Les poupées russes (~ The Russian Dolls) ' Filminin Konusu : Fransız Xavier'in, İspanyolca öğrenmek için AB bursuyla Barselona’ya gidip, Avrupa’nın altı farklı ülkesinden gelen insanlarla kaynaştıktan sonra Paris'teki sevgilisinin yanına dönmesinin ardından 5 yıl geçmiştir. Artık hayalini kurduğu gibi bir yazar olmayı başardıysa da, kendini bir kez daha kaybolmuş hissetmektedir. Hem maddi hem de romantik cephede yaşadığı sıkıntılar onu önce Londra'ya, ardından Saint Petersbourg'a sürükler. Bu yolculuk, ona yıllar sonra bir kez daha işi, hayatı ve aşkı yeniden keşfetme imkanı tanıyacaktır.
Un air de famille(1996)(7,6-4079)
Le péril jeune(1995)(7,3-2546)
De battre mon coeur s'est arrêté(2005)(7,3-17493)
L'auberge espagnole(2002)(7,3-39760)
Hors de prix(2006)(7,0-29069)
Casse-tête chinois(2013)(7,0-12122)
Paris(2008)(6,9-11051)
Ensemble, c'est tout(2007)(6,8-10941)
Chacun cherche son chat(1996)(6,8-3064)
L'arnacoeur(2010)(6,8-23716)
Ni pour, ni contre (bien au contraire)(2003)(6,5-1711)
Ma part du gâteau(2011)(5,8-1789)
--- spoiler ---wendy*'nin, kendisine iş için gideceğini söylediği ama aslında bir süpermodelle buluşacağı moskova'ya gidecek olan xavier*'i uğurlamaya geldiği tren garı sahnesiyle beni bitiren film.wendy,xavier'in masada duran telefonu çaldığında arayanın celia adında bir kadın olduğunu görmüş ama xavier'e farkettirmemiştir.nitekim akşam tren garına gelirler:wendy - sen ideal adamsın.xavier - hatan var,ben gerçekten değilim.eğer dünyada öyle olmayan birivarsa o da benim.wendy -benim dediğim de bu zaten.sen mükemmel bir adamsın.xavier - nasıl bu kadar iyi bir kız olabiliyorsun?wendy - ben o kadar iyi değilim.sadece son 26 yılda başımagelen en iyi şey oldun.xavier - bahsettiğin adamın ben olduğumdan emindeğilim. veya ben sandığın adam.wendy - sen ne sanıyorsun? her zaman mükemmelolmadığını biliyorum.tonlarca problemin, kusurun, eksikliğin...olduğunu biliyorum ama, kimin yok ki?.....sadece, ben senin problemlerini tercih ediyorum...ben senin hatalarını seviyorum.senin eksik yanların asıl mükemmel olan.ama,tahmin bile edemezsin, önceleri ed ile anlaşmak zorundaydım.ve ed'e kıyasla sen,sahilde bir gün gibisin.biliyorum, bir çok kız güzel bir gün için nice'te falan...olmayı isterlerdi...onların bütün gördüğü,istedikleri bu...ama......ben onlar gibi değilim.ben sadece güzel olanı görürüm,......geri kalan kısmı da kendim hallederim.ben mükemmel olmayanı seviyorum...ben böyleyim işte.sanırım şimdi gitmen lazım...xavier'in düşünceleri - herhangi bir normal erkek bunları duyduktan sonra onun peşinden koşardı.ama ben kımıldamadım...aslında kımıldayan...tren oldu,ben de oluruna bıraktım.calmind der ki,bir erkeğin bir kadından duyabileceği en güzel ve anlamlı sevilme nedenlerini içeriyor bu sözler.bu sözleri duyduktan sonra hala karşısındakinin doğru kadın olup olmadığını düşünen ya da sırtını dönüp gidebilen adam,terkedilmek başta olmak üzere başına gelecek her kötülüğe müstehaktır.
(calmind - 12 Haziran 2008 15:59)
ispanyol pansiyonu ile karşılaştırıldığında daha ağır ve derin olan, ama ne olursa olsun 2 saat 3 dakika boyunca farklı dünyalara götüren film.aynı ekip korunmuş ve ilk filmde yakalanan ahenkten hiçbir şey kaybedilmemiş.---spoiler---wendy almış başını gitmiş, hafif bronz kızarmış ten pek yakışmış.bu xavier denen yevuşak soğuk fransıza da ifrit oldum, film elemanın bütün güzel kızları düdüklemesi ile geçiyor.ufak bir ayrıntı; celia karakteri için ikinci catherine zeta jones diyebiliriz, kaş göz dudaklar aynı.---spoiler---velhasıl kelam, candır canandır bu film de, ilki* gibi.
