Byôsoku 5 senchimêtoru (~ 5 centimètres par seconde) ' Filminin Konusu : Bölüm 1 - The Chosen Cherry Blossoms (26 dk): Akari Shinohara, ilkokuldan mezun olduğu yıl Tokyo'dan başka bir şehre taşınır. Takaki ve Akari, birbirleriyle mektuplaşarak bağlantılarını sürdürürler. Bir gün Takaki, ailesinin Tokyo'dan epey uzak bir adaya taşınacağını öğrenir ve taşınmadan önce Akari'yi trenle son bir kez ziyaret etmeye karar verir. Bölüm 2 - Cosmonaut (21 dk.): Yıllar geçer ve Takaki hala Akari'ye emailler yazmaktadır, ama hiç birini göndermez. Sumita Kanae, Takaki'nin sınıf arkadaşı, ondan hoşlanmaktadır ama bunu ona söyleyecek cesareti yoktur. Bölüm 3 - 5 Centimeters per Second (16 dk): Takaki artık bilgisayar programcısı olarak çalışmaya başlamıştır ve arada sırada eski hayatını ve aşkını hatırlamaktadır. Bir gün, bir demiryolu kavşağında, kendisine tanıdık gelen bir kadının yanından geçer. Slice of life hikayesi ile hafif melankolik, sakin bir anime. Hikaye 3 bölümde anlatılmış. Her birinde hikaye farklı bir bakış açısı ile devam ediyor. İlk bölüm Takaki'nin, ikinci bölüm Kanae'nin, son bölüm de Akari'nin gözünden anlatılır.
Kimi no na wa.(2016)(8,4-121295)
Koe no katachi(2016)(8,2-23992)
Hadashi no Gen: Namida no bakuhatsu(1977)(8,2-51)
Hotarubi no mori e(2011)(7,9-10006)
Toki o kakeru shôjo(2006)(7,8-50465)
Kaze tachinu(2014)(7,8-78766)
Omohide poro poro(1991)(7,7-18970)
Koto no ha no niwa(2013)(7,5-39167)
Kokoro ga sakebitagatterunda.(2015)(7,4-2869)
Hoshi no koe(2003)(7,3-7668)
Hoshi o ou kodomo(2011)(7,2-14584)
Kumo no mukô, yakusoku no basho(2004)(7,1-11133)
adını kiraz ağacı yapraklarının düşüş hızından alan, 2007 tarihli, makoto shinkai başyapıtı bir anime. toplam bir saate yakın süren üç kısa öyküden oluşan film, ailelerinin japonya'nın iki ayrı köşesine taşınmaları nedeniyle ayrılmak zorunda kalan takaki ile akari isimli iki çocukluk arkadaşının hikayesini anlatıyor.mükemmel bir görsellik ile büyüleyici müziklere sahip olan bu animeyi izledikten sonra etkisinden çıkmak bir hayli zaman alıyor.--- spoiler ---"seni bir kez daha görebilmek için hangi hızda yaşamalıyım?"--- spoiler ---
(king of brooding - 5 Kasım 2007 03:08)
"the chosen cherry blossoms", "cosmonaut" ve "5 centimeters per second" adlı 3 hikayeden oluşan anime. "mesafeleri anlatan hikayeler zinciri" şeklinde tanımlanmış. çizimler çok iyi, anlatım da blood-the last vampire'ın romantik versiyonu gibi. orijinal adı: byousoku 5 senchimeetoru
(insert coin - 5 Ocak 2008 19:20)
orjinal adi byôsoku 5 senchimêtoru. yonetmeni ve senaristi makoto shinkai. film japonya'da 3 mart 2007'de gosterime girmis. shinkai'ın diger anime filmlerinin oldugu gibi bu filminin de muziklerini japon besteci tenmon yapmis. filmin adi, kiraz ciceklerinin bir saniyede bes santimetre dusme hizindan geliyor. bu metaforik anlatim kahramanlarimizin 3 ayri bolumde anlatilan hikayelerine de yansimis. takaki tono ve akari shinohara, akip giden zamanin inadina yasamayi istiyorlar ama, once kiraz cicekleri gibi birlikte acip, sonra ruzgarla savrulup ayrı dusuyorlar. gorsel ogelerinin zenginligi (ozellikle trenin ve kar yagisinin oldugu sahneler) ve realist-duygusal dokusuyla, her ne kadar bir saat kadar surse de, insani alip bir yerlere goturebilen cok cici bir anime.
