Süre                : 1 Saat 30 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Haziran 2001 Perşembe, Yapım Yılı : 2001
Türü                : Komedi,Drama,Romantik
Taglar             : Mavi külot,külot,Upskirt
Ülke                : Avustralya
Yapımcı          :  Beyond Films , Australian Film Finance Corporation (AFFC) , Secret Seven
Yönetmen       : Stavros Kazantzidis (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Stavros Kazantzidis (IMDB)(ekşi),Allanah Zitserman (IMDB)
Oyuncular      : Hugo Weaving (IMDB)(ekşi), David Wenham (IMDB)(ekşi), Rebecca Frith (IMDB), Sacha Horler (IMDB), Helen Dallimore (IMDB), Natalia Novikova (IMDB), Alan Lovell (IMDB), Felicity Price (IMDB)(ekşi), Laurie Foell (IMDB), Todd Worden (IMDB), Brigid Dixon (IMDB), Peter Beaumont (IMDB), Peter Astridge (IMDB), Alexandre Zilberman (IMDB), Mark Zitserman (IMDB), Arkadi Uchitel (IMDB), Alisa Katan (IMDB), Isabella Katan (IMDB), George Chernykh (IMDB), Lina Chernykh (IMDB)

Russian Doll (~ Orosz menyasszony) ' Filminin Konusu :
Russian Doll is a movie starring Hugo Weaving, Natalia Novikova, and David Wenham. Harvey, a self-doubting private investigator, plans to marry his girlfriend until he is hired to solve an adultery case and discovers the adulterer...





Facebook Yorumları
  • comment image

    erken uyumayı planlarken bu diziye takılıp kaldım.
    hoşuma gitti. hatta kahkaha attığım sahneler bile vardı. sanırım 8. bölümde durdurdum.

    izlemeden önce hakkında hiç araştırma yapmamıştım. dizinin isminden dolayı kadını rus sanıp “bu mu rus bebeği?!” dedim ilk iki bölüm. kayıtlara geçebilir.
    edit: açıklamaya lüzum yok, matruşkanın ingilizcesinin “russian doll” olabileceğini tahmin edemedim. cehalet diyelim. matruşka ingilizcede ne, diye sorsalar; “hmm matrushka” derdim.

    edit2: ayna metaforunu çok çok güzel kullanmışlar. üstünde düşününce aslında felsefi yönü ağır basan bir dizi olmuş.


    (beyaz kurecik - 2 Şubat 2019 01:29)

  • comment image

    cocukken okudugum bir kitap vardi. genc bir kiz dogum gununde takilip duruyordu. uyuyordu ve yine dogum gunune uyaniyordu. sonradan baska bir arkadasinin da ayni seyi yasadigini farkediyordu. daha hala diziyi izliyorum ama gidisata gore cok cok benziyorlar. kitabi bulursam ismini yazarim.

    dizi fena degil bu arada.

    edit: 11.yaş günü, yazar wendy mass.


    (uncle wes - 2 Şubat 2019 02:59)

  • comment image

    son zamanlarda izlediğim en dolu mini diziydi. çıtır çerez diyen olmuş hakkında; bana kalırsa epey dolu, hiç öyle çerezlik bir hali yok. bölümlerin kısa kısa olması konunun ağırlığını düşününce aslında bir çeşit şartmış diye düşünüyorum.

    --- spoiler ---

    bu gibi zaman döngüsü anlatan yapımlardaki bayıklık kesinlikle yok, ha bir de ders alma/verme tandansı üstüne kurulu değil bana göre russian doll. elbette bir şekilde karakterler ders alıyorlar her ölümün ardından, ama asıl olay derinlerde başa çıkamadıkları o şeyi idrak edip, onunla yüzleşmek. bu yüzdendir ki dizi, birbirini tanıyan nadia ve alan ile değil, iki ayrı evrende yalnızca birinin diğerini hatırladığı ve diğerini hayata tutundurduğu şekliyle bitiyor. fevkalade!

    ---
    spoiler ---


    (fragile psykhe - 3 Şubat 2019 15:32)

  • comment image

    başroldeki kadına ve kendinize rağmen izleyin.
    başta sigarasını dilinde söndürüp ağzını kırmak istediğim kadına sonda sarılmak istedim. nasıl oldu gerçekten bilmiyorum. şipşak empati yüklemesi filan yapıyolar sanırım arada.

    akmaz, kokmaz. öyle çekirdek misali izlenir lakin bi anda boğazda düğümlenir.

