Süre                : 1 Saat 50 dakika
Çıkış Tarihi     : 13 Eylül 1957 Cuma, Yapım Yılı : 1957
Türü                : Drama
Ülke                : İtalya,Fransa
Yapımcı          :  Dino de Laurentiis Cinematografica , Les Films Marceau
Yönetmen       : Federico Fellini (IMDB)
Senarist          : Federico Fellini (IMDB),Ennio Flaiano (IMDB)(ekşi),Tullio Pinelli (IMDB)(ekşi),Pier Paolo Pasolini (IMDB)(ekşi),Maria Molinari (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Giulietta Masina (IMDB)(ekşi)

Le notti di Cabiria (~ Cabiria'nin Geceleri) ' Filminin Konusu :
Orta yaşlı gariban bir fahişe olan saf ve alıngan 'Cabiria' (Giulietta Masina) Roma 'nın pejmürde semtlerinden Ostia 'da 'iş tutmaktadır'. Fakir semtlerden birinde de kendine ait küçücük bir evi, bankada bir miktar parası ve kocaman hayalleri vardır. Cabiria takma ismini 1914 tarihli bir İtalyan filminden almıştır. Sürekli olarak gerçek aşkı arayan Cabiria, her seferinde ihanete ve hayal kırıklığına uğrar; hatta bir keresinde gerçek aşkını bulduğunu sandığı bir anda, erkek arkadaşı parasını alıp kaçar ve onu suda ölüme terk eder. Sürekli olarak benzer olaylarla aşağılanan ve hırpalanan Cabiria incinir ama asla yıkılmaz. Cabiria'nın minik bedeni ve tavırları biraz Charlie Chaplin'in canlandırdığı 'Küçük Serseri' yi anımsatır. Cesur ve gözü pektir; ama bir o kadar da naiftir, kırılgan ve savunmasızdır. Benzersiz iyimserliği, özgürlüğüne ve bağımsızlığına olan aşırı tutkusu ile 'altın kalpli fahişe' mitinin ete kemiğe bürünmüş halidir. Islah olmayı kabullenmez ama suçluluk da duymaz

Ödüller      :

Cannes Film Festivali:Best Actress
San Sebastian International Film Festival:


  • "1957 yapimi fellini filmi. basrolde yine giulietta masina. oscar, cannes, san sebastian vs oduller. masina romali bir fahiseyi* canlandirir."
  • "sweet charity olarak müzikale uyarlanmıştır bu film, başrolde shirley maclaine oynamıştır."
  • "son sahnesini hem gozyasi, hem de isil isil parlayan gozlerle noktalamis, ne guzel bir filmdir."
  • "dikkat buyrunuz, cabiria'nın kaşları aşık olmadan önce yukarı doğru çekiktir, sonraysa normal."
  • "sapına kadar umut doludur le notti di cabiria. hele o "herşeye rağmen"ci gülümseten final... candır can."
  • "sinema sanatının başyapıtlarından biri. paranın kölesi olmuş sahte hayatlardan kurulu toplumun alması gereken insanlık dersini naif bir fahişenin eliyle yüzüne yüzüne çarpıyor."
  • "izlediğim en güzel kapanış sahnelerinden birini barındıran federico fellini filmi."
  • "giulietta masina oyunuyla insani kendine gercekten asik eder. (bkz: fahiseye asik olmak)"
  • "fellini'nin yeni gercekci akimin izlerini tasiyan filmi.. en sevdigim fellini filmidir.. biraz melodramatik bir yani da var gibidir.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    fellini'nin bir fahisenin hikayesini kendine ozgu bakis acisiyla verdigi; yasananlara ragmen umut dolu bir film, bence basyapıt. sinemanin en renkli karakterlerinden birini yaratmistir, giulietta masina'ya hayran birakan filmdir.


    (ratso rizzo - 4 Kasım 2007 19:36)

  • comment image

    fellini'nin filmlerinden birisi. filmde eşini oynatmıştır ve eşinin hareketleri acayip şekilde 7 numara'daki ev sahibinin karısına benzemetkedir.
    filmde bir fahişenin başından geçenler anlatılıyor. sadece kadının mimikleri için bile izlenebilir.


