günümüz itibariyle hala sahneleri aklıma geldikçe beni güldürür. allahtan kafa dengi arkadaşlarım var da, habire durduk yere alakasız sorulara "isyanım var ulaaan", "ben de bob marley faruk, memnuuun oldum, hallahalla", "senin yüzüne ne olmuş rebroy", "hiper optik masküler dondurucu", "gemi biraz sağa mı çekiyor kuna", "ne matriki lan, bunlar benim tansiyon haplarım", "lan bana dünya yanıyo deseler seni öpmem" gibi saçma sapan cevaplar verip kendi kendimize eğleniyoruz. yaş oldu kaç, hala nelere gülüyoruz di mi?

ama öyle demeyin yav, gülmek güzel şey.

(lizarazu - 28 Nisan 2009 02:55)

cem yılmaz filmin senaryosu hakkında şöyle demiş;

“g.o.r.a”yı ilk yazarken, karakterin adı sami’ydi. yazdık bitti, çıktı aldık. içimden bir ses, bunu “arif yapalım” dedi. word programında öyle bir şey var ya; “find all sami, change to arif!” çat çat, hepsi değişti. içim çok rahat etti. babamı çok severim ben....

kaynak : milliyet.com.tr

(evildeth jr - 28 Haziran 2009 17:06)

ilk denememde izleyemedim.

sanıyorum liseki son senemdeydi zamanı. ilk çıktığı gün gidip izlemek için can atıyorum. ama süper salak ben, benden daha gerizekalı olan dandirik kız arkadaşı da götürmeyi hiç aklıma getirmiyorum. ama ağzımdan kaçırınca da mecbur kalıyorum. bu salaklığımla da yetinmeyip biletleri kıza aldırıyorum evine yakın diye. sabah saat 8 olmadan kalkıp bilet alıyor. ben sikseler o saatte kalkıp gitmem işe.

neyse giriyoruz üsküdarda kançal pasajındaki sinemaya. zaten toplasan 50 kişilik salon. içerde cips yiyeninden tutta ekler pasta yiyeyine kadar her türlü adam var. duyan herkes resmen gelmiş. arka sıramda oturan üsküdar/kadıköy dolmuş şoförleri zaten her şeyi de açıklıyor.

daha filmin ilk dakikasında iyi veya kötü her dakka kendini gülmeye şartlandırmış insanlar yüzünden çoğu sahne zaten kaçtı. cem yılmaz "-lan" diyor, bizimkiler hahaahah, "-ufo" diyo ohühüü. bi yandan da her gördüğü ayrıntıyı soran salak kız. turist rehberi gibi bi yandan görüp bi yandan da naklediyorum. derken ara veriliyor.

aradan sonra ise garavel ustanın işin içine girmesi daha düzeltti ortamı.. çoğu hareketine anlam veremedikleri için ne gülen vardı ne eden. aradan önce her sike yarılan millet sanki başka bi filme gelmişler gibiydi. aynı olan tek şey bizim kızın soruları. derken arif eline yapışmış dergiyi aldı ve cart diye açtı. bi tek ben hayvanlar gibi tepiniyorum. herkes yanlış bi şey yapmışım gibi esra ceyhanlaşıp cıkcıklamaya başlıyor. o arada benim ki;

-ayhaahha uğur noldu niye güldün [aklını siktiğim anlamadın niye gülüyosun]
-oyhoho yok canım yok öyle bi şey geldi aklıma
-hayır ya anlamadım ben güldüğün şeyi nolduaa
-dergi, dergiye gülüyorum [hala ne dergisi neyin olayı anlamadı]
-tamam da nolmuş dergiye
-...
-ya allah kahretsin tamam. garavel almış dergiyi araya attırmış oldu mu? hadi gül
-ne gülcem be heh [burda mısırı kucagıma döküyo]
-ben o mısırlara 5 milyon verdim biliyon mu

kalktı karı gitti filmin ortasında iyi mi?

sonrasında ise o sinemada hayvanlar gibi gülen heriflerin tamamı çıkışta beğenmedim tribi yaptı. velhassıl kelam bu şartlarda bile çok güzeldi. belki 20 kere de evde izledim.

o gerizekalı karı bile evlenip çoluk çocuğa karıştı. biz hala dergilerle şeyiz.

-dergilerle neysin uğuaaar

(trixx - 13 Ocak 2010 05:27)

--- spoiler ---
arif kaçırıldığında telefona sarılıp arkadaşını arıyor.

- alo muhittin, uzaylılar tarafından kaçırıldım!
- evet, tarafından.

