Rocky ' Filminin Konusu : Rock filminde baş karakter olan Rocky Balboa boş zamanlarında yaşadığı küçük şehrin yerel kulüplerinden birinde boks yapan amatör bir boksördür. Amerika'da yeni yılın boks maçlarının programları tamamlanmak üzeredir, ancak Apollo Creed isimli yenilmez boksör sakatlanmıştır. Bu başarılı boksörün önerisi üzerine turnuvaya adı duyulmamış amatör bir boksör alınacaktır. Bu isim de Rocky'den başkası değildir. Rocky artık yılın en önemli maçının aktörlerinden biridir ve bu zorlu hazırlanma sürecinde en büyük yardımcısı antrenörü Mickey ve büyük aşkı Adrian olacaktır. Rocky bu ilk filmiyle izleyiciyle buluşmuş ve tüm dünya tarafından ayakta alkışlanmıştı. Ardından çekilen devam filmleriyle bir seriye dönüşen bu yapıt, aynı yıl 10 kategoride Oscar ödülüne aday olup bunlardan üçünü kazanmıştır.
Ödüller :
Jurassic Park(1993)(8,1-764891)
Jaws(1975)(8,0-508172)
The Terminator(1984)(8,0-714345)
First Blood(0)(7,7-237121)
Creed(2015)(7,6-223192)
Rocky II(1979)(7,3-195270)
Rocky Balboa(2006)(7,1-206059)
Rocky IV(0)(6,9-194081)
Rocky III(1982)(6,8-151927)
Rambo: First Blood Part II(1985)(6,4-135648)
Rambo III(1988)(5,8-123391)
Rocky V(1990)(5,2-112711)
Academy Awards - Oscar : "En İyi Yönetmen"
Academy Awards - Oscar : "En İyi Film"
sylvester stallone'un adama benzedigi yillarda cekilmi$, gaza getirmek icin degil de sanki bir boksorun acikli hikayesi uzerine gider gibi duran, son derece yava$ ilerleyen filmdir, film serisidir.uzerinde durulan toplumsal ele$tri ulkemiz gencligince pas gecilmi$, bu seri sayesinde mahalle aralarindaki ucuz body building ve taekwando salonlarina boks da eklenmi$tir 80'lerde.
(kusmuk - 30 Haziran 1999 00:00)
tek gerçek dostu ilk filmdeki tefeci tony gazzo olan adam. apollo creed'inden paulie'sine herkes rocky meşhur olunca adam muamelesi yapmıştır ama bu adam rocky'ye iş vermiş, işi layığıyla yapmadığında babacan fırçalamalarla yetinmiş, "bak akşam kızla buluşcaksın para olsun cebinde." deyip rocky'den harçlığı esirgememiş, hatta antrenman muhabbeti başlarken cebine 500 dolar koymuş, "al yiğido lazım olur" demiş, ve hiçbir zaman rocky'nin ününden istifade etmeye yeltenmemiştir.
(old joe - 18 Mayıs 2009 05:26)
filmin en önemli karakterlerinden birisi, rocky ilk iki seride apollo ile dövüşmeye giderken onu kutsayan papazdı. o meşhur papaz rocky serinin üçüncü filmi ile muhitini değiştirdiğinden bir daha görülmedi.. zaten işler papaz ortadan kaybolduktan sonra değişti, önce mike öldü, sonra mr.t taşaklarını avuçlayarak adrian'a '' gel bana bebeğim '' dedi, son olarak da apollo gitti. 6. bölümde papaz'ı aradılar ama herif ateist olmuş. öyle yazıyor imdb.
(ich - 15 Eylül 2009 13:17)
--adriaaann basardiiikk basardiiikkkk--basardik rocky basardik rocky ..(hick hick)--adriann anami sikti herif ne kadar kemiim varsa kirdi..temelimi sikti..--basardik rocky basardik...
(fostik - 12 Haziran 2000 16:48)
sosyolojik açıdan baktığımızda 1970 li yıllarda meydana gelen siyahi kesimin beyaz iş gücünü tehdit etmesi ve ele geçirmesi metaforik olarak verilmektedir. filmde rocky ilk önce siyahi bir boksöre dolabını vermeye zorlanır burada iş gücünün el değiştirmesi gösterilmektedir, kendisi alt tabaka temsilcisidir. ancak aile kurumunu işaret eden sevgilisi ve aklı temsil eden antrenörü sayesinde yine en üst seviyeye gelmiş siyahi bir boksörü yenerek bilinçaltında oluşan beyaz insan öfkesinin dışavurumunu yansıtmaktadır. rocky nin ünlü olduktan sonra bile eski mahallesine gidip papaz ile görüşmesi yerel bağlılık olarak adlandırılabilir. amerikan eğitim sisteminin işçi sınıfını düşünsel çemberin dışında tutması nedeniyle bu sınıfın elinde fiziksel yeteneklerden başka bir şey yoktur. bunlar da spor ve dans gibi uğraşlar sayesinde sınıf atlamayı sağlar. böylece işçi sınıfının içindeki gücü bu yollarla disiplin altına alma düşüncesi yaygındır.
