ikinci versiyonunun jeneriği kulunuzun hayatta en sevdiği film parçalarından biridir. o zili çalacak adam böyle sıkıntılı bir ifadeyle oturur da oturur etrafında timpaniler harıl harıl çalışırken. sonra adamın nota sehpası görünür, sayfada tek bir nota vardır. adam hazırlanır. (bkz: bernard herrmann)

(can sebahattin dere - 8 Mart 2002 16:25)

ikinci, renkli olan versiyonunda dikkatli bakılırsa pek çok yerde çekim ekleme metoduyla yapılmıştır. böyle bir metod var mı, varsa da adı bu mu hiç sanmıyorum. bilmediğim için uydurdum ben de. nasıl çıkardığımı da yazayım. fas'da geçen sahnelerde arkada olay akarken evli çiftimiz at arabasında tıngır mıngır gidiyorlar. ama arkadan yürüyen adamlarla öndeki hanım teyzeyle amcamızın ışıktan kaynaklı renkleri farklı azıcık. bu ilk ipucumdu. sanki kopuk gibi duruyordu önle arka sahneler. sonra baktım arkadan yürüyen adamların gölgesi doğuyu, öndeki ikilinin elinden kolundan çıkan gölgeler batıyı gösteriyor. bu da ikiydi. evet dedim, bu sahneler kesin ekleme metoduyla yapılmış. o an çok akıllı hissettim kendimi.

(balderdash - 1 Aralık 2007 01:44)

finalinin, londra senfoni orkestrasının icra ettiği bir eserin zil sesine endekslendiği hitchcock filmidir. süperdir.

burada hayret edilip sorulması gereken $udur: film orkestranın eseri icra etmesine göre mi çekilmi$ yoksa film için orkestra bu eseri mi icra etmi$tir?

filmde bu eserin ta$ plak kaydı da çalındığından dolayı durum bir hayli karı$ık.

(robinbook - 12 Aralık 2008 21:13)

filmin başlarında^* fas'taki bölümlerde daha olaylar başlamadan çiftimiz^* pazar alanında kalabalığın arasından bir gösteriyi izlemeye çalışırken sol taraflarında açık kahverengi takım elbiseli bir amca belirir. işte o amca alfred hitchcock'tur.

(bkz: cameo)

ayrıca filmin fantastik konser bölümünde bernard herrmann'ın esaslı bir reklamı yapılmaktadır. doris day konser salonuna taksiyle geldiği anda taksinin önünde durduğu koca afişte "london symphony orchestra- conductor bernard herrmann" yazmaktadır ve konserde orkestrayı yöneten şef herrmann'ın ta kendisidir.

(911 turbo - 3 Mayıs 2009 05:44)

(bkz: adamın götünden kan alırlar kamil kan)
işte kan alınacak adamdır bu. 9 köyden kovulmuş, üç maymunu oynamamış adam.

(msbel - 5 Temmuz 2009 21:37)

ilk versiyonunda alfred hitchcock'un görünmediği filmdir.

(fezader - 28 Kasım 2009 04:25)

ölüden bahsetme güdümlü cümle.(bkz: rahmetli de sollardı)

(quasm - 8 Şubat 2003 23:49)

the man who knew too much (1934) starring: leslie banks, edna best
çift isviçre'de tatildedir. kızları kaçırılır. hitchcock'un ingiliz tarzı yıllarına örnektir.
the man who knew too much (1956) starring: james stewart, doris day
çift fas'ta tatildedir ve küçük oğulları kaçırılır.
filmin sonundaki albert hall'daki bir konser sırasında geçen katil kovalama sahnesinin tamamı (yak.10 dk) hiç bir konuşma olmadan (konserin sesi kahramanların kendi araarındaki kounuşmaları düymamızı engeller) aktarılır , bu sahne sinema tarihine geçmiştir.

(andrew - 15 Şubat 2003 22:21)

hafızanın dehlizleri departmanından:
meğer partisyonda tek notanın göründüğü sahne jenerik değil, filmin sonudaki konser sahnesiymiş.
jenerikteki perküsyon grubunda yalnızca bir timpani takımı (ama iki adet trampet) varmış.

(can sebahattin dere - 7 Mart 2003 01:01)

bir de: hitchcock'un tenten zihniyetini en çok paylaştığı film bu galiba.
örnekler:
egzotik mekanlar (fas, marakeş);
fas'taki pazardaki kovalamaca, birbirini kovalayanların pazarcılara çarpıp malları devirmeleri;
taksidermist sahnesi;
konserde james stewart polislere dert anlatmaya çalışırken james stewart'ın ve polisin halleri;
doris day'ın olan bitenden tümüyle habersiz arkadaşları;
daha da çoğaltılabilir.

(can sebahattin dere - 7 Mart 2003 02:39)

final sahnesinde, ozellikle kurgusu ile yonetmenlik budur dersi veren, en sevdigim hitchcock filmi.

(neen - 10 Mart 2003 11:33)

934 tarihli versiyonuna tahammül edebilmek zor. üstattır, alfred'dir, hiç kokmazdır, dönem şartlarıdır filan falan ama gerçekten başarısız...

(ya iste boyle senden naber - 12 Eylül 2011 16:56)

ikinci çekimi, 56 yapımı olan yaklaşık 2 saatlik film. ilginç bir sahne barındırıyor, aşagı yukarı 46. dakikalarında. kimse yazmadığına göre yanılıyor da olabilirim; ama dr. benjamin mckenna ingiltere'ye gitmek için hazırlanırken otel odasında, ezan okunmaya başlar. ama o da ne? alakası yok ezan ile. çok itici saçma sapan bir şeyler geveler arka fonda, sözde bir müezzin. neden adam akıllı ezan okutmaz hitchcock anlamış değilim. amacı nedir aceba? iyi, doğu yapımı filmlerde de kilise çanını tencere-kepçe ile çaldıralım.

(kmtetrfn - 26 Kasım 2011 23:36)

bir alfred hitchcock filmi

(ultraviolent - 8 Mart 2001 23:12)

http://www.59saniye.com/the-man-who-knew-too-much/

(vefalilutfu - 20 Temmuz 2013 15:15)

üzülsem mi gülsem mi bilemediğim videodur. "bizzz biliriz, bizzz iyi biliriz" ne ya. bir şeyi de bilme arkadaş. işin uzmanına soralım falan de.

(eylemsizlikmodu - 26 Temmuz 2013 09:54)

bir alfred hitchcock ya da james stewart filmi değildir. bir doris day filmidir.

(maniac and my pretty prozac - 24 Ağustos 2013 18:01)

1934 versiyonunun blu-ray formatında yeni bir baskısı kasım ayında ingiltere'de network şirketinden çıkacak olan alfred hitchcock filmi. daha evvel network'ten çıkan bir başka hitchcock filmi the lodger'ın bd kalitesinin mükemmel olduğunu düşünürsek bu filmin blu-ray'inin de aynı kalitede olacağını bekleyebiliriz. filmin bd versiyonu bazı avrupa ülkeleri dışında criterion collection aracılığıyla abd'de de çıkmıştı.

(parliament night blu ray - 12 Haziran 2014 15:55)

orkestra muziginin yarattigi gerilimle beraber tabanca namlusunun yavasca perde arkasindan ortaya cikma sahnesi aklima kazinmis film

(deepwonder - 4 Şubat 2006 07:00)

(bkz: the man who sold the world)

(admala - 17 Ocak 2002 21:27)