tokyo anime fuarında en iyi animasyon , en iyi senaryo , en iyi hikaye , en iyi sanat yönetimi, en iyi karakter dizaynı ve en iyi yönetmen olmak üzere toplam 6 ödül birden alan , zamanda yolculuk yapan bir kızın hikayesini anlatan anime.

(poseidon delarren - 25 Mart 2007 18:56)

2006 yapımlı kitap uyarlaması anime. tsutsui yasutaka'nın the little girl who conquered time romanından uyarlanmıştır. yine de serbest bir uyarlama olduğu söylenebilir. özellikle senaryosu açısından kazandığı ödülü haketmiş animedir, insanı hem heyecanlandırıp hem sık sık gülümsetip hemde üzmesini bilmiştir. özellikle baş kahramanımızın zaman yolculuğunu günlük meseleler için kullanması ve buna aldırmayışı sonradan yaptığı olayların etkisini görmesi ve olayların ilerleyişi çok hoş işlenmiş, bünyeyi bende olsa böyle bir şey ben nasıl kullanırdım düşüncelerine itmiştir.

(amarie - 30 Kasım 2007 20:58)

--- spoiler ---
puding için neler yapılabileceğini göstermiş ayrıca aşkın bir kız için ne kadar inanılması zor birşey olduğunu çok güzel göstermiş hem arkadaşlık hem aşk üzerine güzel bir animedir

--- spoiler ---

edit:imla

(hayyam ara - 1 Mart 2008 01:57)

izlediğim en keyifli anime. ilk saniyeden son saniyesine kadar gülüyorsun. duygusal anlar bile gülümsemeyle birlikte servis edilmiş. kesinlikle tavsiye ederim.

(saryade - 16 Mart 2008 14:15)

japon aksanıyla birkac kez tekrarlanan ve karatahtaya yazılı oldugu icin hafizalarimiza kazinan "time waits for no one" cumlesi, bu animenin senaryosunun en kisa ozetidir. rolling stone'un da ayni adi tasiyan bir parcasi oldugunu hatirlatmakta fayda var. nitekim, m. jagger'in sozleri toki wo kakeru shôjo'nun senaryosuna paralellik gosterir:

yes, star crossed in pleasure, the stream flows on by
yes, as we're sated in leisure, we watch it fly

and time waits for no one, and it won't wait for me
and time waits for no one, and it won't wait for me

(stenka razin - 2 Nisan 2008 02:50)

uyarlandığı kitabın yazarı yasutaka tsutsui, paprika'nın da yazarıdır ve aynı onun gibi bu da sonuyla ilgili en ufak bi tahmin yürütemeden film izleme zevkini tattıran, detaylarına hayran bıraktıran madhouse imalatı süper bir animedir.

(brena - 1 Temmuz 2008 21:18)

--- spoiler ---
çok güzel "arkadaşın sevgili olamadığı an"'ı içeren bir sahne vardır bisikletin üstünde. anlaşılır ki hoşlandığını itiraf edecek adam kafaya koyduysa açılmayı, bir şekilde söyler, durdurmak zordur.
--- spoiler ---
birlikte izlediğim kişi daha ilk beş dakikasında tüm senaryoyu genel hatlarıyla tahmin etmiştir yalnız, güzel bir animedir ancak tahmin edilebilir bir senaryoya sahiptir.

(urasil - 3 Kasım 2009 17:26)

imdb'de 8,0 puan olması bile kaliteli bir yapım olduğunu bize gösteriyor... tabii imdb'yi ciddiye alanlara göre önemli bir detay bu anime için..

eğer ki lise çağlarında değilseniz ve iş-güç, hayat mücadelesi derken zamanın akıp gittiğini fark edememişlerdenseniz bu anime sizi o lise yıllarınıza götürüyor.. ciddiyetten uzak, savruk, kafasına göre hareket eden, tek dert arkadaşlar ve aşk olan lise yıllarına..