(mdmbvry - 2 Haziran 2011 18:42)
ismi büyük filmlerin yanında geçmez. hatta çoğu insan en iyi film serileri muhabbetinde lafını bile etmez milyonlarca kere izlemesine rağmen ama sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi yapımları arasındadır gözümde. nokta.
(morfar - 4 Haziran 2011 13:59)
ilk izlediğimde anlamamıştım. boks sevmem zaten, ne özelliği vardı ki bu filmin? sonradan anladım.adamın hayallerini gerçeğe çevirmesini, bir ressamın boş tuvale hayalinde gördüklerini çizmesi gibi hayatı boyadığını, bir hayat ressamı olduğunu ve istediği herşeyi gerçekleştirdiğini sonradan anladım.saygı duydum.acı çekmediğinden değil, en güçlü veya en akıllı olduğundan da değil, ne istediğini bildiğinden ve pes etmediğinden saygı duydum bu karaktere, ve onu hayal etmiş olan kişiye..
(mylia - 29 Ocak 2013 18:44)
insana yaşama sevinci veren filmler başlığını görünce aklıma düştü yine. ne zaman sefil hissetsem kendimi rocky'yi düşünürüm. onun azmini, aşağılanmanın ve ezilmenin ruhunda açtığı yaralara dayanmasını, iyimserliğini, vefakarlığını... hocası mickey'nin ve gazzo'nun gıcık adamının aşağılamalarından sonra yüzünde oluşan üzgün ifadeyi... çektiği çilelere mağlup olmayışını, hakaretlere yenilmemesini, ayağa kalkıp kaderin yüzünün tam ortasına yumruğu indirmesini..."hey adrian" dedikten sonra, "hani televizyonda söyledikleri beni rahatsız etmedi demiştim ya... etti" demesini ve adrian'a bakmadan başı eğik yürüyüp gitmesini... "hey adrian" dedikten sonra "başardım!" diye bağırıp şampiyonluk kemerini havaya kaldırmasını...en ezilen sinema karakterlerinden biridir rocky. pek havalı sayılmaz. onu sevmemizi sağlayan şeyler devasa kasları ya da dünya ağır sıklet şampiyonluğu değildir. onu severiz çünkü o aslında bir kaybedendir. serveti sayesinde süper kahramanlık yapmaz, gücü gamma ışınlarından değil yüreğinden gelir. ne zekidir, ne çok yakışıklı. hiçbir yeteneği yoktur. fakirdir. tıpkı bizim gibi. sevdiği tipsiz bir kız vardır, başlarda ondan bile kolay kolay pas alamaz. anca abisinin zoruyla kabul eder kız rocky ile dışarı çıkmayı. adrian hiçbir zaman rocky için itici güç olmamıştır. sadece üçüncü filmde bir motivasyon konuşması yapar o kadar. onun dışında hep dövüşmekten vazgeçirmeye uğraşır, "aslansın yaparsın" demez. hocası mickey de anca apollo maçı ayarladığında rocky'nin üzerine düşer. ondan önce ise hakaret eder, salonundan kovar. yani rocky hep yalnızdır aslında. işte böylesine bir kaybeden olmasına rağmen kaderin kırbaçlarına boyun eğmez, olmak ile olmamak arasından "olmayı" seçer. kazanma hırsı ile değil, mücadele azmi ile çıkar yola. "kazanamam" der adrian'a, "ama eğer gong çalana kadar ayakta kalırsam hayatımda ilk defa sokak serserisi olmadığımı anlayacağım." bu saatten sonra artık bizim bir parçamızdır, o vurunca biz vurmuş oluruz, düşünce biz de düşeriz. maçı kazanıp kazanmaması önemli değildir. amaç apollo'yu değil, hayatı yenmektir.bir nesle daha üçüncü raundda yenilmemeyi öğretmiştir rocky...küçük insanlara gerçek zaferin ne olduğunu göstermiştir...