    şefkatsizlik bizi çok tuhaf yapıyo, küflü meyvelere dönüyoruz. halbüse portakalı bi soyup başucumuza koysak, bi kesip içindeki çocuğa baksak... ohooo içimiz saçımız hep turuncu!

    iyi olmicaz belki ama, yalnız olmayalım; söz mü?

    ay unutuyodum az kalsın! saundtrek efsoş. tüm şarkılar şurda (edit: öküz gibi spoyler vermişler la havle! izledikten sonra bakın)
    https://www.refinery29.com/…etflix-soundtrack-songs

    fakat alone again or var ya, o namussuz bi başka.
    tanıştığımıza memnun oldum nadya.


    (demesi kolay tabii - 5 Şubat 2019 02:34)

  • comment image

    son zamanlarda izlediğim en iyi ikinci netflix dizisi. birincisi kingdom. o son bölüm yok mu arkadaş, dağıttı resmen çok güzeldi ya. sonunu anlamayanlara da cidden üzüldüm.

    dizi hakkında anlatılacak çok şey var da dağıldım. bi ara felsefesine değineceğim ahahahah şimdilik böyle kalsın.

    --- spoiler ---

    muhtemelen benim gibi alone again or dinledikten sonra buraya geldiniz. eski bir şarkıdır duymayı ben de beklemiyordum ve sonuna çok yakışmış gerçekten.

    aslında sonu güzel bitiyor ama ağlamak istiyoruz. işte felsefesi bu arkadaşım. yaşam hem çok acı çok ağır hem de inanılmaz derecede güzel bir şey. dizi bunu gerçekten güzel anlatmış. o yüzden mutlu sonla bitmesine rağmen duygulanıyoruz.

    gençler pek bu hissiyatı şu an anlamayabilir, normaldir. daha hayatın başında olduklarından muhtemelen “paralel evren miymiş, görecelik falan noluyor?” gibi şeylere takılacaklar. fakat mevzu şu ki bunlar ikinci plan. aynı günü sürekli yaşamak, paralel evren vs çoğu kez zilyon kere işlendi. ve çoğunun bok gibi olmasının sebebi de bu dizi gibi insana, hayata dair olmamasıdır.

    bence dizinin ikinci sezonu olmamalıdır. çünkü olursa, sanırım bundan sonra kendini tekrar edecektir.

    ---
    spoiler ---


    (ayiyasamaratansomonbaligi - 9 Şubat 2019 01:17)

  • comment image

    nadia gibi bir arkadaşım olsa dedirten dizi.

    --- spoiler ---

    paralel evren hikayesi dizinin kendi meselesini anlatabilmesi için bir araç sadece. bu yüzden beni sıkmadı. eminim dizinin senaristleri de gayet farkındadır o yönden yepyeni bir konu işlemediklerinin yani.

    kendimizde değiştirmemiz gerekenlere direnç gösterdikçe devamlı aynı yerde saydığımızı ölüm metaforuyla anlatmalarını çok hoş buldum. yüzleşip değiştikten sonra yaşamaya devam etmelerinden keşke herkes bir ders çıkarsa izlerken.

    ---
    spoiler ---


    (icimdenbirsesdiyorki - 9 Şubat 2019 20:06)

  • comment image

    mükemmel bir dizi. bir çırpıda bitirdim. yazılanları tekrarlamayacağım ancak dizide farkettiğim enteresan bir ayrıntıyı aşağıda yazdım.
    --- spoiler ---

    bölümlerden birinde bizim kızıl işyerine gider ve çalışma gurubundaki karakterlerden biri üzerinde çalıştıkları bilgisayar oyununun nadia'nın üzerine düşen kısımında kod hatası olduğunu söyler. nadia ise bunun yanındaki kişinin hatası olduğunu söyler ve onun laptop'ını önüne çekerek bir kaç şey düzeltir ve arka fonda donmuş olan avatar hareket etmeye başlar. aslında bu dizinin ana temasına göndermedir. kendi hayatlarındaki kod hatasını başkasının düzeltmesi gerekmektedir.

    ---
    spoiler ---


    (modiolus - 10 Şubat 2019 20:14)

  • comment image

    "netflix, russian doll dizisi ile yine gündem olmuş durumda. russian doll’ a eğilmeden evvel şunu belirteyim: normalde, yazılarımı takip etmişseniz, genel olarak netflix’in sosyal dokuyu zedeleyen, kapalı bir amerikan propagandası güden, gittikçe bir tirana dönüşmüş halinden ne kadar şikayetçi olduğumu bilirsiniz.

