Zimna wojna (~ Soguk Savas) ' Filminin Konusu : Polonya'nın Oscar adayı olan ve son listeye kalan Soğuk Savaş, Ida ile başta Oscar olmak üzere pek çok ödül kazanan yönetmen Pawel Pawlikowski'nin son filmi. Pawlikowski bu filmi ile Cannes'da En İyi Yönetmen ödülünü kazandı. 1950’lerde geçen Soğuk Savaş; iki müzisyen arasında Soğuk Savaş yıllarında geçen ve Stalinist Polonya’dan Berlin’e, Yugoslavya’dan bohem Paris’in gece kulüplerine uzanan tutkulu bir aşkı anlatıyor. Zula ve Wiktor, İkinci Dünya Savaşı sonrasında harabeye dönen Polonya’da karşılaşır. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olan kahramanlarımız birbiriyle pek de anlaşamayacak tiplerdir ama kader yollarını ayrılmayacak şekilde birbirine bağlamıştır. Zamanda sıçrayarak ilerleyen hikâye, melankolik bir hava, siyah-beyaz görüntüler ve tutkulu bir aşkı izleyiciye sunuyor.
Ödüller :
Manbiki kazoku(2018)(8,0-34975)
Roma(2018)(7,8-111154)
Beoning(2018)(7,7-9954)
Lazzaro felice(2018)(7,7-4296)
Den skyldige(2018)(7,6-14726)
The Favourite(2018)(7,6-125382)
The Rider(2018)(7,5-7814)
Ida(2013)(7,4-46587)
Dogman(2018)(7,3-14801)
Girl(2018)(7,2-8014)
Wildlife(2018)(7,1-8241)
The House That Jack Built(2018)(7,0-22554)
2013 yılında büyük ilgi gören bol ödüllü ida filminin yönetmeni pawel pawlikowski imzalı polonya filmi. 2018 yılı yapımı siyah beyaz filmimiz, soğuk savaş döneminde değişik ülkelerde geçen bir aşk hikayesi.http://www.imdb.com/title/tt6543652/
(trumpets - 25 Şubat 2018 18:52)
2018 yapimi pawel pawlikowski saheseri. ingilizce cold war olarak vizyona girmis durumda. 2. dunya savasi sonrasi polonya ve avrupa'nin durumu, bir kadin ve erkegin hikayesi ile o kadar iyi sergilenmis ki, film bittiginde kulagimda kalan polonya halk ezgileri, tek bir karede iliskiler uzerine omurluk birikim sunan detaylar icimde buyudu buyudu ve butun gece benimle gittigim her yere geldi. sinemadan ciktigimda bir filmden bekledigim tam olarak bu. o siyah beyaz her ani sanatsal muhtesem kareler, iyi bir kurgu, ince dusunulmus karakterler, diyaloglar, modernize edilmis halk ezgileri... filmde bir yerden sonra kullanimiyla biraz eskitildigini dusunsem de hala ara ara acip dinledigim ezgi ve fragman:https://www.youtube.com/watch?v=ujzdbu_pt58&t=2s- belki sonra daha uzun inceleyecek sekilde duzenlerim bu giriyi ---- spoiler ---filmin benim icin en carpici kismi, paris'te birlikte yasadiklari donem, zula'nin yabancilik ve yalnizlik cekerken, wiktor'un buradaki aciya yuzeysel ve soguk kalmasi ve zula'yi zula yapan seyleri pazarlamaya calismasi ( iyi niyetle de olsa, guya paris'e tutunuyorlar ) ve sonunda zula'nin bir gece "sen polonya'da erkektin, burada degilsin" demesi... nedense filmin bu kismi cok etkileyici geliyor ve sonrasinda wiktor'un sectigi yol... kadinin da erkeginde her donem gidip gelmeleri, ikisinin de her donem iliski icin farkli farkli cabalar ortaya koymasi ve her seferinde ortaya cikan dram, arka planda avrupa'nin hali....--- spoiler ---
(yusufkaptan - 12 Eylül 2018 19:22)
soğuk bir kış gününde botlarım su geçirmiş de farkına varmamışım gibi hissettiren film. garip bir tanım oldu bu farkındayım ama gerçekten kış mevsimini yaşayanlar bu dediğimi anlar muhtemelen. eve gelip botları çıkardığında fark edersin çoraplarının ıslandığını, ayaklarının kırmızıya kestiğini. soğuk savaş, cold war ya da zimna wojna da tam olarak böyle hissettirdi işte. filmi izlerken fark etmediğim bir soğuk sardı her yanımı. kaç saattir de ısınamadım bir türlü. --- spoiler ---filme dair en çok sevdiğim nokta, son sahnede zula'nın "diğer yamaca gidelim oranın manzarası daha güzel." demesiydi. yaşamları boyunca hiçbir zaman bir taraf seçemeyen, bir tarafa ait hissedip huzurlu olamayan bu çiftin en sonda da böyle demesi, sahnenin tüm duygusallığına rağmen ufak bir kahkaha atmama neden oldu. bir de, zula sadece wiktor'la, wiktor da sadece zula'yla evlendi. kayıtlara böyle geçsin lütfen. --- spoiler ---son olarak filmde geçen tüm ezgilere hayran olsam da özellikle şu eserin yarattığı rüzgar içime içime işledi. oy oy oy.