(bir tane daha yiyeyim sonra birakicam - 28 Nisan 2013 03:00)
philedelphia da azmin sembolu kabul edilen hakaten bi sure heykeli muzenin onunde durmus guzel bir filme isim vermis kahraman.en guzel repliklerden bi kacirocky: i can't beat him. but that don't bother me. the only thing i want to do is to go the distance, that's all. because if that bell rings and i'm still standing, then i'm gonna know for the first time in my life, see, that i wasn't just another bum from the neighborhood.----mickey: you're gonna eat lightnin' and you're gonna crap thunder!----apollo: sports make you grunt and smell. stay in school, use your brains. be a thinker, not a stinker.---mickey: your nose is broken.rocky: how does it look?mickey: ah, it's an improvement.---adrian: why do you wanna fight?rocky: because i can't sing or dance.bu derece akilli guzel dialoglar sonradan heba olmus, amerikan propagandasi olmus.i want to go the distance too rocky, me too
(otisabi - 4 Mayıs 2001 07:21)
ilk başlarda gaz olarak başlamış ama özellikle rus boksörlü bölümde işte cici amerika işte boktan rusya olayına dönüşmüş film serisi. rocky dağlarda kütüklerle çalışırken "zenginlik içindeki" rus boksörün teknoloji harikası salonlarda çalışması da realiteye ayrı bir tezattır kanımca
(kowalski - 4 Mayıs 2001 11:04)
bu filmin cekimleri guard almanin henuz icad edilmedigi, 12. round'da devre 24'te biter usuluyle gun asiri maclarin yapildigi bir doneme denk gelmistir. dovus teknigi bugune oranla cok farklidir, ki boksu o devirde izleyip herkesin surekli kafaya calistigini, karsidakini sinirlendirmek icin "hadi vursana ceneme lan" diye gaza getirdigini zannedenler mike tyson'in 15. saniye nakavtlarini gorunce sukut-u hayale ugramislardir. filmdeki boks simdiki ufc* ile bile alakadar degildir, maclar kan goludur, kasap havasidir, mac bir o kosede bir bu kosededir. arada rocky gibi boksorler beynin pekmezini akitmak uzereyken iksir icmiscesine yerlerinden firlayip rakipleri "kesseler acimaz" gaziyla tarumar etmislerdir. millet o vakitler zannetmistir ki her dovus kazanmaya namzer boksorun agir cekimde gosterilen final yumruguyla noktalanir. bu ve benzeri filmlerin silsilesini izledikten sonra cok mac izledim, bi turlu rocky gibi arka arkaya 35 yumruk atip sempanzeye donmus rakibi seyirciye teshir ettikten sonra ceneyle bademcigi birlestiren son yumrugu atan o boksoru goremedim. gorecegim yerde de zebra kilikli hakemlerin tko kararlariyla yikildim.
(stormbringer - 4 Nisan 2004 00:03)
bir hollywood yapımından öte filmdir. hayat mücadelesidir. hepimizin kavgasının ringlere dökülmüş halidir. entel avrupa sineması fanatiği tayfaya da kapak olsun. gişe filmi değil bir yapıttır.
(jumperss - 9 Mart 2014 22:05)
birinci bolumu ile en iyi film oscarini kazanmis olan bir film
(ugurcan - 2 Haziran 2001 19:18)
10 yılda bir izlenmesi gereken bir film.en çok dikkat çeken nokta, o utangaç edriyın'ın ilk öpücükten sonra nasıl da rahatladığıdır. rocky'nin evinin numarası 1818, gece 4'te uyanıp bir bardağa kırdığı (ve bir dikişte içtiği) yumurta sayısı 5 ve her gün yaptığı iğrenç espriler içinde en güzeli ise "onlar iki kaplumbağa, ve diğerleri de çakıl taşları".
(chete - 14 Haziran 2004 00:43)
rocky filmlerinin bir motifi, rocky'yi azarlama motifidir. mickey’sinden mr. t’sine, apollo creed’den karısına, eniştesine, oğluna varıncaya kadar herkes fırsatını bulup rocky’ye en az bir kere fırça çeker. her şeyi içine atan rocky yumurta içer, motosiklete biner, hıncını aldıktan sonra gene tin tin evine döner... çok sempati duyardık çok.
