• "diabolique'in orijinali."
  • "fransız edebiyatında, dekadans döneminin, önemli yazarlarından barbey d'aurevilly'nin romanı. filmin bu romanla bir ilişkisi yok."
  • "ilk kez 1954 yılında çekilmiştir fransız yapımı ve yönetmeni henri georges clouzot'dur.hitchcockla kapışır."
  • "les diaboliques (celle qui n'était plus) adıyla 1952'de yayımlanmış boileau-narcejac romanı.. clouzot bu romandan yola çıkarak diabolique'i çekmiştir.."
  • "(bkz: diabolique/1)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    henri georges clouzot yapımı meşhur korku filmi.

    geri kalanı spoiler efenim. çok tepki geldi, okumayınız!

    okul müdürü ile metresinin kurduğu kumpasın biraz dikkatli izlenince filmin ilk yarısında kolaylıkla fark edilebileceği henri georges clouzot yapımı meşhur korku filmi.

    filmin son yarım saatini izlerken müthiş geriliyorsunuz. hatta belli etmek istemiyorsunuz ama hafiften tırsıyorsunuz da.. adamın gerçekten ölmediğini, bütün bu entrikanın altından söz konusu müdür ile metresinin çıkacağını yüksek bir ihtimalle tahmin etmiş olmama rağmen, "ne oluyo lan!" diyerek tırsmadım desem yalan olur. kadının, filmin sonlarına doğru gece vakti odasından çıkarak koridorda yürüyüp tekrar odasına dönüşü ve orada kocasının cesediyle karşılaşmasından oluşan sekans bence sinema tarihinin en iyi korku sekanslarına geçebilecek nitelikte. müthişti! hele hele o daktilonun önündeki eldivenler ve kağıdın üzerinde yazılı olan isim..

    konunun işlenişi de güzeldi; oyunculuklar da.. özellikle çocukların doğallığı, bir korku filminden dışarı çıkıp çocuksu umutlara dair nefes almamızı sağlıyor biraz; fazla geçmeden entrikanın içine dalıyorsunuz. çok da abartmadan, imdb'de 8 puan verdiğim film, yönetmeni clouzot'un, alfred hitchcock'u haddizatında kafaya takmış bulunduğunu gösteriyor; besbelli hırs yapmış adam..


    (daradunga - 28 Mart 2009 12:50)

  • comment image

    orta halli kapasiteli roger ebert'in söylediğine göre, bu filmi izleyen bir adam alfred hitchcock'a bir mektup yazıp şunları demiş: "kızım diaboliques'i seyrettikten sonra banyo yapmaktan korkuyordu. şimdi de sizin çevirdiğiniz psycho 'yu seyretti, artık duşa girmekten de korkuyor. şimdi ben ne yapacağım?" alfred amca da cevabı yapıştırmış: "kuru temizlemeciye gönderin!"

    hikayenin orjinali: the famous story: a man wrote to alfred hitchcock: "sir, after seeing `diabolique,' my daughter was afraid to take a bath. now she has seen your `psycho' and is afraid to take a shower. what should i do with her?" hitchcock replied: "send her to the dry cleaners."


    (us and them - 11 Mart 2011 02:34)

  • comment image

    konuya kendini kaptırırsan bir süre sonra filmin siyah beyaz olduğunu bile farketmiyorsun. (bkz: :valla bak) kaldı ki konuya kendini kaptırmaman mümkün değil. filmin sonunu tahmin etme gibi bir hastalığın varsa, bu filmin tadını kaçırmamak için bunu yapma.

    önceki hayatımda kedi olduğum için olsa gerek, suyu pek sevmem, bu filmden sonra yıkanmayı da havuzu da sevmeyeceğim artık.

    seyreden, seyrettirin, tartışın, tartıştırın.


    (nevtek - 26 Nisan 2011 01:12)

  • comment image

    eger filmi izlemeden once bilmiyor olsaydim yonetmeninin hitchcock oldugunu zannedecegim film.

