noah baumbach'ın 2012 tarihli son filmi. bu seneki ifistanbul'da gösterilecek olan filmden festival takipçisi önsezime dayanarak çok umutlu olduğumu belirtir, ukteyi veren arkadaşa sanata katkılarından dolayı teşekkür ederim.

(goddard - 8 Şubat 2013 12:49)

frances 27 yaşında bir undatable'dır, olaylar gelişir.

hem baştan sona siyah beyaz oluşundan, hem de noah baumbach'ın ismini hatırlayamadığım ben stiller'lı filminden de aşina olduğumuz üzere diyalogların ön planda olmasından, festivalin gündüz seanslarına daha uygun bir film bu. frances ha ne lan? diye sormadan oturup izleyin.

(goddard - 23 Şubat 2013 08:53)

fragmanı için burdan alalım.

(bluepea - 18 Mart 2013 22:54)

kendisi için çok meraklandığım filmdi. defalarca kez vizyonda kaçırmanın burukluğuyla sonunda kg deyip laptop ekranından izlemeye karar verdim.

büyümek zor temasını işliyor, frances'ın çocuksu yapıda olmasındansa genç yetişkin hayatına geçişe başkaldırışı esasen film. 86 dakikalık filmin son 6 dakikasına kadar her şey iyi güzel hoş (müzikler de çok iyi)-(siyah beyaz oluşu da çok iyi), fakat sonunda 80 dakika boyunca inşa ettiği tüm her şeyi yerle bir eden bir saçmalık var. anlayamadığım hala.

(phoebe buffay - 20 Mart 2013 18:25)

kendisi için hiç meraklanmadığım filmdir. evet sözlüğe katkıda bulunmanın, insanları bilgilendirmenin, fikir ortaya sunmanın haklı gururunu yaşıyorum.

(onurct - 20 Mart 2013 18:28)

stripfilm.com'un bu hafta değindiği filmdir.

http://stripfilm.com/film/frances-ha/

"şehirde kendinize bir yer açmak gerçekten zordur. herkes her yerdedir. herkes sizin yaptığınızı zaten yapıyordur. herkes her şeyi daha iyi biliyordur ve hayatları da -görünürde- çok daha güzeldir. neden o şehirde yaşamaya devam etmekte ısrarlı olduğumuzu, kendimize ve çevremizdekilere sürekli kanıtlayarak geçen bir yaşam tarzını benimsemek zorunda kalırız..."

(emokan do puablo - 3 Eylül 2013 18:31)

geçen sene çeşitli festivallerde gösterimi yapılan güzel bir film. hakkında 8 (sekiz) entry girilmiş olmasına oldukça şaşırdım. son yıllarda çekilmiş en güzel bağımsız sinema örneklerinden birisi. siyah beyaz olması da bir başka artısı.

(heolm - 1 Kasım 2013 00:38)

büyük şehrin naif kadını.
kafası karışık ama iç güdüsel olarak pes etmeyen biri.
hayatı akışına bırakması, şapşallığı, beceriksizliği, kabullenişi... her şeyiyle pek doğal, pek samimi.
güzel film velhasıl.

(boktucokguzelkoktu - 1 Kasım 2013 00:49)

türkiye gösterimi olduğu gün torrente düşmesi de manidardır.

(yapacakbirseyyok - 1 Kasım 2013 15:07)

--- spoiler ---

sonunda kirasını ödeyebileceğiniz bir eviniz olur ama işte karşılığında posta kutusundaki isminiz gibi siz de eksik kalırsınız.

http://i.imgur.com/m66fciq.jpg

--- spoiler ---

(evg - 3 Kasım 2013 03:56)

öncelikle değil festival filmleri izlemek, sevdiği dizinin bir bölümünü bile baştan sona oturup izleyemeyecek kadar konsantrasyon sorunu olan biri olarak, bu filmi baştan sona telefonuma bir kere bile bakmadan izledim.

frances gibi bir karakterin, filmde bile olsa, karşıma çıkması beni çok mutlu etti. kendimi daha normal hissettim. en azından tek değilim diye rahatladım. elimden tutup "bu filmi izlemelisin" diyerek beni sinemaya sürükleyen ve benim için sinemada bu filmi iki kere izleyen dostuma teşekkür..

