik ve oradan buradan odanıza sızan birkaç ışık hüzmesi olmalı sadece.

http://www.youtube.com/watch?v=haeraprps64

not: kara ambar kamyoncular derneği gibi bir kayıt işlemleri varsa kiminle güreşeceğimi göstersinler yeter. ben de kayıt olmak istiyorum bu klübe lannn. ayrıca evet, şuan üstteki entrymin tüm inceliğinin içine ettiğimi biliyorum :)

(filolog - 8 Haziran 2013 03:18)

birer birer eksiliyorlar. compay amcadan sonra evvelsi gün de ruben gonzales öldü.

(ejder abi - 10 Aralık 2003 11:25)

cd deki "candela" şarkısı -belgeseldeki çeviriden anladığım kadarıyla bir yangından bahsediyor şarkı- mutlaka dinlenmesi gereken kübalı müzisyenler topluluğu.

(probabilite - 26 Mayıs 2001 22:38)

ankara'da gitmiyor :(

tam dalıyorum, bora bora'da long island'ımı yudumluyorum ^* sokaktan iki genç geçiyor, ve bora bora sahillerinde ankaragücü formalı adamlar kames topla maç yapıyorlar :(

şurda iki dakka rutkay aziz olmamıza bile izin yok lan!

(zenci susam - 24 Temmuz 2014 23:57)

klimasız evimde sıcaktan kavrulurken önce vantilatörü açtım. sonra sırasıyla bunu, sonra bunu ve en son bunu dinledim.

şimdi havana'dayım. sağ elimde purom, sol elimde şekerkamışım. herkese selamlar.
teşekkürler dedeler.

(ipeksm - 30 Temmuz 2014 23:11)

dün geceki ankara konseri omara portuondo'dan önce ve omara portuondo'dan sonra olarak iki bölümde incelenebilir. ilk kısımda yine eğlenceli, yine romantiklerdi. ama omara portuondo sahneye çıktığı anda tıklım tıkış ağzına kadar dolu koccaman bir salon^* dolusu ankaralı ayağa kalkıp dans etmeye başladık. hayatımda tanık olduğum en güzel sahnelerden biriydi -ki sonrasında da insanlar kolay kolay oturmadılar zaten yerlerine.

çıkışta, yanımda oturan kadınla bu sahne hakkında konuşurken "insana başka şeylere dair de umut veriyor değil mi?" dedi. yaptıkları müzik, içtenlikleri, insanları harekete geçirebilmeleri söz konusu olduğunda sanırım bu tonton ehtiyarlar hakkında başka da bir yorum yapılamaz.

çok yaşasınlar.

(in pyjamas - 24 Ekim 2014 09:06)

24 ekim'de istanbul volkswagen arena'da tadı damakta bırakan muhteşem bir konser vermiş, herkesi oynatmış, türk insanının içindeki latin potansiyelini dışarı çıkarmış gruptur. grubun adios konseri buena vista için bir elveda konseri olduğu kadar benim için de bir adios niteliği taşımasından dolayı hiç bir zaman unutulmayacaktır. keşke kimse ölmese...

(legalalien - 20 Kasım 2014 15:05)

belgeselin gosterdigi uzgun suzgun insanlarla alakasi olmayan, hayati bambaska bir tutkuyla seven, mutlu ve insan ustu yaratiklar. omara, ibrahim, compay, ruben ve digerleri ilk defa istanbul'a hep beraber geldiklerinde onlarla 3 gun gecirdim ve hayata bakis acim degisti. havaalaninda bu ozel grubu beklerken hem onlari gercekten gorecegimiz icin heyecanliydim hem de kubali aksanlarini anlayamamaktan korkuyordum. hayatlarini muzikleri gibi yasayan, muzigi de hayatlari gibi yazan insanlar. onlari tanidiktan sonra dunyada iki tip insan olduguna kanaat getirdim: insanlar ve kubalilar.

(irma - 17 Kasım 2004 18:39)

(bkz: ihtiyar heyeti)

(sealsthesense - 28 Aralık 2001 09:01)

buena vista social club, anladığımız ve bilegeldiğimiz anlamda statik bir müzik grubu değildir; adında da belirtildiği üzere müzik yapmak ve bu şekilde hayatlarını devam ettirmek amaçlı bir sosyal klüptür, komünal bir oluşumdur. dolayısıyla sadece, sevgiyle andığımız compay segundo, ibrahim ferrer, bir kez daha dinlemek üzere yolunu gözlediğimiz omara portuondo tarafından oluşturulmuş, bildiğimiz kapitalist anlamda para kazanmayı amaçlamış insanlardan müteşekkil bir müzik grubu olduğu yanılsamasına düşsek de, görüp dinlediklerimiz, bildiklerimiz bu klübün popüler olmuş, dünya çapında tanınmış üyeleridir.

bunca büyük bir klüp, bir yandan bir kısım üyeleri ile istanbul'da konser verirken, başka bir kısım üyeleri de havana'da müzik yaparlar; bir anda sadece bir yerde değillerdir.

bu yüzden, 'buena vista social club presents ibrahim ferrer'dir, 'buena vista social club presents omara portuondo'dur. buena vista social club, basitçe tanımlarsak, küba'da kurulmuş bir müzisyen kooperatifidir.

küba'da, sistem içerisinde bu şekilde bir araya gelmiş başka sanatçılar da vardır; ressamlar, bir çatı altında toplanırlar, bir araya gelirler, ki aralarında resimleri dünya çapında galerilerde ciddi fiyatlarla alıcı bulan sanatçılar vardır. küba'daki sistemin doğal bir gereği olarak, satılan o tablonun geliri sadece o tabloyu yaratan sanatçıya ait değildir; alınır, paylaşılır, toplumsal amaçlar için kullanılır.

özetle, kimsenin, öne çıkıp yüksek sesle "ben" demediği bir organizmadır.

(otuzdokuz - 16 Mart 2006 22:25)