    örneğin aşağıdaki yazılara bakarsanız tavrımı daha net anlayacağınızı düşünüyorum;

    you polar sex education ıo

    elbette the haunting of hill house’u da yazdım ama ona çok yüklenmemişim. gözden kaçmış ?? .

    tabi doctor who ile titans da sonradan netflix’in yayın haklarını satın almasıyla platforma düştü. onları da incelemiştik ama bunlar netflix kontrolünde geliştirilmediği için onları da dahil etmeyelim.

    peki deseniz ki; “ne diye şimdi eski defterleri açıyorsun?”

    şu yüzden: russian doll, ilk defa ağır yüklenmeyeceğim bir iş olduğundan.

    neden diğer netflix yapımlarından farklı?

    russian doll, diğer netflix dizilerinde var olması haşa ayetle inmiş kadar kesin olan gereksiz cinsellik, zorlama lgbt+ (aman aman fobik olmaktan değil, netflix’in piyasa olarak görmesinden), alkolden, uyuşturucudan, kandan, ölümden münezzeh mi? kesinlikle hayır. hepsi tıpkı diğer dizilerde olduğu gibi burada da mevcut. hafazanallah bir iç yapım yaparlar da biz de ailecek, çoluk çocuk izleriz demenizin mümkünü yok.

    ancak russian doll’u ayıran bir şey var. senaryo ve işleniş.

    pre prodüksiyonda russian doll, sınırlı bir düzleme sahip olmasına, net bir şekilde zorlayıcı bir senaryo olmasına rağmen, senaristler (ki hepsi kadın.. hatta bütün yapım neredeyse kadınlardan oluşuyor. büyük bir artı olmuş.) bu işin hakkından çok iyi gelmiş. en minimal durumlar nasıl “genişletilebilir”, nasıl çatışma diri tutulur, kara komedi nasıl yapılır dersi vermişler.

    prodüksiyonda ise detaylar, renk paleti seçimleri, kıyafetler, görüntü yönetmeninin başarısı, yönetmenlerin de başarısı göz boyuyor. cast seçimi de o kadar yerinde ki… evet hiç bir efsanevi ünlü yok, ama iyi ki de yok. çünkü hepsi o kadar başarılı ve doğru oyuncular ki seyirciye çok uzak hayatlar yaşamasına rağmen empati kurulabilmesini sağlamışlar.

    post prodüksiyonda da doğru ve estetik geçişler, korkmadan sahneleri ikiye bölebilme, deneysellikten kaçınmama, diziyi bir level yukarıya taşımış.

    ne anlatıyor?

    russian doll, ölüp ölüp aynı anda güne tekrar başlayan bir kadının (sonra da bir erkeğin) hikayesini işliyor. bu döngünün neden olduğu, niçin olduğunu anlamanın yanı sıra bir de karakterimizin bu döngüden kaçmaya çabalamasını seyrediyoruz. işin en acı tarafı döngü ile birlikte aynı günü tam 18 kere seyirci de yaşıyor. buna rağmen sıkılmamayı başarıyoruz.

    bütün bu döngü sürecinde metafizik, psikoloji-sosyoloji, dram, komedi hepsi bir potada eriyor. seyirciye net cevaplar verilmiyor. bilim mi mesele yoksa metafizik mi? hiçbir fikrimiz yok. 1. sezon bittikten sonra da yok. çünkü mesele gerçekten bu değil. dizinin meselesi nedenlerin peşinde koşmak üzerine kurulmamış.

    peki dizinin meselesi ne o zaman?

    dizinin meselesi: karakterlerin, yaşadıkları bu bol ölümlü olayın ardından kişiliklerini yavaş yavaş değiştirmesi. bencil olan nadia ile saplantılı, kontrolcü alan’ın gitgide değiştiğini izliyoruz. iki zıt kutbun birbirini çekmesi, itmesi üzerine bir garip romantizmin de yaşanması söz konusu.

    bol bol ilişki biçimlerine yorumlar ve incelemeler getiriyor. bir kadın elinden çıktığı belli olan projede (her ne kadar bizim kültürümüze ters olsa da) bazı doğrular çok şık bir şekilde işleniyor.

    dizide neler dikkat çekiyor?