--- spoiler ---

* uzun yıllar en yakın arkadaş çevresi içinde undatable kontenjanımı kimselere kaptırmayan biri olarak frances'le bütünleştim birçok sahnede. bu yüzden filmle ilgili çok objektif olamam sanırım.

* sophie sen ne gıcık bi tipsin!..frances seninle kontratı bitirmemek için sevgilisinden ayrılıyor, sen sevdiğin bi evi kaçırmamak için kızı ortada bırakıyorsun. film boyunca senden nefret ettim fyi.

* frances'in filmin başında sevgilisiyle yaptığı konuşmada tam 5 yaşındaki çocuk davranışları beni benden aldı. evet böyle bir şey var. böyle konuşmalar ya da konuşamamalar var hayatta.

* frances, son ev arkadaşı olan kızla yolda yürürken kızla şakadan kavga etmek istedi ama kız istemedi. frances bunun üzerine kızı birkaç kere itti ve tam o an frances'in bu dünyada hiç şansı yok diye geçirdim içimden. hala çocuk gibi olduğundan değil, çünkü ondan çok daha olgun çocuklar tanıdım. bu başka bir şey. ruhla ilgili belki de.

* aynı kız, frances'le tanıştığı akşam "yüzün sophie'den daha yaşlı görünüyor ama daha az olgunsun" gibi saçma sapan bir laf etti. frances'ten sağlam bir karşılık ya da dengesiz, şiddetli bir hareket beklerdim. içimde kaldı.

* frances paris'teyken sophie'yle telefonda konuşurken neden paris'te olduğunu söylemedi ya da söyleyemedi hiç anlamadım.

* filmin siyah beyaz olması azıcık iç karartıcı olmuş. renkli olsa sanki daha neşeli ve umut dolu olabilirdi.

--- spoiler ---

(muzurella - 3 Kasım 2013 11:25)

beyoğlu sinemasının yeni konseptinde gösterimde olan film.

kaçıranlar için güzel.

(frankchris - 3 Kasım 2013 11:29)

--- spoiler ---

günümüz kadının dilemması şeklinde türkçe vizyon ismi bulabilirdi. aslında artık varlığının tamamen yeryüzünden silindiğini düşündüğüm bir kadın karakter frances. anlık küçük mutluluklar peşinde, herhangi bir hırsı olmayan, kafasına uygun bir dostun varlığını herşeyin üstünde tutan naif bir karakter. ama her ne kadar kendince o dostu bulduğunu düşünse de, dostu sophie aslında he zaman onu başka daha üst durumlar, kişiler, varlık için yüz üstü bırakabilecek bir tip. nişanlısıyla kavga edip frances'in yurttaki odasında artık nişanlısından ayrılacağını, frances'a yakın bir ev tutacağını söylerken aslında biliyorduk ertesi gün sevgilisine dönüp hatta onla evleneceğini. ama işte o an, her ne kadar frances bile içten içe bunun gerçekleşmeyeceğini bilse de, dünyanın en güzel anlarından bir tanesi frances için. bazı anlarda çok kızıyorsunuz filmi seyrederken nasıl bu kadar saf/salak olabilir diye kendisine ama ekranda izlemesi çok hoş bir film çıkmış ortaya. sadece bana mı öyle geldi bir an bilmiyotum ama girls dizisi tadındaydı film bir de adam driver olunca içinde. newyork'ta hem maddi hem iş hem de arkadaşlık ilişkileri bakımından bocalayan, tutunmaya çalışan hannah'ı anımsattı bana.
frances romantik ve hayalperest, arkadaşlığın çetin yolunda inişlerin ve çıkışların farkında olup bu yolu her zaman gönüllü şekilde yürüyeceğine inancı tam.

hem yazıp, oynayan, yöneten greta gerwig'te de bir julie delpy havası almadım değil bu arada.

--- spoiler ---

(bluepea - 3 Kasım 2013 15:36)

başrol karakteri olarak, izleyenlerin woody allen'ın to rome with love filminden hatırlayacakları greta gerwig'in dokturdugu ve yan karakter olarak da girls dizisinden hatırlanabilecek adam driver'ın başarılı sayılabileceği, sürekli yüzde bir tebessümle izlenebilecek filmdir. bana biraz 2 days in paris'i de hatırlatmıştır.