    --- spoiler basliyor ---

    malum hatunun olup olmedigi meselesini iyi dusunmek lazim. bana pek open-ending movie gibi gelmedi. yalniz sacma bir iki nokta var. eger hatun cidden olduyse, dedektif o olene kadar neden bekledi, cocuga sapani nasil verdi yok eger olmediyse o zaman nabiz olayi nasil aciklaniyor, gerikafali herif nasil cesedinin gittigini goruyor? bana sanki kadin oldu, cocuk yalan soyledi gibi geldi (zira yalanci oldugunu biliyoruz kendisinin) ama bu sefer de dedektif nasil o kadar mal olabilir. kadinin yanina geldiginde olanlari anlamis gibi konusuyor, kadinin olmesiyle aklandigini falan mi dusunuyor? her ne olursa olsun filmde biraz da olsa celiski oldugunu dusunuyorum. blade runner'daki gibi muglak seyler de degil, bariz celisik durumlar var. imdb forumunda da zaten pek kimse isin icinden cikamamis. romanini okursam o zaman daha net konusabilirim belki.

    --- spoiler bitti ---

    bu arada bu filmi sakin ranzada yatarken izlemeyin. ozellikle son yirmi dakika falan cok kotu oluyor. zaten gergin sahneler, izlediginiz oda da tamamen karanlik. tam onemli bir olay olmak uzereyken ranza kipirdiyor, siz "aha benim olanlari gordugumu fark ettiler, buraya geldiler. kac lan kac." gibi bir hisle tirsiyorsunuz. sonra anliyorsunuz ki oda arkadasiniz yatakta donmus..


    (sendelemeden - 22 Eylül 2011 03:00)

  • comment image

    --- spoiler ---
    bu filmde dedektiflik yapan emekli bir polis anlaşma bile yapmadığı biri adına ihbar bile edilmemiş bir olay hakkında ve olayla ilgili kimsenin rızası olmaksızın tanık sorgulamada bulunabiliyor, delil topluyor, hatta gece vakti bir yatılı okulda izinsiz dolanabiliyor. suçüstü yaparak sizi tutukluyorum ülen raconu kestiğinde katil çiftimizde asıl biz seni şuan karakola pedofili şüphelisi olarak rapor ediyoruz dese mesela gece vakti erkek çocuklarının yatakhanesinin de bulunduğu bir binada ne aradığını hiç bir şekilde belgeleyemez. o venezuela’lı kadın da öldü mü ne oldu o da belli değil pis bir şekilde ucu açık bitirmişler. yoksa onlarda dedektifle karşı atak mı yaptılar acaba belli değil? büyük bir ihtimalle öyledir.
    ---
    spoiler ---


    (basliksiz fuze - 13 Kasım 2011 19:41)

  • comment image

    gerilim ve gizemle birlikte burna adeta bir alfred hitchcock bir agatha christie kokuları getiren film.
    zaten film detaylarından da anlaşılacağı üzere filmin yapımcısı clouzot ile alfred in kapışmasına sahne olmuş. korku film üstadı sensin-hayır benim polemiği üzerine.

    malum bu tarz filmlerde spoiler ibaresi kullanmadan yazmanın mümkünatı yok. lakin diyeceğim şey şudur ki yapım yılı (1955) e göre oldukça başarılı ve kurgusunun sağlam olduğunu söylemek hiç de zor değil.

    tıpkı witness for the prosecution filmininin final sahnesinde yazı gibi o yazıyı da buraya yapıştırmayı uygun gördüm:

    "bu filmin yapımcıları henüz izlememiş dostlarınızın da zevk alabilmeleri için filmin sonundaki sırrı kimseye açıklamamanızı önerir."

    (bkz: witness for the prosecution/21)

    --- spoiler ---

    filmin sonundaki çocuğun yalan söyleme oalyı ise apayrı bir dünya. madem kadın öldü o zaman o sapanı kim verdi? çocuk aslında hiç yalancı söylememiş miydi yoksa? eğer çocuğun söylediklerinin doğruluğundan varsayımla hareket edecek olursak o zaman kadın ile emekli polis müfettişi ile birliği yapıyordu??? bu da yönetmenin başarısı ucu açık bırakmış olayı.
    ---
    spoiler ---


    (cahil prof - 7 Şubat 2013 17:57)

  • comment image

    --- spoiler ---

    bu filmle ilgili en tüyler ürpertici detay başrol oyuncusu ve yönetmen henri-georges clouzot'nun da eşi olan vera clouzot'nun 1960 yılında tıpkı filmdeki gibi kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiş olmasıdır. filmin finalindeki belirsizlik üzerine komplo teorisi inşa edecek olan varsa buyursun.
    ---
    spoiler ---


    (martin edilen - 15 Şubat 2014 22:44)

  • comment image

    ilk kez 1954 yılında çekilmiştir fransız yapımı ve yönetmeni henri georges clouzot'dur.hitchcockla kapışır.