    öncelikle dizide bir ayna meselesi var. aynanın ters gösterdiğini bilirsiniz. sağı sol, solu sağ gibi… alan ile nadia birbirinin aynası. birbirine daha evvel de belirttiğimiz gibi tam zıtlar. alan, kontrolcü, düzenli, planlı ve sıkıcı bir kişilik. nadia ise kontrolsüz, otantik, dağıtmayı ve eğlenmeyi seven bir kişilik. bu kişiler birbirini yansıtıyorlar. özellikle de dizinin feminist damarı, normalde erk’e, erkek’e izafe edilen özellikleri nadia’ya, dişi’ye, dişilliğe izafe edilen özellikleri de alan’a vererek “sizin kalıplarınız benim umrumda değil” diyor. (demek ki bir senaryoya bu kadar naif bir şekilde ideoloji ve mesaj taşınabiliyormuş, hem de senaryonun akıcılığını bozmadan – ilgililere duyrulur)

    nadia vulvokov (nadia, rusça’da umut, vulvokov ise kadın cinsel uzvu vulva’dan apartılmış)’u canlandıran natasha lyonne hem yapımcılık, hem senaristlik hem de yönetmenlik koltuğuna ara ara oturmuş durumda. yani dizinin her noktasında. yapımcılarda da, yazarlarda da, yönetmenlerde de sadece kadınların olması da umut’un vulva’da olmasına ne güzel bir gönderme :))).

    dizinin bir çok yerine semboller yerleştirilmiş elbette. tuvalet kapısının dizaynından, döngünün başlangıcında çalan “gotta get up” tan tutun… her noktada tatlı tatlı serpiştirmişler. (ama bu sefer saygılı olup tek tek gözünüze sokmayacağım.. bulduklarınızı ise yorum olarak yazabilirsiniz)

    güzel olan detaylar içinde bir başkası: gittikçe küçülen matruşkada olduğu gibi, öldükçe dünyanın da küçülmesi. yani kişilerin ya da belirli nesnelerin -detayların- kaybolması… bununla birlikte de hinduizmin reankarnasyon-karma felsefesinde bir önceki hayatında yaptıklarının kötülüğün ya da iyiliğin bir sonraki hayatında oynayacağı belirleyici rol oynaması buraya da aktarılmış. bizim ezoteriklerin pek sevdiği tekamül’e uğramak yani. ama aynı zamanda bu işin bilimsel bir alt yapısına da kaçıp, her seçimin bir başka paralel evren oluşturması üzerinde de durulmuş durumda. eğer biraz romantikseniz -kaçınılmaz aşk-ı da tam olarak anlatmış da olabilir. artık seçimi size bırakıyorlar.

    nadia’nın her bölüm bencillikten çıkışını izlemek size çok büyük bir zevk veriyor. karakterin evrimini takip etmek çok keyifli.

    alan’ın ise bir sahnede nadia’nın geliştirdiği oyunda karakteri her seferinde öldürüp başa dönmesi “özellikle bir bölümde” çok sevimli bir imgesel gönderim olmuş. hatta nadia’nın da eline oyunu alıp onun da geçememesi…

    sonuç olarak
    işte bu tarz detaylar bu diziyi tamamen izlenebilir kılmış, netflix’in olanca garip yapımlarının içerisinden sıyrılan, izlenibilirliğini senaryonun işlenebilirliğinden alan bir dizi. tabiki nadia’nın yaşam tarzı, hatta dizinin içerisindeki bütün yaşamların tarzı şappadanak bir empatiyi bize bahşetmiyor. hatta ilk başta bize çok itici gelebilecek bir karakter nadia. hele bir de bizim yaşamlar amerikan stili yaşantıyla malumunuz paralel evrenlerde olunca…

    ancak russian doll; senaristler, yapımcılar için bir ders niteliğinde. nasıl bir tempo, nasıl bir işleniş, nasıl bir dialog, nasıl bir oyunculuk konusunda profesyonel bir bakışı hakkediyor. üstüne üstlük toplumsal cinsiyet ve sosyoloji konusundaki fikirlerini son derece naif ve alttan bir şekilde aktarabiliyor."

    kaynak: yazıyı yektacan özçift yazmış. sineg'de yayınlamış.


    (wittgenstein - 16 Şubat 2019 19:50)

  • comment image

    spoiler

    geçmişinde halledemediğin mevzular varsa, ilerleyemiyosun.
    yaşadığın hatalardan almadığın dersler, tekrar ama başka surette karşına tekrar çıkar. hayat sana, dersini alana ve sana öğretene kadar burnunu sürte sürte anlatır, öldürür öldürür gene diriltir.
    artık anla; geçmişi hallet, affet ve devam et.
    benim bu diziden anladığım buydu. çok da iyi olmuş.

    spoiler bitdi.


    (koprualtindaki bos sise - 21 Şubat 2019 00:32)

Yorum Kaynak Link : russian doll