makoto filmin adından da anlaşılacağı üzere zamanda yolculuk yapan kızımız.. her şey makoto'nun etrafında dönüyor.. hoş anime zaten birkaç günü anlatıyor.. makoto ailenin büyük kızı ve kızkardeşi ile inceden bir çatışma içerisinde.. beyzbol oynamaktan zevk aldığı iki erkek (chiaki ve kousuke) arkadaşa sahip.. her lise çağındaki insan gibi makoto'da bencillik seviyesi tavanda olan birisi.. olayları hep kendine yarayacak şekilde düzeltmeye çalışması ile bu bencilliği görebiliyoruz.. tabii bu bencilliği ile neler kaybettiğini de animeyi izleyip görebilirsiniz..

pişmanlık, zamanın önemi, arkadaşlık ve aşk gibi duyguları güzel bir şekilde işlemiş bu anime.. "her seçim bir kaybediştir"i bize en iyi şekilde özetliyor..

aslında hepimizin lise hayatından bir parça taşımakta..

(kafa koparan manyak - 21 Ocak 2010 13:18)

kelebek etkisi yansimalarinin oldugu anime.

--- spoiler ---
bari anime/cizgi filmlerde sonunu iyi bitirin canim.
anime dedik egleniriz dedik -ki yarisina kadar eglendiriyor, ara ara gulduruyor da-, cat dram oldu. n'oldu (?!). niye dram (?!) oldu. kolunda son bi hak belesinden olustugunda bi tekrar geri dondu; aha dedik tamamdir kavustular. cat dram bitti yine. bi eglenceli bi si izleyelim haftaya iyi baslayalim dedik o da dram oldu. kismet degilmis diyelim.
hatun kendisi yuzunden ortamin tasak oglani olmaya baslayan cocugu kurtarir geriye donup dedik; kurtarmadi. kahramanimiz da zaten mutlu sonu hak edecek karakterde degilmis diyerek yurek rahatlatmaya calisalim bari.
--- spoiler ---

--- spoiler ---
basroldeki cocuk da karizmaydi, demek ki karizmasi gelecekten gelmesiyle alakaliymis. vay anasini. gelecek; sen nelere kadirsin.
--- spoiler ---

(infected grail - 1 Mayıs 2011 18:01)

son zamanlarda izlenebilecek en güzel bilim kurgu anime filmlerinden birisi. çünkü animenin konusu o kadar sürükleyici ve güzel ki zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan. konu çok orjinal ve çok güzel. bilimkurguyu geçtim , zamanda atlamayı geçtim animeyi yapan kişiler duygusallığı çok iyi bir biçimde işlemişler animede. bunun yanında insanı izlerken eğlendirebildiği gibi ağlatabiliyorda. böyle orjinal kurgulu animeler izlemek fazla nasip olmaz şu sıralar. zaten biraz göz attığınız zaman filme, konun büyüleyici atmosferine kapılıp gidiyor insan. bu arada mokoto'nun film boyunca koşması bana ünlü bir pop sanatçımız mirkelam'ı andırdı. becerebilseydim, mokoto'nun habire koştuğu sahnelerden bir derleme yapıp arkaplanda mirkelam'ın "her gece"isimli parçasıyla bir video klibi yapıcaktım. gayet güzel parodi olurdu aslında.

--- spoiler ---

hele hele yok mu animenin sonunda beyzbol sahasında bekleyen chiaki'ye koşuşu , kız bildiğin mirkelam'ın kız versiyonu.

--- spoiler ---

konusu ise: mokoto konno tokyo'nun shitamachi bölgesinde liseye giden bir genç kızdır. bir gün bisikleti ile teyzesine, annesinin verdiği elmaları ulaştırmaya giderken bisikletinin freni tutmaz. yokuştan hızla inerken frenleri bozulur ve bir şekilde duramaz ise tren altında kalması kaçınılmazdır. işte tam bu sırada yani kaza anında zamanı kontrol etme yeteneği ve bu yeteneğini tekrar ve tekrar yapabilme özelliği kazanır.
ilk başlarda bu yeteneğini farkeden konno şaşkına döner. yeteneğini savurgan bir şekilde sabahleyin daha fazla uyuma ve okula geç kalmamak için, girdiği sınavlardan en iyi sonucu almak gibi gelişi güzel bir şekilde kullanır. fakat bu yeteneğini bu şekilde kullanmanın negatif etkilerini yani zamanı geri döndürmenin diğer insanlarıda nasıl etki bıraktığını anlaması pek uzun sürmeyecektir.