    (veralynn - 29 Mayıs 2001 16:17)

  • comment image

    sözlükte makul düzeyde irdelenmiş bir film. ben de iki ekleme yapayım:

    -film bittikten sonra "diaboliklik (ibnelik) yapmayın. arkadaşlarınıza filmin sonunu söylemeyin" gibi bir yazı çıkar.

    -son 20 dakika boyunca bizzat yönetmenin karısı olan, bayan delaselle rolündeki vera clouzot'nun transparan geceliğinden göğüslerini izleyebilirsiniz. (muhtemelen dvd versiyonunda o kadar net değildir.) aynı yönetmen, eşini le salaire de la peur'da da benzer bir şekilde sergilemiş, diaboliklik yapmıştı.

    ayrıca belirtmeliyim ki, bu filmin hitchcock filmlerinden farkı konuya bir türlü girememesidir. film, gerilimli temposunu ancak ikinci yarısında yakalar.


    (parliament night blu ray - 24 Mayıs 2014 01:32)

  • comment image

    "gerilim sinemasın temelinin izleyiciyi tedirgin etmekten geçtiğini söyleyebiliriz. ancak grafik sahneler kullanmadan sadece olay örgüsü, zamanlama ve ışık gölge ile elde edilen, saf sinema duygusu barındıran klasik gerilim filmlerinde bir şey daha göze çarpar: yönetmenlik becerisi. bu açıdan türün doruk noktasında olan hitchcook’u saymazsak çok az yönetmen henri-georges clouzot’un yakaladığı sinema duygusunu yakalamayı başarabilmiştir. clouzot’un klasik dönem bir kara film ile gerilim sinemasını birleştirdiği les diaboliques/şeytan ruhlu insanlar ile izleyiciyi ekran başında sürekli tedirgin eden, hem olay örgüsü hem de yönetmenlik başarısıyla akıllardan kolay kolay çıkmayacak bir filme imza atmıştır.

    fransa taşrasında mülkiyeti karısı christina’ya ait bir yatılı okulda müdürlük yapan michel ayrıca okuldaki öğretmenlerden nicole ile de ilişki yaşamaktadır. bencil ve acımasız michel eşinin duygusal buhranlarından faydalanmakta, metresi ile ilişkisini de saklamamaktadır. yapılanlara daha fazla tahammül etmek istemeyen christina ve nicole, michel’i öldürmeye karar verirler. cesedi de okulun havuzun içine atarlar, ancak bir süre sonra havuz boşaltıldığında cesedin orada olmadığı ortaya çıkacaktır."

    yazının devamı için: http://www.cinerituel.com/…s-clouzot.html#more-1824


    (budemu - 2 Temmuz 2014 19:34)

  • comment image

    kesinlikle izlemeye değer oldukça iyi işlenmiş bir gerilim filmi.

    --- spoiler ---

    filmin ilk yarısında nedense gerçekten de nicole ile christina delassalle'ın michel'i öldürecekleri/öldürdükleri ancak sonradan işlerin bir şekilde sarpa saracağı beklentisi içindeydim. derken michel'in cesedi havuzdan çıkmayınca bu seferde iki kadının michel'i yine de öldürdüklerini ancak nicole'ün christina'ya kumpas içinde ikinci bir kumpas kurduğunu düşündüm. en sonunda anlaşıldı ki michel hiç ölmemiş, kumpası kuran ise nicole ile beraber her ikisiymiş.

    amma velakin filmin en sonunda yaptıkları yanlarına kâr kalmadı. zira gökten zembille inen emekli müfettiş, ikiliyi enseledi.
    hoş, o müfettişin de olaylara dahil olma biçimi ve kendi kendine soruşturma başlatıp kimsenin de ona engel olmaması biraz gerçekçiliği zedeledi. (bkz: #26140307)

    christina delassalle'e gelince öldü mü, kaldı mı tam anlaşılamadı ama benim uygun gördüğüm sona göre, olan biteni önceden anlayan emekli polis müfettişinin yardımıyla aynı oyunu michel'e oynadılar. christina tam da kocasının beklediği gibi yemi yutmuş ve kalbi fazla korku ve heyecana dayanamayıp ölmüş taklidi yaptı ve böylece müfettiş ölümü kutlarken yaptıklarını itiraf eden katil çifti suçüstü yakalamış oldu.
    sapanlı çocuk da -filmin sonunda- gerçekten de doğruyu söylüyordu.

    yalnız bu sona uymayan tek bir soru işareti michel'in karısının nabzını kontrol edip öldüğüne kanaat getirmesiydi. orada bir çelişki oluyor.
    yok eğer christina gerçekten de öldüyse o zaman diğer yol (müfettişin ne ve neden yaptığı konusunda) biraz soru işaretli kalıyor??