(tashih tamyeri - 30 Temmuz 2004 13:07)
amerika'nin dogu kesiminde, ozellikle pennysylvania, maryland ve delaware civarlarindaki televizyonlarin her birinde en az 2 haftada bir, 1'den 5'e kadar tum bolumlerinin 1 gunde 2'ser kez verildigi film serisi.. oyle ki bu kesimlerde rocky abraham lincoln yada ne biliyim thomas jefferson gibidir, korkarim bu bolgelerdeki insanlar kendisini gercek zannetmektedir, philadelphia'daki art museum'in onune rocky square denmekte, kendisi milli kahraman olarak kabul edilmektedir.. ola ki yolunuz duser de film hakkinda "ben sevmedim, sacmaydi" yada "adrian ne kadar cirkin" gibilerinden yorum yaparsaniz basiniz derde girer.. lakin dayak yemenin otesinde hakkinizda sorusturma acilabilir..
(sgt pepper - 24 Eylül 2004 02:40)
rocky 1976 yılında tek bir film fikri olarak ortaya çıkıp, ilk filmin gişe başarısı üzerine 1 - 2 - 3 yetmez 4 - 5 - 6 olsun tadında cekilmiş enfes bir filmdi.rocky serisinin aslında bu bağlamda ayrı ayrı irdelenmesi gerekir. rocky i'de rocky balboa boş bakkal taşak tartar tarzında aylak birisi olarak sahneye çıkar.. orada burada gundelik işlere gider, boş zamanlarında mickey'in boks salonuna gidip çay getir, oralet götür türü işlerle meşgul olurdu. bir yıldız olmasına imkan yoktu. gel zaman - git zaman günlerden bir gün amerika ağır siklet şampiyonu apollo creed rocky'e ne alaka ise bir maç teklif eder.. rocky, et taşıyan, paspas yapan rocky, birden bire gaza gelir mickey'in de desteğiyle maça hazırlanmaya başlar.mickey demişken bir parantez açmak lazım. mickey, bizim burada kahvehane sahiplerinin amerika/bronx modelidir. boks salonu ev sahibi görünümlü, lanet, eskiden boks yaptığı ama bir baltaya sap olamadığı ziyadesiyle belli olan yaşlı başlı birisidir. yıllar, onu bu spordan geri cekmemiş, hala genç yetenekler üzerinden ekmek yemenin hesabını yapmaktaydı. mickey, zaman zaman miyagi san gibi sevdigini de sikerdi.. kah antreman yapan boksörlere su taşıtır, kah örümcek ağlarını aldırırdı rocky'e. rocky ne zaman yüzüzü buruştursa '' koçum, bunlar idman. kes tıraşı devam et '' diye bir de nutuk çekerdi. süper akıllı biriydi yani.bu ilk film sonunda rocky mahalle berberinden mahalle bakkalına tekmil esnafın duasını alarak maca gider, gider ama o şatafatlı ortam, o ışıltılı sahne rocky'nin dimağını kurutur. karşısında boynu bükük duran rocky'i ciddiye almayan apollo maç başlayınca tolgahan ve dans grubunun tekmil hareketini rocky'e çeker. apollo'yu kendisine getiren rocky'nin '' ulan senden büyük muhammed ali var ibne apollo '' diyerek yumruğu koyması ve sinirlenmesi getirir. 15 round sürecek muhteşem bir maça el ele, gönül gönüle adım atarlar. bu maçın sonucunu hakemler belirler ve tüm amerika'nın beklediği üzre apollo'yu sayıyla galip getirirler. apollo burada nufusunu kullanmıştı, rocky mazlum ezilmiş azınlığın temsilcisiydi. yani zenci olan aslında rocky idi.. türkiye'de '' ibne federasyon, orospu çocuğu hakemler '' tezahuratı da gene bu dönemde çıkmıştı.rocky iifilmine geçildiği zaman rocky garip bir durumdaydı. altında lamborghini marka araba ile işe gidip kasapta et taşıyan rocky'e bir allahın kulu çıkıp '' hemşerim manyak mısın? olayın nedir ? '' diye sormadı. işi gücü olmayan kayınço paulie devamlı rocky'i sikmeye calışan ve elinden birası eksik olmayan bir karakterdi. rocky, adrian'ın hatırına fesupanallah cekerek paulie'ye girişmiyordu... rocky'nin iyiden iyiye parasızlık çektiği dönemlerde apollo karargahında ilk maçta rocky adlı tanınmamış boksörü nasıl hacamat edemediğini düşünmekteydi. stres ve fazla düşünmekten pişik