Nika ' Filminin Konusu : Nika is a movie starring Jenya Vaserman, Oleg Levin, and Eva Dora Edelstein. Nika was kidnapped and sold into the global sex-trade. Ivan owes a large sum of money to Franco, a terrifying mob boss, who also happens to be the same man...
Scaffolding(2017)(7,0-342)
Karov La Bayit(2006)(6,9-884)
Der Räuber(2010)(6,8-4107)
Mes chères études(2010)(6,2-1828)
Shesh Peamim(2013)(6,1-513)
Beyond Words(2018)(5,9-218)
doğu roma imparatorluğu'nun görmüş olduğu en kanlı isyan olarak kayıtlara geçmiştir. elbette ki isyanın müsebbibi o günlerin taze imaratoru l. justinan'den başkasın değildir.justinian, doğu roma'nın tahtına oturur oturmaz bir dizi düzenlemelerle merkezi otoriteyi sağlamlaştırmak istemiştir. bunun için öncelikle dönemin önemli güç odaklarından olan maviler ve yeşiller olarak adlandırılan iki grupla uğraşmıştır, bununla da sınırlı kalmayıp soylular üzerinde de ekonomik baskılar kurarak jet sosyeteyi kendisine hasım etmiştir. bu husumetlikler sonucu oluşan olumsuz hava isyanın ortamını hazırlamıştır. bu arada şu mavi ve yeşil gruplar hakkında da az da olsa bilgi verelim; efendim bu maviler ve yeşiller denen gruplar böyle nasıl desem, bir spor takımının taraftarı olarak da tanımlanabilir siyasi bir partinin sempatizanları da. o dönemin eğlencelerinden olan hipordomdaki araba yarışlarında ki tahmin ettiğiniz gibi arabaları atlar çekiyor, dört adet araba yarışırdı ve bunların taraftarları kırmızı, beyaz, mavi ve yeşil renkteydi. gönül verdiği arabanın renginde urbalar giyen taraftarlar hipordromu hınca hınç doldurur, coşkulu tezahüratlarla takımını ateşlerdi. zamanla kırmızı ve beyazların gücünü kaybetmesiyle hipordomda yarışan araba sayısı ikiye düşmüş, kırmızılar yeşillere, beyazlar ise mavilere katılmıştı. bu maviler ve yeşiller son derece ateşli taraftar grupları olması sebebiyle zaman zaman rekabet sokak çatışmalarına dönüşüyor halk bu iki gruptan umumiyetle çekiniyordu. gereksiz bir bilgi olarak da; yeşiller protokolün solunda otururken maviler sağında oturuyordu.işte yine bir yarış günü, hipodromdaki on binler yerlerini almışken, imparator justinian'in locasındaki yerini almasından kısa bir süre sonra kendisini protesto için "nika" nidalarıyla hipdromu inletmeye başlamıştır. sanki biri düğmeye basmışçasına kolektif bir heyecanla yayılan bu hareketi imparator ilk anda sükunetle izlemiş, kargaşanın artmasıyla sarayının yolunu tutmuştur. imparatorun hipodromu beraberindeki heyetle terk etmesi sonucu bu mavi ve yeşil gruplar hipodromdan çıkarak güçlerini birleştirmişler ve şehrin zengin muhitlerini, çarşılarını, ayairini ve ayasofya da dahil olmak üzere yağmalamışlar daha da ileri giderek imparatorluk sayarına bile zarar vermeye çalışmışlardır. bununla da kalmayan isyancılar pek çok yapıyı ateşe vermiştir, gözü dönen isyancılar sampson hastanesi'ni içindeki hastalarla yakmışlardır. şehre hakim olan bu kaos ortamı birçok insanın anadolu yakasına kaçmasına sebep olmuştur.rivayet odur ki; bu isyan hareketinin odağı haline gelen hipodromda isyancılarla masaya oturmak isteyen imparator justinian, isyancılara isyanı bittirmeleri halinde kendilerini affedeceğini söylemiştir. buna kulak asmayan isyancıların asıl niyetinin, justinian'in yerine kukla bir imparator getirmek olduğu, eski imparatorlardan l. anastasius'un yeğeni hypatius'u hipodroma getirip el etek öpüp biat etmelerinden anlaşılıyordu.işte tüm bu olumsuz şartların arasında kalan büyük justinian düşünür taşınır ve imparatorluğu terk etme kararı alır. tarihi yarımadanın güney sahilinde hazırlattığı bir gemiye yanında birçok değerli eşya ve nakit parayla atlayıp soluğu yunan adalarında almak için tüm hazırlıklarını tamamlar ve eşi theodora'ya "hadi hanım gidiyoruz" der. gel gör ki theodora kılını bile kıpırdatmaz ve imparator justinian'e tarihçi önder kaya'nın kaynaklarına göre şu sözleri söyler; "belki kadınların erkekler önünde konuşması korkaklara cesaret vermesi yönünden doğru değildir ama tehlike anında herkes elinden