Süre                : 2 Saat 23 dakika
Çıkış Tarihi     : 04 Aralık 1991 Çarşamba, Yapım Yılı : 1991
Türü                : Drama,Romantik
Ülke                : Fransa,Greece,İsviçre,Italy
Yapımcı          :  Arena Films , Theo Angelopoulos Films , Greek Film Center
Yönetmen       : Theodoros Angelopoulos (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Theodoros Angelopoulos (IMDB)(ekşi),Theodoros Angelopoulos (IMDB)(ekşi),Tonino Guerra (IMDB)(ekşi),Petros Markaris (IMDB)(ekşi),Thanassis Valtinos (IMDB)
Oyuncular      : Marcello Mastroianni (IMDB)(ekşi), Jeanne Moreau (IMDB)(ekşi), Gregory Patrick Karr (IMDB), Ilias Logothetis (IMDB), Dora Hrisikou (IMDB), Vasilis Bouyiouklakis (IMDB), Dimitris Poulikakos (IMDB), Gerasimos Skiadaressis (IMDB), Tasos Apostolou (IMDB), Akis Sakellariou (IMDB), Mihalis Giannatos (IMDB), Yilmaz Hassan (IMDB), Benjamin Ritter (IMDB), Konstantinos Lagkos (IMDB), Thodoris Atheridis (IMDB), Nadia Mourouzi (IMDB), Fotos Lambrinos (IMDB), Rodolphe Moronis (IMDB), Freddy Vianellis (IMDB), Giannis Dantis (IMDB), Dominique Ducos (IMDB), Giannis Vranas (IMDB), Giannis Voglis (IMDB)

To meteoro vima tou pelargou (~ Leylegin geciken adimi) ' Filminin Konusu :
TV muhabiri olan Alexandre, kısa bir süre için Yunanistan'ın bir sınır kasabasına gelir. Burası Türkiye ve diğer ülkelerden gelen mülteciler için bir geçiş yeri ve zamanın adeta durduğu bir noktasıdır dünyanın. Karşılıklı iki ülkenin sınırında nöbet bekleyen askerler, dingin bir gerilim içinde görevlerini yaparlar. Yunanlı askerlerin leylek adımlarıyla yaptıkları törensel nöbet değişimleri bu tuhaf atmosfere katkıda bulunur.Alexandre, sınırdan akın eden mülteciler arasında tanıdık bir simaya rastlar. Bu yüzün bir kaç yıl önce esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan Yunanlı bir politikacıya ait olduğundan neredeyse emindir. Araştırmaya koyulduğunda kolay kolay unutulmayacak bir hikayenin çizgileri ortaya çıkmaya başlar.


  • "türkçesi leyleğin geciken adımı olan 1991 yapımı theo angelopoulos filmi."
  • "mavi-kırmızı çizgiler arasında, meriç'in ortasında, uçbeylerin sultasında bir hudutkıran film.. eleni karaindrou ve acıtan sesler bandosu da en az film kadar kıyılarda.."
  • "yağmurun sesindeki musikiyi duyabilmek için sessiz olmak gerekir."
  • "theo angelopulos tarafından yönetilmiştir."
  • "retina ağrıtan. leylek öpen. sistiren. ne güzel film ne güzel. "artık hiç'in, hiç demek olduğunu öğrendim." ya da "dokunduğum her şey beni yaralıyor.""




Facebook Yorumları
  • comment image

    mahmur bir film. uyanamamış, uyanacağı da yok. dehşet fotoğraflar var evet. final sahnesindeki çerçeve birinci sınıf. aydınlatma ve kompozisyon bakımından her kadraj ayrı bir keşif. genel planda ısrarı farketmemek mümkün değil. (ihtimal mülteciliğin doğasına uygun biçimde) hemen hemen bütün yüzler silik ve yarım. bununla beraber mıy mıy mıy giden bir film. kamera "esas oğlan" tahtını işgal eden ve hat tamircilerinin tırmandığı telefon direklerininkinden daha ileri bir oyunculuğunu göremediğimiz "reporter" rolündeki gregory patrikareas'ın üzerinde fazla kalıyor. hatta denebilir ki, ondan fırsat bulabildiğimiz kadarıyla yetiniyoruz. kürt mültecilerin kendi aralarındaki "ihanet" kavgası sahnesi tekrarlanması gerektiğini düşündürecek kadar ham.