olan apollo daha fazla dayanamaz ve rocky'e ikinci maçı teklif eder. rocky bu gelen teklife çocuklar gibi sevinmesine rağmen karşısında adrian'ı bulur. adrian doğacak çocuklarının babasız büyümesini istemediği için bu maça karşı cıkar.. ancak rocky özünde akdeniz erkeğidir ve kadına eyvallahı yoktu. rocky gene en büyük desteği philedelphia esnafından alır. maç başlar.. kah rocky apollo'yu bir temiz döver, kah apollo rocky'nin ağız burun ne varsa dağıtmaktaydı apollo daha profesyoneldi tabi. köşesinde zenci güzeli parlak duke ile nefis taktikler üretiyordu. duke mantıklı bir hocaydı. rocky'nin ne kadar tehlikeli olduğunu hep apollo'ya söylemişti ancak apollo mağrur, saçma salak tavırlar yüzünden duke'i siklememişti.. rocky'nin antrenörü mickey'in ise en büyük numarası '' kenardan kaç rocky '' ya da '' havlu atayım mı rocky '' diye bağırmasıydı. rocky, mickey rahmetli olana kadar sabretmişti ve maaşını eksiksiz ödemişti. zaten mickey 1-2 bölüm daha yaşasa rocky onu '' ulan seni bana sayıyla mı verdiler '' diye dövüp öldürecekti. .. bu ikinci filmde de 15 round nefesleri kesmişti. son round'un son saniyelerinde iki boksör birbirlerine allah ne verdiyse giriştiğinden tahakkatsız kalmış ve yere serilmişlerdi. ancak ayağa bir saniye erken kalkan rocky '' ibne federasyon orospu çocuğu '' hakemler diye bağırarak apollo'yu nakavt etmiş ve ağır siklet şampiyonluğunu kazanmıştı. rocky bu galibiyeti yavuklusu adrian'a armagan etmiş ve '' edriiiyyynnnn, kazandımmmm '' diye bağır bağır bağırmıştı.rocky iii'de film rocky'nin saltanatıyla başladı. o, aza kanaat eden mickey bile iki dirhem bi çekirdek lacileri cekmiş, saray yavrusunun en güzel yerinde portakal suyu icip taşak keyfi yapmaktaydı.. rocky ise kah diş macunu kah çikolata reklamlarının beceriksiz artisti olmuştu.. yönetmenlerin illallah ettiği gerizekalı oyuncu rolünde oscar ödülüne aday olmayan rocky bir taş devri kıyafeti giymişti ki utangaç adrian bile kendisinden geçerek erol taş gibi gülmüştü. günler böyle sıradano sıradano giderken clubber lang adında zebellah gibi bir zenci ortaya cıktı. [ mr. t ] bu zebellah clubber, rocky'nin ilk zaman ki halini bile üçe katlayacak yapıda, tuttuğunu osurtan birisiydi. önceleri sinsi sinsi rocky'i gerek maçlarında gerekse özel hayatında izler. bombayı ise philedelphia da rocky'nin heykelinin acılış gününde patlatır. rocky güzel güzel kendisi adına yapılan heykeli açarken clubber lang ortaya çıkar ve rocky'e meydan okur. rocky önceleri gülümsese bile clubber'in o utangaç adriana sikini taşagını okşayarak '' gerçek bir erkek görmek istiyorsan akşam bana gel '' demesiyle kendisinden geçer. rocky zeytinburnu çocuğu gibi gaza gelip lang'a adresi vermişti.. rahatı bozulan mickey rocky'e beddualar okuyarak, '' bu adam seni hacamat eder olm '' diyerek gözdağı vermişti. rocky'nin '' ben bilmem kaç maçtır namağlubum hocam '' demesi üzerine de mickey '' onlar ayarlanmış, anlaşmalı maçtı ya ey rocky '' demiş ve rocky'i abandone etmişti.. rocky bunları duyacağıma taş olsaydım der ama maçtan da geri dönüş yoktur o saatten sonra. maçın başlamasına yakın çıkan ardebede mickey fenalaşır ve rocky'nin antrenörü o maç icin sikimtrak, işe yaramaz paulie olur. rocky'nin aklının mickey'de olması bi yana clubber lang rocky'i sağlam bir biçimde eşek sudan gelinceye kadar dövmüş ve elinden kemerini almıştı. rocky maçtan sonra gözü başı şişmiş bir biçimde mickey'i ebedi yolculuğuna ugurlamış ve hayat sevincini kaybetmişti. burada oyuna rocky'nin ezeli rakibi ebedi dostu apollo creed girer. apollo rocky'i alır ve