Les quatre cents coups (~ 400 Darbe) ' Filminin Konusu : Dokuz buçuk yaşındaki Antoine ceza olarak aldığı ödevi yapamaz ve ertesi gün okula gitmekten korkar. Arkadaşı René ile birlikte okulu kırıp haytalık yaparlar. Antoine, öğleden sonra sokakta annesini başka bir erkeğin kollarında görür ve alt üst olur. Okula dönünce içinde bulunduğu ruh halini etkisiyle mazeret olarak annesinin öldüğünü iddia eder. Antoine'ın anne ve babası okula geldiklerinde gerçek ortaya çıkar. Cezalandırılmaktan korkan küçük kahramanımız bu kez akşam eve gitmekten korkar. Geceyi sokakta geçirirse de ertesi gün yakalanır ve ev hayatı tekrar başlar. Annesinin ölümüyle ilgili yalanından ötürü Antoine'a hala garezi olan öğretmeni ona ve René'ye 8 gün okuldan uzaklaştırma cezası verir. İki kafadar durumu ailelerine açıklayamayacakları için evden kaçmaya karar verirler. Amaçları denize ulaşmaktır. Ama paraları yoktur. Bunun üzerine Antoine gece babasının bürosuna gidip bir daktilo çalmak ister. Ne planlar istendiği gibi gider, ne dertler biter...Fransız sinemasına yeni bir soluk getirmek için kolları sıvayan genç ve çok bilmiş Cahier de Cinema tayfasının en cesurlarından olan François Truffaut, 400 Darbe ile sadece biçimsel anlamda değil, içerik olarak da tokat gibi bir filmle çıkagelir ve tüm dünyada ayakta alkışlanır. Yeni Dalga'nın bu en müstesna yapıtıyla, 1959 yılında Cannes'da En İyi Yönetmen ödülü ve New York Film Eleştirmenleri'nden de En İyi Yabancı Film payeleri geliverir. Elbette bu, Fransız sinemasının on yıllarca sürecek temsilciliğini yapma onurunun yanında hiç bir şeydir.Meraklı okurlarımız için, '400 darbe'nin Fransızcada 'okul kırmak' yerine kullanılan bir deyim olduğunu da ekleyelim.
Ödüller :
Rashômon(1950)(8,3-130627)
Ladri di biciclette(1948)(8,3-126309)
Det sjunde inseglet(1957)(8,2-140302)
Smultronstället(1957)(8,2-83872)
Tôkyô monogatari(1953)(8,2-42354)
Le salaire de la peur(1953)(8,1-48017)
Le notti di Cabiria(1957)(8,1-37769)
8½(1963)(8,1-97808)
La dolce vita(1960)(8,1-58761)
Persona(1966)(8,1-84597)
Jules et Jim(1962)(7,9-32694)
À bout de souffle(1960)(7,9-64284)
Cannes Film Festivali : "Best Director"
Cannes Film Festivali : "OCIC Award"
o antuan'ı jean pierre leaud canlandırmıştır.
(dirtyharry - 19 Mart 2002 20:57)
hakikaten de sahane bir truffaut filmidir, diyerek sozluk kurallarini bertaraf ettikten sonra asil anlatmak istedigim konuya gececegim izninizle, yani, pisican ile ilk karsilasmamin hikayesine.her cuma is cikisi ata bindigim ciftligin bari da oldukca keyiflidir, moda tabirle. yine bir cuma gunu biraz once bindigim at ahirda, ben barda terlerken, iki uc metre otemde etrafindakilere hikayeler anlatan ve onlari da kendisini de gevrek gevrek gulduren bir adam cekti dikkatimi. kulak kabarttim, anlattigi hikayenin ne oldugunu merak ettim. barin gurultusu, barmenin zeka testi sorulari, etraftaki guzel bayanlar derken hikayenin cogunu kacirmisim. tek duyabildigim, dakikada 120 darbe, ve guinness rekorlar kitabi sozleriydi.bu iki kavrami birlestirmeye calisirken 3-4 bardak mcallen icmis oldugumu farkedince, gidip hikayeyi birinci agizdan, esrarengiz hikaye anlaticisindan ogrenmek istedim.parlak siyah sacli, ince kaytan biyikli, uzun boylu ve tariften anlsildigi uzere hos gorunumlu bu beyin ismi pisican imis.merakimi bagislamasini, ancak anlattigi hikayeye istemeden kulak misafiri oldugumu, daha dogrusu yarim kulak misafiri oldugumu, bir iki kelimeyi ancak duyabildigimi, yine de dinleyen beyefendilerin ve hanimlarin kahkalarini isittigimde duydugum meragi ortbas edemedigimi soyledim kendisine. ilk once anlattigi hikayenin truffaut'nun 400 darbe filmiyle ilgisinin oldugunu dusundugumu, ancak guinn rekorlar kitabini bu kontekstin icine oturtamadigimi da ekledim.catapat gibi keskin birkahkaha atti ve anlatmaya basladi.mandacan isimli bir arkadasinin pisican'a anlattigi bir hikayeymis aslinda bu hanimlari, beyleri gulduren hikaye.mandacan, arasi hanimlarla oldukca iyi, yakisikli, guzel konusan bir beyefendiymis. davetlerde, eglenceli toplantilarda, kokteyllerde