• "altın makas, gümüş bıçak ile tenini doğramaktan kastı da otopsidir herhalde bu türkünün."
  • "kadir inanır'ın kriminal çetesi ve her daim sırıtışıyla lokal bir sedat peker'i canlandırdığı 1976 yapımı film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    türkünün hikayesi bir türkü kanalında şöyle verilmiştir: kimdir bu mefharet hanım, niçin intihar etmiştir?”

    mefharet hanım 1951 yılında kütahya, tavşanlı’dan bodrum’a tayin edilmiş ve 1954 yılında da intihar etmiştir.

    anlatılanlara göre intihar nedeni değişiktir; kimi “nişanlısının ölümünden sonra intihar etti” der... kimi ise bambaşka bir hikaye anlatır: “güya, hakim hanım bodrumlu bir gence idam cezası vermiş, gencin ağabeyi de hakim hanımı kaçırarak tecavüz etmiş, mefharet hanım da bunu hazmedemeyerek canına kıymıştır.” bir başka rivayete göre, hakim hanım, sevdiği gence idam cezası veremeyince intihar etmiştir. aşık olduğu savcının kendisini terk etmesinin intihara sebep olduğu söylenir.

    peki, kim yazıp, okumuştur bu türküyü?

    mumcular ’ın çiftlik köyünden, “çelik” lakaplı mustafa bacaksız... cümbüş de çalan “çelik usta” türkünün öyküsünü halil atılgan ’a şöyle anlatmış:

    “1950’li yıllarda, benim çok hızlı olduğum, cümbüş çalıp düğünlere gittiğim dönemlerdi. bodrum’a bir bayan hakim hanımın halkla iç içe olması, at sırtında keşiflere gitmesi, kısa zamanda dillere destan olmasını ve bodrum’da çok sevilmesini sağlamıştı. (...) bir gün duyduk ki, hakim hanım, nişanlısının ölümünden sonra intihar etmiş. (...) bu beni çok etkiledi, kısa bir süre sonra türküyü besteledim. kendi aramızda çalıp söylüyorduk. milaslı nazmi yükselen yaktığım türküyü duyunca, benden aldı ve plağa okudu.”

    mustafa bacaksız ’ın başı, bu türkü yüzünden az kalsın derde giriyormuş... bir gün bodrum adliyesi’nden çağırmışlar, hakim sormuş:

    “sen kim oluyorsun da devletin hakimine türkü besteliyorsun? mefharet hanım’a yaktığın türkü herkesin dilinde!” demiş... o da, “hakim bey, elini kaldır sana da türkü yakayım” karşılığını vermiş, hakim de onu serbest bırakmış...

    “bodrum hakimi” türküsünün hikayesi bu...

    halil atılgan, türküyü mustafa bacaksız (çelik usta)’ya okutmuş, “notalamış” ve araştırmasının sonuna eklemiş:

    “iki dörtlük, bilinen türkü sözleri, bizim tespitlerimize göre, iki dörtlüğü nota altında olmak üzere, beş dörtlüktür.”


    (feraye - 19 Şubat 2002 14:33)

  • comment image

    "yaşadığın ülkenin dramını yüklenmiş kadıncağız...özgürsün demişler, eşitsin erkeklerle al diplomanı. kadınlar için on iki ay karanlık günlerinde bu küçük kent. dolanıp duruyor erkek tilkiler. doktoru, eczacısı, savcısı, bezirganı...haydi özgür ol bakalım...(...) tavşanlı'dan geliyorsun. bir küçük memur kızısın...halkına sığınmış önceleri yoksulca. kuran okumuş yaşlı kadınların dizi dibinde. hani devrimler yapıldıydı ya, o halk...bu da aydın!...bir tanedir hakime hanımımız; namazında orucunda...bir de kavga başlamış ki dışarda kahveler, camiler ayrı. demokrat'san bu yana. halkçı'ysan öte yana!...o zaman da o oyun var fukara millete. (...) tek başına oturup neyi bekler bir kadın. yargıç da olsa. yağmur saldırmış, karanlık saldırmış. erkek de istemeyecek. aile toplantıları başlayınca savcı'larla, hükümet doktoru'yla, eczacı'larla...bir gramafon, bir bardak bira...anlatan içkiliydi, af buyur ağbem, başladı millet: "bu da bi garış .mınnan yargıçlık yapacak da!" (...) yargıç hanım savcı'yla sevişince, doktor'u, eczacı'sı sıraya girip hak istemişler. ne yapardı tavşanlılı mefharet hanım, yolu yok izi yok bu karanlık kentte?..."bodrum'un ekinleri erkenden bitti/hakime hanım kendisini intihar mı etti?.." hakime hanım'ı götürüp tavşanlı'ya gömmüşler. vasiyeti varmış: daha on sekizinde sevgilisi ölmüş de, mezarını onun yanına kazdırıp bekletmiyor muymuş?!..."
    vedat türkali, mavi karanlık'tan...