(toutaku - 2 Haziran 2011 18:04)

japonların yaptığı harika anime filmlerden birisi.gerçi çoğu anime filmde olduğu gibi sonda yine bi hüzün yaratıyorlar ama film boyu gülümsemeniz yüzünüzden eksik olmuyor.özellikle japon animelerinde rastlanan o utangaç,sıkılgan,sadece sarılmayla hasreti giderilen bi aşk var filmde.sonu biraz belirsiz.gelecekte görüşürüz diyorlar da kız hangi geleceğe sıçrayacak?

(meds - 31 Ağustos 2011 19:57)

cadı teyzenin neden henüz evlenmediğini de animenin kurgusal düğümleri çözüldükçe anlıyorsunuz. bu ayrıntılar beni öldürüyor. acayip keyif aldım ulen.

(bira - 12 Eylül 2011 08:47)

zamanda geriye gidebilen bir kızı konu alan, olmus animasyon.
.....

--- spoiler ---

kendi kendini curuten bir sistemi var. kız kisisi sevdigi cocukla alakalı kısmı eline yuzune bulastırıyor.. onun kendisine acılmasına zamanda geriye gidip durarak engel oluyor.. sonra da erkek kisisi baskasıyla beraber olmaya baslayınca kafayı yiyor, zamanda tekrar geriye gidebilmek icin yapmadıgını bırakmıyor..
ekranda ne goruyorsak gercek hayata uyarlarız ya, en fantastik hikayeden bile gercekci bir seyler uydururuz.. protesto ediyorum bu animasyonun gercek hayata uyarlamasını..
sonunda abimiz kıza gelecekten geldigini soyleyip "seni gelecekte bekleyecegim" diyor falan filan..
"beklemek" eylemi en nefret ettigim eylemlerden biri..
sevdigine "beni bekle" diyen insanı imha etmek istiyorum.
neyini bekleyeyim, niye bekleyeyim?
sen bugune yeterince yatırım yapma, yeterince cesur olma, yeterince efor sarfetme, sonra neymis "beni bekle.." halbuki gercekten seven insan neler neler yapar, dunyayı ters duz eder icabında..
kendi capımda birilerini beklemisligim var ve simdi o yıllara acıyorum sahsen.. niye kendime bunu yapmısım anlıyamıyorum..
hayat devam ediyor, senin duruyor olusun onun akısını durduramıyorum cok uzgunum ki..
askınızın yuceligi bugun paylasmak yerine "bekle"lerle siz olmayı oteleyebilecek kadar cuzise zaten kimse kimseyi bekletmesin yahu..
cunku seven insan bekletemez.. hemen yanında ister, hemen kendine ister..
animasyonumuz en hakiki mesaji belki de en basta:

time waits for no one.

beklemesin zaten.
kimse kimseyi beklemesin.
herkes o'nu bekletemeyecek, hemen kendine isteyecek, askının yuceligi tum zor kosulların ustesinden gelecek kadar cok sevenlere meyletsin..

--- spoiler ---

(tuzbuzz - 5 Kasım 2011 01:21)