tekrar eski günlerine dönmesi icin yetiştigi tarzda kötü boks salonlarına antremanlara götürür. eşei bağlasan durmayacak olan salonlarda antremanlar yapar rocky. sahilde koşturur, üzerine oturup mekik çektirir. apollo bu dönem rocky'i antreman adı altında bi temiz sopalar, eski günlerin öcünü alır. velhasıl bu idmanlar en sonunda semeresini verir ve o 100 metreyi 25 saniye de koşan rocky kaplan olur, aslan olur apollo'yu tekrar tokatlar hale gelir. maça çıkmadan önce apollo rocky'nin bu sefer kesin öleceğini düşünerek özenerek sakladığı amerika bayrağı desenli şortunu rocky'e armagan eder. o şortun deri ceket modeli uzun yıllar sonra emrah'ın oynadığı yasak sokaklar filminde hüseyin'inçetesinden tayfun'un sırtında görülür ..rocky şortu çeker arkasına da duk ve apollo'yu alır clubber'in karşısına dikilir. clubber lang söylediğim üzre zebellah birisidir. rakiplerinin ince - kalın bağırsağını 3 round olmadan düğümlmesi ile nam salmıştı. rocky kendisine bu maç için yeni bir taktik seçer ve clubber'i sinirlendirir. maça geçildiği zaman clubber ne zaman rocky'e vursa rocky '' ohoo olm bu mu senin gücün. vur ha bir tane daha '' diyerek ayarı verir clubber'e. clubber '' tövbe estağfurullah '' der ve gene vurur ama rocky '' yok sende iş yok '' diyerek clubber lang'ı delirtir. apollo ilk mola esnasında rocky'i kenara çekip '' napıyorsun koçum kendine gel '' diyerek uyarır. fakat rocky ne yaptığını biliyordu ve ve 15. round esnasında clubber'i eşek sudan gelinceye kadar döver ve nakavt eder. böylelikle rocky tekrar ağır siklet şampiyonu olmuş ve herkesi yenerim havasına girmişti maçtan sonra rocky ve apollo stres atmak için birbileriyle boks maçı yapmıştı. izlenemese bile burada hep tahminler apollo'nun ilerleyen yaşına rağmen rocky'nin ağzını gözünü patlattıgı üstüneydi.rocky iv'de bu sefer kaşınan zenci güzeli apollo olur. rusya'dan gelen ivan drago'yu televizyonda gören apollo yaşına başına bakmadan hemen maç yapmak ister. evde karısı çoluğu çocuğu yapma etme diye inler ama buna rağmen apollo kimseyi dinlemez ve maç madison square garden tesislerinde 21:00 - 22:00 saatlerine alır. maçtan önce ludmilla (bkz: brigette nielsen) ve ivan drago (bkz: dolph lundgren) subay kıyafetleri içerisinde maçı gayet ciddiye aldıklarını göstermişti. fakat apollo başına gelecek felaketten habersiz makara yapmıştı. maç başlayınca apollo ilk 45 saniye dans figürlerleri sergilemiş genç drago'nun etrafında '' bir ki üç, birr ki üç kelebekler gibi bir ki üç '' diyerek dolanmıştı. drago bir süre sonra bu şaklabanlıktan usanmış ve apollo'ya allah ne verdiyse girmişti. apollo hemen orada, ringde son nefesini vermişti.. yani boks şehidi olmuştu. burada günahın çoğu ilk antrenörlük deneyimini yaşayan rocky'nin oldu. eğer rocky apollo'yu dinlemeyip havluyu sahaya atsa apollo'nun 3 çocuğu öksüz kalmayacaktı ve en fazla apollo'dan iki tokat fazla yiyecekti. ivan drago ve ludmilla giderken rocky'i de rusya'ya davet etmişti ve yeni bir maç için gün almışlardı bile. apollo'da öldükten sonra apollo'nun yardımcısı duke kendisini iyice rocky'e vermişti ve onunla beraber rusya'ya kadar gitmişti. rocky'nin acı duymadığı zamanlar rusya'nın - 40 derece soğuğunda kar üzerinde araba çekmesi, odun kırması ve dağ bayır koşması sırasındaydı. bir rocky klasiği olan '' acı yok '' duke'in ağzından defalarca duyulmuştu. sanki kendi dövüçecekti ibne. beri yandan ivan ise teknolojininin tüm nimetlerinden yararlanıyordu.. maça geçildiği zaman salonun içtima alanı gibi oldugu dikkatlerden kaçmaz. daha askerliğini yapmamış rocky'nin kuyruğu