(stenka razin - 2 Nisan 2008 03:57)
son hikayede insanın iplerini kopardığı animedir.neden insanlar hayatının bir baharında sevdigi birisini hayatının geri kalan kısmındada sahip olamaz?sanki ben bu duyguları bir yerde yasadım ama gercektende bu anime bize gercek hayattan kesitler sunup bu yasadıgımız duyguları o guzel atmosferi ile bizlere sunuyor.iste o flashback sahnelerinde icimden o kadar cok gecirdim ki hayır bu sekilde bitmesin diye ama maleesef kader yine aglarını orup askın bize yine zalim yuzunu gostermistir.kısaca bu aralar izledigim en romantik animelerden biri olup gercektende izlemeye deger bir anime.ayrıca bir kız arkadas ile izlenirse veya bir erkek arkadas,aranızdaki bagların dahada kuvvetli olmasını saglamakla kalmayıp animeyi izledikten sonra birbirinizin degerini daha cok anlamaya baslicaksiniz emin olabilirsiniz.
(toutaku - 24 Ağustos 2008 02:24)
insanların nasıl olup da büyüdükçe korkularının arttığını çok güzel anlatan, animasyon şaheseri anime.
(alperen4 - 24 Ağustos 2008 03:10)
sonuna doğru tokat olup insanın suratına yapışan, tam bir başyapıt. özellikle the chosen cherry blossoms'daki kar sahneleri beni mest etmiştir kendine. tekrar tekrar izlenesidir.
(linuxville - 8 Şubat 2009 05:44)
adamın ağzına yüzüne sıçan inanılmaz güzel bir animedir. adına ilham olan sakuraların naifliğini ve hepsinin bir zaman gelince yere düşeceği, en güzel olduğu anında o düştükleri saniyeler olduğu gerçeğini gözlerimize sokar. tabii gözümüze sokunca yaş gelir doğal olarak. izledikten aylar sonra yazıyor olmama rağmen bok varmış gibi hüzünlendirmiştir, bu sebeple spoiler kaçarsa filan affola...daha önce söylenmiş olduğu gibi konumuz üç ayrı parça halinde işlenmiş. parçalar boyunca kahramanımızın (her ne kadar işin içerisinde 3 kişi olsa bile, esas oğlan merkezde) ilkokuldan beri sevdiceği olan hatun ile aşklarının birbirlerine itirafından, lisede ayrı düşmelerine, orada kahramanımıza platonik aşk besleyen başka bir hatunun işin içine girmesine, oradan da esas kızın evliliğine kadar giden hüzünlü hikayeler serisinden mürekkeptir. hani ileriden çok basit, hatta üçüncü sınıf romantizm filan gibi görünmesine rağmen öyle bir işleniyor ki... adamın kalbine kalbine dürtüyor okları.izlerken uyanması muhtemel olan "lan bunu yaşadım ben" duygusu bir kenarı dursun, sadece elemanların ruh halinin yansıması bile tek başına yetiyor da artıyor. bir yerden sonra insan sadece hikayenin verdiği hüzünle bile dertlenebiliyor. hele bir de, benim gibi hayatınızın en boktan dönemlerinden birinde izlerseniz, hele bir de kız/erkek meselesi varsa işin içinde, hah o zaman boku yediriyor avuç avuç. siz siz olun sakın bu animeyi ayrılık ya da platonik aşk gibi bir derdiniz varsa izlemeyin, önden uyarıyorum.sonuç olarak romantizmi böyle sağlam işleyen tek bir yapıt dahi izlemediğimi açık yüreklilikle söyleyebilirim. hani benim gibi bu tür hikayelerden hoşlanmayan biri olmanız bile fark etmemekte bu anime söz konusuysa. ne olursa olsun izlemenizi tavsiye ederim; lakin yukarıdaki uyarım boşuna değildir, sonra odunla kapıma dayanmayın.