yapımın sürekli doğru anlarda doğru hamlelerle izleyiciyi hikayeye bağlamasının ve görsel çizgisinin bağımlılık yapan renkler, şekiller, devinimler silsilesi halinde görsel beyine akmasının etkileyiciliği bir yana, mamoru hosoda imzalı bu animeyi benim gözümde en özel kılan unsur karakterlerin ruhsal tahlilinin ve diyalogların alışıldık anime kültürü anlayışına kıyasla farklılık göstermesidir. hani elbette sık sık o animelere özgü aşırı tepkiler, belirli bir duyguyu tek hareketle en ucunda sergileyerek mesajı doğrudan veren sahneler var, bu zaten artık anime izleyicisinin benimsediği bir durum. ama genel anlamda anime dünyasının en derin görünümlü, en karizma yüklü, en zeka dolu animelerinde bile izleyici üzerinde tek duygu baskısı kuran, aşırı açıklayıcı, sırlarla dolu bile olsa son anda el değmemiş gerçeği fazlaca dürüst bir tutumla ortaya seren bir olay örgüsü ve diyalog şekline rastlanır. bu filmde ise karakterlerin değişimleri, sözleri, korkuları üzerinde konunun bilim-kurgusallığına karşın net bir realist etki hakim. yani gerek makoto'nun chiaki'nin ona açılmayı düşündüğü andaki ilk tepkisi, gerek chiaki'nin farklı tavrı sonrası kendini içinde bulduğu acı çekme hali, gerekse cadı teyze ve kousuke gibi karakterlerin kendi öykülerindeki çekingenlik, ikilem içinde olma hali animelerin şiddeti de görkemi de dramı da toz pembe düşselliği de aşırı doz yükleme halinden uzak bir denge sağlayan gerçekçiliğin hakimiyeti altında. bir bakıma gençlik öyküsü özelliği taşımasına karşın cıvıtabileceği anlarda bile frene hafifçe yükleniyor, tadı damakta kalan bir güldürüye dönüşüyor. diyaloglar zaten yine işte o aralardaki anime abartısı taşıyan anlar dışında ki onlar da zaten işin tadı, oldukça içten, sade.

ben filmden açık bir sotoshi kon eseri tadı aldım. hikaye, görsel anlatım ve hikayede karakterin yeri benim gibi kon sanatına hayranlık besleyenlerde bildik bir tat bırakacaktır. zaten filmin doğduğu yazılı eserin yazarı da satoshi kon'un papurika'sının yazarı olan yasutaka tsutsui. bu hikayenin bırakılamayan sıcaklığını açıklıyor.

--- spoiler ---

sık sık tekrarlanan beyzbol sahnelerine bittim. dostluğun güzelliğini uzaktan seyre dalmanın buruk hazzı var. insana eksik hissettiriyor. ya da üç saattir gerçekçi dediğim filmin tek masalsı unsuru bu dostluk bölümünün aşırı özenilesi kusursuzluğu. bende de bir şeyler ters olabilir bilemedim şimdi.

takase ismindeki elemanın bir hatası yüzünden gördüğü muamele sonrası cinnetimsi bir çıldırma içine girdiği bölüm de akılda kalıcıydı.

ama bu anime de beni ciddi ciddi iyi güldürmüş bir sahne var ki o da şudur. makoto ile chiaki nehire karşı çimenlere oturmuşlardır gün batımında. ikisinin de içinde bulunduğu veda gerçeğiyle yüzleşmişlik hali sebebiyle sahnede bir ağırlık hakimdir. makoto, chiaki bir şey desin diye gözünün içine bakmaktadır. sevginin hüzünlü yüzünü dönmüştür "zaman" ikiliye. bu esnada aşağıda taş sektirmek ile meşgul veletler bunlara doğru bağırmaya başlar. arada oldukça uzun bir mesafe ve yokuş vardır. "sevgililere bakın, helal olsun, yürü be" gibisinden gazlayıcı ve alaycı şeyler söyler bu veletler. sonra chiaki yalandan sinirlenip ayağa fırlar "yürüyün la bacaksızlar" diye bağırır. burada aşağıdaki kısa pantolon tayfasının ortamdan bir tüyüşü vardır ki izlemek gerektir anlamak için. hele bisikleti olmayanın pıtı pıtı kaçışı. o nasıl bir "kaçın la kaçın" halidir ya.