    ---
    spoiler ---


    (juvares - 4 Temmuz 2014 21:07)

  • comment image

    1955'te yapilmis bi filmin, belki de yuzlerce farkli sasirtmali film sonu izlemis seyirciyi bugun bile bi o koseye bi bu koseye yatirabilmesi gercekten olaganustu bir eser yapildigini acik bi gostergesi... birini tahmin etseniz bile ikinci hic beklemedigniz yerden geliyor.... bravo... benzer bi baskasi icin (bkz: witness for the prosecution)

    --- spoiler ---
    christina'nin siniftaki ogrencilere ingilizce fiillerin cekimini ezberlettigi sahnede, bi yandan pencereden havuzu temizleyen hademeye dogru baktigi sirada, ogrencilen tam da "to find" "found... found" diye tekrarlamalari ince dusunulmus guzel bi sahneydi...

    (bkz: havuz problemi)

    filmin sonu haikaten tam bi muamma... ama ben olayin ne christina, ne marcel, ne de nicole'un kontrolunde gerceklestigini dusunuyorum, bence asil kahraman, olaraya sonradan dahil olan dedektif idi, tek basina uc kusu birden vurdu... birbirini oldurmek icin seytanca (diabolique) planlar yapan bu uc acinasi insanin hepsinden brden kurtulmak istedi ve bunu pek guzel basardi... dedektif her seyin farkindaydi, hatta christina'ya michel bu gece gelecek bile dedi, daha ne olsun?

    diger secenekler mantikli degil... marcel ve nicole'un cezalandirilabilmesi icin ortada bi ceset olmasi lazim, christina numara yapmis olsa bile kendi vucudu yerine gececek baska birini bulmasi gerek... ayrica nabiz sahnesini nasil izah edecegiz?... bence dedektif her seyi bilmesine ragmen christina'ya gercekleri soylemedi ve kalp krizi ile olmesini seyrederek onu da cezalandirdi...
    ---
    spoiler ---


    (levenspiel - 12 Ekim 2014 00:50)

  • comment image

    les diaboliques (celle qui n'était plus) adıyla 1952'de yayımlanmış boileau-narcejac romanı.. clouzot bu romandan yola çıkarak diabolique'i çekmiştir..


    (rumblefish - 2 Aralık 2004 21:21)

  • comment image

    korku sinemasından kaybolan ceset, gece odada beliren yabancı gibi klişeleri yaratıcı bir biçimde ödünç alıp, havuz ve küvet gibi kolay kolay eskimeyecek korku araçları hediye etmiş, şaşırtıcı bir başyapıttır orjinali. en ilginç sahnesi ise fotoğrafta beliren hayalet esprisini çok farklı ve etkileyici bir şekilde sunduğu okul fotoğrafı bölümüdür. yeniden yapımlarının her biri, bir öncekini aratır niteliktedir.


    (enis zenci - 11 Aralık 2004 20:52)

  • comment image

    les diaboliques (ingilizceye she-devils olarak cevrilmistir) barbey d'aurevilly'nin 1874 yilinda yayimlanan oyku kitabi. kitapta diabolik, seytani kadinlari anlatan alti oyku bulunur. oykuler tamamen birbirinden bagimsiz olsalar da anlati icinde anlati, dandy erkek karakterler, seytani kadin karakterler, suc, erotik vahset, gunah, devrim ve napolyon sonrasi fransa, onemini yitiren (ki barbey bundan son derece rahatsizdir) aristokrasi ve normandiya (kuzey fransa) gibi oykulerde tekrarlanan konular oykulerin belli bir sistemi olduklarini gosterir.


    (roman - 17 Ekim 2005 21:15)

  • comment image

    1955 yapimini dun gece gerile gerile izledigim film. eskiden, ulan eski filmlerden ne gerilecem, ne efekt var ne dogru durust senaryo derdim, hitchcock filmleriyle azda olsa seneryo konusundaki dusuncelerim oldukca degisti (bkz: stage freight) (bkz: i confess) (bkz: rebecca), ama diabolique efektleriyle de adami tirstiriyo be. hele son 20-25 dakkasinda acaba gece gece degil de gunduz mu seyretsem bile oldum


    (partizan turks - 3 Aralık 2005 17:34)

Yorum Kaynak Link : les diaboliques