o enfes müziği eşliğinde şu replikleriyle hayat bulur ara ara;

-türkan (türkan şoray)
+ tarık (kadir inanır)

- neresinden başlayacağımı bilemiyorum... belki, belki zamanı unutup gerilere dönmeli..
+bunları söylemek için mi çağırdın
- beni ne kadar, sevdiğini bugün anladım tarık. beni kurtarmaya geldiğin zaman.. bana sarıldığında titrediğini hissettim.. seviyorsun hala, anladım bunu tarık, tıpkı eskisi kadar, tıpkı eskisi gibi....
+ eski yok artık. seni süreyya için getirdim, daha paralı bi iş buldum, artık ben de zengin olacağım.
- yalan! söylesene yalan değil mi!
+ seni süreyya'ya götürdüm, karşılığında yeni bi iş buldum kendime, koskoca bi ortaklık, hepsi bu!
- yalan söylüyorsun, oraya benim için geldiğini biliyorum!
+ oraya zengin olmak için gittim!
- hayır inanmam, iyi tanırım seni, bütün bunları para için yapamazsın sen.
+ neden, ben de senin gibiyim artık, eski türkan gibi; gözü yükseklerde, gözü parada...
- ....

(crayze horse - 2 Ağustos 2008 02:33)

türkan şoray ve kadir inanır'ın başrollerini paylaştığı, türkan şoray'ın hayranlıkla seyredilebileceği 1976 yapımı film. filmin sonlarına doğru kadir inanır'ın türkan şoray'a naif bir ''türkan'' deyişi vardır ki akıllara zarar. içimizin yağları erir, yüreğimizin yayları gevşer!

--- spoiler ---
tarık:bak aynaya,iyi bak! resimdeki kız var mı orada?bak da oyle al agzına sevgiyi. bu resme neren benziyor senin? sen bu resimdeki saf kız mısın?fotograftaki temiz kızdan ne kalmış geriye soylesene! o saygıdeger bir kızdı, sevdigim kızdı. sen ise para diye bütün güzelliklere lanet okumuş bir fahişesin!

(türkan'ı kolundan tutar ve duvarda yer alan ayrılık mektubunu göstererek)
gel!ya bunu da gordun mu, bunu da okudun mu haa? ben her gün okuyorum ve senden her gün biraz daha nefret ediyorum. şimdi defol defol!

türkan:haklısın. ama sen hayatında hiç hata yapmadın mı?

(türkan son bir kez tarık'a bakar ve ağlayarak merdivenlerden indiği sırada o vurucu ses gelir)
tarık : türkan!
--- spoiler ---

(colde cay - 10 Ekim 2009 17:56)

binlerce türk filmi izledim, şu filmdeki türkan şoray - kadir inanır'ın tutkusunu hiçbir yerde görmedim. türkan şoray sen nasıl bir kadınsın, bir insan aynı anda nasıl hem güzel,hem çekici, hem inanılmaz masum , hem de çok dişi olabilir. diğer yandan kadir inanır'ın haşin bakışları,tüm film boyunca.. türkan'ın onu terkederken yazdığı mektuba bakıp bakıp, bir yandan geçmişi hatırlayıp nefret etmeye çalışması ama bir türlü edememesi..ve filmin başkaları klişe dese de en kült sahnesi;
-beni seviyorsun
-sevmiyorum
-seviyorsun
-sevmiyorum
-seviyorsun
-sevmiyorum,sevmiyorum,sevmiyorum!

(sulin - 18 Mayıs 2011 14:49)

76daki turkan soray- kadir inanirli olanini izliyordum bir yandan is icin sabahlarken. ulen diyorum bu diyaloglari bir yerden hatirliyorum ama cikaramiyorum. vikipedi girdisi yok filmin, hicbir yerde de yazmamislar, isi gucu biraktim odanin icinde dort donuyordum ki dank etti: resmen gilda bu. yani sahne sahne, replik replik cevirmisler. sevenler gildayi da izlesinler, zaten turkan soray da bizim rita hayworthumuz degil mi (ikisinin de gencligi cok guzel ama rita hayworth ayri bir guzel. oyle brezilyali ic camasir mankenleriyle buyumus gencler anlamaz)

bu arada gilda'yi seven, film noir olayina dalsin acilen. ben birkac yil once daldim, hala cikamadim, fotr sapkayla, jaluzilerden iceri sizan neon isiklarinin onunde sigara icmekten baska birsey yapamaz oldum.

hatta devlerin askindan once de ayik tutsun diye cuneyt arkin'in bombaci filmini izledim, biraz yakinsamaya calismislar noir'a ama calistikca uzaklasmislar, fantastik noir olmus. icinde travesti samuray barindiran bir yapima baska sifat yakismaz zaten, onu da izleyin youtubedan.