(0 5 ucu olan adam - 15 Mart 2009 23:34)
--- spoiler ---güzel bir kadın ile piter'in kusursuz caddeleri arasındaki karşılaştırma sahnesiyle insanı vuran mukemmel bir filmdir.--- spoiler ---
(26r00l - 14 Ekim 2009 23:40)
--- spoiler ---ilişkilere bir anlam, tanım bulmaya çalışılan filmlerden bir örnek. daha önce buna benzer two days in paris izlemiştim. o filmde yüzeysel bakarsak, kadın artık başka bir insanı daha tanıyacak isteği ve takati kalmadığını anlayınca birlikte olduğu adamda mutluluğu bulduğuna karar veriyor. yani mükemmel ilişki yoktur ve birlikte olduğun kişi seni mutlu ediyorsa onunla devam etmelisindir. bu filmde de adam mükemmeli arayışında, birlikte mutlu olabileceği kadınla tanışıyor ve en sonunda o da bunun yeterli olduğuna karar veriyor. bir de ilişkileri matruşkalara benzetiyor, son bebeğe varmak için diğer bütün bebekleri açman gerek. belki de herkes farklı bir çıkarım yapıyor, sonunda kendi tanımını buluyor o insanı bulunca, ya da bence daha önemlisi kabullenince. sevgiyi, aşkı bütün bunların çıkış noktası olarak zaten kabul ediyoruz ama önemli olan bu son safha sanırım, işte bu tanım ve karar safhası. naçiz fikirlerim.--- spoiler ---
(drew - 29 Temmuz 2010 13:42)
bir şeylerin ters olduğunu hissetiren film. hatunları**** gördük, sevdik, bayıldık ama başrol*... bu adam da bir terslik var. itici mi itici, aptal mı aptal, duygusuz mu duygusuz. yok böyle bir karakter ya. iki gözümüzün çiçeği wendy elinden geldiğince açıklasa da böyle işe yaramaz tipleri sevdiğini, yine de bu adam wendy'nin bahsettiği tiplerden onlarca kez beter. oturmamış bir karakter bile olsa xavier karakteri karakteri filmi bozan bir karakter. üstünde daha detaylı çalışılması gerekirdi. en azından mimikleri olan bir oyuncu seçerek başlanabilirdi. sana öeehh verdim cédric klapisch.
(pablo zgr - 13 Ekim 2010 22:45)
gayet basarılı bir film. ilk filmi seyretmemis birisi icin bile guzel bir eglencelik. iki saat sinemada oturup kendinizi filme bırakmak icin ideal. ayrıca yerinde kullanılmıs farklı montaj teknikleri de filme ayrı bir ozellik katıyor. jenerigi de oldukca basarılı olmus.
(ayaz - 12 Ekim 2005 10:26)
iki saati aşkın süresine rağmen, koltuğunuzda sıkılmadan izleyebileceğiniz, ara sıra insanı yaran sahnelere sahip, avrupadaki yaşam tarzını da yer yer kıskanmanıza sebebiyet veren film.
(kalman - 12 Ekim 2005 10:59)
hemen hemen aynı güçlü kadroyla devam ediliyor aşkın,hayatın,ilişkilerin özeti verilmeye...illaki ispanyol pansiyonunu seyretmek gerekmiyor,zaten başlarken kısa bilgilerle öğreniyorsunuz genel olarak çerçeveyi...aklıma gelen ilk sahne filmle ilgili;kızla erkeğin ilk el ele tutuşma sahnesi tam on iki saniye..o kadar güzel anlatılmış ki parmakların çeingenliği,hareketleri,arzusu...çok kısa ve güçlü bir an...ve o oniki saniye bütün hayatına yayılıyor bir insanın...
(bilye torbasi - 21 Ekim 2005 00:59)
film çıkışında insanın kendisine "neden benim de sevgilim yok? neden ben de böyle şeyler yaşayamıyorum?" sorusunu sordurtabilme kapasitesine sahip sıcacık bir film. birçok konuya cesurca yaklaşabilmiş, eşcinsellik, cinsellik, eski sevgili kavramı, sadakat, ilişkiler, farklı kültürden insanların birlikteliği, sadece dış görünüşe dayalı ilişkiler... üzerine iki saatten fazla süren bir masal gibi. sıradan insanların hikayesinden yola çıkılıyor, herkesin etrafında görüp dikkat etmeyeceği türden insanların yaşamlarına bir anda düşen renkleri anlatıyor. "herkes yaşayabilir bunları, herkes hissedebilir, aslında gördüklerriniz yabancı değil size. bize. konu ilişkiler olunca hepimiz benzer şeyleri yaşıyoruz, benzer şekilde sevip, benzer şekilde ayrılıyoruz. benzer duyguları tadıyoruz." mesajı veren ve mutlu eden filmlerden biri daha.
(pumuckl - 28 Ekim 2005 01:04)
ab'yle rusya'nin birbirlerine goz suzup cilve yaptiklari su donemde rusya'da gecmesine ve "biz dunya vatandasiyiz, bakin ne de guzel yasiyoruz beraberce, butun dunya buna inansa, bir inansa" gibi post-ab* soylemleri icermesine sasirmadigim film.
(chanandler bong - 25 Ocak 2006 23:12)
Yorum Kaynak Link : les poupees russes