cem yılmaz yönetilmeli, yönetmemeli dedirten film. cem yılmaz'ın sadece oyuncu olarak rol aldığı yapıtlar daha iyi oluyor. filmi sabırsızla bekliyorum. yüksel aksu'nun başarılı olacağına inanıyorum.

(scholes - 8 Ocak 2016 11:00)

filmden az önce çıktım. öncelikle dondurmam gaymak diyenlerin hepsi yanıldı. film beklentinin çok üzerinde. gidin izleyin.

(seko3 - 27 Ocak 2016 23:09)

din, günlük hayat ve ideal dünya arasında ortak kelimelerin anlam kaymalarını çok güzel kullanan baya iyi bir türk filmi olmuş. dondurmam gaymak ile alakalı gibi gösteren şey ege insanları olması. doğma büyüme istanbullu olan senle ben ne kadar benziyorsak iki film de aslında o kadar benziyor.

yüksel aksu'nun, dondurmam gaymak ve entelköy efeköy'e karşı filmlerinden sonra kendini yönetmenlik ve diyalog yazımı konusunda ciddi ölçüde geliştirdiğini gördüm. özkan uğur gibi cem yılmaz'ın da asıl mesleğinin oyunculuk olduğunu seneler önce anladık zaten. döktürmüş. itiraf edeyim, bana uzaktan hiç güven vermeyen çocuk oyuncu berat efe parlar resmen kusursuz oyunculuk çıkarmış.

her şeyden önce "film" olarak olmuş bu film. esprisi de duygusu da oldukça yoğun. babam ve oğlum da aynı coğrafyanın aynı dertteki acı hikayesi olduğundan elbette anılacaktır. babam ve oğlum üzerinden 11 sene geçmiş. bu film yeni neslin babam ve oğlum'u olmaya aday. açık konuşmam gerekirse çağan ırmak'ın geldiği çizgide yaptığı filmlere gitmek için ya anne olmanız gerekiyor ya da 20 yaşın altında kafası karışık bir kızcağız. iftarlık gazoz'un kapısı herkese açık. diğer filmlerde bu filmdeki özenin çeyreğini görmek de mümkün değil. karşılaştıracak çok bir seçenek de yok zaten, oldu bitti komediler dışında "sinema" anlamında berbat filmler çekiliyor. elif dağdeviren'in yapımcılığa dönmüş olmasına da bu yüzden ayrı sevindim. kalitesiz bir şey yapması mümkün değil. umarım hız kesmeden yeni yeteneklerin önünü de açarak film yapmaya devam eder.

kısacası ben pozitif beklentilerle girdiğim halde beklediğimin çok çok üstünde bir film ile çıktım. çok güldüm çok ağladım, hikayeden de keyif aldım. tavsiyem, 720p full izle sitelerinde ya da 5 ay sonra tv8'de lan'ların bile kırpıldığı 25 dakikalık reklam aralarıyla izleyip bu güzel filme yazık etmemeniz, sinemada hakkını vermeniz.

(radioheadbanger - 28 Ocak 2016 10:36)

sözlükte genelte teknik konular eleştirilmiş. ben muhteşem bir çocuk oyuncu performansı ve sıcak keyifli bir film izledim. bir yere kadar keyifle getirdi ve sonunda şamarı patlattı. kesinlikle ''bunlara ne versen yerler'' tadında bir film değildi. öyle düşünene filmden bir replik ile karşılık veriyorum.

''ne yiycen sen eşşeğin sikini mi yiycen''

(atli akinlarda sen olan cocuk - 30 Ocak 2016 12:26)

olmus film, boyle filmler desteklenmeli izleyin izlettirin ki kurtulalim sacma sapan yerli romantik komedi furyasindan. yillardir gosterileri ile insanlari gulmekten kirip geciren cem yilmazin komedi disindaki filmlerde bu kadar basarili olma ironisi devam ediyor.

(giotean - 30 Ocak 2016 21:36)

gittim, eve geldim, ve şimdi bu başlıktaki olumsuz eleştiri entry'lerinin yazarlarını engelliyorum.