geleni yapmalıdır. yıllarca başında imparatorluk tacı taşıyan biri, o tacı kaybederken canını da kaybetmelidir. nasıl olsa dünyaya gelen her kişi ölecektir. ey imparator! kaçmak, kurtulmak istiyorsan bunda bir zorluk yoktur; hazinen var, gemilerin seni bekliyor ama saraydan ayrıldığında yaşamanın anlamını da yitirmiş olacaksın. ben her zaman tanrı'ya dua etmişimdir. üzerimdeki erguvan renkli imparatorluk pelerinini aldığında canımı da alsın. merak etme! senin de giydiğin şu erguvan rengi pelerin, gerektiğinde muhteşem bir kefen olur. şimdi gidebilirsin ama yanında ben olmayacağım"justinian, dünya tarihinin bu en büyük ayarlarından birini alınca sarayı terk etme fikrinden cayar ve kurmaylarıyla bir araya gelerek durumu istişare ederler ve o gece sarayın ışıkları geç saatlere kadar yanar, çıkan sonuç şudur; "isyan kanla bastırılacak"dönemin en büyük bizans komutanlarından flavius belisarius ve isyan günlerinde konstantinopolis'te bulunan arnavutluk valisi mundus ile tüm askeri imkânları kullanarak isyancılara karşı saldırıya geçilir ve isyancılar hipodromda kıstırılır. hipodromun kapılarının kapatılmasıyla kapana kısılan isyancılara karşı o andan itibaren kelimenin tam anlamıyla bir kıyım başlar. ok yağmuru ile delik deşik edilen ve kılıçtan geçirilen isyancıların sayısı 35-40 bin arasındadır.isyan bastırılmıştır ancak ardında binlerce ölü ve viraneye dönmüş bir başkent bırakmıştır. jusitinian bunun üzerine imar faaliyetlerine girişir, buna da önce gücünü simgeleştirmek için ayasofya'yı yeniden inşaa ettirmekle başlar. bugün gördüğümüz ayasofya justinian'in iktidarının yanında, kanlı nika ayaklanması'nı da hatırlatır bizlere.
(sosyal munzevi - 9 Şubat 2011 00:05)
11-19 ocak 532 sularında imparator birinci iustinianos'a karşı tertip edilmiş ihtilâl girişimi. nika! (zafer) diye bağırarak sokaklarda gezinen, ortalığı yakıp yıkan -ayasofya da ağır hasar görmüştür bu arada- taife tarafında ismi konan bu ayaklanma nedeniyle imparator kaçmayı düşünürken eşi theodora tarafından engellenmiş ve nihayetinde isyan, başarısız tüm girişimler gibi birçok cana kıyılarak sona erdirilmiştir.
(bizans - 12 Nisan 2003 23:17)
ayaklanma sonrasi gaza gelen iustinianos bugun gordugumuz 3. ayasofya'yi yaptirmistir. ayrica kelime koku icin (bkz: nike)
(celikmetre - 15 Eylül 2003 22:40)
28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişinin kısmen çağrıştırdığı vakadır: tribünler uyanıyor mu
(dik oyna - 5 Haziran 2013 13:48)
öncelikle (bkz: maviler ve yeşiller/@flavius aetius)532 senesinde konstaninapolis'te gerçekleşen isyandır. isyanı ise meşhur iki general bastırmıştır, flavius belisarius ve narses. nika yunanca'da nike'den gelmektedir, kabaca zafer anlamına gelir. isyan taraftarların nika, nika diye bağırması ile başlamıştır, ondan adı da nika isyanıdır.gladyatör oyunlarının yasaklanması ve yerini chariot yarışlarına bırakması ile birlikte 4 tane başat takım vardı, bunlar kırmızılar, beyazlar, maviler ve yeşillerdir. isyanın gerçekleştiği dönemden yüz küsür yıl önce beyazlar ve kırmızılar silinip gitmiş, meydan maviler ile yeşillere kalmıştı. bu iki grup arasındaki mücadele ise bugün popüler olan west ham/milwall, hearts/hibernian, celtic/rangers, paok/aris ya da river plate/boca juniors'a taş çıkartacak cinstenti, kanlı bıçaklı olan kulüpleri saymaya lüzum görmüyorum. isyanın gerçekleştiği dönemde ise imparator olan i.justinianius ise yanılmıyorsam maviler taraftarı idi, onu da belirteyim. bu arada hatırladığım kadarıyla yeşiller biraz daha burjuvaydı sanırım, tıpkı pana gibi.isyan gerçekleşmeden önce bizansta mevcut olan pek çok problem vardı, en önemlilerinden biri de dini problemlerdi, konuyu dallandırıp budaklandırmamak için şöyle yapayım: (bkz: kalkedon konsili) bunun dışında persler ile uzun süreli ve tam bir kazanç sağlamayan savaş problemi vardı, ama en önemlisi istanbul'da iki taraftar grubunun güç kazanması da vardı.cinayet suçu sebebiyle maviler ve yeşiller üyesi kimi kişiler tutuklandı, çoğu da idam edildi.