(ice cold killa - 30 Mayıs 2009 21:16)
--- spoiler ---finalde bir anda şarkı girince insan ambale oluyor.--- spoiler ---
(cugy - 12 Ocak 2010 10:30)
bir arkadaşın önerisi üzerine alıp daha sonra izlemek üzere 1 yıl boyunca sakladıktan sonra* uygun zaman geldiğinde izlediğim film... o anda birine aşık olmanız durumunda ağlamanız kaçınılmaz olucaktır *merak edenlere trailerıyla bile vurucu etki yapabilitesi yüksek bir filmdir ayrıcabyousoku 5 senchimeetoru trailer
(thoappelsin - 16 Mayıs 2010 15:27)
çok sade ama çok gerçek öyle ki insanın içini acıtıyor. --- spoiler ---insanların arasına giren mesafeler, zaman ve hayatın akışı ve beraberinde getirdikleri, insanın içindeki boşluklar, kişinin yalnızlığı, duyulan özlemler, büyük buluşlara imza atan insanoğlunun birbirine olan aşılamayan uzaklığı ve hayatta ikinci şansların olmayışı vs...yamazaki masayoshi' nin "one more time, one more chance"' ı da üzerine tuz biber olmuş...--- spoiler ---
(mound - 26 Mayıs 2010 01:37)
izledikten sonra bir bakıyorsunuz aynı kalitede çizimlere ve detaylara sahip sonuçsuz bir anime arayışına girmişsiniz. *
(kalaba - 28 Temmuz 2011 23:06)
detaylar, animasyon falan şahane. fakat odun bir ruh halinde izlendiğinde çok etkilemiyor galiba. suserlerin genel yorumuna bakıldığında bir duygu patlaması, ağlama, romantizm nidaları görülüyor. bende böyle bir etki görülmedi.önemli not: bu şahıs grave of the fireflies izlerken ağlamıştır. bu sebeple gözyaşı üretme yeteneğine sahiptir. olsa olsa ruh haliyle ilgilidir bu durum... tabii canım, kalas değilim yani.
(dieforyou - 30 Temmuz 2011 18:00)
animenin sonunda klip olduğunu film bitince anlarsınız. ve güçlü bir sesle eee çekersiniz. işte o an animeler hayattan bile daha acimasızdır. her şeyden utandım ama en çok da beşlerden..
(bira - 13 Eylül 2011 08:52)
gerek çizimleri gerekse seneryosu bakımından harika bir anime. hani hikayeler parça parça ama insana o bölümlerde hiçbir kopukluk yaşatmadan izlettirmeye devam ettiriyor. yalnız depresif bir halde iseniz ağır gelebilir baştan söylemesizaten konu olarak birçok insanın ortak bir payda buluştuğu bir olay. belki de bu yüzden izlerken insanlar çok etkileniyor.aman izleyin işte, kendiniz karar verin gerisine, ben hırkamı da alıp kahve içmeye gidiyorum, pazartesiye işi de bırakırsam güzel olur aslında.
(gray fox - 13 Kasım 2011 19:56)
makoto shinkai'nin o kendi estetik algısına mahsus muhteşem görselliğiyle hafızama kazınan, birbirinden koparılması imkansız, farklı müzikleriyle ve manzaralarıyla bütünün birbirine kaynamış üç parçasının hikayeleştirilmesiyle ortaya çıkan anime şaheseri. görmeye övgü şeklinde an an aklın meydanında duralayan ve kusursuz, gerçekçi bir masal ahengi ile akıp giden bu filmin kurgusallığının sadeliğinin yarattığı boşluğu duyguları tetikleyen biçim muazzamlığı dolduruyor, her sahne bir öncekinden doğan bir başka güzelliğe, her öykü diğerinin küllerinden sendeleyerek doğan ve şimşek gibi kanatlanan bir başka anka şarkısına dönüşüyor. gerçeğin yüceltilmeye ihtiyaç duymadan insanda kendiliğinden yücelen yanını resmediyor shinkai. gözden kaçanın büyüsünü seyretmemizi istiyor. --- spoiler ---hikayenin bütünü içinde ön planda olan üç karakteri de yakından anlama şansına sahibiz filmde. yalnızca akari diğer ikiliye oranla daha çok ikinci kişi olarak karşımıza çıkıyor. ancak olayları özellikle takaki ile kanae'nin doğrudan sırtından, tepkilerini yüzlerinin ötesinden görüyoruz. hepsini anlamak can sıkıntısına sebep oluyor. ikinci öykünün sonunda kanae'nin eksik oluşu kabullenme haline kimin içi sızlamadı ki? bir yandan onun beklentilerinin saflığını anlamlandırırken bir yandan da takaki'nin onu düş kırıklığı duvarına toslatacak iç dünyasını biliyor olmanın acı farkındalığında yol alıyoruz bir süre. ilk bölüm ilk öpücüğe adanan bir kiraz yaprağı. üstü kar ile örtülü ve yumuşacık uzanıyor. masumiyetin tam içinden küçük