--- spoiler ---

(botturgec - 14 Ocak 2010 01:24)

cem yılmaz'ın bu filminde iki kere yaptığı bir şey var. saçmasapan bir kelimeyi tekrarlattırmak. ilki, kaçırıldığında:

- alo muhittin, uzaylılar tarafından kaçırıldım!

şimdi burada normal diyalog nasıl olurdu?
- alo muhittin uzaylılar tarasından kaçırıldım...evet uzaylılar!
ama cem yılmaz olunca şöyle oldu:
- alo muhittin, uzaylılar tarafından kaçırıldım...evet tarafından!

ikincisi, kutsal taşları kullanırken:
- o kadar kafası çalışsaydı o taşların doğada bulunan dört elementi sembolize ettiğini anlardı.

olması gereken:
- o kadar kafası çalışsaydı o taşların doğada bulunan dört elementi sembolize ettiğini anlardı.
+ doğada bulunan dört element mi?
- doğada bulunan dört element tabii

ama gora'da:
- o kadar kafası çalışsaydı o taşların doğada bulunan dört elementi sembolize ettiğini anlardı.
+ sembolize mi?
- sembolize tabii

işte cem yılmaz'ın çok iyi yaptığı bir şey. karakterlerin saçma tepkiler vermesi, karşıdakinin de bunu gayet normal karşılayıp ona göre cevap vermesi... hani ince espriler falan denir ya, bu çok ince bir mizah bence. bu sahneler bile filmi her gördüğümde seyretmeme neden oluyor.

(waiting for azrael - 17 Haziran 2010 18:08)

kilim sahnesinde yaşanılan esnaf ingilizcesinde ki saçmalamanın boyutu, gülerken insanlıktan çıkmaya neden olabilir ;

- so, you're speaking english !

- speaking english? i live in english. it's not only language to me. it's totally best way of expressing my own. you know, sometimes i'm dreaming of a world, all people understand each other perfect. yeeeesss, l have a dream. imagine all the people dancing and touching each other. communicate in a joyful harmony. ( hağmıniiiiğ )

- oğlum çay söyle. bakma sığır gibi.

- tea ?

- no thanks.

- sen söyle, siktir et.

(brigittebardot - 24 Haziran 2010 19:39)

halen her hatırladığımda güldüğüm tonlarca sahneyle doludur. hala spoiler vermek gerekli mi bilmiyorum, ama yine de vereyim.

--- spoiler ---

garavel: unutma gücünü iyilik içinde kullanabilirsin.
arif: karetenin neyini iyilik için kullanıcam hocam, ağzına ağzına vurucam işte.

--- spoiler ---

bu filmi boşboğaz şakalar ve komikliklerden ibaret sananlar bu sahneyi bir daha düşünsünler. uzakdoğu döğüş sporlarının tümünün salak felsefesi

(pelamon - 11 Eylül 2010 00:01)

--- spoiler ---

komutan logarın neden dünyalılardan nefret ettiğini açıklarken bahsi geçen olayın vuku bulduğu tarih 14 temmuz 1789'dur.

--- spoiler ---

(bkz: fransız ihtilali)

(narcissa - 24 Şubat 2011 15:07)

" alo, muhittin! amerikan baskani da dahil herkesi devreye sokun, uzaylilar tarafindan kacirildim. ney? evet, tarafindan."

cumlesini 1765. kere seyrettigim de 1765. kere hala yariliyorum, hala yariliyorum arkadas!

(the spy in the attic - 12 Mart 2011 20:10)

ben ne hayatımda bir filme bu kadar gülmüştüm, ne de bir sinema salonunu bu kadar gürültülü görmüştüm.
her espriden sonra filmde öyle bir kahkaha kopardı ki, ardından gelen espriyi duyamazdınız o yüzden 2 kez 3 kez izlemek gerekirdi ki bir haftada 3 kez izlemiştim.
türklerin asla ve asla daha iyisini yapamayacağı bir komedi filmidir. her yönüyle. (dünya ile türkiye arasında büyük mizah farkı olduğu için, onlar zaten yapamazlar. ot içip komik dans etmeye başlayan zenci torbacıya gülemiyorum ki ben)

(kamera motor - 23 Ekim 2011 09:51)

filmi doğru düzgün izlememiş, anlamamış, yeni yeni farketmiş bebelerin komik bulmadığı mükemmel komedi filmi.
türkiye'nin en çok güldüren filmidir.
sanırım öyle de kalacaktır.

(hayaletin garip huylari - 23 Ekim 2011 09:54)

film çıktığından sekiz yıl sonra fark etmiş olsam da;

--- spoiler ---
komutan logar bir konuşmasında goralıların yüzde altmışı aptaldır diyerek aziz nesin'e selam çakıyor.
--- spoiler ---

edit: lan fark edip söyleyende hata.

