Süre                : 2 Saat 28 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Haziran 1914 Pazartesi, Yapım Yılı : 1914
Türü                : Macera,Drama,Tarih,Savaş
Taglar             : Kartaca,köle,Moloch,3. yüzyıl m.ö.,başlık olarak karakter adı
Ülke                : Italy
Yapımcı          :  Itala Film
Yönetmen       : Giovanni Pastrone (IMDB)
Senarist          : Gabriele D'Annunzio (IMDB)(ekşi),Titus Livius (IMDB),Giovanni Pastrone (IMDB),Emilio Salgari (IMDB)
Oyuncular      : Carolina Catena (IMDB), Lidia Quaranta (IMDB), Gina Marangoni (IMDB), Dante Testa (IMDB), Umberto Mozzato (IMDB), Bartolomeo Pagano (IMDB), Raffaele di Napoli (IMDB), Emilio Vardannes (IMDB), Edoardo Davesnes (IMDB), Italia Almirante-Manzini (IMDB), Alex Bernard (IMDB), Luigi Chellini (IMDB), Vitale Di Stefano (IMDB), Enrico Gemelli (IMDB), Ignazio Lupi (IMDB), Francesca Bertini (IMDB), Giuseppe Ferrari (IMDB), Soava Gallone (IMDB), Domenico Gambino (IMDB), Pina Menichelli (IMDB), Felice Minotti (IMDB), Amedeo Mustacchi (IMDB), Fido Schirru (IMDB)

Cabiria ' Filminin Konusu :
Cabiria is a movie starring Italia Almirante-Manzini, Lidia Quaranta, and Bartolomeo Pagano. Three centuries before Christus. Young Cabiria is kidnapped by some pirates during one eruption of the Etna. She is sold as a slave in...


  • "1957 yapimi fellini filmi. basrolde yine giulietta masina. oscar, cannes, san sebastian vs oduller. masina romali bir fahiseyi* canlandirir."
  • "dikkat buyrunuz, cabiria'nın kaşları aşık olmadan önce yukarı doğru çekiktir, sonraysa normal."
  • "sapına kadar umut doludur le notti di cabiria. hele o "herşeye rağmen"ci gülümseten final... candır can."




Facebook Yorumları
  • comment image

    fellini'nin filmlerinden birisi. filmde eşini oynatmıştır ve eşinin hareketleri acayip şekilde 7 numara'daki ev sahibinin karısına benzemetkedir.
    filmde bir fahişenin başından geçenler anlatılıyor. sadece kadının mimikleri için bile izlenebilir.


    (psi - 21 Haziran 2002 17:39)

  • comment image

    başlarda düzensiz, karmakarışık gibi görünen ama sonunda her şeyin yerli yerine oturduğu bir fellini filmi. giulietta masina’nın bir fahişeyi canlandırdığı, sokak kadının sert, görmüş geçirmiş yüzüyle saflığı, çocuksu duruluğu ile sokağın o acımasız yönü arasında ki karşıtlık çok iyi işlenmiştir.


    (annatar - 7 Mayıs 2012 16:37)

  • comment image

    ilginc olan pek sevgili masina hanim'in canlandirdigi cabiria karakterinin, fellini'nin bu filmden bes sene once cektigi beyaz seyh (lo sceicco bianco) filminde de bes dakikaligina gorunmesidir. fellini, senaryosunu beyaz seyh'te kullandigi bir karakterin uzerine egilerek mi yazmistir; yoksa seneler oncesinden boyle bir film cekmeyi kafasina koymusmudur bilemiyorum. ama iki filmi yapim tarihlerini bilmeden izlerseniz, le notti di cabiria'nin once cekildigini dusunursunuz, yanilirsiniz. ben yanildim mesela.


    (baytar - 23 Şubat 2004 18:18)

  • comment image

    sapına kadar umut doludur le notti di cabiria. hele o "herşeye rağmen"ci gülümseten final... candır can.


    (neen - 23 Şubat 2004 18:34)

  • comment image

    film kabaca trajik bir türk filmine benzese de fellini; günah, bağışlanma ve dürüst bir hayata duyulan özlem gibi önemli kavramlara değiniyor.