(the nerdest nerd ever - 30 Ocak 2016 22:24)

tabiki ekşiciler beğenmemiştir, bakmayın siz onlara çok samimi sıcak bir film. kesinlikle izlenmesi gerekiyor bana kalırsa, hatta ikinciye de giderim ben.

sizi temin ederim ki, gözleriniz nemli, bünyeniz susamış bir şekilde çıkacaksınız filmden. detaylara girersek;

--- spoiler ---

öncelikle filmdeki hasan karakterinin odtü'lü olması beni kendisine daha çok yaklaştırdı, o yüzden son sahnede ağlamama engel olamadım.

filmde özellikle o yaşlı teyzenin bizim adem'e sürekli bir şeyler yedirmeye çalıştığı sahneler çok güzel, samimi ve komikti.

sonlara doğru ak gezen arkadaşlar beğenmemiş olacak ki çıktılar, ne güzel izliyorduk oysaki. öyle vaaz kısımlarında rahatça izlerken ters köşe olunca dayanamadılar zannımca.

detaylar çok güzel bağlanmıştı. filmde kopukluk yoktu yani. en basitinden cami hocası 61 gün oruç tutmak gerekir dediğinde, adem'in ölüm orucunun 61. gününde ölmesi, sonunda zafer işaretiyle veda etmesi güzeldi. ayrıca berna'nın da adem'in hediyesi gazoz kapaklarını saklayıp mezarına getirdiği sahnede duygulanmamak mümkün müydü? bence hayır..

oyunculuklar da sade, abartısız ve yerindeydi. kimse göze batmadı özellikle berat efe parlar'ı tebrik etmek lazım, iyi bir oyuncu olacağını kanıtlamış oldu. cem yılmaz'a gelirsek; bu filmin gişedeki büyük etkisi o olacaktır, oluyor da zaten. ege şivesini çok güzel kotarmış, hatta sindirmiş bile denebilir hiç sırıtmadı ve iyi bir oyuncu nasıl oynamalı, onu gösterdi bizlere.

yüksel aksu'yu tebrik etmek lazım çünkü sade, duygusal, eğlenceli bir film yapmış ve hepsi dozunda. ne fazla duygusal ne de fazla güldürücü, olması gerektiği gibi.

özetle; gidin, izleyin, gülün, ağlayın ve güzel bir iki saat geçirmenin tadını çıkartın. ekşiciler gibi beğenmemeye de kasmayın. evet filmde hatalar yok mu tabiki vardır ama sen hataları bulmaya kasarsan kendini, filmden tat alamazsın sonra da beğenmezsin tabii. ak gezenler gibi yarısında çıktım diye yazarsın sonra buraya.
--- spoiler ---

edit: prdeay'a düzeltme için teşekkürler, yüksel aksu olacak

(ssatiliknick - 30 Ocak 2016 22:30)

atlayanlar için (filmi izlemeden bakmayın):

--- önemli spoiler ---

adem, çocukken bozduğu orucunun kefaretini 61 günlük ölüm orucuyla ödemiştir.

--- önemli spoiler ---

(sabloncu - 30 Ocak 2016 23:02)

"cenab'ı allah dünyayı yarattı, atatürk vatanı kurtardı. fazlasina gerek yok." cümlesiyle muğlalıların dünya görüşünü açıklamış sıcacık bir film.

(baltaless - 31 Ocak 2016 10:57)

filmin ortasında evlenme teklifi aldığım için, ömrüm boyunca unutmayacağım bir film olmuştur kendisi. ve gidin, izleyin...

(ephinoia - 1 Şubat 2016 03:44)

türk sinemasındaki pek çok efsane isim, hep aynı rolleri oynadığı için eleştirilir. oyunculuk yönleri zayıf bulunur.

istisnası sadri alışık'tır. dalgacı bir serseriyi de, afyon bağımlısını da, müflis bir aristokratı da aynı oyun gücüyle canlandırmıştır.

cem yılmaz, bu filmle birlikte, hayranı olduğu alışık gibi, her rolü oynayabilecek bir aktör olduğunu kanıtlıyor. cibar kemal rolündeki performansı, tek kelime ile muhteşem.

filmi de genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim.

(mehmet nazim ran - 1 Şubat 2016 08:21)

babam ve oğlum'dan sonra sinemada hiç bu kadar ağlamamıştım...
ne çok acı biriktirmişiz bu ülkenin insanları olarak... iyi dayanıyoruz gerçekten... belki önemsizleştiriyoruz, belki kanıksıyoruz ama yine de iyi dayanıyoruz...

ağlatmanın yanında bol bol tebessüm ettirip, ara ara kahkahalara da boğmuş bir filmdir... oyunculuklar iyi, görüntüler şukela, senaryo çok sahici, çok bizden, çok içten... sıradan hayatımızın önemli ayrıntılarını ve belki de ayrışmış halimizin ne kadar anlamsız olduğunu da anlatan bir film... şu ülkede/dünyada illa ki ortaklaşacak birşeyler bulabiliriz, inanın...

izleyin...