--- spoiler ---

(marley - 10 Ocak 2012 22:51)

sonunu anlamadık, kimse anlamamış. ben kendi anladığımı anlatayım:

--- spoiler ---
senaryonun etrafında şekillendiği temel kavram: muhafaza etmek

ve verdiği en temel mesaj: "değerli olan sonsuza kadar muhafaza edilmelidir". bu bize sırf bir tablonun restorasyonu ve muhafaza edilmesi için hayatını feda etmeye razı olan karakter üzerinden aktarılıyor. ama daha da önemlisi sadece bir tablo için değil her şey için bunu söylüyor.

bunu desteklemek için ilk rastladığımız cümle: "zaman kimseyi beklemez".

sonra teyzenin hikayesini dinliyoruz. teyze çoktan yollarını ayırdığı, ümitsizce dahi olsa halen beklediği aşkını anlatıyor. asla kavuşamayacağını bildiği halde ümitsiz olan bir bekleyişi sonsuza kadar sürdürüyor. çünkü "değerli olan bir şey sonsuza kadar muhafaza edilmelidir". sevginin en üst noktası gerçekleşmesi imkansız bir kavuşmayı beklemek olarak veriliyor:

"zaman kimseyi beklemez" ama "biri sonsuza kadar bekleyebilir".

filmin sonunda da "bekleyeceğim" ve "koşarak geleceğim" diyaloğu aslında gerçekleşmesi asla mümkün olmayacak bu beklemenin ve bu kavuşmanın, bu büyük fedakarlığın karşılıklılığının ortadaki sevginin ne kadar büyük, ne kadar değerli olduğunun izahati oluyor. ikisi de bu imkansız kavuşmayı ölene kadar beklemeye razı olduklarını söylüyorlar. çünkü "değerli olan sonsuza kadar muhafaza edilmelidir".

hep muhafaza edilmesi gereken o portre değil aslında. ayrılığa rağmen ve kavuşmayacağını bilmene rağmen ölene kadar korunan sevgi.
--- spoiler ---

(ssg - 10 Ağustos 2012 13:23)

keyifli bir anime. allah caponlara zeval vermesin. hem eğlence hem duygusallık; her şey yerli yerinde. izlenesi.

(hokage - 28 Mayıs 2013 22:57)

zaman makinesi/zamanda sıçrama konularını işleyen filmler içinde belki de en eğlenceli olanıdır; zîrâ makoto geçmiş zamana zıplayabilmek için kafasını bir yerlere yapıştırdıkça, insanın aklına mecnun gelir, kafasına ak sakallı dede'den yediği asalar gelir.

burak aksak bu animeyi de izlemiş ve öyküsünden selâm yollamış olmasın sakın?^*

(martin jacques mystere - 4 Aralık 2013 02:12)

ucu açık sonuyla beni merakta bırakan anime.

baştan sona gülümseyerek izledim. kitap uyarlaması da olsa animasyon için alışagelmişin dışında bir konusu var. adamlar işi biliyor.

(uykuludomates - 2 Şubat 2014 21:45)

--- spoiler ---

hikayeyi es gectigim icin belirsizligine de takilmamisim.

benim edindigim izlenim japonya'daki reenkarnasyon inanciyla ortusuyor. ben makoto'nun chiaki'ye verdigi sozle teyzesinin tecrubesi arasinda paralellik kurmustum. 1- teyze de zamanda sicramis 2- teyzesinin de iki tane erkek arkadasi varmis, ve biriyle gonul iliskisi gibi bir seysi olmus. . 3-teyze chiaki icin onemli bu resmin bekciligini yapiyor, resim teyze icin de onemli 5-makoto chiaki'ye resmin bekciligini yapacagini soyluyor.

bu benzerliklerden chiaki'nin bekleme talebini makoto'nun teyzesinin hikayesine bir referans olarak algiladim. bundan makoto'nun ayni zamanda teyzesi oldugunu iddia etmiyorum ama iki hikaye arasinda boyle bir devamlilik var.
hikayeyle barisik olmamin ve sonuyla ilgili bir problemimin olmamasinin sebebi ise hikayenin daha kesin bir sonuca baglanmasini beklemiyor olusum. sahsen chiaki'nin hikayede anahtar olmasini hikayedeki bir zayiflik olarak gordum. tamam, bu ortaya cikana kadar chiaki'nin nerden geldiginin belirsizligi ile ilgili bir diyalog donuyor ama ortaya ciktigi noktada bir "ne alaka" dedirtiyor insana. (tekrar izleyince ne yapmak istedigini bilmeyen chiaki'nin de zaman sicramasi mantikli geldi.)