    (psi - 21 Haziran 2002 17:39)

  • comment image

    hakkında bu kadar az entry girildiğinden anlaşılacağı üzere, günümüz filmlerinin fersah fersah ötesindeki bu enfes film "yalnız ve güzel" ülkemde pek tutmamış.

    işin ilginç yanı federico fellini, sinemadan bahseden herkesin ismini dilinden düşürmediği bir yönetmen. nerede film muhabbeti hoop herkesin ağzında fellini, bergman, lynch, kubrick, tarkovski...aga bir kişi de çıkıp demiyor ki ben harry potter'a bayılıyorum. peki o kadar gişeyi nasıl yaptı bu film? nerede müzik muhabbeti hoop herkesin dilinde pink floyd, nirvana ve şimdilerde adele... aga kimse de demiyor ki müslüm gürses dinliyorum. peki bu adam nasıl baba oldu?

    anlaşılan "herkesin bildiği ama kimsenin okumadığı" ulysses mitine dönüşmüş fellini. adamın ismini herkes biliyor ama filmlerini kimse izlemiyor. kusura bakmayın ama ortalama 40 bin yazardan 12 sene içerisinde toplasan 15-20 cümle söylenmiş böylesi muhteşem bir film hakkında. onlar da elbette ipini koparanın alınmadığı 2007 ve öncesi nesillerde...ama bakarsan herkes entellektüel, herkeste müthiş sinema zevki ve bilgisi var. yerim sizin entelliğinizi de, film zevkinizi de...

    artık dağılabilirsiniz.

    edit: sinirimden, bu filmde tüm zamanların en iyi oyunculuklarından birini gerçekleştiren giulietta masina'dan bahsetmeyi unutmuşum. kendisine, ilk kez izlediğim bir başka fellini klasiği la strada'dan beri müthiş hayranlığım var ve abartmadan gelmiş geçmiş en iyi kadın oyunculardan biri diyebilirim. gerçi götünü başını açmıyor, boşuna izlemeyin agalar.


    (kafkaesque - 26 Aralık 2011 03:36)

  • comment image

    oyunu izlemediğim/okumadığım için bilmiyordum ama izledikten sonra fark ettim ki bu filmin senaryosu sezuan'ın iyi insanı adlı brecht oyununun -özellikle ilk perdesine- oldukça benzemektedir. gerçi bu film bir kitap uyarlaması olarak gözüküyor ama dediğim gibi temalar oldukça benzer.

    ancak bu benzerlik sanılmasın ki filmin değerini düşürür. aksine, bugün oyunu izlerken fellini'nin aslında ne kadar şahane bir film çekmiş olduğunu daha iyi anladım; bu tema sanıyorum bundan iyi anlatılmazdı.


    (gioberg - 13 Ocak 2012 04:06)

  • comment image

    başlarda düzensiz, karmakarışık gibi görünen ama sonunda her şeyin yerli yerine oturduğu bir fellini filmi. giulietta masina’nın bir fahişeyi canlandırdığı, sokak kadının sert, görmüş geçirmiş yüzüyle saflığı, çocuksu duruluğu ile sokağın o acımasız yönü arasında ki karşıtlık çok iyi işlenmiştir.


    (annatar - 7 Mayıs 2012 16:37)

  • comment image

    ilginc olan pek sevgili masina hanim'in canlandirdigi cabiria karakterinin, fellini'nin bu filmden bes sene once cektigi beyaz seyh (lo sceicco bianco) filminde de bes dakikaligina gorunmesidir. fellini, senaryosunu beyaz seyh'te kullandigi bir karakterin uzerine egilerek mi yazmistir; yoksa seneler oncesinden boyle bir film cekmeyi kafasina koymusmudur bilemiyorum. ama iki filmi yapim tarihlerini bilmeden izlerseniz, le notti di cabiria'nin once cekildigini dusunursunuz, yanilirsiniz. ben yanildim mesela.


    (baytar - 23 Şubat 2004 18:18)

  • comment image

    sapına kadar umut doludur le notti di cabiria. hele o "herşeye rağmen"ci gülümseten final... candır can.


    (neen - 23 Şubat 2004 18:34)

  • comment image

    cabiria merhametli bir fahişe.. meryem kadar değil ama bir çocuk kadar saf ve temiz. içimizdeki o savunmasız tarafla yaşıyor ve utanmıyor. en azından 118 dakika bana insanlığı hatırlattı. farklı bir hayatı hak eden iyi bir insandı. iyi bir hayatı hak etmiş kötü insanların ihanetlerine uğramış olsa da.. son bakışı da vesikalı yarimden tanıdık geldi.