    --- spoiler ---

    filmin ilk sahnesinde de kandırılıyor cabiria, son sahnesinde de. son sahnedeki hüzün dolu umutlu gözler daha sonra da kandırılacağını haber veriyor sanki.

    ---
    spoiler ---


    (handlewithcare - 1 Aralık 2014 01:46)

  • comment image

    yapımcı, giulietta masina'nın bu karakteri oynamasına başta onay vermemiş fakat lo sceicco bianco'daki kısa rolünü gördükten sonra kararından vazgeçmiş. fellini, i fellini'de şöyle anlatıyor:

    "(...) bildik sorun: ortaya sürebileceği hiçbir şeyi olmayan bir insan nasıl başlangıç yapar? film yönetmenin tadını bir kere almıştım ve istediğimin bundan başka bir şey olmadığına inanıyordum. sonunda pietro germi'nin yapımcısı luigi rovere, bana bir şans tanımaya hazır olduğunu belirtti. luci del varieta'yı beğenmişti ve ikinci bir germi olabileceğime inanıyordu. yapımcılar dizisi işte böyle başladı: filmime bir yapımcıyla başlayıp bir diğeriyle tamamlıyordum. bu dizi angelo rizzoli ile otto e mezzo'yu yapana kadar sürdü.

    rovere aslında bir sonraki filmimim de yapımcılığını üstlenmek istiyordu - bu, la strada olacaktı. fakat böyle bir filmin asla para getirmeyeceğini düşündüğünden yine geri çekildi. fikirden hoşlanan yegane yapımcı pegoraro bana i vitelloni'yi çekmemi önerdi. bu arada, gelsomina rolüne giulietta'dan daha uygun olan bir oyuncu arayacaktım. bunu bana hiç de diplomatik olmayan bir şekilde söylemişti. kameranın arkasında çoğunlukla önündekinden daha dramatik olaylar yaşanır.

    (...)

    giulietta'nın lo sceicco bianco'daki kısa rolü -ivan karısını kaybettiği sandığında onu neşelendirmeye çalışan iyi yürekli fahişe cabiria- hem yönetmenliğim hem de onun oyunculuğu açısından önemliydi. öylesine göz alıcıydı ki, yapımcı gelsomina'yı oynayamayacağını daha fazla iddia edemedi, üstelik bu rolüyle giulietta bana le notti di cabiria için esin verdi. cabiria, gelsomina'nın kaybolmuş küçük kız kardeşiydi."


    (kanter - 10 Nisan 2015 16:21)

  • comment image

    kaç çeşit kadın gördük fantastik hareminde onun; etine dolgun kadınlar, deli kadınlar, fettan kadınlar, sinirli kadınlar, güçlü kadınlar, zayıf kadınlar... cabiria, fellini’nin bu masalsı haremine sığmayan, gerçek bir kadın.
    kimsesiz, saf, eğitimsiz bir fahişedir cabiria ama yaşamaya, inanmaya ve denemeye cesareti vardır. mazlum olduğu için değil, cesur ve ahlaklı olduğu için severiz onu. pezevenklerin meryem ana’dan mucize dilediği bir evrende, cabiria’nın hayal kurmaya, insanlara güvenmeye, umudunu yitirmemeye ve canı çok yansa da ayağa kalkıp devam etmeye herkesten çok hakkı var der gibidir fellini.
    ele avuca sığmayan bedeni, binbir surat yüzü ve korkunç yeteneğiyle cabiria’yı cabiria yapan masina’dır son tahlilde ama, bu cabiria’da şımarık federico’nun minik guilietta’sını bilme, anlama isteğini ve derin sevgisini de görmeyor muyuz biraz.


