L'auberge espagnole (~ İspanyol pansiyonu) ' Filminin Konusu : class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Şaşırtıcı, nükteli, komik ve insanı tümüyle içine çeken bu tasasız film, az bilinen bir gerçeği ele alıyor: yabancı bir ülkede okuyan öğrencilerin yaşamlarını. Xavier Paris’te ekonomi okuyan bir öğrencidir. Babasının bir tanıdığı ona mezun olduktan sonra Maliye Bakanlığı’nda iş vereceğine söz vermiştir; ancak bir koşulu vardır: Xavier İspanyolca öğrenecektir. Erasmus programının yardımıyla, Xavier annesi ve sevgilisiyle vedalaşarak Barcelona’ya uçar. Önceleri kalacak yer bulmakta zorluk çeker, sonunda herbiri Avrupa’nın farklı bir köşesinden gelen yedi öğrencinin kaldığı bir daireye yerleşir. Yeni arkadaşlar, yeni deneyimler, farklı uluslardan bu genç insanların karmaşık ama yine de uyumlu birlikteliği, bambaşka gelenek görenekler ve yönelimler; tüm bunlar Xavier’ye erkekliğe geçişinde çok şey öğretir. Şimdiye kadar yaşamında değişmez olarak kabul ettiği, aşk da dahil tüm değerler sarsıntıya uğrar; Xavier artık kendisini bile tanıyamamaktadır
Un air de famille(1996)(7,6-4079)
Le péril jeune(1995)(7,3-2546)
De battre mon coeur s'est arrêté(2005)(7,3-17493)
Les poupées russes(2005)(7,0-18257)
Hors de prix(2006)(7,0-29069)
Casse-tête chinois(2013)(7,0-12122)
Populaire(2012)(6,9-10726)
Paris(2008)(6,9-11051)
Chacun cherche son chat(1996)(6,8-3064)
L'arnacoeur(2010)(6,8-23716)
L'écume des jours(2013)(6,5-13956)
Ni pour, ni contre (bien au contraire)(2003)(6,5-1711)
harika bir fransız ispanyol ortak yapımı olarak başlayan, yabancı bir ülkeye nedensiz gitme isteğini, sevdiklerinden ayrılmanın pişmanlığı ve anlamsızlığını, ama ne olursa olsun yeni koşullara adapte olmayı ve bu sefer dönüşte bocalamayı, ve döndüğünüz yerin koordinatlar hariç herşeyinin artık size farklı geldiğini farkettiğinizi, çünkü esas değişenin siz ve sizin içinizdeki tanımlar olduğunu anlatan, ama avrupa topluluğu propogandası olarak biten, yine de çok güzel olmasına sonunun engel olamadığı bir filmdir.en güzel sahnesi, kanımca, borsa haberleri veren bir kanaldaki milyarlarca üstüste geçen bantın kenarında borsayla ilgili gelişmeleri açıklayan bir tv sunucusunun bir anlık gösterilmesi ve o anda esas oğlan'ın "babam işte bunları anlayan bir insandır" demesidir..filmin baş karakteri tamamen sizinle aynı duyguları hisseder, aynı şekilde düşünür, aynı şekilde davranır. filmden çıktığınızda benim hissettiklerim bana özel değil dersiniz. bu açıdan da filmde mükemmel bir dürüstlük vardır.o bile yeter.ayrıca filmde amélie poulin'de oynayan güzeller güzeli audrey tatou da biraz yaşlanmış olmakla birlikte yer almaktadır.