    (bireyinbiri - 31 Ağustos 2011 23:28)

  • comment image

    theo angelopulos'un sınırlar üçlemesinin ilk filmi. diğerleri için:

    (bkz: to vlemma tou odyssea)
    (bkz: mia aioniotita kai mia mera)

    hem üçlemenin hem de angelopulos'un diğer filmlerinden bir adım öne çıkar kanaatimce. filmin en göze çarpan özelliği sınır kavramının hem somut olarak hem de soyut olarak yansıtılmasıdır. bu filmde ulis'in bakışı'nın yavaşlığı ve hayal gücü, sonsuzluk ve bir gün'ün yalnızlığı ve yorgunluğu yoktur. bu filmde ulaşamamak vardır. hem iki ülkeyi, akrabaları birbirinden ayıran, yeni bir hayata başlamak için oradan ayrılmak isteyen göçmenleri engelleyen bir nehir yani sınır vardır. hem de birbirine tanımak isteyen insanlar arasında gözle görülmeyen sınır vardır, hem de daha önceden tanışanlar için de aralarında artık beraber olmalarını engelleyen bir sınır vardır.

    filmin ana karakterinin kasabada kalmasına sebep olan kişinin telefon hatlarını tamiriyle uğraşması ve sarı yağmurluğuyla telefon tellerine tırmanması ve son sahnede de yol boyunca sağlı sollu telefon direklerinde sarı yağmurluklu tamircilerin görünmesiyle filmin bitmesi ve leyleklerin de kütükten yapılan telefon direklerinin tepesine yuva yapması filmin adının buradan gelmiş olabileceğini düşündürdü bana.


    (vys - 26 Ocak 2013 22:49)

  • comment image

    angelopoulos'a yonetmen, yaptigi o muhtesemliklere film demek haksizlik bence.

    yeni kelimeler bulunmali onu ve yaptiklarini anlatabilmak icin. mevcutlar yetersiz ve onun hak ettigi degeri vermede cok cok eksik kaliyorlar.

    her izleyiste daha cok daha cok daha cok seviyorum.


    (miskin kaktus - 27 Kasım 2013 03:05)

  • comment image

    filmdeki estetik kaygıyı, psikolojik derinliği, politik dramı geçtim. filmi film yapan şey ise angelopoulos'un, yurtsuz insanın, dünya ile gerçek bağlantılarının koparıldığı, anayurdundan koparılan insanın varoluşunu temel sorun olarak bu düzleme oturtmaya çalışmasını, varlığın anlamını tartışmıştır.

    filmde bir diğer dikkat edilmesi gereken husus insanın nesneleştirildiği ve şeyleştirildiği bir devirde, mutluluğun bulunmasının zorlaşacağı, yaşamın öznesi olan insanın, toplum içinde kaybolmuşluğunu, varlığın anlamı sorusunun cevapsız kaldığı, varlık ile varoluş arasındaki ilişkiyi anlamlandırmadıkça, insanın yurtsuz, yurtsuz insanların da sınırlar arasında yabancı bir dünya arasında kaygı ile yaşam mücadelesini sürdürmeye çalışacaklarını ve sürekli bir yalnızlık acısıyla yaşayacaklarını vurgulamıştır.

    angelopoulos'un filmlerini yorumlamak david lynch gibi bir piskopatın filmlerini yorumlamak kadar ağır değildir fakat "toplum" merkezli ele aldığı konuları, mitoloji, felsefe, psikoloji düzlemine uygulaması, aynı zamanda estetik vurgular yapması filmlerini daha da muhteşem yapıyor bu adamın.


    (atari salonundaki yanci cocuk - 23 Ocak 2016 00:01)

  • comment image

    bir üçlemenin ilk filmidir. sınır üçlemesi olarak geçer. üçlemenin ikinci filmi to vlemma tou odyssea harvey keitel'in oynadığı film. ve bu film o filme kurgu olarak en yakın olanıdır. thedoros, bu filmde olduğu gibi ufak ama ilginç hikayeler yaratıp onlar üzerinden oynamayı ve kurgu yaratmayı çok seven bir adam. üçlemenin son filmi mia aioniotita kai mia meraen meşhur olanı herhalde. (bkz: #83287504)

    “sınırı geçtik ama hâlâ buradayız, evimize varmak için daha kaç sınır geçeceğiz?'' sanırım filmi özetleyen en güzel repliktir.

    21. yüzyıl sona ererken koyduğumuz her türlü bireysel ve toplumsal sınırın acısını içinde taşıyor film. muhteşem görsellik ile.


    (syd barrett in kedisi - 17 Kasım 2018 22:43)

Yorum Kaynak Link : to meteoro vima tou pelargou