yüreklerin buluşması bozulmamış olanın, müdahaleye uzak ve ihtiyaçsız olanın sakinliğini getiriyor. takaki'nin endişelerine ortak ediyor o göz okşayan tren yolculuğu esnasında. endişenin güzeli olur mu? olur. kiraz ağacının dibinde endişeler buluşunca güzellik de çiçekleniyor.ilk bölümün taze mutluluğunun ikinci bölümün dallanmış iç burukluğuyla yıllanmasının ardından üçüncü bölüm geliyor ve şişeyi duvarda parçalıyor. takaki'nin içkisini bırakma vakti geliyor. izleyiciyi de bu sarsıyor, can acıtıyor. anlamını kaybeden her şeyin içenden geçerek yürüyor, herkese o yürüyüşlerin kasvetini hatırlatıyor.şarkı girdiğinde gerçek sonun değişmez kütlesi çöküyor insanın içine. akari mesafenin kapanamayan, yani ölçülmesi imkansız tarafında kalıyor. bu mesafeyi anlamaya uğraşırken aradan trenler geçiyor ve yıllardır kapanmaya eğilimli mesafelerin, adımları birbirine dönük uzakların, terse doğru yenilenme vaktini çarpıyor surata. bu uzaklar arada bir bakış mesafesi varken bile itişiyor artık. izleyicinin de gözlerinde bu anlar doluyor en çok. anlayamamak, bu noktaya gelişin manasızlığı akıp gidiyor gözlerden. ama film sonlarında teselli sunan umut kavramı çiziliyor yönetmen tarafından, sırt okşanıyor, son gülümseme karakterin yüzüne ekleniyor."uzak olmanın aslında mesafeyle hiçbir alakası yok" diyor. kanae buna tanık oluşunun, asla "yakın"a ait olamayışının kederiyle dip dibe olduğu umudundan vazgeçiyor. takaki yıllardır trenler kadar uzaktayken aynı yerde durabildiği akari'ye yalnızca bir hatıra kalışına gülümseyebiliyor. "kiraz yaprakları kar gibi düşerken" arkasını dönüp uzaklaşıyor. sahte unutuş işleniyor insana.--- spoiler ---
(marley - 12 Ocak 2012 23:14)
senaryosu klasik sevip de kavuşamayanlar derbederliğinde olsa da sırf mükemmel ötesi çizimleri için dahi izlenebilecek bir anime olmuş. bu 3 bölümün işlenişi ve müzikler de izlenilebilirliği arttıran diğer unsurlar.
(7th son of a 7th son - 29 Şubat 2012 15:45)
--- spoiler ---üç sene önce birlikte oldugum bir kız, bir mailinde, 'hala senden hoşlanıyorum, şimdi bile' diye yazmış. ama birbirimize binlerce mail göndersek de muhtemelen kalplerimiz birbirine dogru bir santimetre bile yaklaşamayacak."--- spoiler ---bu kadar etkilenmemin sebebi, her insanın hayatında deli gibi sevdigi, onu fazlasıyla etkileyen biri olur ya hani, seneler geçse bile o farklı kalır, özeldir. başkaları gelir, gider, ama aynı duyguları hissettirmez. kalbin çürümeye başlar, kendine, herkese yabancılaşırsın. işte bütün bu ruh hallerini çok iyi göstermiş film, fazlasıyla hem de."ama birbirimize binlerce mail göndersek de muhtemelen kalplerimiz birbirine dogru bir santimetre bile yaklaşamayacak."
(love me to my death - 22 Mart 2013 00:14)
görselleri o kadar güzel ki ekran koruyucu niyetine izlense bile olur.
(ssg - 26 Mart 2013 16:00)
bunu izleyenlerle izlemeyenleri toplayınca dünya nüfusuna ulaşılıyor. böyle de gizemli ve fantastik bir anime.
(nerede o eski bayramlar - 10 Temmuz 2013 15:54)
--- spoiler episode 1: cherry blossom ---- saniyede 5 santimetre olduğunu söylüyorlar.- neymiş o?- kiraz çiçeğinin açılma hızı, saniyede 5 santimetreymiş.--- spoiler ------ spoiler episode 2: cosmonaut ---- hayret.- saatte 5 kilometre gidiyormuş. minamitane fırlatma üssü'ne gidiyor. bu sene, en sonunda bir fırlatma izleyebileceğiz.- durmaksızın güneş sisteminde dolaşıp bilgi toplayacakmış.--- spoiler ------ spoiler episode 3: 5 centimeters per second ---- bir başkası gibi yaşarken, her tarafı hüzün kaplar. güneşte kavrulan çarşafları, banyodaki diş fırçasını ve telefondaki mesaj kutusunu. üç sene önce birlikte olduğum bir kız e-postasında "hâlâ senden hoşlanıyorum, şimdi bile." diye yazmış ama birbirimize binlerce e-posta göndersek de muhtemelen kalplerimiz birbirine doğru bir santimetre bile yaklaşamayacak.--- spoiler ---
(syn - 6 Haziran 2014 23:49)
Yorum Kaynak Link : byousoku 5 centimeter