How Harry Became a Tree (~ Bitter Harvest) ' Filminin Konusu : How Harry Became a Tree is a movie starring Colm Meaney, Adrian Dunbar, and Cillian Murphy. This drama is set in rural Ireland. Believing that "a man is measured by his enemies", Harry Maloney ('Colm Meany') sets out to ruin George...
Varljivo leto '68(1984)(8,6-4009)
The Wind that Shakes the Barley(2006)(7,5-41863)
Breakfast on Pluto(2006)(7,3-19594)
Tango argentino(1992)(7,1-615)
On the Edge(2001)(7,1-3553)
Intermission(2003)(6,9-14613)
Disco Pigs(2001)(6,8-4021)
Sunburn(2001)(6,5-340)
Watching the Detectives(2008)(6,4-3865)
Perrier's Bounty(2010)(6,4-6691)
(bkz: ben godot cok beklettim mi)
(bager - 14 Temmuz 2007 03:51)
hayret kimse yazmamış, samuel beckett'in aynı adlı oyunundan uyarlama 2001 tarihli irlanda yapımı bir film mevcut.film, tahmin edileceği üzere oyunun birebir uyarlaması. ama tiyatro sahnesinde değil de ıssız ve çorak bir yerde çekilmiş. mekanın verdiği yalnızlık hissinin yanında, seçilen tiplerin sıradışılığı (doğal olarak) ; ufak kamera hareketleri ve hatta gece görüntülerinin yansıtılış biçimi dahi kişiyi etkilemeye kafi. diyaloglar desen zaten absürd...insana boşluktaymış hissi veren bir film. hatta nedensiz bir biçimde yer yer geriyor.edit: malum ortamlarda film ve altyazısı kolaylıkla bulunabilirhttp://www.imdb.com/title/tt0276613/
(kafkaesque - 10 Aralık 2011 18:24)
o hep bekleyip bekleyip dünyadan çekip gidenlerin yaşayan bizler olduğunu idrak edemeyene absürd gelir, edebilene yaşamın anlamı, öyle derin bir basitlikte eserdir.
(meo senturc - 3 Kasım 2012 06:35)
üniversitede bir yılımı irdeleyerek geçirdiğim yapıt.samuel beckett'ın harika bir şekilde yazdığı, insanın okurken veya izlerken yaşadığı etkileyeci bir oyun.
(okang - 13 Ocak 2013 16:55)
“when alan schneider, who was to direct the first american production of waiting for godot, asks beckett who or what was meant by godot, he received the answer, ‘ıf ı knew, ı would have said so in the play’.” (martin esslin the theatre of absurd, 44).beckett’ın genel olarak oyunlarında vermek istediği mesaj hayatın monotonluğu ve rutinler üzerinedir. hayatta insanların ne kadar çok sürekli aynı şeyleri yaptığı üzerine dikkat çeker ve eğer insanların inandığı bir şeyler olmasa yaşamanın ne anlamı olduğu üzerine durur: hayatın ve yaşamanın anlamı nedir? beklemek insanların ömürleri boyunca yaptıkları bi eylemdir. kimi zaman beklenenler gerçekleşir, kimi zaman ise gerçekleşmeden yok olur. bazı akademisyenler ise godot’un ölüm olduğunu söyler ama bana göre godot ölüm de değildir. godot gelmeyecektir fakat vlademir ve estragon beklemek zorundadırlar çünkü yaşamak için başka hiçbir nedenleri yok. hayatlarının sonuna kadar birbirlerine mahkum bir şekilde godot’u bekleye mahkumlar. bu yalancı umuda yaşamak için ihtiyaçları var. absurd oyunlar aslında hayatın ta kendisidir bana göre. içlerindeki anlam o kadar derin ve gerçekçi ki insanı mutlaka düşünmeye şevk ediyor. o yüzdendir ki absurd tiyatro okumayı en çok sevdiğim drama dalları arasındadır.