    (emuncipation - 4 Şubat 2009 12:29)

  • comment image

    cinsiyetçi kodları deşifre edebilecek kadar zengin öyküsü üzerinde düşünmeye değer bir kadın bodrum hakimi-ya da hakimesi- mefharet tüzün
    bodrumlular susuyormuş hakkında, ama bir bodrumlu bir türkü yakmış merak uyandıran, adını nesillere bırakan yine de hiçbirşey söylemeyen, sevilen birinin intiharının ardından sonra duyulan üzüntüden ve şaşkınlıktan başka birşey söylemeyen bir türkü.
    hakkında dolaşan söylentiler ise birbirine benzemiyor. bunlardan biri-mesela trt'de türküyü sunarken sunucunun anlattığı- mefharet hanımın bodrumlu bir gence idam cezası verdiğini anlatıyor. bunun intiharı ile ilişkisine ilişkin de iki söylenti var birincisinde idam edilen gencin ağabeyinin mefharet hanımı kaçırdığı, bunu onuruna yediremeyen mefharet hanımınsa kendini astığı , ikincisinde ise bu intiharın sebebinin hakimenin birinin idamına sebep olmaya dayanamaması olduğu söyleniyor. söylentilerin idam cezası verdiği kişinin kendi sevdiği erkek olması, suçsuzluğunun sonradan ortaya çıkması gibi daha dramatik öğelerle bezenmiş olanları da var.
    başka bir söylentide ise mefharet hanımın intiharına sebep olan durumun savcı ile ilişkisi olduğu öne sürülüyor; ki bu söylentinin de bir karşılıksız aşk intiharı ve bir de (bana daha akla yatkın gelen) vedat türkali versiyonu var; "yargıç hanım savcı'yla sevişince, doktor'u, eczacı'sı sıraya girip hak istemişler...".
    yani cumhuriyetin kurucu kuşağından bir kadını yaşamından bezdirecek cinsiyetçilik duvarını örenler "dizinin dibinde kuran okuduğu yaşlı teyzeler" değil, 40'ını geçmiş bekar bir kadının sağlıklı olanı yaşamasını yadırgayan hakkında idam cezası verdiği köylüler değil yine cumhuriyetin eğitimli kuşağı, "sıraya girip hak isteyen" doktoru, eczacısı olmuş...aydının halktan geri olması hazin.


    (emuncipation - 10 Şubat 2009 23:26)

  • comment image

    biraz önce farkettim ki ben bu "bodrum hakimi" isim tamlamasindaki "hakim" sözcügünü yargic olarak degil de; "bodrum'un sahibi, bodrum'un agasi, bodrum'un sözü geceni" olarak anlamisim hep. hayir bu basliktaki entryleri de hep okudum, ayni adli türk filmini yillar önce seyretmistim. niye o sekil yanlis anlamaya devam ettim bilmiyorum.

    bu arada baska güzel bir cahit berkay bestesi icin (bkz: fazilet)


    (question the answers - 1 Eylül 2009 14:49)

  • comment image

    türkanımın en güzel olduğu filmlerdendir.
    o çay tabağı büyüklüğündeki gözleriyle kadir inanır'ı süzüşü anlatılmaz, yaşanırdır.
    ayrıca bir de bodrumun o eski hali, dokunulmamış hali, ağacı bol hali. ciğerimi yakar be.

    not: ayrıca tükanlarının dışına uzun yazlık elbiseleri askıyla asan teyzeler ta o zamanlarda* da varmış. yaa yaaa.