(mylia - 23 Eylül 2002 22:45)
ispanyaya erasmus için bir yilligina giden bir gencin oykusu,çok keyifli ve gerçekci,cedric klapisch tarafindan yonetilen filmin bas rolunde romain duris ve audrey tautou oynuyor (bkz: amelie)(bkz: erasmus/6)
(illusionniste - 8 Ekim 2002 02:04)
yonetmen cedric klapisch ve basrolde dobermann'daki yavsak sniper romain duris var. ayrica at suratli judith godreche ve audrey tatou'ya be$ çekecek cecile de france vardir.film darmadaginik olmasiyla beraber ,hatta bazi zamanlar skeç tadinda ilerlese de yine bir ba$i, bir sonu, anlattigi bir hikayesi var. 12 gunde yazilmi$ bir senaryo için çok çok iyi. zaten filmin de anlatmak istedigi daginiklik içinde duzenin olmasi. yer yer komik, yer yer duygulu, yer yer banal ama yine de izledikten sonra insani garip bir $ekilde iyi hissettiren bir film.
(spleen - 29 Ocak 2003 15:28)
yurt disinda okumanin zorluklarini ve yasanan maceralari iyi veren, ama yine de filmdeki ogrencilere bakarak ''ulan biz de erasmus programina girelim, acaip egleniriz, sunlara bak paso girgir samata'' dedirten lakin isin ders ve okul kismini pek vermeyen ve durumu eglenceye vuran bir film. ayrica barcelonaya gitme istegi de uyandiriyor ve ispanyolcayi ogrenme gazi veriyor.
(joe 90 - 9 Mart 2003 15:28)
carte noir london french film festival'de bu hafta izledigim ve hayran oldugum bir film.bir suru farkli dil, kultur, insan hepsi bir arada. karmasanin tadina doyulmaz uyumunu muthis keyifli anlatan bir film.
(akasha - 10 Nisan 2003 12:37)
bu film keyifli, huzur veren, ilham veren, arindiran bir filmdir. bir kitap gibidir, bir siir gibidir.turkceye cevrildiginde ismi ispanyol pansiyonu olmustur. istanbul film festivalindeki gosteriminin biletleri simdiden tukenmistir. muhtesem bircok fransiz filminde karsilasilan fransizca disinda herhangi bir dilde seslendirme veya alt yazisi olmamasi sorunu olmasa, ki oldugu kesin degildir, hemen dvd'sinin edinilmesi tavsiye edilir, ne de olsa artik festival sansi kalmamistir.
(mylia - 12 Nisan 2003 20:01)
film ismini fransizcadaki bir deyimden (de) alir. ispanyol hanlarının yemeklerinin kötü ününün yayılması üzerine "ne yemek istiyorsan kendin getir" ilkesi yaygınlasmıstı yolları bu hanlardan geçen yolcular arasında geçen yüzyıla kadar... dolayısıyla, auberge espagnole, "ne getirsen onu yersin" den yola çıkarak önce "baskalarına nasil davranirsan öyle bir davranis görürsün", sonra "canın eglenmek, gülmek mi istiyor ? o halde tasalarını alma yanına, nesenle gel ki neseli bir ortam olsun" anlamina gelen bir deyim olmustur fransizcada.
(pinocchio - 12 Nisan 2003 20:13)
22. istanbul film feastivali'nde gösterilen, harika bir avrupa filmi. teknik olarak fransız filmi olsa da filmin her şeyi avrupa üzerine.yönetmen cedric klapischbaşrollerde ise tanıdık iki isim var:audrey tautou nam-ı diğer amelie,ve gadjo dilo filminden bilinen romain duris.bu arad uyarmak lazım, filmi romain duris sürüklüyor, tautou geri planda.film kısaca ispanya'da bir eğitim programı dahilinde bir araya gelmiş yabancı öğrencilerin ortaks ev hayatları üzerine kurulu.film, sonlarına doğru, tüm sinema salonunu aynı anda gülmekten kıracak bir sahneye sahip.
(dikakana bey - 14 Nisan 2003 12:52)
yirmi ikinci uluslararasi istanbul film festivali'nde "ispanyol pansiyonu" adiyla gosterilen cedric klapisch filmi. festival itibariyle izledigim en eglenceli film kesinlikle. audrey tautou'nun rolu yazik ki pek ufak, diger yandan ozellikle romain duris cok basarili. bicimi ile de yenilikci bir tavri var filmin, temposu cok iyi ayarlanmis. ve elbet eklemek gerekir ki judith godreche'i de yalayasi geliyo insanin.