(dearlemonlima - 1 Ekim 2018 21:25)
filmi izlerken aklımdan başkaca filmler ve sahneler geçti. mesela gadjo dilo , zerkalo. ancak, yönetmenin tamamen kendine has bir üslubu var. sahnelerin her biri bir fotoğraf karesi gibi ama en güzeli kesinlikle zorlama olmaması. her sahne ölçülü ve aynı zamanda disiplinli. zula ile wictor arasında yaşanan aşkı bazı sözlük yazarları yeterli derinlikte bulamamış olsalar da sinema dili açısından ben yeteri kadar derinliği hissettim. oy oy oy parçasını toplu söylediklerinde, parçanın "yaşadığım sürece seveceğim" kısmında gözlerini kapatır zula. filmin bence en güzel sahnesidir ve derinlik de tam yerinde verilmiştir.
(yerdensiz - 3 Kasım 2018 21:43)
--- filmin hatirlattigi en guzel sey ---iki kalp, dort gozgece gunduz ne agladi.oy, oy, oy.su kara gozler, hangisiyle agladin?seninle tekrar bulusamiyorlaroy, oy, ooooy..annesiz bir cocuk gibiyimboyle bir cocugu kim sever?kalpleri tasa donecekbu cocugu acinin icine kim atti?bu cocugu acinin icine kim atti?oy, oy, oooy..annesiz bir cocuk gibiyim,boyle bir cocugu kim sever,oy, oy, oy.ben sadece bir cocukve bir sesin kalintisiyimyasadigim surece seni sevecegim,yasadigim surece seni sevecegim..oy, ooy, oooy..--- filmin hatirlattigi en guzel sey ---spotify'dan dinlemek isteyenler icin: iki kalp
(oinone - 8 Kasım 2018 21:59)
filmin hikayesinden ziyade formundan etkilendim. ses, hareket ve görsel. (bkz: 20. uluslararası eskişehir film festivali)
(yenilenadam - 17 Kasım 2018 23:13)
--- spoiler ---sadece dönemin 2 ideolojisi arasındaki değil aynı zamanda zula ile wiktor arasında da geçen soğuk savaşı anlatan enfes film.--- spoiler ---edit: imla
(qaan1905 - 11 Aralık 2018 20:49)
siyah beyaz görüntülerin iyice bizi içine soktuğu soğuk savaş döneminde avrupa'nın abd/batı/liberal bloğu ile sscb/doğu/komünist bloğu arasında keskin bir şekilde ayrışmasının etkilerini aşklarının tam ortasında yaşayan bir çiftin dönemin koşullarıyla farklı farklı başa çıkabilme mücadelesi içerisinde kalplerinin de verdiği yıllara yayılan büyük mücadele, buradaki yaklaşım farklıklarıyla onun da bir soğuk savaşa dönüşmesi ama birbirlerinden asla vazgeçememeleri üzerine muhteşem bir film zimna wojna. polonya folk şarkılarına da, danslara da, cazın filmdeki rolüne de bayıldım. wiktor ile zula'nın bazı kareleri masalsı güzellikte. dün bir kez daha izledim, yine hayran kaldım.--- spoiler ---wiktor ve zula'nın yanyana olmadıkları anlarda birbirlerine baktıkları zamanlar, polonya'da nehrin kıyısında uzandıkları sahne, wiktor'un dakikalarca zula'yı birlikte kaçmak için beklemesi, paris'te yürüdükleri sahneler, caz kulübündeki dans sahnesi, fransa'da wiktor'un tavırlarından hoşnut kalmayan zula'nın söyledikleri ve akabindeki kavga sonrası polonya'ya dönmesi, hapishanedeki kısa süreli kavuşma, 5 yıl sonra tuvalette bir araya gelmeleri, evlenmek için gittikleri yer ve tabii ki filmin son sahnesi. o kadar çok akılda kalıcı sahne var ki.--- spoiler ---filmin müziklerini sevenler için spotify'da derlenmiş harika bir playlist var.