    (venusteki limon agaci - 18 Ekim 2011 14:06)

  • comment image

    bodrumlular erken biçer ekini
    feleğe kurban mı gittin bodrum hakimi
    nasıl astın mefaret hanım kendi kendini
    altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini

    hakim hanımın memleketi kütahya tavşan
    hakim hanım sen eyledin bizleri düşman
    nasıl kıydın mefaret hanım kendi kendine
    çifte doktor gümüş bıçak ile doğradılar tenini

    şu bodrum'un dağlarında ceylan dolaşır
    kara haber mefaret hanım pek tez ulaşır
    hakim hanımın memleketi kütahya tavşan
    hakim hanım sen eyledin bizleri perişan

    ***
    folklorcu ve türkü araştırmacısı halil atılgan'ın ayrıntılı ve kişisel anılarla bezediği bilgilere göre bodrum hakimi fatma mefharet tüzün aslen balıkesir balyalı olup babası müftü halil ibrahim efendi vardar göçmeniymiş, bir ara istanbul müftüsü olmuş. yaygın bilindiği gibi 1906 değil 2 mart 1914 izmir doğumlu. kaydı erdek nüfus kütüğünden çıkarılabilmiş. kendisi doğmadan önce ölen aynı adlı bir kız kardeşi varmış.

    hukuk eğitimi sırasında çok büyük bir aşk yaşadığı, nişanlandığı genç geçirdiği bir ameliyatta ölmüş. onu içine gömmüş ve evlenmemek kendi kararı ve çizgisi olmuş. kütahya tavşanlı onun memleketi değil, gene çok sevildiği aradaki görev yerlerinden biri; atandığında tüm ilçe peşinden gözyaşı dökmüş. gene de yaygın söylentilerden biri bodrum savcısıyla aşk ilişkisi olduğu. burada bir düş kırıklığı veya çevre ve dedikodu baskısı yaşadığı düşünülebilir.

    yüksek devlet memuru sayıldığından hakkında bilgi devşirmek de güç olmuş, bodrum halkı da ketum ve sır küpü çıkmış. özkıyım mektubunda ölümünden kimsenin sorumlu olmadığını, savcının ve doktorun bedenine dokunmamasını istediğini yazmış. ölümünden once ölum niyetlerini çevresindeki bazı kişilere açıklamış. bir de son gecesinde milas'taki bir eğlence/toplantıda bir parçayı üç kere çaldırmak üzere istek yapmış. tolga çandar bile çocukluğundan beri türküsünden etkilendiği ve peşinde olduğu halde öyküsünün bütün parçalarını birleştirememişmiş.

    bodrum hakiminin ölümünden etkilenen çelik lakaplı mustafa bacaksız birkaç başka türküsü gibi (karaova düğünü, hayıtlı'dan çıktım) sözlerini de yazdığı bir türküyü bodrum hakimine yakıp çevresinde çalıp okumaya başlamış. sonra ondan duyan nazmi yükselen hem kaynak kişi görünmüş hem plağa okuyup meşhur etmiş, hatta altın plak gibi bir ödül almış; tanıdıklarının da baskısıyla mustafa bacaksız dava açmamış, ses çıkaramamış.

    mefharet hanım 17 mayıs 1954 pazar günü, ramazan bayramına birkaç gün kala kendi evinde asıyla intihar etmiş. mezarı iatanbul'daymış. bu ölümde karanlık noktalar hala bulunmakta sayılabilir. uzaktan bakı ile yetersiz birebir kişisel veri ışığında temel ruhsal zaaflarından başka güncel ilişkilerdeki olası düş kırıklıkları ve başa çıkma yetersizliklerine ek olarak 1- ölen aynı isimde bir kardeşin yerine geçen olarak doğma psikolojisi, 2- gene erken sayılabilecek dönemde aşık/nişanlı kaybıyla sevdiğini kaybetmenin yaşamayı ve dünya hazlarını haketmediği sanısı uyandırması özkıyımına giden yolu döşemiş olabilir. aradaki olağanüstü mesleki ve sosyal iletişimselliği hem bir bireyin özgün taraflarını hem de belki bir kuyruklu yıldız olma arzusu ve olasılığıyla kendini tüketircesine fedakarlığı, dolayısıyla bedeli pahalı bir ödünlemeyi (yüceltme/ sublimasyon) düşündürebilir.

    türküdeki tavşan, tavşanlı. "altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini" dizesi ve izleyen dörtlükteki benzerinin otopsi anlattığı sanırım açık.

    bodrum hakimi'nin ayrıntılı öyküsü
    ***

    bodrum'un 1950'lerde hakimesiyle ilişkisi buralardayken, fethiye/beşkaza'nın 19. yüzyıl sonlarında kadıyla ilişkisi deyimlere konu oluşuna bakılırsa şöyleymiş: "etmişler ediyi, sikmişler kadıyı."

    (bkz: zeybek/@ibisile)


    (ibisile - 30 Eylül 2016 22:21)

Yorum Kaynak Link : bodrum hakimi