(immanuel tolstoyevski - 5 Aralık 2011 23:57)

"haklisin.. ama sen hiç hata yapmadın mı?" der türkan.. sonra 5-10 adim atar.. kadir onca küskünlüğe, onca nefret'e rağmen merdivenlerden usulca inen türkan şoray'in arkasindan seslenir "türkan!" diye.. ve işte biz bu filmlerle büyüyenler hep o arkamizdan seslenmeleri bekleriz.. hep halden anlamalarını, o içerdeki minicik aşk ateşinin tek bir lafla "sen hiç hata yapmadın mı?" denilerek tekrar yakilabileceğini inaniriz.. çünkü biz türkan gibi hatalar yapmışız, kadir inanır gibi sevmiş ve nefret etmişizdir..

(azuth - 27 Mart 2012 22:24)

bu filmde akılda kalan en sağlam sahne kadir inanır la patronun ilk yakın temas sahnesidir. patron fenalaşır, bu sırada sevgilisi nooldu falan derken kadir inanır kadını iter ve ve adamın elinden tutar. patronla kadir bi anda burun buruna gelirler. orda öyle bi bakışma vardır ki sanki adam beş saniye sonra kadir inanırın dudaklarına yapışçaktır. türk sinemasında hele ki kadir inanırla geçen en ilginç sahnelerden biridir...

(melancholyman - 22 Kasım 2003 04:00)

oyuncuların bol miktarda birbirine ayar verdiği izlemekten bıkılmayacak film. şoför tarık ile manikürcü türkan'ın yasak aşkını anlatan film. türkan şoray ın her karesinde biraz daha güzelleştiği nefes kestiği film. cahit berkay ın enfes müziğiyle zenginleştirdiği film. yan rolde rahmetli savaş başar ın bol bol sahne çaldığı, çok ama çok üstün bir performans sergilediği film.

(jokond - 9 Haziran 2004 19:09)

kadir inanır ve türkan şoray'ın belki de en güzel filmi.

tamam biz de biliyoruz selvi boylum al yazmalım'ı, kara gözlümü, bodrum hakimi'ni, dila hanım'ı... bunlar hepsi ayrı ayrı bir yazının konusu olacak kadar güzel filmler ama hiçbiri beni devlerin aşkı kadar etkilememiştir.

çok küçüktüm ilk izlediğimde show tv sürekli yayınlardı böyle filmleri yine öyle bir gün. denk geldim, 10 yaşında falan olmam gerek. inanılmaz kötü bir görüntü kalitesi, ses kalitesi ama türkan şoray ve kadir inanır dediğiniz insanları o yaşta dahi tanıdığımdan izlemek istedim.

güzellik büyüleyici bir şeydir. arkasında ne olduğuyla ilgilenmezsiniz, sadece gözleriniz kamaşır. türkan şoray'ı döneminin ve hatta günümüzün en güzel kadını olarak buluyorum. o zaman da buluyordum. kadir inanır'ın en güzel yaşları, adam yakışıklılığının zirvesinde, kadirizm'in manifestosunu yazıyor, öyle bir dönem.

bilmeyen insan var mıdır? sanmıyorum ama filmin konusundan bahsetmek gerekirse genç bir iş adamı kaza yapar ve arabası denize uçar. o sırada deniz kenarında vakit öldüren tarık denize atlayıp bu genç iş adamını kurtarır. ardından süreyya bey, tarık'a borçlu kalmak istemez ve onu yanına, işe alır. zaman içinde tarık'ın inanılmaz yetenekli olduğu ortaya çıkar ve süreyya beyle de arkadaş konumuna gelirler. ardından bir gün süreyya bey yurtdışından yeni dönene tarık'a onun yokluğunda edindiği yeni sevgilisi türkan'ı tanıştırır.

şimdi zaten şöyle bir bakınca şu gün klişe olarak betimlediğimiz bütün öğeleri adamlar ortaya çıkaran kişiler. bugün bunlar klişe ve sıradan olabilir ama o gün izleyicisi için büyüleyici. tarık ve türkan tabii ki önceden tanıştıklarını belli etmez ama ikisinin de yaşadıkları bütün anılar tekrar akıllarına düşmüş, birbirlerini nasıl sevdiklerini ve aslında hiç unutmadıklarını anlamışlardır.

türkan'ı süreyya'ya zarar vermek amacıyla rakip iş adamları kaçırınca tarık bütün gururunu, kibirini bırakıp türkan'ı kurtarır ama türkan yeniden birleşmek istediğin bunu kabul etmez.

sonra türkan'ın cahit berkay'ın efsane şahaserini gitarla çaldığı bir sahne filmin kırılma noktası olur. o sahnede tam olarak budur.

bu sahne her izlediğimde tekrar tekrar tüylerimi diken diken ediyor. abartılı bir namus güzellemesi olduğunu kabul ediyorum ama 70'lerin başındayken zaten bir türk filminden daha fazlasını bekleyemezsiniz. tarık'ın içinde taşıdığı, neredeyse obsesif bir şekilde bütün hayatını şekillendirmesine izin verdiği aşk tabii ki devlerin aşkıdır. o duvarda büyültülmüş olan metin türkan'ın onu terk ederken ona bıraktığı mektuptur. aşkına sarılmaya gücü yetmeyince, gururunu kurtarmak için bütün gücüyle nefretine sarılmış bir adamın çaresizliğidir bu sahne. aranızda ne geçerse geçsin, kim kimi nasıl hırpalarsa hırpalasın sonunda sadece tek bir cümleyle sevdiğin adama ulaşabilme gücüdür bu sahneyi değerli kılan. "haklısın ama sen hayatında hiç hata yapmadın mı?"