ben bir noktadan sonra hikayenin kilit noktasini chiaki'nin makoto'ya tekrar ondan hoslandigini soyleyip soylememesi olarak algilamaya basladim ve chiaki'nin bunu bir daha tekrar etmeden gitmesi benim icin bir sondu, hikayenin bitmesi idi, cozumdu, cevapti. bu bakimdan, benim gozumde hikaye makoto'nun kazandigi ekstra zamani nasil kullandigi uzerinden oruluyordu, yoksa makoto'nun bunu nasil yapiyor oldugu degil.

hikayeyi boyle alinca, su noktalar onem kazaniyor;
1- teyzenin dedigi uzere makoto'nun kendisine fayda saglayan secimleri baskasinin zarar gormesi demek oluyor. makoto'nun chiaki ile karsilastigi noktada, makoto'nun ekstra kazandigi zamanlarin chiaki'nin kaybettigi zaman sicramalari oldugu ortaya cikiyor. makoto bir nevi chiaki'nin zamanini bosa harcamis oluyor.
2- makoto her ne kadar kotu tecrubeler yasasa da bunlarla birlikte iyi tecrube de yasiyor, ve zamanda geriye sicrayinca, iyiyi de kotuyu de birlikte kaybediyor. hatta sadece kendi basina gelen iyi seyleri degil, baskalarinin basina gelen iyi seyleri de kaybediyor.
3- sonunda chiaki makoto'yu kurtarmak icin gelecege gitmek yerine gecmise gidiyor. makoto da her seyi basa aliyor ve henuz zamanda sicramadigi ana geri donuyor. bu noktada, paradoksal bir sekilde, o anda aslinda tum zamanda sicrama hakkini kullanmis durumda fakat henuz zamanda sicramamis, yani esasinda tum yasadiklarinin hayal sayilabilecegi zamanda sicrayamayan normal bir kiz oldugu 0 noktasinda. galiba bu noktaya gitmeyi teyzesi bir ipucu olarak veriyor (gec kaldigin bir bulusmaya kosarak gitmez misin). chiaki ve diger cocuk ve kendisi bulusacak o anda, ama gec kaliyorlar, makoto da kosarak chiaki'yle bulusmaya gidiyor.

chiaki'nin zamanda geriye sicrarken zamani durdurup nasil makoto'yla konusabildigi, olayin sonrasinda (eger geriye gitmisse) nasil makoto'nun aralarinda gecen konusmayi hatirlayabildigini bilmiyorum. belki chiaki sicrama konusunda daha iyidir, oyle bir sey yapabiliyordur.

buraya bir ek yapayim: bunun bir romani varmis, bu romanin da filmi, televizyon dizisi ve saire varmis. romandaki hikaye anime'de makoto'nun teyzesinin hikayesi imis. mevzunun teknik detaylari romanda muhtemelen. belki resmin neden onemli oldugu da romanda anlatiliyordur.
--- spoiler ---

(yeeha huphup wahoo yipyip - 31 Mart 2014 03:35)

elde o kadar olanak (time leap gibi) varken ütopik bir şekilde bağladılar ya sonunu ben de daha bir şey demiyorum.

pek düz yaklaşıyorum bu meseleye (gün içinde izlediğim 5. film olmasından kaynaklanıyor sanırım), o kız o oğlana kavuşacaktı. neymiş öyle bacak kadar çocukların aşkı bu kadar yüceleştirip beklemeye bu kadar kutsallık atfetmeleri falan...

gerçi benim bu lafıma bakmayın (5. film diyorum bak), psikolojik ve zamana dair ayrıntılarıyla kendine bağlayan bir film olmuş. "pudingi elinden alınan kız kardeşin yapabilecekleri" konusu ise yan tema olarak işlenmiş^*.

(in pyjamas - 4 Mayıs 2014 01:05)