(senigommemimkansiz - 4 Kasım 2013 08:38)

kızceğizlerimizin çok beğeneceği ayan beyan ortada olan film. yalnız filmin en büyük eksisi siyah beyaz çekilmiş olması, bu durum öykünme prosesinde sorun çıkarabilir.

yaşasın özgür, sevimli, deli dolu kızlar.

olm yazarken benim içim kalktı lan.

(bkz: kadınlardaki bridget jones ve ally mcbeal sendromu)

(birincitekilsahis - 7 Kasım 2013 12:50)

http://www.youtube.com/watch?v=1hdbpf4mvkw

(bkz: david bowie)

(bkz: modern love)

(creepingwitch - 7 Kasım 2013 23:11)

eyldz ile çevirisini yaptığımız sevimli film.
http://divxplanet.com/sub/s/300140/frances-ha.html

(cemocem69 - 10 Kasım 2013 21:07)

--- spoiler ---

şaşkın kız frances'in şansının yaver gittiği film. "kalbiniz temiz olursa eninde sonunda kazanırsınız" mesajı hoşuma gitmedi. feel good filmlerden hoşlanmama rağmen filmin geneline hakim olan gerçekliğin sonuna yansımaması ağzımda yavan bir tad bıraktı. çünkü hayatta taviz vermeden sırf temiz kalplilikle yakalanan mutlu son pek yok. filmin sonunu iyi bağlayamamış noah. fakat filmin anlatmaya çalıştığı şeyden memnunum. filmin derdini sevdim. sonunu değil.

--- spoiler ---

(ya birak ya - 11 Kasım 2013 18:31)

işte bu benim! aynı kişiyiz fakat saçlarımız farklı.

(haladelphikullananvar - 15 Kasım 2013 15:48)

daha şimdiden criterion collection'a seçilmiş noah baumbach filmi.. daha önceden de kicking and screaming ile girmişti listeye..

kankası wes anderson'ın ise şu ana kadar çekmiş olduğu 7 filmin 6'sı koleksiyona dahil^*..

wes anderson'a lafım yok, nitekim true auteur ekolünden kim kaldı azizim..

ama bu puştu kolluyolar..

"executive - eleştirmen - 'elit' seyirci" üçgeninde öveni çok arkadaşın.. yahudi olmasının getirdiği referans da bu kulisi daha da sağlamlaştırıyor tabi^*..

yanlış anlaşılmasın film güzel..

noah baumbach normalde paçalarından umutsuzluk akan bir yazar/yönetmen.. ama filmin aynı zamanda ortak senaristliğini de yapan hayat arkadaşı greta gerwig'in eli değince 20 yıllık kapkara komedicinin "böyle sebepsiz bir hüzün var ki ciğerimin orta yerinde, sorma gitsin mnskim" çizgisi dışındaki ilk filmi olmuş..

onca melanete, onca hayal kırıklığına rağmen neredeyse ilahi bir saflıktan gelen tükenmez bir umut var frances'ta.. 27 gibi kritik bir yaşta yenik düşmüyorsa daha da zor yıkılır zaten.. azcık müneccimlik yaparsak; ilerideki selametine zeval getirebilecek en büyük potansiyel tehdit frijit olma riski olabilir.. filmin geçtiği bu donuk ve bencil evrende de ayağını yerden kesecek bir aşk arasın dursun şimdi zavallı kızcağız.. ama filmin derdi o değil..

"yüzeysel 500 days of summer popülizminin ruhu, upuzun yıllara meydan okuyan woody allen ilhamının ruhunun önünde diz çöker, tövbe ister." diyor sevgili nihat doğan empire dergisinin bir sayısında verdiği röportajda^*..

ayrıca greta gerwig tatlılığı ve doğal oyunculuğuyla da çalıyor gönülleri.. çok kolay bir rol değil; saftirik gözükme riski var kahramanımızın.. ama greta bacımız karaktere tepeden bakma fırsatı tanımadı bize, izleyici frances ha'nın masumiyetini yazdı bir kenara; "mücadelen mücadelemizdir" dedik bir kere.. özdeşleşme bu mudur, budur..

başta söylediklerime rağmen noah baumbach sağlamcı bir yönetmen midir, evet öyledir..

siyah beyaz new york'un da payı var..

helal..

7.5/10

(billy walsh - 16 Kasım 2013 10:38)