(flavius aetius - 25 Ağustos 2013 20:56)
(bkz: 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi)
(ciodeth - 5 Kasım 2013 19:40)
ayaklanmanın büyüklüğünü daha da iyi anlayabilmek adına ayaklanmanın vuku bulduğu araba yarışları başlamadan önceki haftalarda, konstantinopolis’te önemli gelişmeler olduğunu belirtmek gerekir; - doğuda general belisarius pers ordularını yenmiş, - batıda ise sınırlar adriyatik’e kadar genişletilmiş ve kafkas orduları da buraya çağrılmıştı. bunların anlamı netti: italya ve sicilya’ya sefer! oysa romalılar artık savaş istemiyorlardı.perslerin ve göçmen kavimlerin baskısıyla askeri harcamalar artınca; hasat şenliklerinde bedava şarap dağıtılmamış, her yıl hz isa’nın doğum gününde verilen sikkeler de dağıtılmamıştı. fırıncılar sokağı da, vali (praetor) tarafından konulan ek vergiyi anlamlandırmaya çalışıyordu. anlaşılacağı üzere yakın bir zamanda büyük olayların olacağı belliydi ve bir kıvılcım bekleniyordu ki, büyük kalabalıkların toplandığı araba yarışları bu kıvılcım oldu. kimsenin gözü ne mavileri ne yeşilleri görmüş istanbul'un gördüğü en kanlı ayaklanma yaşanmıştır. tabi burada maviler ve yeşiller ayrımına da değinmek gerekir; yeşiller, zanaatkârları ve tüccarları yani şehirlileri; maviler ise çiftçileri ve toprak sahiplerini yani köylüleri temsil etmekte ve arada büyük uçurumlar bulunmaktaydı. en basitinden maviler hipodromda, imparatorluk locasının sağında yani gölgelik kısımda; yeşiller ise sol tarafta otururlardı.
(bluefalcon - 27 Ekim 2017 11:42)
konstantinopolis'in tarihindeki gelmiş geçmiş en şiddetli isyan. 532 yılında, imparator jüstinyen döneminde patlak vermiş, şehrin neredeyse yarısının yakılıp yıkılması ve tarihçi prokopios'un yazdığına göre 30.000 kişinin ölmesiyle sonuçlanmıştır. o devirde halkın en büyük eğlencesi, bugünkü sultanahmet meydanı'nın bulunduğu yerdeki hipodrom'da yapılan atlı savaş arabası* yarışmalarıydı. bu müsabakalarda en büyük takımlar ise maviler ve yeşillerdi. yani şimdiki futbol derbilerinin yerinde 1500 yıl önce maviler ve yeşillerin at arabası müsabakaları vardı ve bu müsabaklar zaman zaman futboldan çok daha beter holiganlık ortamına sahne olabiliyordu. hipodromda taraftarlar destekledikleri takımın renginde giyinip geliyordu, imparator justinianus'un tuttuğu takım ise mavilerdi. o devirde halkın deşarj olabildiği tek mecra bu müsabakalar olduğundan, müsabakalara din ve siyaset dahil her şey karıştırılıyordu (bir yerlerden tanıdık geldi mi? tarih, tekerrür falan...) hipodrom sokak çetelerinden siyasi hiziplere, din odaklarından toplumsal sorunlara kadar her şeyin odak noktası haline gelmiş, millet devre aralarında imparatora politik taleplerini bağırarak tezahürat halinde duyurmayı adet haline getirmişti (ulan 1500 yıldır bir sikim değişmemiş, yanarım yanarım ona yanarım... istanbul'u alınca yanında holigan kültürü de bonus olarak gelmiş, dikkatinizi çekiyorum sene 531, daha islamiyet bile yok ortada)imparatorluk muhafızlarının, en büyük gruplara destek sağlayan nüfuzlu aristokratların desteğini almadan asayişi sağlaması ve bu patlamaya her an hazır saatli bomba durumundaki güruhu kontrol altında tutabilmesi pek mümkün değildi. justinianus kendi gücünü senatodan bağımsız hale getirmeye çalıştığından senatörler onu devirmek için fırsat kollamaktaydı. olayın backgroundunu anlattıktan sonra gelelim zurnanın zırt dediği yere:531 yılında müsabakalar sonrasında çıkan ve ölümlerle sonuçlanan bir takım olayların ardından