(genis spektrumlu antibiyotik - 13 Aralık 2018 13:03)
günümüzdeki sanat filmi diye nitelendirilebilecek filmleri çeken yönetmenlerin genelde pek fire vermeyip sorun yaşamadığı hikaye anlatıcılığı konusunda, pawel pawlikowski’nin zaten yüksek olan çıtayı aşıp mükemmel bir iş çıkardığı filmdir. --- spoiler ---filmin hızlı zaman geçişleri, ortamdan ortama aniden ilerlemesi, değişen hayatlara rağmen taraflar bir araya geldiğinde seyircinin tarafların bu süre içinde ne yaptıklarını hiç öğrenememesi ve bu yüzden seyircinin çiftin sadece ilişkilerindeki önemli noktaları görebilmesi gibi özellikleriyle bu film sanki bir insanın arkadaşına aşk hayatını anlatması gibi ilerliyor. bir ilişkinin başlangıcını, sallantıda olduğu zamanları, yıllarca tekrar beraber olup ayrı düşmeyi, sonunu gerçekçi ve realist bir şekilde, yukarıda da dediğim gibi sanki arkadaşına yaşadıklarını aktaran biri gibi net, yalın ve önemli olay odaklı bir şekilde anlatan bu film benim gözümde en iyi aşk filmi olmaya aday. şöyle ki;genellikle-özellikle bizim kültürümüzde bu var-aşk denince çoğu zaman aşkın kendisini değerlendirmekten ziyade, o aşk uğruna çekilen acı, duyulan keder baz alınıp, bu acı veya keder ne kadar büyükse aşk o kadar büyüktür gibi bir algı var. bu yüzden genelde çoğu kişi aşkını anlatırken çektiği dertleri, tasaları aşkın kendisini anlatmaya tercih ederken, ne kadar süründüğümü anlatırsam o kadar aşık olduğum anlaşılır gibi bir anlayış varken, bu filmde her şey sadece çiftin arasındaki aşkı anlatmaya yönelik. iki tarafın büyük acılar çekmesine rağmen sadece kavuşma anlarını ve bu anlarda hiçbir şey olmamış gibi aşklarının taze olduğunu görmemiz; çektikleri acılar ne olursa olsun, buluştukları andan itibaren hepsinin önemsiz olması; en son sahnedeki intiharlarında intiharı değil de sadece beraber gitmelerini görmemiz; hangi durumda olursa olsunlar, bir şekilde o durumdan kurtulup beraber olmaları gibi tüm filme yayılmış sahnelerde acı, keder, buluşulana kadar yaşanmışlıkların gösterilmesinden ziyade; sadece buluştukları andaki aşklarının yoğunluğunu ve güçlülüğünü gösterdiği için bu film aşk için çekilen dertlere, zorluklara değil sadece aşka odaklanan bir film ve bu yüzden bana göre en iyi aşk filmi. fransız şair yüzünden metafora düşman olan zula’nın, filmin sonunda hayattaki son sözlerinin metafor olması ise güzel bir ayrıntıydı.--- spoiler ---
(beetlejuice22 - 29 Aralık 2018 23:18)
hayatı boyunca aşka hep şüpheyle yaklaşmış beni bile derinden etkileyen, bendeki eksikliği yüzüme çarpan film. zulanın sesiyle duruşuyla kattığı aydınlık mı yoksa wiktorun bakışlarıyla kattığı karanlık mı beni içine çeken anlamadım. ama gerçek bir savaş filmiydi.
(cahil muhendiz - 2 Ocak 2019 23:01)
Yorum Kaynak Link : zimna wojna