• "(bkz: a thousand kisses deep)"
  • "cok guzel muzikleri olan film. misal (bkz: boogie street)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    tüm filmografisini hatmetmiş biri olarak diyebilirim ki, farklı bir neil jordan filmidir. özellikle filmin karakterleri basit ve sadedir, tıpkı amaçları gibi. bu ise, sadık neil jordan takipçileri için alışılmadık bir durum. buna rağmen film, örneğin bir travesti karakteri barındırıyor oluşu gibi, bazı alışageldiğimiz neil jordan üslubundan tamamen yoksun da sayılmaz. ayrıca yapıt, "işler çok kötü giderken bile şansın bir anda dönebilir" temasını hiç de fena işlememiştir.


    (lali berte - 17 Mart 2010 04:08)

  • comment image

    bob le flambeur bile yeteri kadar kötü ve overrated bir filmken, kimsenin bu filmin nasıl olduğunu tahmin etmekte pek zorlanmayacağı bir film. ayrıca imdb puanı 6.6'ymış, bana kalırsa bob le flambeur'ün de böyle olmalıydı, garip bir moda yaratılmış filmin çevresinde. bob le flambeur için 1955 yılında variety en iyi yorumu yapmış sanırım "lacks the suspense, characterization and deft direction of the predecessor "rififi."


    (sanal hayvan - 20 Aralık 2011 23:25)

  • comment image

    bir zamanlar alkol bağımlılığı yüzünden gözden düşen nick nolte'nin uyuşturucu ve alkol bağımlısı eski bir hırsızı, kariyerini büyük ve kazançlı bir soygunla noktalamak isteyen -ve çoğu soygun filminde olduğu üzere- işin ehli bir ekip toparlayan bob karakterini canlandırdığı film.

    biraz gene hackman'lı "heist"e,biraz da "ocean's eleven"a benzer sahneleri vardır. ama filmin göz atmaya değer yönlerinden başlıcası, çoğunlukla kamera arkasında olan emir kusturica'nın bu filmde kamera önünde oluşudur; yani oyuncu(luk)lar hatırına seyredilebilir olan filmlerdendir.

    filmin müzikleri elliot goldenthal imzalıdır.


    (martin jacques mystere - 26 Aralık 2011 22:24)

  • comment image

    tür içinde fazla bir deği$ikliğe yönelmeyen neil jordan filmi. her $ey hemen hemen her zamanki gibi. ustaca, temiz bir görüntü i$çiliği, iyi oyunculuklar ve de lafı uzatmasına rağmen iyi bir yönetmene sahip bu film. bu arada izleyeni filmden sıkılmadan ve onu severek salondan uğurladığı da bir gerçek. filmde vladimir'i canlandıran emir kusturica'nın performansı da görümeye değer. hele bir gitar çalı$ı var ki pek bir yakı$mı$ eline. ayrıca tüm bunların dı$ında filmi görmek için yegane zorunlu sebeplerden biride;
    (bkz: nino kukhanidze)


    (lem - 18 Nisan 2003 12:10)

  • comment image

    gayet akıcı anlatımı ve temposu ile tam izlenesi bir fiml. tanıdık yüzler ve iyi oyunculuk filmde belirleyici. ayrıca film müziklerindeki rai etkisi de filmi türü içinde biraz olsun farklılaştırıyor. festivalin, 'iyi ki görmüşüm' filmlerinden biri daha...


    (dikakana bey - 27 Nisan 2003 02:59)

  • comment image

    melville'in orjinalini izlemek isteyip bulamamış bir vatan evladı, bu toprağın çocuğu olarak, the good thief'i içim rahat, gönlüm ferah izledim. zira yönetmen neil jordan efendi bir adam, nick nolte'nin ise kötü filmi yok gibi birşey. ha noldu izleyince, ona gelelim. çok güzel oldu evvela. sadece bob le flambeur mü bilmem, ben bindokuzyüzeli sonları ile altmışlarda yapılmış birçok fransız filmini hatırladım. ekran durdurmalı, bilmemneli saykodelik kurgusu, noir atmosferi, müzikleri, femme fatal ordan oraya uçmuş bir şekilde yürürken onu takip eden kaygan kamerası falanı feşmekanı, karanlık yönleri abartılı şans faktörüyle iyimserleştirilmiş hikayesi, bunlar güzel şeyler dedim. piyangodan para çıkmış gibi sevindim filmi kiraladığım kütüphaneye geri götürürken, dolu getirip boş götürdüm veya tam tersi gibi bişey oldu.


    (caponsever - 22 Eylül 2005 21:05)

  • comment image

    bir yaklaşım vardır; mesele akan karalerin arasından kaçan bir kıvılcımsa, gökyüzü bir anlık dalgınlıkla görevini unutursa; izleyen takip ettiğidir. the good thief'o tür "iyi olamayan" boğukluğun filmi. çünkü sana verilen görev zor aslında: nick nolte'den gözünü ayırma...bu tarz filmlerde yıllar sonra akılda kalan, bir çatışma sahnesi, bir manzara veya jenerik değildir. oyuncunun böldüğü karelerden birleşmeye razı kalan saniyeler seni avlar r.e.m evresinin son karanlığında. plak durur, sigara yeniden yakılmak üzere söner.
    peter sarsgaard-shattered glass
    paul giamatti-sideways
    billy bob thornton-the man who wasn't there...tiyatroda tekrarlanamayacak ilişkilendirmelerdir bunlar. duraksamaları, yakın planlı yıkımları sinemaya hastır...the good thief'de ki nolte'de öyle sakindir işte...cebinde eroin iğnesi, ağzında sigarası, zihninde düşüncesi, cohen dumanı ile süt kutusuna iliştirilmiş bir kayıp ilanıdır artık o: "i’m turning tricks, i’m getting fixed, i’m back on boogie street." içiniz yenilir. kabusa düşürülmüşsünüzdür ceza sahasında...filmi izleyemezsiniz.


    (bad astronaut - 30 Aralık 2005 22:07)

Yorum Kaynak Link : the good thief