    (0kmzeka - 16 Haziran 2014 20:43)

  • comment image

    sinema sanatının başyapıtlarından biri. paranın kölesi olmuş sahte hayatlardan kurulu toplumun alması gereken insanlık dersini naif bir fahişenin eliyle yüzüne yüzüne çarpıyor.


    (kivanco - 18 Kasım 2014 23:06)

  • comment image

    film kabaca trajik bir türk filmine benzese de fellini; günah, bağışlanma ve dürüst bir hayata duyulan özlem gibi önemli kavramlara değiniyor.

    --- spoiler ---

    filmin ilk sahnesinde de kandırılıyor cabiria, son sahnesinde de. son sahnedeki hüzün dolu umutlu gözler daha sonra da kandırılacağını haber veriyor sanki.

    ---
    spoiler ---


    (handlewithcare - 1 Aralık 2014 01:46)

  • comment image

    yapımcı, giulietta masina'nın bu karakteri oynamasına başta onay vermemiş fakat lo sceicco bianco'daki kısa rolünü gördükten sonra kararından vazgeçmiş. fellini, i fellini'de şöyle anlatıyor:

    "(...) bildik sorun: ortaya sürebileceği hiçbir şeyi olmayan bir insan nasıl başlangıç yapar? film yönetmenin tadını bir kere almıştım ve istediğimin bundan başka bir şey olmadığına inanıyordum. sonunda pietro germi'nin yapımcısı luigi rovere, bana bir şans tanımaya hazır olduğunu belirtti. luci del varieta'yı beğenmişti ve ikinci bir germi olabileceğime inanıyordu. yapımcılar dizisi işte böyle başladı: filmime bir yapımcıyla başlayıp bir diğeriyle tamamlıyordum. bu dizi angelo rizzoli ile otto e mezzo'yu yapana kadar sürdü.

    rovere aslında bir sonraki filmimim de yapımcılığını üstlenmek istiyordu - bu, la strada olacaktı. fakat böyle bir filmin asla para getirmeyeceğini düşündüğünden yine geri çekildi. fikirden hoşlanan yegane yapımcı pegoraro bana i vitelloni'yi çekmemi önerdi. bu arada, gelsomina rolüne giulietta'dan daha uygun olan bir oyuncu arayacaktım. bunu bana hiç de diplomatik olmayan bir şekilde söylemişti. kameranın arkasında çoğunlukla önündekinden daha dramatik olaylar yaşanır.

    (...)

    giulietta'nın lo sceicco bianco'daki kısa rolü -ivan karısını kaybettiği sandığında onu neşelendirmeye çalışan iyi yürekli fahişe cabiria- hem yönetmenliğim hem de onun oyunculuğu açısından önemliydi. öylesine göz alıcıydı ki, yapımcı gelsomina'yı oynayamayacağını daha fazla iddia edemedi, üstelik bu rolüyle giulietta bana le notti di cabiria için esin verdi. cabiria, gelsomina'nın kaybolmuş küçük kız kardeşiydi."


    (kanter - 10 Nisan 2015 16:21)

  • comment image

    kaç çeşit kadın gördük fantastik hareminde onun; etine dolgun kadınlar, deli kadınlar, fettan kadınlar, sinirli kadınlar, güçlü kadınlar, zayıf kadınlar... cabiria, fellini’nin bu masalsı haremine sığmayan, gerçek bir kadın.
    kimsesiz, saf, eğitimsiz bir fahişedir cabiria ama yaşamaya, inanmaya ve denemeye cesareti vardır. mazlum olduğu için değil, cesur ve ahlaklı olduğu için severiz onu. pezevenklerin meryem ana’dan mucize dilediği bir evrende, cabiria’nın hayal kurmaya, insanlara güvenmeye, umudunu yitirmemeye ve canı çok yansa da ayağa kalkıp devam etmeye herkesten çok hakkı var der gibidir fellini.
    ele avuca sığmayan bedeni, binbir surat yüzü ve korkunç yeteneğiyle cabiria’yı cabiria yapan masina’dır son tahlilde ama, bu cabiria’da şımarık federico’nun minik guilietta’sını bilme, anlama isteğini ve derin sevgisini de görmeyor muyuz biraz.