mavi ve yeşil takımların bazı ileri gelenleri cinayet suçlamasıyla tutuklanıp zindana atılır. o devirde bu tür vahşet olayları, tıpkı günümüzde futbol maçları sonrası çıkan holigan savaşları gibi gayet sıradandır. bu sanıklardan bir çoğu idam edilir, ancak bir mavi, bir de yeşil olmak üzere iki tanesi kaçıp öfkeli bir kalabalık tarafından etrafı sarılan bir kiliseye sığınmayı başarır. imparator justinianus o sırada perslerle barış anlaşması yapmakla uğraşmaktadır ve ağır vergiler yüzünden halk desteği epey azalmıştır, bunların üstüne şehirde bu krizin çıkması imparatoru fena halde endişelendirir. justinianus, 13 ocak 532'de yeni bir yarış derbisi yapılacağını ve idam cezalarının hapse çevrildiğini ilan eder ancak öfkeli kalabalık sanıkların derhal affedilmesini talep etmektedir. 13 ocak'ta, hipodromda son derece sinirli ve gergin bir kalabalık toplanmıştır. hipodrom sarayın hemen yanı başındadır ve imparator müsabakayı hipodroma bakan özel saray locasından izleyecektir. (ortamı gözünüzde daha kolay canlandırabilmeniz için için o devrin belli başlı binalarını, sarayı ve hipodromu gösteren kroki: https://en.wikipedia.org/…e:constantinople_imperialhipodromun 3d grafiklerle canlandırılmış hali de bu: http://www.byzantium1200.com/hipodrom.htmlmüsabakalar kalabalığın imparator justinianus'a savurduğu bol küfürlü tezahüratlarla açılır. günün sonuna gelindiğinde taraftarlar artık 'mavi' ve 'yeşil' yerine justinianus'a hitaben 'nika!' yani 'zafer!' diye bağırmaktadır. hipodromdan taşan öfkeli güruh saraya saldırmaya başlar. izleyen günlerde saray kuşatma altında kalır, ayasofya da dahil olmak üzere şehrin bir çok yeri yakılıp yıkılır. justinianus'un yönetiminden memnun olmayan muhalif senatörler bu olayları justinianus'u tahttan indirmek için bir fırsat olarak görür ve isyancıları el altından silahlandırırlar. isyancılar o devirde başbakan muadili olan baş preator ve vergi işlerinden de sorumlu olan kapadokyalı yannis ve baş kanun yapıcı* tribonian'ın görevden alınmasını talep etmektedir. iyice gemi azıya alan isyancılar bununla da kalmaz, müteveffa imparator anastasius'un yeğeni hypatius'u imparator ilan ederler. çıkış yolu bulamayan justinianus tacı tahtı bırakıp şehri terketmeyi düşünür ancak eşi theodora buna şiddetle karşı çıkar. aşağı tabakadan gelip imparatoriçe olan theodora 'imparatoriçe olarak selamlanmadığım bir gün bile yaşamak istemem.' diye tavrını koyar. her ne kadar denizden kaçış yolu açık olsa da, theodora kocası ve adamları gitse bile şehirde kalacağını, en güzel kefenin emperyal mor renk olduğunu, sürgün yaşamaktansa imparatorluk tahtında ölmeyi tercih ettiğini belirterek justinianus ve etrafındaki ileri gelenleri iyice gaza getirir ve hepsini şehirde kalıp mücadele etmeye ikna eder. bunun üzerine justinianus (büyük ihtimalle theodora'nın verdiği akıllarla) dahiyane bir plan yapar ve hadımağa general narses'i bir çuval altınla hipodroma yollar (bu narses de ayrı bir reismiş, onun da başlığını açıp yazacağım bilahare.) narses, o ana kadar yüzlerce kişiyi linç etmiş olan kudurmuş kalabalığın arasına silahsız ve tek başına girip maviler takımının kodamanlarının olduğu yere çıkar. narses, bu kodaman abilere tahta çıkarmaya uğraştıkları hypatius'un yeşil takımdan olduğunu, justinianus'un ise maviler taraftarı olduğunu hatırlatıp altınları hepsine güzelce dağıtır. takım holiganlığı ve rüşvetlerle hemen ikna olan maviler kodamanları, aralarında anlaşıp amigolar ve kendi adamları