(suficienteporhoy - 10 Ağustos 2013 01:54)
(bkz: godotyu beklerken), oy güldüm bi.(bkz: samuel beckett)
(cyrano - 30 Haziran 2001 18:11)
samuel beckett tarafından önce fransızca yazılan ardından ingilizce'ye çevrilerek başka ülkelerde de sahnelenen tiyatro oyunudur. aynı zamanda oyunun birebir uyarlaması olan 2001 yapımı bir filmi de mevcuttur.oyunda 5 tane karakter vardır. bunlar vladimir, estragon, pozzo, lucky ve çocuktur(çocuğun ismi oyunda geçememektedir). vladimir ve estragon oyun boyunca sahnededirler. godot isimli birini beklerler sürekli. ancak ne zamandır beklediklerini bilmezler. vladimir hemen herşeyi hatırlayan ve sorgulayan bir karakterdir. ve hep mantıklı düşünür. ancak estragon daha çok duygusal düşünür. vladimir mantıklı konuşurken onun aklında rüyasında mutlu olduğu vardır. dünü hatırlamaz. hatta sık sık godot'yu beklediklerini unutur. her seferinde vladimir hatırlatır. godot'yu okuyan herkes farklı yorumlar. bazıları umut derken bazıları ölüm der. ancak godot'nun tanrı olduğuna dair fikirler daha baskındır. çünkü isminden anlaşılacağı üzere god-ot. aynı zamanda efendi-köle ilişkisini yansıtmak üzere de 2 karakter vardır oyunda. bunlardan efendi olan pozzo köle olan lucky'dir. pozzo izin vermeden lucky düşünemez bile. pozzo izin verdiğinde lucky konuşabilir ama saçma sapan konuşur. bu karakterlerin dışında da küçük bir çocuk daha vardır. birinci ve ikinci perdede birer kez olmak üzere 2 defa gelir ve her iki gelişinde de godot'nun bugün gelemeyeceğini yarın geleceğini söyler. burdan anlıyoruz ki vladimir ve estragon uzun zamandır godot'yu uzun zamandır bekliyorlar ancak ne zamandır bekledikleri belli değil. örneğin birinci perdede pozzo ve lucky geldiğinde pozzo kör, lucky de dilsiz değildir. ancak ikinci perdede pozzo ve lucky tekrar gelir. pozzo kör, lucky dilsiz olmuştur. pozzo vladimir ve estragon'u tanımaz. vladimir onlara daha dün burada olduklarını söyler ama bunu vladimir dışında kimse hatırlamaz. yani orada geçen zaman birgün değil daha uzun bir zamandır aslında. ve yine ikinci perde de çocuk gelip yine godot'nun gelemeyeceğini söyler. biz de burdan anlarız ki godot'yu vladimir ile estragon uzun zamandır bekliyor. estragon ve vladimir'in birbirlerini 50 yıldır tanıdıkları geçiyor oyunda. aslında tüm zamanları bir ağacın dibinde, bir yol kenarında geçiyor. samuel beckett burada bize hayatın monotonluğunu yansıtıyor bir nevi. oyunda varoluşçuluk belli bir şekilde sorgulanıyor. bunu da tabii ki mantıklı düşünen karakterimiz vladimir yapıyor. godot gelmeyecek biliyoruz. vladimir ve estargon da biliyor. ancak insanın birşeylere inanmak istemesinden dolayı onlar da geleceğine inanıp beklemeye devam ediyor.oyunu hakkıyla okursanız veya filmini hakkıyla izlerseniz. insanın varoluşuna, hayata dair gerçekten çok güzel mesajlar içeriyor. absürd bir tiyatro örneği olduğu için bir dakika için de gereksiz bir şekilde 3 alakasız konuya bile dalabilirler ama bu absürd tiyatroda zaten görebileceğimiz birşey. bu sizi sıkmasın.edit: imla
(laomedon - 8 Nisan 2017 19:56)
vladimir: well, shal we goestergon: yes, lets go( they do not move)tek bir sahnesi ile sizlere bir çok şey anlatabilir bu oyun. absürd drama örneğidir. hayatlarındaki hiçliği ve boşluğu kendilerine belki de hiç var olmayan bir kişiyi ya da bir nesneyi beklemeye adayarak dolduran ve bunu kendilerine amaç edinmiş iki adamı anlatır. kanımca oyunla ilgili en özel nokta ise hiç değişmeyen settingidir. neresi olduğu belli olmayan bir yol kenarında geçer. bu yol hayatın belirsizliğini temsil eder. nerde başladığı ve nerde bittiği belli değildir. gogo ve didi de ikisinin toplamı bir adet normal insan yapar ve godotyu beklemekten usanıp yola çıkmaya cesaret edemezler. yanından ayrılmadıkları ağaç ise hayatlarındaki umudu godotnun geleceğine dair inançlarını temsil eder. adıyla zaman kavramının boşluğunun altını güzel bir şekilde çizer.okumak ve üzerine düşünmek insanı değişik duygulara götürür.