iyice titrer. olay belli olmuştu ruslar amerika'nın süper gücünü döve döve yenip gövde gösterisi yapacaklardı. ancak evdeki hesap çarşıya uymaz. ivan'ın öldürücü yumruklarına rocky'de öldürmeyen ama bayıltan sol yumruğu ile karşılık vermişti ve maç büyük bir heyecan içerisinde gecmişti. maç ilerledikçe rocky ivan'ın ağzını yüzünü dagıtmış ve son roundda köşeye sıkıştırıp anasını bellemişti. rocky ivan'ı nakavt ettikten sonra adrian'a doğru atak yapmış ve hüngür hüngür aglamıştı. maç sonrasında rocky bir de barış konuşması yapmış ve dostluk mesajları vermişti. drago'nun antrenörlerinden olan albay, generale görünmemek icin salondan kacmıştı ve bu bölümlerde görünmez. rocky artık apollo'da olmadığı için her maç sonunda artık klişe olan boks maçını yapamamış, onun yerine pauli'yi tokatlamıştı.rocky v'de artık ne mickey ne apollo mahalleden kimse kalmamıştı. rocky'yi kutsayan papaz bile müslüman olmuştu. rocky ise gene nedeni anlaşılmaz bir biçimde fakirleşmiş ve kenar mahalleye taşınmıştı. rocky ivan drago'yu devirmesine devirmiştir ama beyin falan kalmamıştı. onun için zaman zaman philedelphia'nın taşak oğlanı durumuna bile gelir... artık bokstan iyice soğumasına soğumuştur ama günlerden bir gün tommy gun adlı bir serserinin ona musallat olmasıyla gene yerinde duramamış ve boks antrenörlüğüne başlamıştı. tommy, rocky'den öğrendikleriyle yetinmemiş bir kaç parça fazla mücevher biraz da gazla rocky'e meydan okumuştur. film diğer rocky bölümlerine göre biraz daha durağandır ve zevk vermez. ilgili bir kac isim icin;(bkz: rocky balboa) ; (bkz: slyvester stallone)(bkz: apollo creed) ; (bkz: carl weathers) (bkz: adrian) ; (bkz: talia shire)(bkz: duke) ; (bkz: tony burton)(bkz: mickey) ; (bkz: burgess meredith)(bkz: paulie) ; (bkz: burt young)(bkz: ivan drago) ; (bkz: dolph lundgren)(bkz: ludmilla drago) ; (bkz: brigitte nielsen)(bkz: clubber lang) ; (bkz: mr t)(bkz: italian stallion) ; (bkz: ich)
(ich - 11 Şubat 2006 10:37)
rocky iv sonunda, maçı kazanıp ivan drago'yu cin çarpmışa çevirdikten sonra mikrofonu eline alıp '' bizler degişebiliyorsak, sizler degişebiliyorsanız yaşasın petit danone '' anlamına gelen cümleler söylemiştitakribi 2 - 3 sene sonra maverick'in mig 28'e ters 4 g dalacağını bilmeyen ruslar rocky'nin iyi niyetine alkışla destek vermiş, bir yumruk şov yaptırıp top sektirtmedikleri kalmıştı. sonra zaten rusya dağıldı.
(ich - 11 Şubat 2006 15:15)
rocky'nin üçüncü bölüme kadar teknik direktörü olan mickey aslında rocky balboa'ya destek olduğu kadar da köstek olmuştu. hiç bir zaman rocky'nin bir şeyler başarabileceğine inanmak istemedi bu ihtiyar. apollo creed ile yaptığı maç sırasında rocky 14. raunda kadar gelmişken bir yumrukla yere düşünce kenardan '' yerde kal!, yerde kal!! '' diye çığlıklar atmıştı.. eh tabi rocky salak olmasına salaktı ama kalkmazsa nakavt olacagını onca sene içerisinde öğrenmişti. gene bir apollo maçında mickey, rocky'nin gözü şişince komşu bakkalın camını indiren çocuğun babası sertliğiyle tak diye gözünü patlatmıştı. hep mütevazi yaşadı mickey ama rocky, mickey'i ayarladığı dövüşlerle parayı bulunca malikanede taşak keyfi yapmayı da ihmal etmedi.3. bölümde clubber lang ortaya çıkınca mickey '' saçmalama rocky, o seni 3 raund geçmeden öldürür '' diyerek moralleri sıfıra indirmişti. kısaca rocky'e hic inanmamıştı.. rocky'nin şampiyonluğu bu açıdan daha da önem kazanır.3. bölümden sonra devreye giren duke ise işinin ehli, profesyonel lisansı olan bir antrenördü. bilimsel calıştırmıştı ve rocky'e acı duymamayı ögretmişti.. acı yok rocky acı yok...
