• "jeliza-rose'un performansı dışında hakkındaki herşeyi unutmaya çalıştığım hasta film."
  • "super bir kisa film olabilecekken 120 dakika boyunca seyirciyi bogan film."
  • "jeff bridges'ın ölümünden sonra kokmaya başlayan film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kayıp yalnız ruhların, şevkat açlığı ve sevgi susuzluğu içinde karanlıkta gönül yordamıyla safça birbirlerini arayışını ve el yordamıyla hayatı anlayarak büyümeyi, dokunaklı bir şekilde anlatan masal film: ne kadar yalnızız.


    (koyumavi - 13 Nisan 2006 09:03)

  • comment image

    festivalin en güzel sürprizi oldu , en güzel filmi de olucak inşallah diyip gittiğim çok fena bozardığım** ,morardığım film olmuştur tideland. terry gilliam gibi dahi yönetmenlerin her filmine gidilir , ne çekse izlenir ,bu filmde izlenmelidir , ama insanı pişman eder ama bu demek değildir ki pişman olucaksın izleme boşuna . sanat yönetimi , görüntü yönetimi ,dekor,kostüm müthiş ,dahiyane şeklinde sıfatlandırılabilir her gilliam filminde olduğu üzre. fakat bu filmin senaryosunda iş yok .

    --- spoiler ---
    belli ki gilliam bu filmi çocuklara hitaben çekmemiş ,kafadan 5 dakka adamın*eroin çaktığı sahneleri izliyoruz ,halini izliyoruz. ama yetişkinler içinde çekmemiş ,yok alis harikalar diyarına göndermeler ,yok barbie bebekler, masumane saf temiz bir aşk , ilk öpücük ve sonrası , bir çocuğun abartılı hayal dünyası vs vs.. tüm film bunlardan oluşuyor , artık başroldeki kıza sinir olmaya başlıyo insan ne kadar iyi oynasa da. özürlü çocuğu da koymuş zaten oraya , bi de çocuk hey allaam, tuhaf tuhaf şeyler..
    ---
    spoiler ---

    gilliam ın kendine özgü bi dünyası var , bi görselliği var , ona yönelik filmler çekmeye çalışıyor yanılmıyorsam. şu konuyu işlersem ,çok iyi görsellik yakalarım gibi bi düşüncesi mevcut ve bu doğal olarak sinema seyircisinde bıkkınlık uyandırıyor. ayrıca sen o tribal görselliği niye fear an loathing de bırakmadın da buralara da taşıdın , zati kamera hareketleri de aynı , sadece konu farklı , o da işi yokuşa sürüyor zaten. terry gilliam ın masalsı ortam betimlemesine bi süre ara vermesi dileğiyle noktalıyorum.


    (ditriell - 14 Nisan 2006 01:00)

  • comment image

    beni paçavraya çevirmiş, sallayıp kenara atmış bir terry gilliam filmidir. sanırım terry gilliam, mitch cullin'in eserinden uyarladığı senaryosuyla bir iç hesaplaşma yapmış. tamamen kişisel bir hesaplaşma yani. hem kendi sinemasıyla, hem de evvelce yaptığı filmler ve orda dalga geçtiği değerlerle kıyasıya hesaplaşmış. e, hepimiz bir gün yaşlanacağız, bu kaçınılmaz. allah hepimize böyle hesaplaşma ortamları nasib etsin diyelim.

    jodelle ferland'ın çocuk üstü inanılmaz performansı, jeff bridges'in sürpriz varlığı filmi tam bir panayır haline getirmiş. film kostüm- dekor açısından görsel bir şölen. filmi izlerken geçtiğimiz yıl festivalde izlediğimiz neil jordan'ın the butcher boy'u hatırladım. hatta finale bakarken, "aha! tam da devam filmi beklentili final.." dedim.
    iyi seyirler..


    (ranini - 14 Nisan 2006 11:30)

  • comment image

    keane ile tideland arasında seçim yapmam gerekiyordu. bende tercihimi sinema dehasından yana kullandım. ne mi oldu sol yanımdaki kadın uyudu. sağdaki ayak titretme tribine girdi.

    biraz sonra ikiside mantıklı bir karar verip salonu terketti! iki yanımda boş kalmıştı işte!

    bu berbattt film için orta yaşlı bu ablalar çok bile sabretmişlerdi aslında. ben ise filmin bitmesini bekledim her zaman ki gibi. çıkışta "bu filmde şu anlatılmış aslında" diye yorumlar yapan tipler vardı:) filmde

    zöe: dna'sında alın taşçıyan kodları taşıyan kolpa enteller. bu entriyi kötüleyenler kendilerini sinemadan anlayan biri olarak mı görüyorlar. sıkıntıdan patladınız. şimdi burada rol kesmeyin. beğeni kriteriniz sadece imdb'deki puanlama. hiçbir halt değilsiniz. sonradan görme enteller gidin bu boktan filme harcayacağınız zamanı hiç anlamadığınız stalker'ı bir kez daha izlemek için harcayın. stalker'ı hiç izlemediniz mi? ha o zaman bu entriyi ne kötülüyorsunuz kedi boku kadar sinema bilginizle!


    (atmosphere - 15 Nisan 2006 00:24)

  • comment image

    belli bir yere kadar heyecan verici film. zaten terry gilliam'ın yönetmenlik dehası bu, 5 dakika içinde çeker filminin içine sizi. harika kamera-ışık kullanımı, süper makyajlar, kostümler, mekan. her şey nefis başlıyor. oyunculuklar dev. baba kız'ın otobüs yolculuğu, heyecan verici. yine absürd sahneler. tam terry gillaim, allahım hoşgelmişim bu filme. ama ya sonra? ulan 1.5 saat öldük sıkıntıdan, terry baba oldu mu şimdi? sadece minik kızın oyunculuğu için izlenir de demeyeceğim. terry gilliam'ı sevmiyorsanız izlemeyin. seviyorsanız, hiç izlemeyin. kalbim kırıldı lan. yapılır mı, hı?


    (purplepurple - 18 Nisan 2006 14:57)

Yorum Kaynak Link : tideland