    (zazie - 20 Ekim 2005 20:48)

  • comment image

    bıçak sırtı bir dünyası var filmin. "altın kalpli fahişeler", gece vakti dolaşan aylakların, pezevenklerin vesairlerin "renkli" dünyası sinema olsun, edebiyat olsun, hep sömürünün, basitleştirmenin, marjinalleştirerek zararsızlaştırmanın ucunda temalar. fellini, sirkdi, yaratıcılık krizindeki yönetmendi filan, hep böyle sanatsalmış gibi olmanın kıyısında konular seçen bir adam. ama garip bir şekilde sinema tarihinin her özenti olma tehlikesine sahip konusuna girişip de, hepsinden de alnının akıyla çıkabilen tek adam aynı zamanda. tam bir ip cambazı olmak gerekiyor böyle filmleri seviyeyi düşürmek tehlikesine karşı (tez: sirk filmi yapmak için ip cambazı olmak gerekir). öyle ki, fellini dışında herkesin böyle filmler yapması yasaklanmalı diye düşünüyor insan bazen. sadece fellini yapabilsin.

    cabiria geceleri daha sonraki birçok filmi gibi birkaç ayrı episoddan oluşuyor. her ayrı episod öyle bir sınıra dayanıyor ki, fellini'nin kitsch ile sanat arasındaki ince çizgi üzerinde nasıl bu kadar duyarlı olmayı becerebildiğine şaşırıyor insan. hikayenin toplumsal bir yaraya parmak basmak gibi bir derdi yok. cabiria'nın sürdürdüğü yaşamın sefaleti, toplumun duyarsızlığı filan gibi vurgulara rastlamıyoruz. daha ziyade bir masal gibi ilerliyor film. cabiria için daha iyi bir yaşamın hayali bir sınıf atlama hayalinden ziyade, masalda birden prensese dönüşüveren sokak kızı hayallerine benziyor. orson welles'in fellini için "hep yaşadığı kasabadan çıkmak isteyen, şehrin hayalini kuran genç bir adam" dediğini okumuş, şaşırmıştım. cabiria gibi filmlerde, fellini'nin gerçekçiliği hedef alan (gerçekçiliği, gerçekliğin, koşulların sunduğuna bir isyan olarak algılarsak) bir tavrı olmadığını görüyoruz. daha ziyade psikanalize çanak tutan, sosyal veya insani gerçekliklerden çok "sokakların şiiri", katolik ahlakı ve saf bir insan sevgisi, yeri geldi bu lafı kullanalım, hümanizm düşüncesiyle yoğrulmuş bir anlayışla karşılaşıyoruz.

    bunun dışında fellini karakterlerinin insaniliğine, tüm görsel virtüözlüğüne paralel, karakterlerin davranışlarındaki, yarattığı atmosferdeki ayrıntılara hayran olmamak mümkün değil. cabiria'nın geceyi beraber geçirmek için geldiği bir film starının evinde, çevresini saran zenginlik ve refahtan huzursuzlanıp yatağa uzanıp müzik dinleyen adamın karşısındaki kanepenin kenarına beceriksizce yaslanışı, elinde çuvallarla yoksullara yardım götüren adamın arabasından indikten sonra giydiği kıyafeti yellendiren hafif (serinliğini hissedip ürperdiğimiz) rüzgar, cabiria dini törende ağlarken arkadaşının nasıl davranacağını bilemeyip nereye bakacağını şaşırması, cabiria'nın zengin film starının evinden sabaha karşı çıkıp eve giderken topuklu ayakkabılarını çıkarıp yalınayak yürümesi...

    yine mesela bıçak sırtı bir sahne, filmin izleyicide yarattığı etkiyi çok güzel özetliyor aslında. izlemeyenler okumasın, sihirbaz gösterisindeki sahneden bahsediyorum: gösterideki seyircilerin gülerek, ekran başındaki seyircilerin ise her an duygu sömürüsüne kayması gerginliğiyle izlediği cabiria'nın hipnotize edilişine kadar bıçak sırtında ilerlerken birden atmosferi değiştiriveriyor fellini. cabiria'nın insanin içine dokunan samimiyeti, gösterinin alaycı izleyicilerinin sesini tamamen keserken, biz ekran başındakiler fellini'nin samimiyetine tümüyle inanıyor ve sinema tarihinde çok az karakteri sevdiğimiz kadar seviyoruz cabiria'yı.


    (caponsever - 12 Mayıs 2006 05:23)

Yorum Kaynak Link : le notti di cabiria