(ich - 11 Şubat 2006 15:19)
şimdilerde altıncı filmi çekilen sinema dizisi.rocky bölümlerini ayrı ayrı ele almak belki daha makul, daha münasip. kim uğraşacak şimdi... 1976 yapımı ilk bölümü ve 1979'da çekilmiş ikincisini siyah beyaz trt ekranında seyretmiştik. sylvester stallone'u sezai aydın seslendiriyordu. rocky'den çok etkilenmiştik. stallone'a hayrandık. filmde aşk vardı, mücadele, azim, zafer, espri vardı. yoksulluğu nakavt eden, kader apartmanının terasına açılan kapıyı yumruklayan bir adam vardı. üçüncü [1982] ve dördüncü [1985] bölümler bizde geç mi vizyona girdi, yoksa ucuza bilet kesen sinemalar, iş yapan eski bir film diye mi rocky'leri gösteriyordu, emin değilim. fakat ilk dört filmi sinemada izlemek, 1980'lerin sonlarına kadar mümkündü.ortaokul öğrencisiydik. rocky'i seyretmemiş arkadaşlara, filmi daha da heyecanlı kılacak hikayecikler uydurarak anlatırdık. toy yumruklarımızı, şapşallığa varan bir coşkuyla sallardık.rocky 5'i kimseler beğenmiyor. 1990'da, 15 yaşında sinemada, saç stili tommy gunn'ınkine benzeyen bir arkadaşımla birlikte seyrettiğim filmi ben çok tutmuştum. zamanla anladım ki, rocky, amerikan rüyasının, emperyalizminin, pop kültürünün bir ajanıymış. ikinci filmde nakavt ettiği apollo creed, muhammed ali clay'i temsil ediyormuş. rus boksörü alt etmesi, soğuk savaş geyiğine ilişkin bir madrabazlıkmış. final sahnelerinde abd bayrağını öpüp koklayıp bağrına basması; işgalci, katliamcı, sömürücü bir devletin beyaz perdede aklanmasına matufmuş. rocky'e duyduğumuz sempati, muhabbet, suiistimal ediliyormuş. rocky, bize bir şey anlatmak, empoze etmek istiyormuş...zaman durmadı, geçti; bu sefer başka şeyler de anladım. amerika'nın canı cehenneme. fakat rocky aslında tüm kültürlerde benzerleri, muadilleri olan bir hikayeydi. köroğlu mesela, rocky'den çok daha sert, artistik, destansı bir şahsiyetti. o da yoksuldu. o da çok çalıştı. o da aşık oldu. onun da şarkıları vardı [hem de ne biçim]. ve rakibini ringin dışına fırlattı. üstelik rocky'den yüzyıllar önce...mevzuya, daha serinkanlı bakmaya başladım. rocky'deki kaba ve hatta gülünç siyasi mesajlar bana sökmezdi. o halde çocukluğuma, ilkgençliğime dair heyecanları niye çöpe ataydım? dahası, 15-20 sene sonra dönüp baktığımda, rocky filmlerinden hâlâ etkileniyorum. bilet almaya zar zor yeten harçlıklarla sinemaya koştuğumuz o unutulmaz günler, eski mahallemiz, çocukluk arkadaşlarım geliyor aklıma. rocky'nin o dörtgöz fakat ferasetli kıza aşık oluşu, ona komik hikayeler anlatışı, kasap çengeline asılı derisi yüzülmüş sığırların kaburgalarını yumruklayışı, fukara muhitlerin caddelerinde koşuşu, safça ve umutlu gülümseyişi filan...iyiydi be. sanırım insan olmak böyle bir şey. çelişkiler, tereddütler, rezervler zart zurt, neyse ne; duygularımız, sebeplerini belki hiçbir zaman tam olarak analiz edemeyeceğimiz o hisler, her şeyi aşıyor. soğuk savaş bitti. ronald reagan kuyruğu titretti. muhammed ali, bush'a kameralar önünde "kafan basmıyor değil mi? gerçekten budalasın?" anlamında bir hareket çekti. abd bayrağını zaten hiç sevmemiştik. fakat işte, ortaokulda tanıdığımız, orta sıklet, orta zekalı rocky'i son tahlilde seviyoruz. allah'ın belası, adi, şavalak herifi her gördüğümde, "işte benim adamım" diyorum. vay canına.
(baretta - 12 Temmuz 2006 09:18)
Yorum Kaynak Link : rocky