(banakalanaskintadi - 2 Şubat 2016 09:39)

film çok iyiydi, mutlaka gidin, böyle bir film beklemediğiminden çok etkilendim, çoğu konu hakikaten yarımdı, bir mesaj vermek istiyorum ha verdim ha veriyorum ee ver artık film bitti, hoş bunu film bittiği an düşünmüyorsun ama sonradan aklına takılan ufak tefek konular yok değil, izlenimim ilk yarı bittiğinde ben ve salondakilerin yüzünde gülümseme vardı, finalde ise salonun bir kısmından alkış sesleri geldi kesik kesik, çok saçma geliyor bana bu durum ama sinemada ara ara rastlıyorum, yakında çghb gibi her espride falan alkış tufanı başlamaz inşallah, mesela cem yılmaz'ın göründüğü ilk sahne alkışlar, ıslıklar, ooo diye bağıranlar falan neyse uzattım.

--- spoiler ---

adem'in onca ikilemde kalması, ama her konunun da olabildiğince bir çocuğa anlatılması gerektiği gibi naif aktarılması güzeldi,

çıplaklık sayılabilecek sahneler(çok az toplam 6-7 saniye)gülümsetti, sebebi tamamen çocuk saflığıyla bakmamızın sağlanmasıydı, ailecek izlense yüzün kızarmayacak cinsten ele alınmış konu,

bazı hoşuma giden ama toparlayamayacağım konularıda şöyle gelişi güzel serpiştireyim;

hz.muhammad'de devrimciydi sözü,

cibar kemal'in oruçlu gibi davranıp, yemek yerken yakalanınca şekerim var demesi,

sahurdan hemen sonra uyumadan tarlaya işe giden köylülerin görsel ve işitsel açıdan efsane olabilecek bir sahnenin büyülemesi,

yine cibar kemal'in hocayı ikna ederken içkiyi komple bırakma sözü verip, daha sonra zaten ramazanda içmiyorum diye yan çizişi,

bol bol gözümüze sokulan hiç durmadan akan çeşmedeki (bkz: bağımsız türkiye) yazısının, hiç durmadan akıp geçen zamanla belirginsizleşip silinmeye başlaması,

allah evreni yarattı, atatürk ülkeyi kurtardı oldu bitti^* sözü,

ve en fazla tekne orucu tutubileceği söylenen adem'in ölüm orucu tutması ve belki de o gün bozduğu orucun kefaretinin 61 gününüde ölüm orucuyla ödedikten sonra ruhunu teslim etmesi.

son olarak:
tekne orucu < oruç < 2x tekne orucu <<<<<ölüm orucu
--- spoiler ---

(klostrofobik penis - 4 Şubat 2016 07:35)

dün yeğenlerimi götürdüm filme, 9 kişilik bilet aldım, salona girerken bir de ne görelim filmde +13 sınırlaması var. iki kişi izleyemedi filmi. neyse girdik filme o zoraki izlettirilen saçma türk filmi fragmanları başladı. şahan gökbakar’ın o saçma sapan filminin fragmanıyla karşılaştık. keşke sadece küfür olsa iyi el hareketleri, insanı kendi ırkından soğutan espriler vs.

ee film +13 zorla izlettirilen fragman “+” kaç?

film çok güzel, ramazan ayında gösterime girmediği içi den ayrıca memnun oldum.

(yalniz efe - 4 Şubat 2016 11:10)

--- spoiler ---

hasan'i vurmaya gelenlerin radyosunda erkin koray'in calmasi, devamindaki sahnede ayni sarkinin hasan'in radyosundan devam etmesi.