    (zazie - 20 Ekim 2005 20:48)

  • comment image

    bıçak sırtı bir dünyası var filmin. "altın kalpli fahişeler", gece vakti dolaşan aylakların, pezevenklerin vesairlerin "renkli" dünyası sinema olsun, edebiyat olsun, hep sömürünün, basitleştirmenin, marjinalleştirerek zararsızlaştırmanın ucunda temalar. fellini, sirkdi, yaratıcılık krizindeki yönetmendi filan, hep böyle sanatsalmış gibi olmanın kıyısında konular seçen bir adam. ama garip bir şekilde sinema tarihinin her özenti olma tehlikesine sahip konusuna girişip de, hepsinden de alnının akıyla çıkabilen tek adam aynı zamanda. tam bir ip cambazı olmak gerekiyor böyle filmleri seviyeyi düşürmek tehlikesine karşı (tez: sirk filmi yapmak için ip cambazı olmak gerekir). öyle ki, fellini dışında herkesin böyle filmler yapması yasaklanmalı diye düşünüyor insan bazen. sadece fellini yapabilsin.

    cabiria geceleri daha sonraki birçok filmi gibi birkaç ayrı episoddan oluşuyor. her ayrı episod öyle bir sınıra dayanıyor ki, fellini'nin kitsch ile sanat arasındaki ince çizgi üzerinde nasıl bu kadar duyarlı olmayı becerebildiğine şaşırıyor insan. hikayenin toplumsal bir yaraya parmak basmak gibi bir derdi yok. cabiria'nın sürdürdüğü yaşamın sefaleti, toplumun duyarsızlığı filan gibi vurgulara rastlamıyoruz. daha ziyade bir masal gibi ilerliyor film. cabiria için daha iyi bir yaşamın hayali bir sınıf atlama hayalinden ziyade, masalda birden prensese dönüşüveren sokak kızı hayallerine benziyor. orson welles'in fellini için "hep yaşadığı kasabadan çıkmak isteyen, şehrin hayalini kuran genç bir adam" dediğini okumuş, şaşırmıştım. cabiria gibi filmlerde, fellini'nin gerçekçiliği hedef alan (gerçekçiliği, gerçekliğin, koşulların sunduğuna bir isyan olarak algılarsak) bir tavrı olmadığını görüyoruz. daha ziyade psikanalize çanak tutan, sosyal veya insani gerçekliklerden çok "sokakların şiiri", katolik ahlakı ve saf bir insan sevgisi, yeri geldi bu lafı kullanalım, hümanizm düşüncesiyle yoğrulmuş bir anlayışla karşılaşıyoruz.

    bunun dışında fellini karakterlerinin insaniliğine, tüm görsel virtüözlüğüne paralel, karakterlerin davranışlarındaki, yarattığı atmosferdeki ayrıntılara hayran olmamak mümkün değil. cabiria'nın geceyi beraber geçirmek için geldiği bir film starının evinde, çevresini saran zenginlik ve refahtan huzursuzlanıp yatağa uzanıp müzik dinleyen adamın karşısındaki kanepenin kenarına beceriksizce yaslanışı, elinde çuvallarla yoksullara yardım götüren adamın arabasından indikten sonra giydiği kıyafeti yellendiren hafif (serinliğini hissedip ürperdiğimiz) rüzgar, cabiria dini törende ağlarken arkadaşının nasıl davranacağını bilemeyip nereye bakacağını şaşırması, cabiria'nın zengin film starının evinden sabaha karşı çıkıp eve giderken topuklu ayakkabılarını çıkarıp yalınayak yürümesi...

    yine mesela bıçak sırtı bir sahne, filmin izleyicide yarattığı etkiyi çok güzel özetliyor aslında. izlemeyenler okumasın, sihirbaz gösterisindeki sahneden bahsediyorum: gösterideki seyircilerin gülerek, ekran başındaki seyircilerin ise her an duygu sömürüsüne kayması gerginliğiyle izlediği cabiria'nın hipnotize edilişine kadar bıçak sırtında ilerlerken birden atmosferi değiştiriveriyor fellini. cabiria'nın insanin içine dokunan samimiyeti, gösterinin alaycı izleyicilerinin sesini tamamen keserken, biz ekran başındakiler fellini'nin samimiyetine tümüyle inanıyor ve sinema tarihinde çok az karakteri sevdiğimiz kadar seviyoruz cabiria'yı.


    (caponsever - 12 Mayıs 2006 05:23)

Yorum Kaynak Link : le notti di cabiria