(bohr atom modeli - 10 Mart 2012 00:39)

filmin başlarındaki araba sahnesinde "mothe' fucke', yeah yoo mothe' fucke', yeah yo' freakin' mothe' fucke, yeah yoo mothe' fucke' " adlı türküyü çığıran arkadaş murat boz olup bu gereksiz bilgiyi siz saygıdeğer insanlarla paylaşmaktan duyduğum haz ve mutluluğu.. daha fazla saçmalamadan;

(bkz: sarı ev)
(bkz: ozan çolakoğlu)

(muhmili - 2 Eylül 2012 16:22)

bana göre en komik sahnesi erşan kuneri'nin ofisinde yaşanmıştır.

bob marley faruk bir film işi için ofise gelir:

faruk: abi muhteşem bir projem var adı "ayda sevişenler"
erşan kuneri: ayda olmaz 1 haftada çekmemiz lazım.

ben bunu izleyip izleyip gülerim. çok sevdiğim bir filmdir.

(testis - 4 Aralık 2012 22:19)

sırf ozan güven'in muayene olurkenki "artur si klaark, tanrılırın arabılırıı, speyşıl odisiy ya" dediği sahne için bile saygıyı hakeden film. millet o sıra küfüre gülerken ya da küfüre bok atarken adam 2001'den falan bahsetmiş, millet hâlâ cem yılmaz'ı şahan gökbakar'la kıyaslasın. recep ivedik izleyicisinin %5'ini falan anca anlayabileceği düzeyde bir film bu. turizm işinde çalışan biri olarak (transfermenlik yapıyorum) halıcı arif karakterinin üzerine iki ciltlik kitap yazabilirim.

(buford tannen - 24 Aralık 2012 00:57)

cem yılmaz klasiklerinden. dikkat ettim, filmde geçen bir çok espriyi, öğeyi, bir çok şeyi bugün kullanıyoruz. dilimize yerleşmiş durumda. öyle etki eden bir film asla eskimez; tıpkı kemal sunal filmleri gibi.

(magracer - 16 Mart 2013 18:48)

cem yılmaz'ın mizah cephanesinin % 60-70'ini kullandığını düşündüğüm, 5. izleyişte bile farklı bir espri yakalabileceğiniz komedi dalında türk sinemasının başyapıtlarından biri.

(dennisrodman91 - 29 Aralık 2013 00:28)

anladığım kadarıyla herkesin farklı farklı sahneleri "en komik sahne" olarak kabul ettiği film.

bana göre de en komik sahne garavel'in rakıyı içtikten sonra "azim, irade, hırs" diyerek daldan dala atlaması, "isyanım var ulan" bağırması, faruk'un "arif deli oğlum bu" demesi.

ikinci olarak da, garavel'in "ceku'yu dünyaya götürmem lazım, arkadaşıma söz verdim, anlıyor musun ha anlıyor musun" diye bağırdığı sahnede arif'in yüzünde oluşan tırsak ifade ve "anlıyorum ya" demesi.

(nuri - 12 Mayıs 2014 12:30)

arif japon turistlerden dayak yedikten sonra onlara ithafen:

- terbiyesiz insanlar.. evinde video yapan adam gelmiş buraya taş toprak geziyor ya.. terbiyesizler.. ondan sonra turizm patlayacak!?? nereye patlıyor ya?

homemade amateur japon porno videolarına güzel bi gönderme hahaha.. 10 sene sonra anlamasaydım daha iyiydi tabi ama neyse

(wepa - 11 Ekim 2014 22:02)

cem yilmaz'i onceden de sevmiyordum diyenleri bir kenara ayirirsak; son 5-6 senedir kendini bir magaraya kapatmamis hemen her insanin cem yilmaz'in nasil bir komedyen oldugu, ne tur espriler yaptigi, genel tiplemeleri vs gibi seylerden haberdar oldugunu dusununce "hic bekledigim gibi degil! anna karenina bundan daha guzel bir eserdi" seklindeki yorumlar daha da abeslesiyor.

ilginctir, bu filmi elestiren cogu insandan "o kadar fazla gulmedim, 4 tane espriye guldum" gibisinden istatistiki sonuclar geliyor, izlerken nasil bir stres yapmissiniz, nasil bir ruh haline girmissiniz anlamadim ki?

"aha guldum! bununla beraber 4 etti. ahhhehhah yok yok bu sayilmaz, cok da komik degildi ossurukla ilgili espri mi olur. uc tane.. uc tane.. unutmamalehahuahua bak gene guldum ama bu da cok bayagi be."

(arioch - 20 Kasım 2004 19:30)