(bkz: ince)

--- spoiler ---

(gunes girmeyen eve girer deve - 4 Şubat 2016 21:28)

son dönemde seyrettiğim en ayarlı filmlerden biri.

neşeyi de hüznü de beraber yaşamasını bilen bir ülkenin kaybolan kıvamını, gözümüze parmak sokmadan hatırlatan bir film olmuş.

siyahlar ve beyazların zıtlığını değil, bir zamanlar ufak yalanlarımız da olsa birbirine inanan insanlar olduğumuzu hatırlatan bir film olmuş.

bu ülkede dinin sadece somurtkan bir şekilde yaşanmadığını, güler yüzlü bir dinin de mümkün olduğunu ve bunu toplumsal yaşamın bir parçası olarak baskıya evrilmeden de yaşanabildiğini hatırlatan bir film olmuş.

ege insanının bir takım vandal yönetimlere destek vermiyor diye dinsiz sanılmaması gerektiğini hatırlatan bir film olmuş.

ege insanının dinsiz de olsa bir insanı linç etmeyi aklının ucundan bile geçirmeyeceğini hatırlatan bir film olmuş.

bütün bunların ötesinde ilk cümlemde de söylemeye çalıştığım gibi mesajlar ötesi, güldüren, eğlendiren, düşündüren fotoğraf gibi sade bir film olmuş.

yüksel aksu’nun daha önceki filmlerinde var olan basit mesajların ve mizahın olmadığı bir film olmuş.

cem yılmaz’ın kendi yazdıklarıyla sınırlandırılmaması gerekecek kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösteren bir film olmuş.

(cervantes1614 - 5 Şubat 2016 16:51)

son yıllarda izlediğim en güzel filmlerden. türkiye'nin üzerinde bir film olmuş. o yüzden gişesi düşük kalacaktır. cem yılmaz'ın oynadığı en iyi film ve en iyi rol yaptığı film diyebilirim. adem karakterini oynayan berat efe parlar ve hasan karakterini oynayan yılmaz bayraktar'ı da ayakta alkışlıyorum.

eline,koluna,yüreğine sağlık yüksel aksu.

(scholes - 6 Şubat 2016 00:39)

filmden biraz önce çıktım.
insan cuma gece seansına gidince doya doya ağlayamıyor tabi, hafta içi tekrar gidip hüngür hüngür ağlamak istiyorum.

şimdi gözümün önünde filmden sahneler.

(bkz: cem karaca)
(bkz: deniz üstü köpürür)

filmdeki sahneler kendi flu çocukluğumdan, yemişim konusunu, kurgusunu.
tablo gibi sahneler, güzel dönem müzikleri var.

--- spoiler ---

- filmdeki sahur sonrası tütün kırma sahnesinin gerçeğini kendi gözlerimle görmüştüm. o zaman da olağanüstü gelmişti.

- ban göre filmin en etkileyici sahnesi hasan'ın vurulmadan önceki görüntüsüydü. vurulacağını anlıyor, güneş batmak üzere ve hafif bir esinti. mükemmel bir sahne bence.

--- spoiler ---

her hafta, hatta her yıl böyle filmler gösterime girmiyor.
gidin, izleyin, izlettirin.

(ulatwilight - 6 Şubat 2016 01:00)

filmin konusunun fragmandan anlaşılmaması gayet güzel. fragmanı beğenmeyip gitmemezlik etmeyin. sıradan bir film değil kesinlikle. benim filmde en çok beğendiğim husus tüm oyuncuların yöre insanı portresi vermesi oldu. misal adem'ın annesini oynayan ummu putgül'ü yöreye hakim bir oyuncu sandım. ama kadın yurtdışında yaşayan bir oyuncuymuş ve çekimlerden önce 2-3 ay hazırlık çalışması için muğla'da kalmış. şive, kostüm ve oyuncu performansları filmin seviyesini artırmış.

--- spoiler ---

filmin konusundan bağımsız, adem'in ilk orucunu tuttuğu gün sahilde gazoz satarken, ailesiyle mangal yapan ninenin adem'e yemek yedirmek için ısrarı muazzam. ortalama bir komedi filmine güldüğümden daha çok güldüm o esnada. nine muhteşemdi.
--- spoiler ---

(charlesbukowski - 9 Şubat 2016 11:35)

filmdeki "ısrarcı teyze" karakterini gerçekçi bulmayanları doğma büyüme ulalı olan kayınvalidemle tanıştırabilirim. cami sahneleri bana fazla gelse de güzel film. macit koper ise hoş bir sürpriz oldu.

hepsinden öte, muğla ne güzel yer lan.

(alexander goygoyevic - 10 Şubat 2016 09:34)