(neen - 17 Nisan 2003 16:10)
koşarak uzaklaşmak eyleminin güzel bir örneğine rastlanabilecek film.
(diniszz - 28 Nisan 2003 12:01)
bu filmin 2 haftada yazilan senaryosu, bir ay gibi bir surede de cekilmis olup dusman catlatmaktadir. oyuncular harikadir, espriler cok keyiflidir, kurgu, oyku, hepsi sahanedir. insani yeniden universite hayatina donmeye kiskirtir, "ahh ah" dedirtir.film ayni zamanda sonyhd24p ile cekilmistir.
(benedicta - 25 Mayıs 2003 08:20)
ici icine sigmayan, matrak oldugu kadar duyarli, bircok sahnesinin, seyirci katilimi* ile daha da senlendigi genc isi film. haftaya gosterime giriyormus. bu arada film boyunca, bu cocugu* nereden taniyoruz diye sorduk kendimize. meger gadjo dilo dan taniyormusuz. evet evet.
(deranged - 7 Haziran 2003 06:11)
sevimli olduğu kadar iyi de bir sinema zevki barındıran, çok ama çok üzüldüğüm anlara sebebiyet vermekle beraber izlemi$ olmanın verdiği hazzın buna oranla daha fazla kaçtığı bir film... ba$rol oyuncusu tarafımdan ısrarla serdar orçin'e benzetilmektedir..
(lem - 14 Haziran 2003 12:10)
(bkz: cecile de france)
(madeira - 14 Haziran 2003 22:37)
avrupada amaçsızca sürtmeyi seven bütün insanların hastası olacağı bir film. avrupaya uzun bir süreliğine belli bir amaç için giden insanların duygularına tercüman olmasını bir yana bırakın, daha önce hiç görmediği yabancılarla dolu bir şehre birkaç haftalığına tatile giden insanların bile kendilerinden şüphesiz bir şeyler bulacağı bir film. seyirciye vermek istediği anafikri çok başarılı bir biçimde sunan film. yabancılaşma, entegrasyon gibi konuları bir katalan şehrinde anlatarak hem doğru seçim yapmış hem de ilginç ve sıcak bir atmosfer sağlayabilmiş olan film...
(goddard - 16 Haziran 2003 00:38)
sık sık radiohead'den no surprises'in çalınmış olduğu film
(ninni - 17 Haziran 2003 14:28)
ingilizce adı euro puddingdir.
(magnus - 17 Haziran 2003 14:33)
(bkz: aubergine espagnole)
(brownie - 17 Haziran 2003 14:35)
sinemalarda fragmanı gösterilen yakın zamanda gösterime girecek olan seyretmek istediğim film
(yourstruly - 18 Haziran 2003 00:41)
sinema salonuna girdigimizde aklımdan "acaba kötü bir tercih mi?" sorusu geçiyordu malum son hakkında birşey bilmeden gittigim film (bkz: dreamcatcher) felaket kategorisine rahatça girebilir... ama tüm bu şüphelerin aksine herşey mükemmeldi hatta diyebilirim ki son zamanda insanı bu kadar rahatlatan, güldüren, içinde ilişkilere dair birşeyler bulunan bir film daha görmedim...böle bir gülüyorsunuz, bir içiniz burkuluyor sonra yine gülüyorsunuz... ama sinemadan çıktıgınızda emin olun çok güzel bir tad bırakıyor ve kesinlikle yurtdışına gidip farklı şehirlerden insanlarla beraber ev tutmak istiyorsunuz
(benzin - 20 Haziran 2003 22:37)
Yorum Kaynak Link : l'auberge espagnole