• "noah baumbach filmi. while we're young'dan hemen sonra çekmiş sanıyorum."
  • "inanılmaz tatlı, sevimli bir film."
  • "evde haftasonu izlemelik, eglenceli ve keyifli, kafa yormayan guzel filmlerden."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ilahi bir sebeple ve de "bişey olsa da ölsem" derken izleyiverdim bu filmi. sonra hemen yaşamaya ikna oldum, o kadar basit işte :s

    frances ha'ya zaten aşık olmuştuk, şimdi de brooke var hayatımızda işte.

    valla yalan yok, brooke'un ayran gönüllülüğü ve maymun iştahlı sayılabilecek hallerinde kendimi gördüm. bunun iyi mi kötü mü olduğundan ise hiç haberim yok.

    new york sokakları, edebiyat kulübü saçmalıkları * , brooke'un büyülü saçmalıkları, brooke'un olur mu bilinmez planları, brooke'un enfes bir insan olması falan filan işte. sonsuza kadar izlemek üzere 5 film seçecek olsam frances ha'yla birlikte 1 numarayı paylaşabilirler *.

    tracy'nin, brooke'a "bu şehre bakıp senin buralarda bir yerlerde olmadığını bilmek beni üzecek" gibi bir laf ettiği bi sahne vardı. sanırım benzer sebeplerle sağa sola gidemiyoruz ve de kimseyi göndermiyoruz.


    (janis baby - 5 Ekim 2015 12:24)

  • comment image

    filmekimi'nin en keyifli filmlerinden biriydi. başladık, eğlendik, üzüldük ve bitti.

    ben fazla anlam arama telaşına düşmediysem eğer baya ciddi eleştiriler vardı filmde. mobius edebiyat kulübü ve anlatılış biçimleri en bariz olanı. yine insanların brooke'u görme biçimi, brooke'u yargılayan insanların stereotype american dream modelinde insanlar olması ancak hayatlarından brooke kadar keyif alamamaları, brooke'un ise onların sandığı kadar mutlu olmadığı baya güzel işlenmiş. ama bu filmde de bir bitememe durumu var, artık elde makara mı kalmıyor ne oluyorsa son zamanlarda film bitirmeyi beceremiyorlar. bu da "son siparişler, kapatıyoruz" modunda bir anda bitiyor film. fazla aceleci ve yüzeysel kalmış.

    aşırı diyalogdan bazen yorabiliyor, hele ki altyazı takip ediyorsanız pik noktalarda bazı şeyleri kaçırmanız olası. hüzün ve umutsuzluk zamanı tekrar yapılır, gülümsetir. 7.5/10


    (dreams to hope for - 11 Ekim 2015 21:38)

  • comment image

    filmekiminde izledigim birkaç rezil filmi mazur görmemi saglamış yine noah baumbach yine şeker tanelerinden oluşan bir film. brooke karakterini frances ha kadar naif ve özel bulmadıysam da gayet sevdim, fazla bir şey yok onun dışında, bir de bol bol new york var işte.

    hm bide while we're young çok kötü bir filmdi, beklentimi düşürerek gitmiştim bu yüzden, iyi ki şans verip izlemişim yine de.


    (love me to my death - 12 Ekim 2015 23:43)

  • comment image

    hayat sana güzel tabiriyle yaklaşılan brooke gibilerine hem içeriden hem de dışarıdan baktıran tatlı bir film. biraz kendimi gördüm ben de, ki bunun 30 yaşına yeni girmiş olmamla ve hala çok şey başaramadığımı hissetmemle alakası var galiba. ara ara diyalogları hatırlanası, frances ha ardından izlenesi olmuş.


    (kenjadams - 8 Aralık 2015 14:39)

  • comment image

    greta ve noah bir ucleme mi yapacaklar bilmiyorum ama 50 tane de boyle film cekseler izlerim. bir frances ha olmasa da bizim gibi 30una merdiven dayamis ve hayati henuz rayina girmemis genc kadinlarin daha cok ustune gidecekler galiba. naif dokunuslarla bizi dürtün tisikirlir.


    (oya bilir - 22 Aralık 2015 19:07)

  • comment image

    entelektüelim, güzelim, eğlenceliyim, işim gücüm iyi, vizyonum on numara, yaptığım bi sürü şey var, ohooo hobi mi o bende canısı, ay öyle sosyalim ki 24 saat yetmiyor ama tüm bunlara rağmen neden yalnızım kadınları! yaklaşın bişi dicem.

    filmdeki bey der ki:

    "sevebileceğim birine ihtiyacım var,
    ayak uydurabileceğim değil"

    açıklamayı buldum hanımlar, sorun gerçekten de sizde değilmiş. beceremiyorlarmış.


    (alfabetik zorlama - 17 Ağustos 2016 14:19)

  • comment image

    frances ha'nın ardından gelen, sevimli mi sevimli bir film. yine günlük hayat "yurdum insanları"nı * ve onların new york'a tutunma çabalarını konu almış. filme brooke * girene kadar tracey * karakteri ile teenage dünyasında takılırken brooke'un muhteşem girişi ile genç orta yaş sularına dalıyoruz ancak teenage dünyasından kopmadan. lola kirke çok tatlı bir ergen olmuş. bakışları, gülüşü ve pelteğimsi konuşma tarzı ile seyirciyi kendine kitliyor. bu kız bu filmi götürür derken greta gerwig'in harikulade oyunculuğu ve sempatik tavırlarını izlemek, yönetmen noah baumbach'ı bir kere daha saygı ile anmamıza vesile oluyor. bu kadın bir harika, dostum!

    bu arada filmdeki kadınların "super sexy skinny barbie"ler değil de sen-ben gibi orantısız / curvy vücut hatlarına sahip olmaları bu tarz filmlere *daha çabuk kaynaşmamızı sağlayan etkenlerden. diyalogları söylememe gerek bile yok zaten.

    buradan sonra biraz spoiler ama sadece hoşuma giden quote'lar var:

    --- spoiler ---
    connecticut'a giderken arabada çalan müzik "all that she wants" çok sevimli olmuş.
    brooke, kıskanç nicolette'e: "adultery? why the fuck does it matter? you're all 18. where's this old person morality coming from? there's no cheating when you're 18. you should all be touching each other all the time."
    yalnız nicolette'in "cheating" falan değil de "adultry" kelimesini kullanması gerçekten tuhaf karşılanır. kız daha on sekiz yaşında ya.

    filmin en güzel diyaloglarından:
    tony, tracey'ye: "i need someone i can love. not keep up with."

    karen, the pregnant lawyer: "like your whole generation, it's all pastiche."
    ---
    spoiler ---

    edit: bu arada bu filmde lola kirkehazal kaya'ya benzeten bir ben mi varım?


    (the she - 28 Eylül 2016 19:15)

Yorum Kaynak Link : mistress america