etrafinda kadinlari cember yapip onlara hikayeler anlatan mandacan'in bu guzel hikaye anlatma meziyetinden baska bir meziyeti daha varmis ki, ki tum dunyada bu hayretkar ozellige sahip baska bir insan daha yokmus. hikaye anlatmada basariyla kullandigi dilini, beraber oldugu hanimefendilerin - ki hergece baska bir hanimla olmayi yeg tutarmis - anlattiklarina gore, baska yerlerde de gayet ehliyetli kullanirmis. ehliyet ve tecrubenin disinda, dilini kullanmadaki surat oylesine yuksekmis ki, bu hanimlardan birkaci bu coskuya dayananamis ve bayginlik gecirmisler. martinik adasi valisinin karisi kontes aimee, mandacan'in bu meziyetini coktandir duyuyormus, ancak tecrube etmek firsati bir turlu bulamiyormus. birgun isleri dolayisiyla orta bati yeni dunyaya geldiginde yanindakilere mandacan'i bulmalari icin dort bir yana salmis. nihayet mandacan bulunup yanina getirildiginde, aimee, mandacan'dan kendisine bir gosteri sunmasini rica etmis.bu gosteri sirasinda guinness rekorlar komitesinden iki katip de hazir bulunacaklar, ve olanlari kaydedeceklermis. (aimee'nin bunu istemesinin sebebi, adaya dondugunde arkadaslarina yasadiklarini kanitlamakmis.)nihayet, salon hazirlanmis, sehpa kurulmus ve mandacan gosterisini sunmus. o gunku kayitlara gore, guinness katiplerinden biri dil darbelerini dakikada 121, diger katip ise 120 olarak saymis. daha sonra foto finish'ten anlasildigi uzere dogru sayinin dakikada 120 dil darbesi oldugu anlasilmis. pisican hikayeyi bitirince bir gevrek kahkaha daha atti ve ne ictigimi sordu. beraber bir iki bardak mcallen daha ictikten sonra cheshire barina gitmeye ve hikayelerimize orada devam etmeye karar verdik.o gunu, yani zihnimde, boluk porcuk duyduklarimla, mandacan'in marifetlerini truffaut'nun bir filmiyle nasil karistirdigimi dusundugumde kendimi gidiklanmaktan alikoyamam.
(madeira - 27 Nisan 2002 00:58)
ele$tirmenlere gore trufua'nin antuan ile kendini anlattigi film imi$. zira trufua da madden ve manen zor bir cocukluk gecirmi$ bi insanmi$, tipki antuan gibi biraz ha$arilik da varmi$. okyanusla sembolize edilen kaci$ ve ozgurluk duygusuna sahipmi$. $ahsi kanaatimce bu duygusunu sonunda tatmin ettikten sonra vardigi $a$irtici ruhaniyet olsa gerek ona bu fimi yaptiran (bu durumun ne olduunu soylemiyorum spoil etmemek icin) o ruhaniyet ki filmin son karesini te$kil edenve de omr-u hayatimda izledigim en guzel sona sahip olan filmdir, evet evet oyledir
(trenchkot - 7 Eylül 2002 01:13)
bir rivayete göre truffaut filmi nasıl bitireceğini bilemediğinden öyle bitirmiş. ve evet o velet truffaut'dur, kaşı gözü de benzer...
(can sebahattin dere - 7 Eylül 2002 01:19)
bugune kadar yapilmis cocuk ruhunu en iyi analiz edebilen film oldugu soylenir. bilmem ne derece dogrudur. cogu filmde bu filme referanslar vardir izleseniz sasar kalirsiniz.
(insidious - 17 Eylül 2002 23:00)
cocuklarin "ama sij bije naaptiniz?" ya da "size baba diyebilirmiyim" diyerek gercek hayattta asla raslanmiycak bicimde konustugu yesilcam filmlerinin saygideger yonetmenlerinin otomatik portakaldaki alex in iskence pozuna getirtilip bethoveen esliginde defalarca izlemesi gereken truffaut saheseri. 'nuff said
(khaotik - 19 Şubat 2003 12:38)
yarın akşam cnbce'de gösterilecek olan film. en sevdiğim truffaut filmidir, hatta en sevdiğim filmlerden biridir direkt. salonda izleme şerefine nail olduktan sonra ıslak istanbul sokaklarında şuursuzca yürüdüğümü hatırlarım.
(neen - 25 Mart 2003 10:57)
"en"lerden pek haz etmem ama sanırım en sevdiğim 3-5 filmden biridir
(trenchkot - 27 Mart 2003 02:00)
400 darbe adiyla bilinen françois truffaut'nin (nun ya da non herneyse) yonettigi guclu bir film. çok öznel olacak ama: antuan isimli, olması istendiği şekilde olmadığı için hem okulu hem de ailesi tarafından itilmiş kimseden destek bulamayınca da bir nevi asi moduna giren kendi halinde bir veledin hikayesini anlatır.
(trenchkot - 22 Ocak 2002 01:59)
new wave akimini ba$latan filmlerden biridir, hatta odur
(trenchkot - 22 Ocak 2002 02:02)
Yorum Kaynak Link : les quatre cents coups