aracılığıyla mavi takım taraftarlarına haber uçururlar. maviler tam hypatius'a taç giydirilirken toplu halde hipodromu terk eder. yeşiller neye uğradıklarını şaşırıp dona kalmışken önceden hazırlanmış olan general flavius belisarius (ki bizans'ın yetiştirdiği en kral generallerden biridir) komutasındaki imparatorluk askerleri hipodromu basar ve yeşil asilerin hepsini kılıçtan geçirir. justinianus, tahtını elinden almaya kalkan hypatius'u idam ettirir ve isyancıları destekleyen senatörlerin alayını sürgün eder. bu feci isyanın faturası 30.000 kişinin ölümü ve şehrin harabeye dönmesi olmuştur. justinianus, isyancılar tarafından yakılıp yıkılan ayasofya'yı yeni baştan çok daha görkemli bir şekilde inşa ettirir. şu anki bildiğimiz ayasofya odur yani.kaynaklar:the works of procopius: the secret history and the wars of justinianbury, j. b., history of the later roman empire vol. ıı( http://penelope.uchicago.edu/…ry/burlat/15b*.html#5 )(bkz: jüstinyen) (bkz: historia arcana/@sorg) (bkz: flavius belisarius) ana tema: (bkz: bizans tarihi/@sorg)
(sorg - 1 Kasım 2017 19:29)
rivayetlere göre ayaklanmanın asıl sebebi, gözünü hırs bürümüş olan imparatoriçe theodora'nın halkın eşinin yönetiminden rahatsız olması sonucu alaşağı edileceği korkusu yüzünden hipodromdaki bir oyun sırasında yaratılmıştır. zaten gergin olan dengeler kavga sonrasında iyice bozulmuş ve de bu ufak kavga 8 gün süren ve de ardından kimi kaynaklara göre 30 kimilerine göre de 50 bin civarında ölü bırakan bir isyana dönüşmüştür.sonucunda imparator iustinianos ve eşi theodora bulundukları mevkiyi sağlamlaştırmışlardır. bize şu anda ucu dokunan en olumlu yani ise ayaklanma sırasında ağır hasar gören ayasaofya nın yerine bugünkü yapının yapılmış olmasıdır.
(nasedo - 29 Mayıs 2005 13:23)
bu ayaklanmanın önemli bir yanı da, dünyada ilk holiganizm vakası olarak kayda geçmesidir. o zamanların istanbul'unda futbol değil, atlı araba* yarışları çok büyük ilgi görüyordu. bu yarışlara katılan iki kulüp vardı (mavi ve yeşil takım) ve tıpkı şimdiki 3 büyükler gibi çok büyük taraftar kitleleri vardı. işin ilginç yanı nasıl şimdi, mafya ve politika futbol ile iç içeyse, o zamanda durum farklı değildi. şehirde düzenlenen yarışlar aynı zamanda politika arenası gibiydi.işte böyle bir gün, 13 ocak 532'de yarışlar hipodromda yapılıyordu. günler öncesinden halk gergindi, bir kaç gün öncesinde mavi takım ve yeşil takım taraftarları arasında kavgalar olmuştu. kendisi de bir mavi takım taraftarı olan justinian yarışları hipodromun hemen yanındaki sarayından izliyordu. yarış 22. sıraya gelmişti ki, hipodromda yarışı izleyen taraftarlar, birden mavi veya yeşil diye bağırmaktan vazgeçip imparatora hakaretler yağdırmaya başladı. yarışlar bittiğinde ise, imparatorun sarayı kuşatma altına alındı. elbette olay sadece bir holiganizm meselesi değildi, insanlar justinian'ın koyduğu vergilerden rahatsızdı ve onu devirmek istiyorlardı.olaylar yaklaşık bir hafta boyunca sürdü ve kimilerine göre 30 bin kimine göre de 50 bin kişi öldü. yanılmıyorsam insanlık tarihinde hiçbir ayaklanmada bu kadar çok can kaybı olmamamıştır, tabii bunda, ayaklanmayı çok kanlı bir şekilde bastıran justinian'ın da büyük suçu vardı.justinian bu ayaklanma sonucunda, muhtemelen civilization oyunundan almış olduğu ilhamla, halkı bir arada tutmak ve muhtemel isyanların önüne geçmek için bugünkü ayasofya'yı inşa ettirmiştir.
(galatyphoon - 17 Kasım 2005 22:08)
Yorum Kaynak Link : nika ayaklanması