(bozukmubirmilyondolar - 11 Nisan 2017 23:56)
beklemek üzerine yazılmış bir tiyatro oyunu olarak şu linkten türkçe altyazılı olarak izlenilebilir. godotu beklerken sadri alışık ustanın dediği "hayat demek ölümü beklemek demektir" sözünü çok daha iyi anlaşılır kılar samuel beckett bu oyununda. oyunda iki karakter belirsiz(hiçliğin ortasında) bir yerde sürekli olarak beklemektedirler. beklerler..beklerler.. godot diye birinin geleceğini düşünüyorlardır ve bekliyorlardır. kimdir bu godot ne işe yarar ne zaman gelecektir kimse bilmez. sadece beklemek vardır oyunda. "nothing to be done" diyerek isyan ederler oyunun bir yerinde.. yapacak hiçbir şey yoktur çünkü. beklemek ve beklemek dışında hiçbir şey yapamazlar. biziz o insanlar aslında. bekliyoruz. sürekli ama sürekli bekliyoruz. şapkalarımızı değiştirip , ayakkabılarımızı çıkarıyor yeniden giyiyor ve daha iyi olduğumuzu düşünüyoruz sadece. ama beklemekten başka yapacak hiçbir şeyimiz yok. yeni insanlar da geliyor bazen. aynı insanlar aslında fakat yeniden geldikleri için yeni insanlar sanıyoruz onları. oyunda bir ağaç vardır. olaya hüzün katan cılız bir ağaç. biraz daha güçlü olsa kendilerini asabilirlerdi fakat öyle cılız ki o işe bile yaramaz. bunca depresif temanın arasında umut da vardır bu oyunda. şöyle der en sevdiğim kısımında.-"we are no longer alone, waiting for night, waiting for godot, waiting for... waiting...the sun will set, the moon will rise, and we away..from here."
(thedarkkender - 2 Haziran 2018 21:37)
nobel ödüllü ve irlandalı çevirmen, yazar samuel becket'ın ilk olarak fransızca kaleme aldığı daha sonra da bizzat kendisinin ingilizceye çevirdiği, en çok dillendirilen ve de ingiliz edebiyatı derslerine renk katan absürd tarzdaki eseridir. (leyla ile mecnun dizisindeki karakterlerin doğal ve de tahmin edilemez hallerine benzetirim hep bu oyundaki karakterlerin hallerini ki dizinin kendisi de bir absürd komedidir zaten.)ayrıca oyun, bir bilgi yarışmasına da konu olmuştur. soru, godot'un gelip gelmediğidir. cımbızla çekilip sorulmuş bir sorudur ki oyunu izleyenler ya da oyunun metnini bir şekilde okuyan cevabı bilebilir. (oyunu izlemek yerine oyun metninin özetini okuyan da bilebilir.) yarışmacı telefon jokerini denedi ama tabii ki yine karşıdakine anlatmak istediğini anlatamadan jokerin süresi doldu ve yarışmacı aklındaki ikilemlerle devam etti. neyse...oyunun tiyatroda sergilenmiş halini ilk izlediğimde, hayatın kendisine benzettiğim ve belki de sürekli bir şeyleri beklemekle geçen günlerin aslında hep aynı eksende döndüğünü hissetiren bir havası vardı. aslında "godot" değildi tüm mesele, gelip gelmemesi de değildi, beklemekti.... beklerken olup bitenler de buna dahildi, hayat gibi.özetle, ilk fırsatta tekrar izleyeceğim anlamlı bir eser.
(sweet but salty - 6 Kasım 2018 14:04)
Yorum Kaynak Link : waiting for godot