filmi ilk kez izleyen herkes hiçbir şeyin işe yaramayacağından, kinin ve nefretin aşktan daha güçlü olduğundan emindir o an. yenilgiyi kabul etmiştir türkan'da seyirci de. o an tarık'ın kadife gibi sesi duyulur. umutlu, kararsız, mutlu, pişman, heyecanlı, korkulu. bütün duygular tek bir seslenişte vücut bulmuştur. "türkan."

zaten o an seyirci - mesela ben- ve türkan çoktan kazandığı zaferin kanında dolaştığını hissetmektedir. istemişti ve almaktan çekinmemişti. bundan daha büyük bir zafer olabilir mi?

filmin devamında ikilinin mutlu sahneleri gelir ve her şeyi süreyya'ya açıklamaya karar verirler. o an seyirci tekrar karalar bağlamaya başlamıştır. çünkü yeşilçam'dan bahsediyoruz. "namussuz" kadının, para için sevgilisini terk eden bir kadının, başka adamlarla sevişmiş bir kadının yeşilçam'da mutlu sona ulaşması görülmemiş bir şeydir. manikürcü türkan'ın daha iyi bir hayat ve daha büyük hayaller peşinde koşması fahri olarak idam edilmesi için yeter de artar bir sebeptir.

gerçekleri süreyya'ya açıkladıktan sonra süreyya tabii ki küplere biner ve "kimse benim olanı alamaz" kafasıyla ikiliyi öldürtmeye karar verir. buradan sonra bir kaçmaca ve kovalamaca başlar. yurtdışına çıkmaya çalışan iki sevgili ve peşlerinde süreyya'nın adamları. her an türkan'ın ölmesini bekliyorum. namussuz ve düşük ahlaklı bir kadını affedip bağrına bastığı için muhtemelen tarık'da ölecek, o kadar eminim. peşin peşin ağlamıştım.

sonra tabii ki süreyya bunların yerlerini bulur, ikili de kaçmaktan sıkılmıştır ve yüzleşmeye karar vermişlerdir. gerekirse birlikte ölmeye razılardır. hiç dert değildir. kendi gelinliklerini ve damatlıklarını alıp hiç sahip olamayacakları bir geleceğin yasını tutarak giyerler ve simgesel olarak da "gerekirse kefenimiz aşkımızın nişanesi olsun" kafasıyla süreyya'nın karşısına çıkarlar. süreyya silahı doğrultur ama hiçbir şeyi umursamadan üzerlerine gelen çifti görünce ne yapsa anlamsız olduğuna karar verir ve silahı indirir. arkadan adamlarından biri "gidiyorlar" dediğinde süreyya şöyle cevap verir; " bırak gitsinler. onları kimse durduramaz, ölümü bile aşmışlar."

ve film bu şekilde "kocaman" bir mutlu sonla biter. benim kişisel tarihime göre bu bir devrimdir. ahlaksız kadın ve onu affedecek kadar aşağılık esas erkek kendi mutlu sonlarına ulaşmıştır. evet, devlerin aşkı benim için en güzel türk filmidir.

son olarak belirtmek istiyorum ki cahit berkay olmasaydı, bu film olmaz, olabilemezdi. ustalara saygı.

(pembe maskara - 7 Mart 2015 07:27)

--- spoiler ---

türkan şoray-kadir inanır filmlerindeki üçüncü kişinin önemini birkez daha hatırlatan eser. nasıl ki selvi boylum al yazmalım ahmet mekin'siz olmazsa bu film de savaş başar bu kadar başarılı olmasa insanı bu kadar etkileyemezdi. tüm film boyunca psikopat ruhlu süreyya karakterini ustaca kurup son sahneye getiren başar'ın son sahnede "bırak gitsinler, onları hiçbirşey durduramaz, onlar ölümü bile aşmışlar" demesiyle film son dumurunu yaşatır, zirveye ulaşır, neden devlerin aşkı olduğunu biz orada anlarız. gerçi o yandan bu yandan (gilda'ya fazla benzemiyor mu?) çal çırp metoduyla oluşturulduğu aşikardır ama yine de klasik yeşilçam filmi denen şeyin en kusursuz ve akılda kalan örneklerinden biridir. emeği geçen herkesin ellerine sağlık, üstat savaş başar'ın da mekanı cennet olsun.

--- spoiler ---

(svr - 4 Ağustos 2004 12:46)

cahit berkay'dan tüm yollara serilmiş bir ısparta halısıdır. çiğnendikçe devleşir.

(atlantis - 14 Ekim 2004 01:12)